Demokratik dünyanın himayesinde işgal rejiminin 7 Ekim’den bu yana sürdürdüğü saldırılar nedeniyle Gazze Şeridi’nin kuzeyinden güney bölgelere göç etmeyen Müslümanlar, saldırılarda şahit oldukları yıkım ve ölümlerin şokunu yaşıyor.
Gazze Şeridi’nde 27 Ekim’de kara işgaline başlayan düşman güçleri, Gazze Limanı, Şatı Mülteci Kampı, Şeyh Rıdvan, Ed-Derec, Eş-Şucaiye, Et-Tuffah, Ez-Zeytun mahallelerinden 2 Ocak’ta, arkalarında çürümüş cansız bedenler ve enkaz bırakarak çekilmeye başladı.
Bazı mahallelerden çekilmesinin ardından işgal ordusunun geride bıraktığı “insani felaket” yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyor.
Bölgede katliamlara şahitlik eden Filistinliler, sokaklara atılan cesetlerinin bir kısmının çürüdüğünü, bir kısmının da sokak köpekleri tarafından parçalandığına tanık olduklarını söyledi.
Dükkanlar ve sivil araçların ordu güçleri tarafından kasten yakılıp yıkıldığını aktaran Filistinliler, İsrail güçlerinin, tüm yerleşim alanlarını moloz yığınlarına çevirdiğini, evlere, altyapıya, su, elektrik ve kanalizasyon ağlarına zarar verdiğini anlattı.
Tarif edilemez bir şok
Filistinli Mahmud Hudari, El-Minara Mahallesi sakinlerinin “binalara ve altyapıya yönelik büyük çaplı yıkımın” şokunu tarif etmekte aciz kaldığını ifade etti.
Mahmud Hudari, “İşgal ordusu, yol kenarında duran araçlara kadar bölgedeki her şeyi yok etti, buldozer ve tanklarla ezdi. İşgal ordusu caddeleri buldozerlerle kazdı ve toprak sokaklara çevirdi. Cesetler yerde yatıyordu; çoğu çürümeye başlıyor ve bazılarını başıboş köpekler yiyordu.” dedi.
Gazze’nin batısındaki Rimal Mahallesindeki okullardan birine sığınan Mahmud Hudari, işgal ordusunun bölge sakinlerini şehrin kuzey ve doğusundan batı bölgelerine doğru göçe zorladığını hatırlattı.
Gazze’deki yıkımlar
Filistinli Muhammed Abdullatif de düşman ordusunun, Rimal Mahallesinin batısındaki Ebu Mazin Kavşağı civarında arkasında benzeri görülmemiş bir yıkım bıraktığını, bombardıman ve saldırıların mahalleyi moloz yığınına çevirdiğini dile getirdi.
Muhammed Abdullatif, “İsrail güçlerinin bölgede bilinçli olarak apartmanları, binaları ve ticari tesisleri hedef alması, geniş çaplı yıkıma yol açtı. Bölge moloz yığınlarıyla ve yıkılmış binalarla dolu. Ayrıca çok sayıda bina da kısmi hasar gördü.” şeklinde konuştu.
İşgalci araçları ve tanklarının hayati önem taşıyan yolları, sokakları ve meydanları tahrip ederek, tanınmaz hale getirdiğini aktaran Muhammed Abdullatif, şunları anlattı:
“Yıkılan bu yollara şehitlerin çürümüş bedenleri saçılmıştı. Yüksek apartmanlara konuşlanan keskin nişancılar, bölgede hareket eden halkı hedef alıyordu. Bu da birçok kişinin ölümüne yol açtı. Arama kurtarma ekiplerinin yardıma gelememesi nedeniyle cesetler sokak ortasında kalıyordu.”
“Savaş hayalet kentlere dönüştürdü”
Filistinli Rafet Ebunnur (34), Gazze’nin kuzeyindeki En-Nasr Mahallesinin “El Lababidi Kavşağı” yakınındaki yıkımın da çok büyük olduğunu söyledi.
Bölgede doğrudan hedef alınmayan konutların çoğunun ciddi veya orta derecede hasar gördüğünü aktaran Rafet Ebunnur, düşman uçaklarının bu bölgede, kasıtlı olarak art arda uzun bombardımanlar yapılması anlamına gelen “ateş kemeri” uyguladığını, bundan dolayı birçok binanın yıkımın eşiğinde olabileceğini kaydetti.
İşgalcinin buldozerlerle tahrip ettiği mahalleleri, bölge sakinlerinin kendi yaşadıkları binaları dahi tanıyamayacak hale getirdiğini belirten Rafet Ebunnur, “Savaş, pazarlarıyla ana caddeleriyle hareketli olan mahalleleri insansız ve sessiz hayalet kentlere dönüştürdü” dedi.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *