Irish Independent gazetesinin haberine göre, dün akşam, kasımın başında meclise sunulup kabul edilmeyen Filistin bayrağının göndere çekilmesini içeren önerge, yapılan oylama sonucu meclisten geçti.

Bağımsız Dublin Belediye Meclisi Üyesi Cieran Perry, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, önergenin oy birliğiyle kabul edildiğini duyurarak, Gazze halkıyla dayanışma için Filistin bayrağının 7 gün boyunca belediye binasında göndere çekileceğini belirtti.

İrlanda neden Filistin’e destek veriyor?

Avrupa Birliği, Birleşik Krallık ve ABD yönetimi, Hamas’ın İsrailli sivillere ve güvenlik güçlerine yönelik saldırılarının ardından İsrail’in Gazze operasyonları karşısında Benjamin Netanyahu’nun yanında durdu. İrlanda ve İspanya ise farklı bir tutum sergiliyor.

İrlanda Başbakanı Leo Varadkar geçtiğimiz cuma günü yaptığı açıklamada işgalci İsrail’in Gazze’deki eylemlerini “intikama yaklaşan bir şey” olarak nitelendirdi.  Bu, Avrupa Birliği üyesi bir ülkenin lideri tarafından işgal rejimine yönelik en sert eleştirilerden biri olarak yorumlandı.

“İsrail’in kendini savunma hakkı vardır” diyen İrlanda Başbakanı Leo Varadkar, “Ancak şu anda gördüğüm şey sadece bir nefsi müdafaa değil. Daha çok intikama yaklaşan bir şeye benziyor,” dedi. Leo Varadkar, işgalci İsrail’in gelecekteki özgürlüğünü ve güvenliğini bu şekilde garanti altına alacağını düşünmediğini belirtti.

Euronews’un aktardığına göre, İrlanda’nın Filistinlilerin özgürlüğü ve bölgede barış inisiyatiflerini destekleme konusunda uzun bir geçmişi var. İrlandalı siyasetçilerin Filistinlileri savunan ve İsrail hükümetini eleştiren videoları sosyal medyada da geniş kesimlere ulaşıyor.

The Guardian gazetesine göre bunun nedeni İrlanda’nın sömürgeciliğe karşı tutumu, mezhepsel şiddet ve yaşadığı barış deneyimleri.

İrlanda, 1980 yılında bir Filistin devletinin kurulmasını destekleyen ilk Avrupa Birliği üyesi oldu.

Geçmişte İrlandalı siyasetçiler Yaser Arafat ile görüşmeler gerçekleştirmiş, barışa yönelik hamlelere destek vermişti.

2010 yılında İrlanda, Hamas yetkilisi Mahmoud al-Mabhouh suikastında şüpheliler tarafından sahte İrlanda pasaportlarının kullanıldığının ortaya çıkması üzerine İsrailli bir diplomatı Dublin’den sınır dışı etmişti.

Aynı yıl, abluka sırasında Gazze’ye insani yardım götürmeye çalışan bir İrlanda gemisi işgalci İsrail güvenlik güçleri tarafından durduruldu. 

2017 yılında, İsrail’in Batı Şeria’yı işgalinin 50. yılı münasebetiyle Dublin Belediye Binası üzerinde Filistin bayrağı dalgalandırıldı.

İrlanda parlamentosu, geçmiş yıllarda Filistin devletinin tanınması önergesini kabul etmişti ancak henüz hükümet tarafından onaylanmadı. Tasarı, işgal altında bulunan topraklardaki yerleşimlerle ticareti ve ekonomik desteği yasaklıyor.

Britanyalı gazeteci Una Muallaly, İrlanda’nın tutumuyla ilgili “Tarihimiz nedeniyle pek çok insan, özellikle emperyalizm ve sömürgecilik çerçevesinde, marjinalleştirilmiş ulusal kimliklere sahip, ezilmiş olarak algıladıkları kişileri destekleme eğiliminde oluyor.” diyor.

İrlanda-İsrail arasında Emily krizi

Hamas’ın 25 Kasım’da serbest bıraktığı kişiler arasında 9 yaşındaki Emily Hand de vardı. İrlanda kökenli Emily’nin serbest kalmasının ardından İrlanda ile işgalci İsrail hükümetleri arasında “kayıp” tartışması yaşandı.

NTV’nin aktardığına göre, İrlanda başbakanı Leo Varadkar sosyal medyadan “masum bir çocuk kaybolmuştu. Şimdi bulundu ve geri döndü” paylaşımını yaptı.

Başbakanın “kaçırılmak” yerine kayıp ifadesini kullanması siyonistleri öfkelendirdi. İşgal hükümeti sözcüsü “Emily kaybolmadı, alıkonuldu.” dedi. İrlanda’nın açıklamasını “utanmazca” olarak niteleyen siyonist sözcü, işgal ordusu olmasa Emily’nin geri gelmeyeceğini öne sürdü. Sosyal medyada İrlanda başbakanına tepki gösteren işgal yanlısı hesaplar da “Emily ormanda gezinti yaparken kaybolmadı.” şeklinde paylaşımlar yaptı.