Siyonist Haaretz gazetesi yazarı gazeteci Gideon Levy, İsrail işgaline karşı çıkan ve işgal rejimini “ırkçı bir rejim” olarak tanımlayan ender isimlerden biri. 55 yıldır işgal altındaki Filistin topraklarında her gün rutin olarak “savaş suçu” işlendiğini, işgalin sona ermesinin tek yolunun ise Tel Aviv yönetimin “bedel ödemeye” başlaması olduğunu söylüyor. Levy, Filistinli olsam hapiste olurdum diyor.
İşgal altındaki Batı Şeria’da yaşananları yaklaşık 40 yıldır gazeteci olarak sahada bizzat takip eden Gideon Levy, bugün gelinen noktada İsrail toplumunun ve yönetiminin “aşırı radikal bir ruh hali” içerisinde olduğunu görüşünde. Bu durum dikkate alındığında barışa ulaşılması için işgalci İsrail’in taviz vereceğini düşünmediğini belirten Levy’e göre tek umut uluslararası bir müdahalenin olması. ABD Başkanı Joe Biden’ın yaklaşan seçimlere hazırlandığını hatırlatan Levy, bu nedenle bu uluslararası müdahaleyi de pek olası görmediğini söylüyor.
Tel Aviv’de yaşayan Gideon Levy, çevrim içi ortamda AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
İsrail toplumunun daha önceki durumunu “yeterince kötü” olarak tanımlayan Levy, son bir buçuk ayda ise toplumun daha da fazla “ırkçılığa kaydığını” vurguladı. İsrail toplumundan barış lehine olumlu bir değişimin gelmesinin mümkün olmadığı görüşünü dile getiren Levy, şöyle devam etti:
“İsrail toplumundan gelmeyecek. İsrailliler bir sabah kalkıp ‘işgal çok zalimce, apartheid (ırkçı rejim) yasa dışı, hadi buna bir son verelim’ demeyecek. Bu olmayacak. (İşgalin sürdüğü) Son 55 yılda bu olmadı, bundan sonra da olmayacak. Bu ancak İsrailliler işgal nedeniyle bedel ödemeye, sürdürdükleri bu işgalden dolayı cezalandırılmaya başlarlarsa ve işgali devam ettirmek için ödemeleri gereken bedelin çok yüksek olduğunu fark ederlerse olur.
Ancak henüz bu aşamada değiliz. Uluslararası toplum konuşmayı bırakıp harekete geçmeli. Bunun da yakın gelecekte olacağını öngörmüyorum. Ancak sanırım bu an bir gün gelecek ve (uluslararası toplum) ‘artık yeter’ diyecek. O günü bekliyorum ancak bu çok yakın görünmüyor.”
“İsrail 55 yıldır her gün savaş suçu işliyor”
İşgal ordusundan istifa eden eski yüzbaşı hava pilotu Yonatan Şapira, AA’ya 2021 yılında yaptığı bir açıklamada “İsrail ordusu terör örgütü, komutanları savaş suçlusudur.” ifadelerini kullanmıştı. İşgal ordusunun uygulamalarını onlarca yıldır sahada yakından takip eden bir gazeteci olarak Şapira’nın bu sözlerine katılıp katılmadığı sorusuna Gideon Levy, “Öncelikle Şapira benim arkadaşım ve evet ona katılıyorum.” dedi.
Levy, “İsrail’in 55 yıldır (1967 işgalinden beri) Batı Şeria’da günlük olarak yaptığı savaş suçudur. (Batı Şeria’daki yasa dışı Yahudi) Yerleşimcilerden, (Filistinli) mahkumların İsrail’e taşınmasına, her gece insanları evlerinden kaçırmaktan toplu cezalandırmalara kadar bunların hepsi uluslararası hukukun ihlalleridir.” ifadelerini kullandı. Tüm bunların günlük yaşandığına dikkati çeken Levy, şöyle devam etti:
“Bu savaş zamanı değil, rutin yaşamda gerçekleşiyor. Hiç şüphe yok ki işgal, sona ermesi gereken bir suç olgusudur. Ben bununla neredeyse 40 yıldır mücadele ediyorum.”
“İsrail basını yaşanan vahşeti gizliyor”
Levy’e göre İsraillilerin çoğuna Gazze’de işlenen “vahşetin” çoğu gösterilmiyor.
Levy, “Dürüst konuşmak gerekirse İsrail kanalları, medyası, gazeteleri her şeyi değilse de yaşanan vahşetin çoğunu göstermemeye çalışıyor. Ben şahsen neler olup bittiğini görmek istiyorsam Al Jazeera, TRT ve CNN gibi kanallara bakmak zorunda kalıyorum ve bu sayede tüm resmi görebiliyorum.” diye konuştu.
Gazze gibi nüfus yoğunluğuna sahip bir yere bu şekilde saldırmanın bedelinin siviller için çok ağır olduğunu da dile getiren Levy, “Yaşananlar karşısında nutkum tutuldu.” ifadelerini kullandı. Bununla birlikte Levy’e göre işgalci İsrail hükümeti savaş konusunda toplumun neredeyse mutlak desteğine sahip.
“Levy, “(İsrailliler) Şu anda iki amaç konusunda tamamen birleşmiş durumdalar. Birincisi tüm rehinelerin serbest bırakılması, ki bu şu anda ana hedef. Sonrasında ise Hamas’ı tamamen yeneceklerine inanıyorlar. Bence hükümet savaşı devam ettirmek için tam desteğe sahip.” değerlendirmesinde bulundu.
İsrail yeniden saldırıya geçecek mi?
“Yarın sabah sona erecek ‘insani aranın’ ardından İsrail topyekün bir saldırıya yeniden geçer mi?” şeklindeki soruya Gideon Levy, şu cevabı verdi:
“Korkarım öyle ama önümüzdeki günler durumu gösterecek. Şu anki dinamikler olumlu. Anlaşma işliyor ve her gün rehineler evlerine dönüyor ve ayrıca Filistinli tutuklular da evlerine dönüyor, bu da beni mutlu ediyor. Ama bu sonsuza kadar süremez.
İsrail’in savaşı sürdürmekten vazgeçeceğini zannetmiyorum. Umarım aynı yoğunluğa geri dönmez, çünkü eğer aynı yoğunluğa geri dönerse bu, Gazze’nin güney kısmının yok edilmesi anlamına gelir; burada zaten 2 milyondan fazla insan var. Gazze’nin güneyini tamamen imha etseler ve Hamas’ı yenseler bile, ertesi gün ne olacağına dair İsrail’in hiçbir fikri yok. Plan yok. Ve eğer plan yoksa savaş durmalı.”
ABD savaşı durdurmak mı istiyor yoksa yine yeşil ışık mı yakacak?
ABD’nin savaşı durdurmak mı isteyeceği yoksa işgal rejiminin saldırılarına yeniden yeşil ışık mı yakacağı sorusuna ise Gideon Levy, “Sanırım ikisinin arasında bir yol izleyecekler. (İsrail’i) Onları tamamen durdurmayacaklar ama (eskisi gibi saldırmasına) izin de vermeyecekler. İsrail’in ABD’yi gerçekten dinleyip dinlemeyeceği ve baskının ne kadar sert olacağı soru işareti.” yanıtını verdi.
İsrail toplumu barış için taviz verecek mi?
Siyonist İsrail toplumunun barış için bir taviz verip vermeyeceği sorusunu da Levy şöyle cevapladı:
“Şu anda kesinlikle hayır, (İsrail toplumunda) Arap karşıtı yoğun bir duygu var. Yeni bir liderliğe ihtiyacımız var. Mevcut liderlikte ve İsrail kamuoyunun şu anda çok aşırı, çok milliyetçi ve çok sağcı olan mevcut ruh halinde herhangi bir şey (tavize dair) olduğunu görmüyorum.
Tek umut uluslararası müdahale ama bunun bile olacağını düşünmüyorum. Çünkü ABD seçim yılına giriyor ve Biden’ın daha fazlasını yapacağını zannetmiyorum. Şu anda bir umut görmüyorum.”
Filistinlilerin Gazze dışına göç ettirilmeleri
Gideon Levy, siyonist bakanlardan ve diğer bazı yetkililerden üst üste gelen Filistinlilerin Gazze dışına göç ettirilmeleri konusuyla ilgili de değerlendirmede bulundu.
“İsrail Gazze’yi Filistin halkından temizlemekten büyük mutluluk duyar. Sorun şu ki bu ahlaki değil, aynı zamanda yasal ve pratik de değil.” diyen Levy, “Kimse 2,3 milyon insanı almayacak. Kimse İsrail’in 2,3 milyon insanı transfer etmesine izin vermeyecek. Gazze halkının hayatlarını nerede yaşayacağına İsrail karar vermeyecek. İsrail’in böyle bir karar vermeye hakkı yok. İsrail bir Nekbe (büyük felaket) yaptı ve ikinci bir Nekbe yapma hakkı yok.” ifadesini kullandı.
Gideon Levy, işgalci İsrail’in bu konuyu sürekli gündeme getirmesini, “ellerinde başka bir çözümleri olmamasına ve Filistinlileri gerçekten Gazze dışına atabileceklerini düşünmelerine” bağladı.
‘İsrail bir Yahudi devleti olmak istiyor’
İsrail’de mevcut ruh halinin aşırı milliyetçi olduğuna dikkati çeken Gideon Levy, “Biliyorsunuz, bunu Batı Şeria’da da denediler. Batı Şeria’da halihazırda 16 köy boşaltıldı. Yerleşimcilerin terörüne dayanamadılar ve onları durduracak kimse yoktu. Mümkün olduğu sürece (Gazze’nin boşaltılmasını) deneyecekler ama bunun olacağını zannetmiyorum, mümkün değil.” görüşünü dile getirdi.
İsrail’in elinde atom bombası olmadan da bölgeyi uygulamalarıyla tehlikeye attığını vurgulayan gazeteci Levy, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İsrail bir Yahudi devleti olmak istiyor, Yahudi devleti olma hakkına sahip ama aynı zamanda demokrasinin de olması, bu yürümüyor. Eğer bir Yahudi devleti olmak istiyorsanız çok net bir Yahudi çoğunluğa ihtiyacınız var.
Yahudi çoğunluğu yok, nehirle deniz arasında şu anda yaklaşık 7,5 milyon Yahudi ve 7,5 milyon Filistinli var. İki halk sizin hükümetiniz altında, sizin işgaliniz altında, sizin rejiminiz altında yaşarken bir Yahudi devleti olamazsınız. Bu nedenle İsrail seçimini yaptı ve Yahudi (devleti) olmayı demokratik olmaya tercih etti.”
Eğer bir Filistinli olsaydınız?
“Eğer bir Filistinli olsaydınız İsrail’i bu şekilde eleştirme özgürlüğüne sahip olur muydunuz?” sorusuna Gideon Levy şu cevabı verdi:
“Bu sorunun cevabı gayet açık. Elbette hayır. Benim söylediklerimin çoğunu bir Filistinli söyleyemez. İsrail’in gerçekliğinde bu olmaz. Hele de savaştan sonra asla söyleyemez. (Bir Filistinli olsaydım) Bu söylediklerimden çok daha azı için uzun süre önce hapse atılmış olurdum.”
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *