Edirne Cezaevi’nde 6,5 yıldır tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 14 Mayıs seçimlerinin ardından yaptığı özeleştiriyle seçmenlerden özür dileyerek, aktif siyaseti bıraktığını, cumhurbaşkanlığı adaylığını da partisinin gerekçesiz reddettiğini açıkladı.
Demirtaş’ın Artı Gerçek’e verdiği röportajın bir kısmı Çarşamba günü önce kendisi adına yönetilen Twitter hesabından paylaşıldı.
“Kendi adıma, halkımıza layık bir politika ortaya koyamadığımız için içtenlikle özür diliyorum” diyen Demirtaş, kendisine yönelik yapıcı eleştirilerden yararlanmaya çalışacağını söyledi ve şöyle devam etti:
“Mücadeleyi cezaevinden her yoldaşım gibi dirençle sürdürürken, aktif politikayı bu aşamada bırakıyorum.”
Birçok Kürt siyasetçi, Demirtaş’ın kararını doğru bulmadıklarını söyledi.
‘HDP’ye Cumhurbaşkanı adayı olmaya hazır olduğumu söyledim ama gerekçesiz olarak reddedildi’
Demirtaş, Artı Gerçek röportajında, HDP yönetimine 14 Mayıs seçimlerinde Cumhurbaşkanı adaylığı için hazır olduğunu söylediğini, ancak bunun parti yönetimi tarafından gerekçesiz bir şekilde reddedildiğini aktardı.
HDP yönetimine “Seçimi ikinci tura bırakıp o aşamada demokratik hamlelerle daha fazla katkı sunabileceğimizi belirttim” dediğini aktaran Demirtaş, adaylığının partisinin oy oranında da artış yaratabileceğine dair düşüncelerini de paylaştığını sözlerine ekledi.
Siyasi yasağının olmadığını ancak YSK’nın kendi adaylığını reddetmesi durumunda daha sonra çıkarılacak adayın parti tabanı tarafından daha kolay sahiplenileceği önerisini sunduğunu belirten Demirtaş şöyle devam etti:
“Fakat bu önerim, herhangi bir gerekçe sunulmadan reddedildi. Gerekçesini halen bilmiyorum. Bu tartışmalar sürerken deprem oldu ve sonrasında aday çıkarmamaya doğru evrildi süreç. Bu karar da Genel Merkez ve ittifak bileşenlerince ortak alındı. Bana da öncesinde bilgi verildi, elbette bu kararın arkasında durduk.
“‘Yönetimde değişiklikle birlikte taze kana ihtiyaç olduğu kanaatindeyim’
Demirtaş röportajında HDP yönetimine yönelik eleştiriler getirdi ve değişim çağrısı yaptı. İl ve ilçelerden başlayarak hızla genel kongrenin toplanması için önerilerde bulunan Demirtaş, “yönetimde değişiklikle birlikte taze kana ihtiyaç olduğu kanaatindeyim. Gördüğüm kadarıyla halkımız da Eş Genel Başkanlar başta olmak üzere parti yönetiminden bu olgunluğu ve sorumluluğu bekliyor” dedi.
Partinin önde gelenleri olarak korumaları gereken şeyin “halkın örgütlü mücadelesi ve partileri” olduğunu dile getiren Demirtaş, “Bize ne olacağı değil, halkımıza ve partimize ne olacağı önemlidir” ifadelerini kullandı.
Kürt siyasi hareketinin yoğun tutuklamalar, sürgünler ve baskılar nedeniyle çok ciddi bir kadro erozyonuna uğradığını dile getiren Demirtaş, “Kürt hareketi, artık vasata prim veren tarzı bırakıp binlerce nitelikli insanı göreve çağıran bir modeli hayata geçirmelidir” fikrini savundu ve şöyle devam etti: “Özetle, yeniden yapılanmayı temel gündem yapmalıyız.”
Aday listeleri eleştirileri
Röportajda Demirtaş’a HDP’nin genel seçimdeki milletvekili aday listeleri hakkındaki görüşleri de soruldu.
Demirtaş, listelerin oluşturulmasında belli bir yöntem eksikliği olduğu, halkın beklenti ve önerilerinin dikkate alınmadığına yönelik eleştiriler olduğunu dikkat çekti.
Bu eleştirilerin ciddiyetle ele alınması ve parti tabanına gerekli açıklamalarda bulunarak samimi bir özeleştiri verilmesi gerektiğini vurgulayan Demirtaş şöyle devam etti:
“Adaylarımızın ve seçilen arkadaşlarımızın hepsi de çok değerli, kıymetli yoldaşlardır fakat mesele onların kişiliğinden bağımsız bir iç demokrasi meselesidir. Bunca deneyimimize rağmen halen halk demokrasisini ve demokratik toplumu önemsememek teknik bir eksiklikten öte ideolojik sapmadır. Bunun sorumlusu da en başta parti yönetimidir.”
“Seçim dönemi siyasetinin de zaaflarla dolu olduğunu düşündüğümüzde yönetimimiz ne yazık ki ciddi yetmezliklere düşmüştür. Bence tüm bu süreç için halka bir özür, özeleştiri borçları var. Ayrıca ben de kendimi bu sorumluluğun dışında tutmuyorum. Kendimi sorumlulardan biri olarak kabul ediyorum elbette.”
‘HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Bey’i avukatlık yıllarımdan tanırım’
Demirtaş mülakatında HÜDA PAR’ın AKP listelerinden Meclis’e girmesi de geniş yer buldu. AKP iktidarının seçim sonrasında Kürt siyasetine yönelik baskısının artma ihtimaline yönelik soruya Demirtaş, “Özellikle HÜDA PAR aracılığıyla toplumun hücrelerine kadar nüfuz etmeye odaklanacaklardır” diyerek yanıt verdi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Türk siyasetinin en önemli attığı adım, son yıllarda bu konudaki, HÜDA PAR adımıdır” sözlerinin hatırlatılması üzerine ise Demirtaş şunları söyledi:
“Soylu açıkça, HÜDA PAR’ın bir devlet aparatı olduğunu söylerken HÜDA PAR’dan buna itiraz gelmiyor.”
“HÜDA PAR’da iyi niyetle siyaset yapanlar bilmeli ki, bu politika kendilerine de Kürtlere de kazandırmaz. Tarihimiz bunun gibi hatalarla dolu; ders çıkarmaları gerekir. Kürdü Kürde kırdıran hiçbir politika hayır getirmez. Doğru olan politika, tüm Kürtlerin el ele vermesidir. Diyalog ve istişare içinde, Kürtlerin hakları için yan yana durmasıdır.”
Avukatlık yıllarından tanıdığını belirttiği HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’na ise şu mesajı verdi:
“Kürdün eli, Saray’ın bahçesinde bir Kürt siyasetçi için idam sloganları atılırken tuttuğunuz Mustafa Destici’nin elinden kıymetsiz değil.”
Yapıcıoğlu, Erdoğan’ın seçim zaferi sonrasında Cumhur İttifakı’nı oluşturan siyasi partilerin liderleriyle yanyana gelmiş ve burada Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici ile el ele tutuşmuştu.
Bunun öncesinde ise yaptığı konuşma sırasında Erdoğan’ı dinlemeye gelen seçmenler, Demirtaş için “idam” sloganları atmıştı.
Demirtaş seçimden önce BBC Türkçe’ye verdiği mülakatta “Erdoğan yeniden kazanırsa Türkiye diktatörlüğe geçer, bu kadar net” demişti.
Demirtaş dün Artı Gerçek için bir makale de yazmıştı.
Devleti ele geçiren bir grubun seçim sürecinde devletin tüm olanaklarını sınırsız bir şekilde kullandığını söyleyen Demirtaş, partisinin seçimde yeterince başarılı olamamasını sadece buna bağlamanın kolaylık olacağını vurgulamıştı.
HDP/YSP’nin oy oranlarının 87 seçim çevresinde de gerilediğine dikkat çeken Demirtaş, parti içinde bu konuda geniş ve derinlikli tartışmaların, bilimsel saha analiz raporlarıyla yürütülmesinin gerektiğini söylemişti.
HDP’ye ‘yöre derneği gibi seçim çalışması’ eleştirisi
Makalesinde HDP’ye eleştiriler yönelten Demirtaş, tespitlerini şöyle paylaştı:
“Geride bıraktığımız seçimler her bakımdan çok önemli olmasına rağmen Kürt siyasi hareketi bunu çok geç fark etti veya çok geç bilince çıkardı. Bunu yaptığında da iş büyük oranda işten geçmişti.”
“Partimiz, oylama gününe bir ay kala seçim çalışmasına yüklendi, o da yarım yamalak ve dağınık bir çalışma şeklinde olabildi ancak.”
“63 milyon seçmenin olduğu bir ülkede “Milletvekilliği seçiminde yüzde 15’i aşacağız, Cumhurbaşkanlığı seçiminde de muhalefet adayının yüzde 50’yi geçmesini sağlayacağız” diyorsanız seçime bir ay kala başlattığınız ve profesyonellikten uzak, bir yöre derneğinin seçim çalışması gibi amatörce bir yaklaşımla başarılı olamazsınız.”
“Son 5 yıldır HDP Genel Merkezi’ne yazdığım mektuplarla, gönderdiğim mesajlarla ve makalelerimle bu gerçeği anlatmaya çalışıyorum fakat her seferinde, sesim yankılanıp bana geri dönüyor.”
“Yaşanan birçok şey var ve bunları halka yansıtmayı doğru bulmadığım için kurumları işletmeye gayret ediyorum. Ne yazık ki çoğu zaman da kurumlar işlemiyor.”
Tepkiler ne oldu?
Kürt siyasetinin önde gelen isimlerinden Ahmet Türk, Demirtaş’ın siyaseti bırakma kararını doğru bulmadığını söyledi.
10Haber’e değerlendirmede bulunan Türk, “Selahattin Bey başarılı bir politikacıydı. Genç ve dinamik bir arkadaşımız. Böyle bir karar beklemiyordum” dedi.
Demirtaş ile eleştirileri ve kararı ile ilgili konuşacağını ancak “Sesim yankılanıp bana geri dönüyor” eleştirisini “doğru bulmadığını” belirten Türk, “Partinin bir merkezi var, onlarla dayanışma içinde sürdürülmesi gerekiyor” dedi.
Türk, bununla birlikte Demirtaş’ın seçim sürecine dair eleştirilerine ise destek vererek “Örgütlü bir yapı yoktu. Parti içinde birçok genel merkez oluştu..Seçim sürecinde eksiklik vardı. Bu eksiklikler, adaylıklardan programa birçok yerdeydi. Kürt bölgelerindeki sonuçlar bunu gösteriyor. Bundan sonra halk konuşacaktır” diye konuştu.
Eski HDP Eş Genel Başkanı ve Yeşil Sol Parti Muş Milletvekili Sezai Temelli ise Demirtaş’ın kararıyla ilgili olarak, “Siyasetten emekli olunmaz. Dolayısıyla şu anki duygu haliyle böyle bir şey söylemiş. O siyaseti bırakmak istese de ne biz onu bırakırız ne de siyaset onu bırakır. Beraber siyaset yapmaya devam edeceğiz” dedi.
Artı TV’ye konuşan Temelli, “Evet ortada bir başarısızlık var. Bu başarısızlığın yaratmış olduğu etkiler var. Bunun yaratmış olduğu bir duygu hali var ve bu duygu hali tabi ki hepimizi etkiliyor” diye konuştu ve ekledi:
“Buna bağlı olarak da açıklamalar yapıyoruz. Her şeyi anlamak için biraz zamana da ihtiyacımız var. Sahici, samimi, birbirimizi anlamaya yönelik bir eleştiri, özeleştiri sürecine ihtiyacımız olduğunu hepimiz söylüyoruz.”
Demirtaş’ın siyaseti bırakma açıklaması sonrası Twitter hesabından paylaşımda bulunan Londra Üniversitesi Oryantal ve Afrika Çalışmaları Okulu’ndan (SOAS) siyaset bilimci Karabekir Akkoyunlu ise şu yorumu yaptı:
“Erdoğan’ın kendine tehdit gördüğü iki siyasetçi var: Demirtaş ve İmamoğlu. O yüzden birincisi yıllardır hukuksuzca hapiste, ikincisi de yakında siyasi yasaklı olacak ve belki hapse girecek. Ama zaman bu iki genç adamın yanında. Türkiye siyasetini uzun vadede onlar şekillendirecek.”
(BBC Türkçe)
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *