5816 duruşmasından notlar

5816 duruşmasından notlar

5816 Sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunda yer alan “Atatürk’ün Hatırasına Alenen Hakaret” suçundan dolayı yargılanan Şükrü Hüseyinoğlu savunmasında, insanların dünyada izzet ve ahiretlerinde saadeti kazanabilmeleri için şirk amellerinden, her türlü putçuluktan sakınmaları konusunda bir uyarı ve nasihatte bulunduğunu ifade etti.

Şükrü Hüseyinoğlu Dosyası Hakkında Bilgilendirme

Bakırköy 16. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk celsesi bugün (25.01.2024) Savcılığın “gerekçesiz” bir şekilde mütalaasını vermesi üzerine süre talebiyle tehir edilmiştir. 5816 Sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunda yer alan “Atatürk’ün Hatırasına Alenen Hakaret” suçundan dolayı yargılanan Şükrü Hüseyinoğlu savunmasında;

İnsanların dünyada izzet ve ahiretlerinde saadeti kazanabilmeleri için şirk amellerinden, her türlü putçuluktan sakınmaları konusunda bir uyarı ve nasihatte bulunduğunu, Allah’ın kendisinden başkası huzurunda bağlılık seremoni ve ritüeli gerçekleştirilmesini (tapınılmasını), tazim ve takdis edilmesini yasakladığını, kişilerin putlaştırılmasının yanlış olduğunu, iddianamede de geçen “Cahiliye döneminde yaşamış şairlerden Raşid b.Abdürabbih’in şu mısrası, kadim ve güncelcahiliyenin benzerliği açısından ne kadar güncel. Kafasına tilkinin pislediği put, rab (yol gösterici) mi olurmuş?..” şeklindeki paylaşımında hakaret kastının olmadığını ifade etmiştir.

Müdafii Av. Ebubekir Esad Baş ise;

Kemal Atatürk’ün hatırasının hukuken siyasal bir nitelik taşıdığını, hatıraya hakareti içeren bu kanunun Menderes hükumeti döneminde siyasi atmosferin sebep olarak gösterilmesi sonucu kabul edildiğini, uzun yıllar fiilen uygulama alanı bulamadığını, daha sonraları siyasi ve ideolojik baskı haline getirildiğini, tarafsızlık ilkesi dahil Anayasanın 9, 25 ve 26. maddelerine aykırılıktan dolayı yargılamaya ara verilerek derhal Anayasaya aykırılık iddiasının çözümü için dosyanın Anayasa Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, bir kimseye İnsan üstü vasıflar yüklenmesinin ideolojik ayrıştırma ve baskı unsuru haline getirilmesinin toplumsal barışı ve adalet duygusunu zedelediğini, siyasal kimliği olan herkesin eleştirilebileceğini, hakaret içermeyen ifade biçimleri ile değerlendirilebileceğini, Şükrü Hüseyinoğlu’nun, İlahlık vasfının/yetkisinin herhangi bir cisme, heykele ya da yaratılmış bir kişiye indirgenemeyeceğini anlatmaya çalıştığını ifade etmiştir.

Dosyaya katkı sunan Av. Ömer Yüzgül ve Av. Ömer Faruk Özcan ise;

Bir kişi için kanun çıkarılamayacağını, bu durumun hukuk ilkeleri ile açıklanamayacağını, suçun kast sair maddi/manevi unsurlarının oluşmadığını, yüksek yargı kriterlerine göre hakaret unsurlarının oluşmadığını ifade etmişlerdir.

Duruşma birden fazla STK mensubu tarafından dikkatle takip edilmiştir.

Kamuoyunu; hukuki geçerliliği olmayan ve siyasal/ideolojik baskı haline getirilmiş 5816 Sayılı Kanun sebebiyle mağdur olan insanların dosyalarını takip etmeye davet ediyoruz.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *