ABD’nin Siyonist Dışişleri Bakanının hiçbir şey olmamış gibi, çok iyi anlaştıkları komşusuna elini kolunu (ve dosyaları) sallayarak gelmesi bile başlı başına bir skandaldır. Normal şartlarda bu Siyonist Bakanın Türkiye’ye ayak bastırılmaması gerekirdi.
ABD’nin yahudi Dışişleri Bakanı Antony Blinken beş Ocak Cuma günü bir kere daha elini-kolunu sallayarak İstanbul’a geldi. Ve gitti.
İktidar yanlısı medya doğal olarak iş başındaydı: Yahudi Bakanın uçaktan inmesi, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın onu karşılaması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yahudi bakanı (elini sıkmayı ihmal etmeyerek) kabulü vb.
Blinken’ın uçağı öyle bir noktada dur(durul)muştu ki, Bakan indiğinde tam karşısında camiyi görecekti. Cami manzarası mutlaka yahudi bakanı sarsmıştır. Tayyip Erdoğan’ın ABD Dışişleri Bakanını kabul ettiğinde koltuğundaki oturuşuyla ve sair beden diliyle verdiği mesaj da etkileyiciydi sanki… Görüntüler ABD Dışişleri Bakanına verilecek ayarın ön izlemesi gibiydi…
Blinken’ın 7 Ekim’den bu yana 4. kez çıktığı bölge turunda ilk durağının İstanbul olması oldukça manidardır. Bakanın İstanbul’dan Yunanistan’a, oradan Ürdün, Katar, BAE, Suudi Arabistan, İsrail, Filistin ve Mısır’a uğrayacağı duyuruldu.
İktidara yakın yayın organlarının “Dünya İstanbul’daki Zirveyi Konuşuyor” spotlarıyla parlattıkları ziyarette Siyonist Bakanın Tayyip Erdoğan ve Hakan Fidan’la görüşmesinin ana gündem maddesinin, savaş bittikten sonra ABD’nin Gazze’yi nasıl yöneteceği konusu oluşturmuş görünmektedir. ‘Nasıl’ derken, “yani Hamas’ın içinde olmadığı bir formül” kastedildiğini bilmeyen varsa, teessüf ederiz. ABD, İsrail ve öteki Avrupa devletlerinin Hamas’sız bir Gazze ve Filistin için bütün ins ve cin şeytanlarını işe koştuklarında kuşku yoktur. Bölgenin en güçlü ülkelerinden biri olarak Türkiye elbette kapısı ilk çalınması gereken ülkedir ve ABD ne yapıp yapıp Ankara’ya aba altından göstereceği pek çok sopayı elinde tutmaktadır. ABD ve Avrupa ülkeleri Türkiye ve diğer Ortadoğu ülkelerinden neticede hep ‘almasını’, dişe dokunur hiçbir şey vermemesini çok iyi bilmektedirler. Amerika’nın Türkiye gibi ülkelerle ilişkisi, “sen bana bir, F-16 üzerine soğuk su içme kararı ver, ben senden bir İsveç alayım” denkleminden öteye geçmemektedir. Sadık müttefikleri sayesinde kazanan hep ABD olmaktadır.
ABD’nin Siyonist Dışişleri Bakanının hiçbir şey olmamış gibi, çok iyi anlaştıkları komşusuna elini kolunu (ve dosyaları) sallayarak gelmesi bile başlı başına bir skandaldır. Normal şartlarda bu Siyonist Bakanın Türkiye’ye ayak bastırılmaması gerekirdi. Evet ABD, stratejik ortağı Türkiye’ye, en samimi bir dostuna gelir gibi gelmektedir. Demek ki arada gerçekten de ‘bir şey’ olmamıştır! Haber şöyle veriliyor: İki Bakan Gazze’de devam eden insanlık trajedisini değerlendirdiler! Pes doğrusu. İki elinden ve dişlerinden Gazzeli bebeklerin kanı damlayan Siyonist bir Bakanla Türkiye’nin Dışişleri Bakanı Gazze’nin insanlık trajedisini nasıl değerlendirebilir ki? Birkaç idare-i kelam cinsinden kem-küm, hepsi o kadar. Görüşmenin dünyaya açık, Gazze’ye kapalı kısmı bitmiştir. ABD ile her türlü kandırılma oyununu oynayabiliriz. Gazze’li bebekleri insan saymayan bir katil Bakanla Gazze’deki trajediyi değerlendirmek… Kamuoyuna hitaben ‘horoz’ gibi görüntü vereceksiniz ama toplantıdan tavuk gibi çıkacaksınız… İşin özeti bu.
Bir kere daha anlaşılmıştır ki, Hamas’ın ve Gazze halkının, evlatlarını cesurca kurban vermeye devam etmekten ve bulabildikleri kadar kurşunu düşmana sıkmaktan başka hiçbir yol ve yordamları bulunmamaktadır. Gerisine, yegâne dostları olan Allah kerimdir.
(Venhar)
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *