Brüksel’de bir araya gelen Almanya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Avusturya “ateşkes sağlanması için girişim” talebini kabul etmediler Yoğun tartışmaların ardından yayımlanan açıklamada, ateşkes çağrısı yapılmadı, insani yardım gönderilsin denildi. Almanya Başbakanı Olaf Scholz “İsrail son derece insani ilkelere sahip bir demokrasidir” vurgusunda bulundu.
Ateşkes tartışması
Avrupa Birliği hükümet ve devlet başkanları, İsrail sorununu ele almak için dün öğleden sonra Brüksel’de bir araya geldi. Yaklaşık 5 saat süren zirvede, özellikle “ateşkes” teriminin kullanılması konusunda anlaşmazlıklar çıktı.
BBC Türkçe’nin aktardığına göre, hafta başında Lüksemburg’da yapılan AB Dışişleri Bakanları toplantısında olduğu gibi, “ateşkes” ve “çatışmalara insani ara” terimlerinin kullanımı konusunda görüş ayrılığı doğdu. Bu nedenle dışişleri bakanları toplantısından ortak açıklama çıkmadı.
Brüksel’deki zirvede de İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’in, Avrupa Birliği’nin (AB) İsrail ve Hamas arasında ateşkes için devreye girmesi önerisi, yoğun tartışmaya neden oldu.
Ateşkes talebine Almanya’dan çok sert tepki
BBC’nin haberinde şu ayrıntılara yer verildi:
Brüksel’deki AB kaynaklarına göre, bu öneriye en sert muhalefet Almanya Başbakanı Olaf Scholz’dan geldi. Belçika’da yayımlanan De Standaard gazetesine göre, Scholz, “ateşkes” terimine karşı çıkarak, “Bunun İsrail’in kendini savunma hakkını elinden alacağını” savundu. Almanya Başbakanı, “İsrail son derece insani ilkelere sahip bir demokrasidir. İsrail ordusunun uluslararası hukuk kurallarına saygı duyduğundan hiç şüphem yok” dedi.
İspanya’nın yanı sıra, İrlanda ve Belçika gibi üye ülkeler de “daha geniş kapsamlı bir ateşkes” önerisini savunuyordu. Ancak Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Avusturya ve Almanya gibi devletler, İsrail’e yönelik baskıdan çok, ağırlıklı olarak Hamas’ın durdurulması gerektiği savının üzerinde durdu. Bu devletler, Gazze’ye gönderilecek yardım malzemelerinin, AB tarafından terör örgütü olarak tanımlanan Hamas yönetiminin eline geçmesi endişesini ortaya koydu.
Uzun tartışmaların ardından başta Belçika olmak üzere, birçok üye, “terimlere takılıp kalmanın önemi yok, önemli olan bir an önce Gazze’deki insanlara yardımların gitmesidir” görüşünde birleşti.
AB liderleri, “çatışmalara insani yardım molası” ifadesinde anlaştı.
Toplantı sonrası yayınlanan ortak bildiride, “Gazze’de kötüleşen insani durumdan derin endişe duyulduğu” vurgulanarak, bölgedeki sivillere “hızlı, güvenli ve engelsiz insani erişim ve yardım” çağrısında bulunuldu.
AB liderleri, bunun için insani koridorlar açılması ve ve çatışmalara verilmesi gerektiğini bildirdi.
AB kaynakları, insani koridorların hem karadan hem de denizden açılması seçeneğinin değerlendirildiğini belirtiyor.
AB liderlerinin açıklamasında şöyle dendi:
“Avrupa Birliği, sivil halkı korumak, yardım sağlamak ve gıda, su, tıbbi bakım ve barınağa erişimi kolaylaştırmak için bölgedeki ortaklarıyla yakın işbirliği içinde çalışacaktır. Bu tür yardımların terör örgütleri tarafından suistimal edilmediğinden emin olunmalıdır.”
Avrupalı liderler, Hamas tarafından 7 Ekim’de gerçekleştirilen eylemin “terör saldırısı” olduğunu vurgulayarak, bunu bir kez daha kınadı.
AB liderleri, İsrail’in kendisini savunma hakkına sahip olduğunu da belirterek, , uluslararası hukuka uygun davranılması gerektiğinin de altını çizdi.
Liderler, İsrail’e, “şiddetin orantılı olması ve her şeyden önce sivilleri hedef almaması” çağrısında bulundu.
AB liderleri, Hamas’ın elindeki rehinelerin koşulsuz serbest bırakılması çağrısını da yineleyerek, “Hamas’ın masum sivilleri canlı kalkan olarak kullanmasını” kınadı.
AB, uzun vadede, İsrail – Filistin çatışmasına iki devletli çözüme bağlı kalmaya devam edecek.
Belçikalı kamu yayıncısı VRT’ye göre, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’in, “İsrail – Filistin gerilimi konusunda kısa vadede uluslararası bir barış konferansının düzenlenmesi” önerisi de, AB liderlerinden destek gördü.
Zirvenin ardından hazırlanan sonuç bildirgesinde İsrail’e karşı oldukça temkinli ifadeler yer aldı.
Hollandalı kamu yayıncısı NOS’a göre, AB liderleri, geçen hafta İsrail’i eleştiren açıklamaları nedeniyle yoğun tepki gören Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Guterres’in durumuna düşmekten kaçınmak istediler.
Gazze’de 20 gündür süren mezalim
7 Ekim’de Hamas’ın başlattığı operasyonun ardından çılgınca Gazze’yi bombalamaya başlayan siyonist İsrail rejimi, gece gündüz demeden 24 saat boyunca binlerce ton bomba attı. Bugüne kadar 7 binin üzerinde can kaybı rapor edilirken, siyonist rejimin sivilleri, okulları, evleri, camileri ve kiliseleri hedef alması, dünyanın pek çok köşesinde halklar tarafından protesto ediliyor.
Başta ABD ve Avrupa olmak üzere batılı devletler ve batı merkezli uluslararası kuruluşlar, siyonist rejimin yanında saf tutarken, Gazze’ye destek olduğunu öne süren diğer devletler, “uluslararası toplum”un ve “uluslararası kuruluşlar”ın harekete geçmesini talep ediyor.
Siyonist rejim ise başlattığı yıkımın, yıllarca sürecek bir saldırının ön aşaması olduğunu söylüyor.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *