Etiyopya hükümetinin terör örgütü olarak tanımladığı Oromo Kurtuluş Ordusu (OLA) ile hükümet arasında Tanzanya’da sürdürülen görüşmeler başarısız oldu. İki taraf arasında arabulucu rolünü ise ABD oynuyor! Oromolar, Etiyopya’nın yüzde 35 ila 40’ını oluşturuyor. Kuzeyde 2020 kasım ayında başlayan Tigray iç savaşı, 2022 kasım ayında yapılan anlaşma ile sona ermişti.
Tanzanya’nın Darüsselam kentinde iki hafta boyunca süren barış müzakerelerinde Addis Ababa hükümetiyle nihai anlaşmaya varamayan Oromo Kurtuluş Ordusu (OLA), Hükümetle el sıkışmayarak çatışmaların süreceği sinyalini verdi.
1973’te kurulan Oromo Kurtuluş Cephesinin (OLF) silahlı kanadı olan OLA, 2018’de OLF’nin hükümetle yaptığı barış anlaşmasına yanaşmayarak çatışmayı sürdürdü ve terör listesine eklendi.
Geçmişte önce Amharalar, ardından Tigrayların ülkede kurduğu hakimiyete ayrımcılık yapıldığı gerekçesiyle karşı çıkan OLF, halen kent ve kırsalda destekçi bulabiliyor. Addis Ababa hükümeti, Tigray’daki isyancı harekete son verse de aylardır Amhara milislerinin baskınlarıyla mücadele ediyor.
OLA’nın barış anlaşması imzalamamasının ülkede yıllardır süren etnik ve siyasi çatışmaları tırmanışa geçirmesinden endişe ediliyor.
Yaklaşık 50 yıldır savaşıyor
Etiyopya İmparatorluğu sırasında Amharaların tahakkümüne karşı siyasi bir girişim başlatan ve Oromoların tam bağımsızlığını savunan Oromo Kurtuluş Cephesi OLF, 1976’da kurulan komünist Derg rejimi sırasında da mücadelesini sürdürdü. Derg rejimini diğer etnik ve siyasi gruplarla yıkan ana kuvvetlerden olan OLF, Eritre gibi ülkeden ayrılmak istese de dönemin başat gücü olan partiler buna müsaade etmedi.
Şu anda 40 milyon nüfusla ülkenin en kalabalık grubu olan Oromo halkının bir kısmı Abiy Ahmed’in Refah Partisine, bir kısmı da OLF ve diğer Oromo partilerine destek veriyor.
Kumsa Diriba’nın lideri olduğu Oromo Kurtuluş Ordusu OLA’nın silahlı mücadelesini ise Etiyopya içinde ve diasporadaki bir kısım Oromo destekliyor.
2018’de sokağa indiler
Yüzde 35-40 nüfus ile Etiyopya’da en büyük etnik grup olan Oromolar, ayrımcılığa ve hak ihlallerine uğradıkları gerekçesiyle 2015-2018 yıllarında geniş kapsamlı gösteriler düzenledi.
Etiyopya ordusunun Mart 2018’de Oromo Kurtuluş Cephesine (OLF) yönelik operasyonu sırasında 9 sivili yanlışlıkla öldürdüğü açıklandı. Etiyopya’nın güney sınırındaki Moyale bölgesinde yaşanan şiddet olayları sonrası binlerce kişi Kenya’ya sığındı.
Dönemin Etiyopya Başbakanı Hailemariam Desalegn’in Nisan 2018’de görevinden ve iktidar koalisyonu Etiyopya Halkları Devrimci Demokratik Cephesi (EPRDF) başkanlığından istifa etmesi sonrası ülkede devam eden muhalif gösteriler ve şiddet olayları nedeniyle olağanüstü hal ilan edildi.
Oromo halkına yönelik baskıyla mücadele ettiğini savunan OLF örgütü, hükümet tarafından Haziran 2018’de terör örgütü listesinden çıkarıldı. Atılan adım sonrası OLF Başkanı Davud Ibsa ve grubun çok sayıda önde gelen ismi, Eylül 2018’de Etiyopya’ya döndü.
Etiyopya ordusu, 2019’da, hükümetle yapılan anlaşmaya rağmen silah bırakmaya yanaşmayan Oromo Kurtuluş Cephesinin silahlı kanadına Ocak 2019’da operasyon başlattı. Genelkurmay Başkanlığı, söz konusu operasyonların terör örgütü listesinden çıkarılan ve hükümetle barış anlaşması yapan örgütün silahsızlandırılmasına yönelik olduğunu savundu.
Oromiya bölgesinde Kasım 2020’de yaşanan terör saldırısında aralarında çocukların da bulunduğu çok sayıda kişi hayatını kaybetti. Oromiya Bölgesi Sözcüsü Getachew Balcha, saldırının Oromo Kurtuluş Ordusunca bölgedeki halka psikolojik baskı uygulamak amacıyla gerçekleştirildiğini öne sürdü.
Oromiya’nın ünlü şarkıcısı Hachalu Husdessa’nın öldürülmesi Etiyopya’nın önemli etnik gruplarından Oromoların merkezi hükümete karşı yıllardır devam eden husumetini alevlendirdi.
Oromo Kurtuluş Ordusu, 2021 yılının mayıs ayında Abiy Ahmed hükümetine karşı “topyekun savaş” sloganıyla isyan başlattı. Böylece ülke içindeki etnik savaş yeni bir boyut kazandı.
Etiyopya Halkların Temsilcileri Meclisi, Mayıs 2021’de, Tigray Halk Kurtuluş Cephesi (TPLF) ve Oromo Kurtuluş Ordusunu “terör örgütü” ilan edilmesi kararını onayladı.
OLA, Ağustos 2021’de merkezi hükümete karşı TPLF ile ittifak kurdu.
Oromo Kurtuluş Ordusu ve Gambella Kurtuluş Ordusunun Haziran 2022’de ülkenin güneybatısında bulunan Gambella bölgesinde güvenlik güçlerine yönelik saldırıları püskürtüldü.
Ülkenin orta-güney bölgesinde yer alan Oromiya’da, 18 Haziran 2022’de çoğunluğu Amhara etnik grubuna mensup 200’den fazla sivil, kimliği bilinmeyen kişilerce öldürüldü.
Oromiya bölgesinde kimliği bilinmeyen kişilerce Temmuz 2022’de düzenlenen diğer bir saldırıda ise 150’den fazla sivil öldürüldü. Söz konusu saldırının, isyancı grup OLA tarafından yapıldığı ileri sürüldü. OLA Sözcüsü Odaa Tarbii ise suçlamaları reddetti. Etiyopya Başbakanı Ahmed ise ülkesinde meydana gelen terör saldırılarından “dış güçleri” sorumlu tuttu. Uluslararası Af Örgütü, 2022 haziran ve temmuz aylarında Etiyopya’nın Oromiya eyaletinde 400’den fazla Amhara kökenlinin öldürüldüğü katliama ilişkin soruşturma çağrısı yaptı.
OLA ve Amharalar çatıştı
Oromo Kurtuluş Ordusu OLA, Tigray’da savaşın görüldüğü son 2 yılda saldırılarını artırdı. Bu süreçte Amhara ve Oromo etnik grupları zaman zaman sınır anlaşmazlıkları ve bölgedeki kontrolü sağlamak amacıyla birbiriyle çatıştı.
OLA, Amhara eyaletinin Jewuha köyünde ocak ayında Amhara özel kuvvetlerince kullanılan bir kampa saldırdı. Çatışma diğer köylere yayılırken, çıkan olaylarda çok sayıda kişi can verdi. Çatışmalar sonrası binlerce kişi de evini terk etmek zorunda kaldı.
Etiyopya İnsan Hakları Komisyonu (EHRC) raporunda, Oromiya eyaletinde şubat ayında yapılan saldırılarda en az 50 kişinin OLA tarafından öldürüldüğünü açıkladı. Ölenler arasında kadın ve çocukların yanı sıra polis ve askerlerin de bulunduğu aktarılan raporda, hedef alınan kişilerin Amhara etnik grubundan olduğu kaydedildi. Saldırganlar, çok sayıda iş yeri, hükümet binası ve bankayı da yağmaladı.
Barış görüşmeleri
Addis Ababa hükümeti, yıllardır Oromiya eyaletinde Ordu güçlerine karşı silahlı eylemlerde bulunan OLA’nın barışçıl mücadele yolunu benimsemesini istiyor. Ülkenin en kalabalık etnik grubu olan Oromolara karşı uygulandığı ileri sürülen ayrımcı politikalara itiraz eden OLA ise Oromolara kendi kaderini tayin hakkı verilmesini savunuyor.
Etiyopya ordusu, Tigray Halk Kurtuluş Cephesi TPLF ile barış imzaladıktan sonra OLA ile masaya oturdu.
Buna rağmen Etiyopya hükümeti ile isyancı OLA arasında yürütülen barış görüşmelerinde anlaşma sağlanamıyor. Etiyopya hükümetiyle OLA arasındaki ilk barış görüşmesi Nisan 2023’te Tanzanya’da yapıldıysa da barış sağlanamadı.
Addis Ababa, müzakerelerin ilk turunun “yapıcı” geçmesine rağmen bazı meselelerde uzlaşıya varılamadığını ancak her iki tarafın da çatışmaya kalıcı ve barışçıl şekilde son verilmesi amacıyla görüşmelerin sürdürülmesine yönelik ihtiyacı kabul ettiğini açıkladı.
Hükümet ile OLA arasındaki barış görüşmelerinin ikinci turu kasım ayında Tanzanya’da tekrar başladı.
ABD de görüşmelerde
ABD ve Hükümetler Arası Kalkınma Otoritesinin (IGAD) arabuluculuğuyla başlayan müzakerelerde, Oromiya eyaleti ve çevresinde kalıcı barışın tesisi için anlaşma imzalanması bekleniyordu ancak başarısızlıkla sonuçlandı.
Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed’in Güvenlik Danışmanı Rıdvan Hüseyin, Tanzanya’nın Darüsselam kentinde yapılan iki turlu müzakerelerin “OLA’nın gerçekçi olmayan” taleplerinden ötürü anlaşma sağlanamadan sona erdiği açıklaması yaptı.
IGAD nedir?
Hükümetler Arası Kalkınma Otoritesi (IGAD), 1986 yılında kurulan Hükümetler Arası Kuraklık ve Kalkınma Otoritesi’ni (IGADD) hükümsüz kılmak amacıyla 1996 yılında Doğu Afrika’da kurulmuştur. 1974 ile 1984 yılları arasında yaygın olarak yinelenen şiddetli kuraklık ve diğer doğal afetler, Doğu Afrika bölgesinde açlığa, ekolojik bozulmaya ve ekonomik sıkıntılara neden olmuştur. Aynı zamanda her ülke bu durumla başa çıkmada önemli çabalar göstermişler ve uluslararası toplumlardan cömert destekler almışlardır, sorunun önemi ve boyutu, ulusal çabalara ilave olan bölgesel yaklaşım adına güçlü bir biçimde tartışılmıştır. IGAD’a üye devletler ise Cibuti, Eritre, Etiyopya, Kenya, Somali, Sudan ve Uganda’dır.
ABD isyancılara destek vermişti
Eritre Devlet Başkanı Isaias Afwerki, bu yılın Şubat ayında yaptığı bir açıklamada, Etiyopya’nın kuzeyinde Hükümet ile Tigray arasında 2 yıl boyunca devam eden iç çatışmada, ABD’nin isyancı Tigray güçlerine destek verdiğini belirtmişti. Afwerki, Eritre devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, Etiyopya ve isyancı Tigray Halk Kurtuluş Cephesi (TPLF) arasında imzalanan barış anlaşması için ABD’nin aceleci davrandığını ve TPLF’ye sahada tamamen kaybetmeden önce imza attırıldığını söylemişti. Devlet Başkanı Afwerki, savaş boyunca TPLF’yi destekleyen ABD’nin güvenlik stratejisinin ise çökmüş durumda olan tek kutuplu dünya düzenini yeniden ayağa kaldırmak üzerine kurulduğunu ifade etmişti.
Öte yandan, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID), yardım malzemelerinin çalınması iddiasıyla durdurduğu Etiyopya’daki çalışmalarını 6 ay aradan sonra yeniden başlatacağını duyurdu. 15 Kasım’da yapılan açıklamada, yardımların gerçekten ihtiyaç sahiplerine ulaşıp ulaşmadığının anlaşılması için Amerikalı kuruluş, Etiyopya hükümeti ve yerel ortaklar tarafından yapılan reformların verimliliğinin 1 yıl boyunca deneneceği vurguladı. İnsani Yardım ve Dayanıklılık Donör Grubu (HRDG), ise söz konusu yardımların Etiyopya federal hükümeti yetkililerince çalındığını iddia etmişti.
Aynı gün, 15 Kasım’da, Etiyopya Hava Yolları, 2019’da 157 kişinin ölümüne neden olan kazada düşen Amerikan Boeing 737 Max 8 tipi uçaktan 20 tane daha sipariş etti. Etiyopya Haber Ajansının (ENA) haberine göre, Etiyopya Hava Yolları CEO’su Mesfin Tasew, şirketlerinin Boeing’le 20 adet 737 Max tipi uçak ve 11 adet 787 Dreamliner tipi uçak almak için anlaşmaya vardığını duyurdu. Anlaşma kapsamında 36 uçak daha alma opsiyonlarının olduğunu kaydeden Tasew, amaçlarının filolarını modernize etmek ve genişletmek olduğunu dile getirdi. Bunun, Boeing’in şimdiye kadar Afrika’da yaptığı en büyük uçak satışı olduğu belirtildi.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *