İsrail ordusu (IDF) yaptığı yazılı açıklamada, Hamas’ın askeri kanadı İzeddin el-Kassam Tugayları üyelerinin Gazze’de tüneller ve evlerin altının yanı sıra sivillerin yaşadığı binalarda gizlendiğini savundu. IDF, abluka altındaki Gazze Şeridi’nin kuzeyinde yaşayan ve yaklaşık 1,1 milyon kişiden oluştuğu belirtilen Filistinlilerden bölgenin güneyine geçmelerini istedi.

Peki, Rus basını savaşın 7. gününde İsrail-Hamas savaşını nasıl gördü?

Independent Türkçe’den Mayis Alizade, Rus basında 13 Ekim Cuma günü yer alan haberleri derledi:

İzvestiya

İzvestiya’da yer verilen Valentin Loginov imzalı analiz özetle şu şekilde:

Başka bir “dost” var mı: İsrail-Hamas savaşına başka ülkeler müdahale edebilir mi?

Peki Yahudi devleti Gazze Şeridi’ne yönelik kara operasyonuna neden ayak sürüyor?

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, 12 Ekim’de Tel Aviv’e yaptığı ziyarette, üçüncü ülkelerin çatışmaya müdahale etmesi halinde ABD’nin Hamas ile İsrail arasındaki savaşa girmeye hazır olacağını söyledi.

Aynı zamanda İsrail, Hamas’ın fiziki olarak yok edilmesinden başka bir gelişmeyi kendi açısından görmüyor, bu da olası müzakere konusunu şimdilik gündemden kaldırıyor.

Hatta Amerikalı gazeteci Seymour Hersh, Leningrad kuşatması sırasında kullanılan yaklaşımı kullanmayı umarak İsrail’in kara operasyonu planlamadığını bile iddia ediyor.

İzvestiya’nın materyallerinde bölgede neler olup bittiği ve savaşın büyütülmesi riskinin olup olmadığı yer alıyor.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “ABD kendi uçak gemisini İsrail`e gönderiyor. Onlar burada ne yapıyor? Onlar ne yapmaya hazırlanıyorlar? Yaklaşan bir uçak gemisiyle Gazze’yi vurarak ciddi katliama doğru bir adım atacaklar” dedi.

Hamas’ı yok etmek mümkün mü?

İsrail ordusu Hamas militanlarının Gazze vatandaşlarının evlerinin altına saklandığını belirtti.

İsrail Savunma Ordusu’nun Telegram kanalında yayımlanan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

‘Hamas teröristleri Gazze kentinde suçsuz insanların ikamet ettiği evlerin altındaki tünellere veya apartmanların içine saklanıyorlar. İsrail ordusu Gazze kentinin tüm sivil ahalisini can güvenliği ve savunulmaları için  Güneye gitmeleri çağrısında bulunmuştur.’

Uzmanlar, bir diğer sorunun da İsrail’in ‘Hamas’ı yok edin’ ifadesiyle ne kastettiği olduğunu belirtiyor:

‘Hamas’ı yok edin’ günümüzün söylemi haline geldi. Hamas artık kesinlikle tüm Filistinli grupları ifade ediyor, ki bunların şu anda birkaç düzinesi var ve bu sadece Gazze Şeridi’nde geçerli. Bu hareket yok edilemez çünkü Hamas, Filistin toplumunun ve Gazze Şeridi’nin yapısına dönüşen bir örgütten başka bir şey değil. Bu sadece Filistin halkının ihtiyaçlarından ve talihsizliklerinden beslenen bir yapı değil.

İsrail ordusu bir gecede Gazze’de 750 hedefi vurdu

Bakanlığın Telegram kanalının 13 Ekim’de bildirdiğine göre, İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), bu gece Gazze Şeridi’ndeki 750 Hamas hedefine saldırı düzenledi.

Bakanlığın açıklamasında, ‘Bir gecede, Hamas’ın yer altı terörist tünellerinin yanı sıra askeri yerleşimler, kontrol noktaları ve komuta merkezi olarak kullanılan üst düzey militanların konutları da dahil olmak üzere 750 askeri hedefi vurdu. Açıklamada ayrıca silah depoları ve iletişim noktalarına da saldırılar gerçekleştirildi’ denildi.

Rusya Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in Suriye’deki havalimanlarına saldırısını kınadı

Rusya Dışişleri Bakanlığı, İsrail Hava Kuvvetleri’nin 12 Ekim’de Suriye’deki havalimanlarına düzenlediği saldırının ülkenin egemenliğini ve uluslararası hukuku büyük ölçüde ihlal ettiğini söyledi.

Bakanlık, internet sitesinde yaptığı açıklamada, İsrail’in daha önceki bir hava saldırısı sonucunda Şam ve Halep uluslararası havalimanlarının pistlerinin hasar gördüğünü ve bu havalimanlarının operasyonlarını durdurmak zorunda kaldığını söyledi.

Dışişleri Bakanlığı, saldırıların hedefinin Suriye’deki önemli sivil altyapı olduğunu, bu durumun masum insanların hayatını ve uluslararası hava yolculuğunun güvenliğini tehlikeye attığını kaydetti. Bakanlık, bu tür güçlü eylemlerin son derece tehlikeli sonuçlarla dolu olduğunu, zira tüm (Ortadoğu – Ed.) bölgede silahlı gerilimin tırmanmasına yol açabileceğini vurguladı.

TASS

İran, İsrail’e karşı başka cepheler açma olasılığını dışlamıyor

Dışişleri Bakanı Hüseyin Amir Abdullahiyan, İran’ın ‘Filistin direnişine siyasi ve bilgi desteği sağlamaya devam ettiğini’ kaydetti

İran Dışişleri Bakanı Hossein Amir Abdullahian, İsrail’e karşı başka cepheler açılmasının hâlâ mümkün olduğunu söyledi.

Bakan Abdullahiyan, ‘Devam eden saldırı ve savaş suçlarının yanı sıra, Gazze’ye yönelik ablukanın ışığında, İsrail’e karşı başka cephelerin açılması olasılığı mevcut’ diye vurguladı.

Abdullahiyan’a göre İslam devletleri ‘İsrail’in işlediği suçlara hoşgörü göstermemeli. İranlı bakan, ‘Sivil halkın su ve elektrikten mahrum bırakılmasının yanı sıra Gazze’deki yerleşim bölgelerinin sürekli bombalanmasını’ bir savaş suçu olarak nitelendirdi.

İsrail, 1,1 milyon Filistinlinin 24 saat içinde güney Gazze’ye tahliye edilmesi gerektiğini söyledi

İsrail, BM’ye 1,1 milyon Filistinlinin 24 saat içinde güney Gazze Şeridi’ne tahliye edilmesi gerektiğini bildirdi. Bu, dünya örgütü Genel Sekreteri temsilcisi Stephane Dujarric tarafından açıklandı.

Bildiride ‘BM, böyle bir yerinden edilmenin yıkıcı insani sonuçlar doğurmadan gerçekleşemeyeceğine inanıyor’ denildi.

Dujarric, bu zorunluluğun ‘tüm BM çalışanları ile okullar, sağlık merkezleri ve klinikler dahil BM kurumlarına sığınanlar’ için de geçerli olduğunu kaydetti.

Hamas’tan Gazze’nin kuzeyinden tahliye çağrılarının asılsız olduğu iddiası

Gazze Hükümeti Basın Sözcüsü Selame Maruf, Gazzelilere ‘enformasyon savaşının parçası olan bu girişimlere katılmama’ çağrısında bulundu

Gazze Şeridi hükümetinin basın servisi sözcüsü Selame Maruf, İsrail’in Filistinlileri bölgenin güneyinden tahliye etmesi gerektiğini BM’ye bildirdiği raporun yanlış olduğunu söyledi. Maarouf, Facebook’ta şunları yazdı:

‘İşgal rejimi (İsrail – TASS notu), vatandaşlar arasında paniğe neden olmak ve iç cephemizin bütünlüğüne zarar vermek amacıyla sahte propaganda açıklamaları yayınlamak ve yaymak için çeşitli yollarla çalışıyor.’

Hamas sözcüsü, Gazze Şeridi halkına ‘enformasyon savaşının bir parçası olan bu girişimlere katılmamaları’ çağrısında bulundu ve uluslararası kuruluşların temsilciliklerinin hâlâ bölgenin merkezinde faaliyet gösterdiğini vurguladı.

Almanya Dışişleri Bakanı İsrail’in güney bölgelerini ziyaret edebilir

Kan TV’ye göre Annalena Burbock, Hamas destekçilerinin saldırdığı bölgeleri ziyaret etmeyi planlıyor

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Bärbock, İsrail ziyareti sırasında Yahudi devletinin güney bölgelerini de ziyaret edebilir.

Edinilen bilgiye göre Annalena Baerbock Filsitin radikal HAMAS örgütünün saldırısına maruz kalmış Güney bölgelerine gidebilir.nAlman tarafı bu bilgi hakkında henüz yorum yapmadı.

12 Ekim Perşembe günü DPA ajansı, dışişleri bakanlığından bir temsilciye atıfta bulunarak, Berbock’un bir dayanışma işareti olarak 13 Ekim’de İsrail’i ziyaret edeceğini bildirdi ancak bakanın programı hakkında ayrıntılı bilgi vermedi.

Trump, destekçileriyle yaptığı görüşmede Netanyahu’nun istifasını istediğini söyledi

Eski ABD Başkanı, İsrail Başbakanı’nın ‘felaket niteliğindeki istihbarat başarısızlığı’ nedeniyle bunu yapması gerektiğini söyledi

Eski ABD Başkanı Donald Trump, destekçilerine İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun istifasını istediğini söyledi. Rolling Stone dergisi bunu kaynaklardan alıntı yaparak bildirdi.

Onlara göre Trump, son günlerde Cumhuriyetçi destekçileriyle telefon görüşmeleri yaptı ve bu görüşmeler sırasında Trump, ‘Netanyahu’yu azarlamak için alışılmadık miktarda zaman harcadı.’

Trump, ‘Netanyahu’nun 2025’te göreve geldiğinde istifa etmesi yönündeki arzusunu dile getirdi.’

Trump’a göre Netanyahu, görev süresi boyunca İsrail’in ‘felaket niteliğindeki istihbarat başarısızlığı’ nedeniyle bunu yapmalıydı.

Kommersant

Alexander Ben Zvi: Saldırıda Rusya’nın parmağı olduğu yönündeki iddialar tamamen saçmalık

İsrail’in Rusya Federasyonu Büyükelçisi, Kommersant muhabiri Leonid Gankin’e verdiği röportajda Ortadoğu’daki savaşın nedenleri ve seyri hakkında konuştu

– Gazze’de yaşanan savaşı 1973’teki Yom Kippur Savaşı’nın (Ekim Savaşı -e.n) başlangıcıyla karşılaştırdığımızda İsrail’in 50 yıldır böyle bir operasyonu görmediği söylenebilir. Bu olaylar arasındaki benzerlik ve farklılıklar neler?

Aslında birçok kişi bu olayları karşılaştırıyor. Sürpriz olmaları ve çok ciddi sonuçlara yol açmaları bakımından benzerler. Aralarındaki fark, Yom Kippur Savaşı’nın iki Arap ordusuna karşı yapılan bir savaş olmasıdır. Yom Kippur Savaşı 3 hafta sürdü ve 3 bine yakın insan öldü; ama bunların çoğu askeri personeldi.

Bu seferki ise bir terör saldırısı ve ölenler arasında çoğunlukla siviller (kadınlar, çocuklar ve yaşlılar) var. Bütün aileler öldü. Bir günde binden fazla kişi öldü, 2,8 bin kişi de yaralandı. Yaklaşık 130 rehine alındı. Hayatta olup olmadıklarını, başlarına ne geldiğini bilmiyoruz.

Militanlar işledikleri suçların kanıtlarını internette yayımladılar. İnsanları yakın mesafeden vurup evlerinde yaktılar. O gün (7 Ekim) ülkenin güneyinde bir festival yapılıyordu, orada 300’e yakın kişi öldürüldü. Teröristler silahsız insanların etrafını sararak, ateş etmeye ve el bombaları atmaya başladı. Eminim gelecekte başka korkunç detayları da öğreneceğiz.

– Hamas liderleri, operasyonlarının amacının daha fazla takas için rehineleri ele geçirmek olduğunu iddia ediyor…

Evet, bu Hamas’ın yaygın bir taktiği. Birkaç yıl önce askerimiz Gelada Şalit’i bin teröristle nasıl takas ettiğimizi hatırlıyor musunuz? Ancak rehin almak onların tek ve hatta ana hedefi değildi.

– Asıl amaçları neydi?

Hamas bu durumda dış güçlerin elinde bir araç haline geldi -her şeyden önce, İsrail ile Arap dünyası arasındaki bağların güçlendirilmesinden, “İbrahim Anlaşması”nın imzalanmasından hoşlanmayan İran’ı kastediyorum. İsrail’in BAE, Bahreyn ve Fas ve Sudan ile diplomatik ilişkiler kurmasına izin verdi. Suudi Arabistan’la yakınlaşma yaşandı. Dış güçler Hamas’ı kullanarak bu süreci durdurmaya çalıştı.

– İran’ın çatışmaya doğrudan silahlı müdahalesi mümkün mü?

Sanmıyorum. İran her zaman kestaneleri başkalarının eliyle toplama yolunu seçmiştir. Sözde vekilleri Hamas, Hizbullah, İslami Cihad aracılığıyla hareket ediyor. Evet, İran’ın İsrail’e ulaşabilecek füzeleri var. Bunu çok iyi biliyoruz ve bununla nasıl başa çıkacağımızı da biliyoruz. Dolayısıyla İran’ın risk alması pek olası değil.

– Peki, Gazze Şeridi’nde başlatılan kara operasyonunun amacını nedir?

İki hedef var: Öncelikle İsrail’e gelecekteki roket saldırılarını ve topraklarımızın işgalini önlemek için, Hamas’ın terörist altyapısını tamamen yok etmek ve topraklarımıza girmesini önlemek. Gazze halkına en iyi seçeneğin İsrail’le barış ve işbirliği içinde yaşamak olduğunu açıkça anlatmalıyız. Sonuçta onlara elektrik ve su verdik. Gazze’den on binlerce insan İsrail’de çalıştı ve çok iyi para kazandı. Bunu sürdürmek istiyorlardı ama Hamas onların barışçıl yaşamını yerle bir etti. Operasyonun ikinci hedefi ise rehinelerin serbest bırakılması.

– Hamas’ın yok edilerek terörün üstesinden gelinebileceğini düşünüyor musunuz? Sonuçta, o çok başlı bir ejderhaya benziyor: bir kafayı kesersiniz ve hemen yenisi baş gösterir. Ayrıca, kara operasyonunda Gazze’deki sivil halk da dahil olmak üzere her iki taraftan da çok sayıda kayıp yaşanacak…

Başka bir çözüm var mı? Terörizm kazanmamalı, nokta. Yok edilmesi gerekiyor. Onu kökünden yok etmek mümkün mü, bilmiyorum. Ancak bunun için her türlü çabayı göstermeliyiz, çünkü eğer onu mevcut haliyle bırakırsak, gelecekte durum daha da kötü olacak ve daha büyük kayıplara yol açacaktır. Kısacası artık yapılabilecek tek şey askeri operasyondur.

– “Muhtemelen başka hiçbir zaman komplo teorileri açısından bu kadar zengin olmamıştır.” Bugün sosyal ağlarda ve bazı medya kuruluşlarında Rusya’nın İsrail’de yaşananlara olası müdahalesine dair bir söylem dolaşıyor. Bunun kendi çıkarına olduğu; artık ABD’nin dikkati ve kaynakları Ukrayna’dan Ortadoğu’ya kaydırılacağı söyleniyor. Bu konu hakkında ne düşünüyorsun?

Bu tamamen saçmalık. Öncelikle Rusya’nın bu olaya hiçbir şekilde dahil olduğuna inanmıyoruz. İkincisi, ABD’nin bazı ciddi kaynaklarını İsrail’e yönlendirmek zorunda kalacağına inananlar büyük yanılgı içinde. Evet, ABD bizim stratejik ortağımız, bize silah sağladı ve sağlayacak. Bu arada, tam tersi oluyor. Bu anlamda hiçbir şey değişmeyecek. Ve Rusya’da bunu anlıyorlar. Yani bahsedilen açıklamalar gerçekten tamamen komplo teorileridir.

– İsrail’e saldıran Hamas militanlarının Ukrayna’dan kendilerine gelen Batı yapımı silahlarla silahlandırıldığına dair başka iddialar da ortaya çıkıyor…

Bu tür açıklamalara dair hiçbir kanıtımız yok, bunlar Rusya tarafından geliyor. Rusya’nın Hamas’la bağlantıları var, belki bu bilgi onlardan alınmıştır, biz de bilmek isteriz.

– Hatta Hamas liderlerinden biri Rusya ile yapılan bazı görüşmelerden bahsetmiş ve rehinelerden söz etmişti. Bu konuda bilginiz var mı?

Müzakereler, bildiğimiz kadarıyla, rehineler arasında Rusya ve İsrail olmak üzere çift vatandaşlığa sahip kişilerin bulunmasıyla ilgili. Görünüşe göre bahsettiğimiz şey bu.

– Rusya şimdi barışı koruma girişimiyle öne çıkıyor, derhal ateşkes ve kapsamlı bir çözüme yönelik müzakerelere geçiş çağrısında bulunuyor. İsrail’in bu konudaki tutumu nedir?

Bana müzakerelerden bahsettiklerinde her zaman iki soru soruyorum: Kiminle ve ne hakkında? Mahmud Abbas (Batı Şeria’daki Filistin Yönetimi Başkanı – Kommersant ) ile birlikte İsrail’in varlığını kim tanıdı? Yoksa İsrail’in tanımadığı ve bizi yok etmek için her şeyi yapan Hamas’la mı? Teröristlerle ne konuşacağız?

Kaynak: Independent Türkçe