Türkiye Müslümanlarının tevhidi birikimleri maalesef iki yönden kemirilmekte ve alenen yok edilmektedir, biri muhafazakâr demokrat zihniyetin düzen adına “ehlileştirme” politikaları, ikincisi de, özellikle gençleri geri dönülmez aşırılıklara yönlendiren Selefi akımların giderek artan/artırılan etkinliği.
Şükrü Hüseyinoğlu / İslam ve Hayat
Onlarca yıllık birikimiyle 60’lardan bugüne gerek Kur’ani uyanış ve arınma ve gerekse bu çerçevede siyasi/tevhidi duruş noktasında ciddi bir mesafe almış olan Türkiye’deki İslami uyanış süreci, bugün iki büyük kırılma ve tehlike ile karşı karşıya bulunuyor.
İlki, malum muhafazakâr demokrat şirk zihniyetinin, İslami birikimi düzen adına “ehlileştirme” ve payandalaştırmaya dayalı politikaları ve maalesef bu politikaların “İslami kesime alan açma” şeklinde okunarak yaygın şekilde bunlara ram olunması.
İkincisi ise, tekfir gündemiyle özellikle gençleri geri dönülmez aşırılıklara yönlendiren ve bizim zaman zaman ifade ettiğimiz “rivayet düşmanlığı-rivayetperestlik” uçlarından rivayetperestliğin başat temsilciliğine tekabül eden Selefi akımların giderek artan/artırılan etkinliği.
Bugün, Türkiyeli Müslümanların yarım asrı geçen mutedil tevhidi birikimleri maalesef bu iki yönden kemirilmekte, alenen yok edilmektedir.
İlki ile ilgili “Türkiyeli Müslümanlar ve İstikamet Krizi”, “İstikamet Krizinden Yeniden İstikamet Bilincine” ve “Kur’an Kısaları Işığında İslami Mücadele Fıkhı” kitaplarımızla hakkı ve sabrı tavsiye sorumluluğumuzu yerine getirmeye çalıştık.
İkincisi ile ilgili de “Selefiliğin Kur’ani Açıdan Değerlendirilmesi” kitabını kaleme aldık. Selefi akımların, Türkiye’deki İslami uyanış sürecini doğal rayından çıkarması ve Kur’an merkezli yönelimden yeniden rivayet merkezli yönelime mahkum etmeye, kendi tekfirci gündemiyle İslami gündemi yanlış şekilde domine etmeye başlaması karşısında duyarsız ve sessiz kalmamalıyız.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *