ABD Başkanı Trump’ın himayesinde Batı Sahra sözüne karşılık İsrail’le hızla ilişkileri geliştirme rotasına giren Fas’ta, Gazze’deki siyonist vahşetin ardından Gazze’ye destek ve siyonistlerle ‘normalleşme’ karşıtı gösteriler düzenledi. Ülkenin İsrail’le ilişkilerini ‘normalleştiren’ iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisine sert eleştiriler yöneltilmişti.
Tanca kentinde sivil toplum kuruluşlarının (STK) çağrısıyla on binlerce Faslı, Gazze’ye destek için toplandı. Eylemciler, Fas ile siyonist rejim arasında yürütülen normalleşme sürecinin sona erdirilmesini istedi.
Filistinli kadın esirlerin serbest bırakılmasına katkı sağlayan “direniş güçlerini” takdir eden göstericiler, işgalci İsrail’in Rabat’taki diplomatik temsilciliği olan “İrtibat bürosunun” kapatılması çağrısında bulundu.
Fas ve Filistin bayraklarının yanı sıra, Mescid-i Aksa’nın ve işgal rejimi saldırılarında şehid olan Gazzelilerin fotoğraflarını taşıyan göstericiler, normalleşme karşıtı sloganlar attı.
Kazablanka kentinde de on binlerce Faslı Gazze’ye destek ve işgal rejimi ile normalleşmenin sona erdirilmesi için toplandı. Gösteride, “Halk, İsrail’le normalleşme istemiyor” ve “Halk Filistin’in kurtuluşunu istiyor” sloganları atıldı.
İşgalci İsrail’in 7 Ekim’de Gazze’de başlattığı saldırılara, esir takası mutabakatı kapsamında 24 Kasım Cuma günü 4 günlük ara verilmişti. Gazze Şeridi’ne yönelik barbar siyonist saldırılarında 6 bin 150’den fazlası çocuk ve 4 binden fazlası kadın olmak üzere 14 bin 854 kişi şehid edilmişti.
Fas Krallığı ile siyonist rejim arasında ‘normalleşme’ anlaşması
Fas yönetimi, 10 Aralık 2020’de eski ABD Başkanı Donald Trump’ın Batı Sahra’da Fas’ın hakimiyetini tanımasıyla birlikte siyonist rejim ile ilişkilere yeniden başlama kararı almıştı.
Bu karar, İslami eğilimiyle bilinen iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi içinde ve dışında tartışmalara neden oldu.
Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Sekreteri ve Başbakan Sadeddin el-Osmani, normalleşme anlaşmasında imzası bulunması nedeniyle eleştirilerin odağındaki isim olurken, kararda yalnız olmadığını ve Batı Sahra meselesinde kazanım elde edildiğini savunuyor.
Fas’ta 1967’de kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi, kuruluşundan bu yana siyonist rejim ile normalleşmenin her türlüsüne karşı olmasıyla biliniyordu.
Partide tartışmalar
Partinin önde gelen isimlerinden milletvekili Ebu Zeyd el-İdrisi, 18 Ocak’ta partisinin normalleşme konusundaki siyaseti nedeniyle üyeliğini dondurma kararı aldığını açıkladı.
Partinin 23-24 Ocak’taki Ulusal Konsey toplantısında da işgal rejimi ile normalleşme konusu ele alınarak tartışıldı.
Başbakan Osmani, siyonist rejim ile ilişki kurulmasına ilişkin imzaladığı anlaşmanın kendi konumunun bir sonucu olduğunu savunarak partisinin tavrında bir değişiklik olmadığını ifade etti. Fas’ın Batı Sahra üzerindeki hakimiyeti için ulusal çalışmaları desteklemek zorunda kaldığını vurgulayan Osmani, Filistin halkının başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız devletini kurma hakkını desteklemeyi sürdüreceklerini dile getirdi.
Adalet ve Kalkınma Partisi Yönetim Kurulu Üyesi Rıza Bukamazi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, fikir ayrılıkları olsa da kuruluşundan bu yana partide birçok zorluğun üstesinden gelindiğini belirtti. Bukamazi, “Parti üyeleri arasında özellikle yönetim seviyesinde görüş farklılıkları yaşandı. Bu görüş farklılıkları, kimi zaman yüksek düzeye ulaşsa da her zaman kurumsal anlamda çözüm sağlandı.” dedi.
Adalet ve Kalkınma Partisinin Fas için önemine değinen Bukamazi, partinin reform sürecindeki önemini ve birliğin her şeyden önce geldiğini vurguladı. Bukamazi, “Başbakan Osmani ve partisi, milli bir dava konusunda üzerine düşeni yaptı. Parti Filistin’i savunma noktasında ilkelerine hala sadıktır.” diye konuştu. Normalleşmenin parti içindeki etkisine ilişkin ise Bukamazi, “Bu konu parti içinde gerçekten güçlü bir şekilde tartışılıyor. Allah’ın izniyle bu tartışmaları atlatıp daha güçlü bir şekilde ve safları sıklaştırarak yolumuza devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
‘Parti, pragmatik hareket ediyor’
Fas’ın Fes kentinde bulunan Sidi Muhammed bin Abdullah Üniversitesinden Siyaset Bilimi Profesörü Selman Ebu Numan da normalleşme sonrasında artan tartışmaların iktidar partisine etkisini değerlendirdi. Ebu Numan, “Parti, otorite ve kimlik açısından, gerek reformların hayata geçmesinde gerek kritik konuların yönetiminde büyük ve derin bir kriz yaşıyor.” yorumunda bulundu.
Partinin fikri anlamda eski Başbakan Abdullah Benkiran’ın 2016’da hükümetin kurulmasında yaşanan krizden bu yana tıkandığı görüşünü savunan Ebu Numan, “Yapılanları meşrulaştırma düşüncesiyle değil, teorik ve stratejik bir akılla hareket edilmeli.” ifadelerini kullandı. Ebu Numan, Adalet ve Kalkınma Partisinin fikri ve siyasi yenilenme konusunda net tavır takınmaktan ziyade, pragmatik bir biçimde hareket ettiğini söyledi.
‘Partinin fikri anlamda yeniliğe ihtiyacı var’
Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekili Nebil el-Endelusi ise partinin birliğini korumak için fikri anlamda yeniliğe ihtiyacı olduğunu vurguladı. Endelusi, “Parti şu anda kritik bir dönemden geçiyor. Fas siyasi hayatındaki rolü ve diğer siyasi aktörlerle ilişkisi konusunda kendisini yeniden konumlandırmaya ihtiyacı var.” diye konuştu.
Partinin demokratik mücadele döneminden, demokrasiyi inşa aşamasına geldiğini iddia eden Endelüsi, “Bundan sonra hangi aşamaya geçileceğinin belirlenmesi gerekir.” ifadelerini kullandı.
Fas ile siyonist rejim arasındaki ilişkiler
Rabat ve Tel Aviv arasındaki düşük düzeyli ilişkiler, 1993’te Filistinliler ile İsrail arasında imzalanan Oslo Antlaşması’nın ardından başlamış, ancak 2. İntifada’nın patlak verdiği 2002’de Fas bu ilişkileri durdurmuştu.
Fas Kralı 6. Muhammed 10 Aralık 2020’de siyonist rejim ile ilişkilerin “en yakın zamanda” kurulacağını açıklamıştı.
Aynı gün ABD Başkanı Donald Trump yaptığı açıklamayla Fas ve İsrail’in tam diplomatik ilişki kurulmasına yönelik anlaşmaya vardığını ve Batı Sahra’da Fas’ın hakimiyetini tanıdıklarına dair bir bildirge imzaladığını duyurmuştu.
Fas, bu kararla Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Sudan’ın ardından son birkaç ay içinde siyonist rejim ile normalleşme anlaşmasına varan dördüncü Arap ülkesi, Mağrib bölgesinde ise ilk ülke olmuştu.
Fas ile siyonist rejim, 22 Aralık 2020’de diplomatik ilişkilerin normalleştirilmesi kapsamında 4 anlaşma imzalamıştı.
8 Eylül 2021’de yapılan seçimler
395 üyeli Temsilciler Meclisi için yapılan genel seçimlerin ortaya koyduğu tablo şöyle gerçekleşti:
AKP’nin milletvekili sayısı 125’ten 12’ye düştü. Başbakan ve AKP Genel Sekreteri Sadeddin el Osmani milletvekili seçilemedi.
Koalisyonda beş bakanı olan Ulusal Bağımsızlar Topluluğu sandalye sayısını 37’den 97’ye çıkartarak birinci oldu.
Ana muhalefette yer alan liberal çizgideki Asalet ve Çağdaşlık Partisi’nin milletvekili sayısı 102’den 82’ye geriledi.
Koalisyonun diğer ortakları Sosyalist Birlik milletvekili sayısını 20’den 35’e, Halk Hareketi 26’dan 27’ye çıkartırken; Anayasal Birlik’in milletvekili sayısı 23’ten 18’e geriledi.
Muhalefet kanadında merkez sağ parti İstiklal milletvekili sayısını 46’dan 78’e, İlerleme ve Sosyalizm ise 12’den 20’ye çıkardı.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *