Eskişehir mitinginde CHP ve liderini eleştiren MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Bugünkü Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminin Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile hiçbir ilgisi ve ilişkisi kalmamıştır. O halde ‘Mustafa Kemal’ diyenlerin adresi Milliyetçi Hareket’tir.” ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu’nun Alevi videosunu da eleştiren Bahçeli, kendisinin alevileri çok sevdiğini söyledi.
Devlet Bahçeli, Eskişehir Odunpazarı Meydanı’nda partisinin düzenlediği “14 Mayıs’ta Aziz Milletim Sıra Sende” temalı açık hava toplantısında konuştu. Eskişehir’in Yunus Emre’nin memleketi olduğunu vurgulayan Bahçeli, şunları söyledi:
“Diyor ki Yunus ‘Kırma dostun kalbini onaracak ustası yok. Soldurma gönül çiçeğini sulamaya ibrik yok.’ Biz de bu asırlar evvelki çağrıya uyarak kalpleri kazanmak için buradayız. Ümitleri canlandırmak için elimizi uzatıyoruz. Hep birlikte Türkiye iradesini güçlendirmek için Eskişehirlileri mücadelemize davet ediyoruz. Davetim genç kardeşlerimedir. Davetim mazlum gönülleredir. Davetim milli yürekleredir. Davetim huzur arayan, güvenlik isteyen, sükunet özleyen herkesedir. Haydi Türk ve Türkiye Yüzyılı’na birlikte imza atalım. Haydi zilleti silelim, zaferde buluşalım. Haydi kötülüğe perde çekelim, cumhurun şafağında doğalım. El ele verip lider ülke Türkiye’ye ulaşalım. Gelin canlar bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeşliğimizi pekiştirelim. Ayrılıkta hayır yoktur. Bölünmede huzur yoktur. Kavgada gelecek yoktur. Şehit Battal Gazi’nin emanetlerine sahip çıkmak zorundayız. Eskişehir’in umutlarını kırmaya çalışanlara karşı birlikte olalım. Eskişehir’in talihini kapatmaya çalışanlara karşı birlikte duralım.”
Bahçeli, şöyle devam etti:
“14 Mayıs 2023 tarihinde hem 13. cumhurbaşkanını seçeceğiz hem de 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’ni yapacağız. Vakit yaklaştıkça ‘zillet ittifakı’nın ve bu ittifakın yanında yöresinde konuşlanan çıkarcıların korkuya kapıldığını, uykularının kaçtığını görüyoruz. Şimdi sizlere soruyorum: Cevabınızın muhteşem bir irade seslenişine vesile olmasını arzu ediyorum. 14 Mayıs seçimlerine hazır mısınız? Sandığa gidecek misiniz? Eskişehir’in onurunu, cumhurun haysiyetini, Cumhuriyet’in kutlu emanetlerini koruyacak mısınız? Türkiye düşmanlarının eline düşen zillet partilerine hesap soracak mısınız? Milliyetçi Hareket Partisine tam destek, hep destek, sonuna kadar destek olacak mısınız? Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı sahiplenecek misiniz? ‘Yola devam diyecek miyiz?’ Ne güzelsin Eskişehir. Ne kadar cesursun Eskişehir. Hepinizden Allah razı olsun. Doğru zaman, doğru adam, 14 Mayıs’ta Recep Tayyip Erdoğan.”
Eskişehirlilere ezberleri bozmaları çağrısında bulunan Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:
“Eskişehir’in makus talihini hep birlikte değiştirelim. CHP’ye oy veren kardeşlerim, gelin bu defa ‘Milliyetçi Hareket Partisi’ diyelim. İYİ Parti’ye oy veren kardeşlerim, sıcacık kucaklaşmamızla buzları eritip ‘üç hilal’in etrafında buluşalım. Çünkü zilletin sonu yoktur. ‘Zillet ittifakı’nın cumhurbaşkanı adayının dürüstlüğü yoktur. Maalesef Kılıçdaroğlu etnik ve mezhep tahrikçiliğine sapmıştır. Demiş ki ‘Milyonlarca Kürt’e terörist muamelesi yapılıyor.’ Peki terörist Demirtaş’a ne demişti? ‘Kürtler potansiyel terörist muamelesi görüyor.’ HDP’li Pervin Buldan neyi söylemişti? ‘Halkı terörist görüyorlar.’ Terörizmin Kürt kökenli kardeşlerimle ilişkilendirilmesi ağır bir bühtan ve hıyanettir. Şu hususun önemle ve özellikle bilinmesini isterim ki Kürt kökenli kardeşlerimle bölücü terör örgütü PKK’nın en küçük bağ ve bağlantısı yoktur. Kürt kökenli kardeşlerim Türk milletinin şerefli mensuplarıdır. ‘Zillet ittifakı’ paydasında buluşan partilerin hepsinin ağzı PKK ağzıdır. Terörist Demirtaş ne diyorsa Kılıçdaroğlu aynısını tekrarlamaktadır. HDP’li Buldan neyi söylüyorsa İYİ Parti Başkanı onu iddia etmektedir. Bunlar menfur emel birliği içindedir. Bunlar küresel emperyalizmin dayatmalarına boyun eğmişlerdir. Alçak hedef sahipleri aklını başına alsın. Türk ile Kürt kardeştir, bölücü ve şifreli mesajlarla ayırmak isteyenler ise kalleştir.”
Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştiren Bahçeli, “Kılıçdaroğlu, 25 Nisan 2023 tarihinde burada demiş ki ‘Mustafa Kemal’in ideallerine inanan herkesin demokrasiden, insan haklarından yana oy kullanmasını istiyorum.’ Bugünkü Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminin Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile hiçbir ilgisi ve ilişkisi kalmamıştır. O halde ‘Mustafa Kemal’ diyenlerin adresi Milliyetçi Hareket’tir.” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun Alevi videosu
Kılıçdaroğlu’nun paylaştığı Alevi başlıklı videoyu hatırlatan Bahçeli, “Sonu uçurum olan bu yoldan derhal dönmelidir.” çağrısında bulundu:
“Geçtiğimiz günlerde ilk kez Alevi olduğunu itiraf etti. Elbette saygı duyarız. Alevi olduğunu söylemesini de haklı görürüz. Ancak bugüne kadar niye konuşmadığını, 14 Mayıs’a yaklaşırken neden bu açıklamaya gerek duyduğunu da kararlılıkla sorarız. Eskişehir’de hayat ve varlık mücadelesi veren Alevi İslam inancına mensup kardeşlerime kucak dolusu selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Onları çok sevdiğimizi beyan ediyorum. Herkesin etnik kökeni, mezhebi, yöresi, anasının dili, muteber ve muhteremdir. Biz Hüseyini ahlakla bezenmiş kutlu bir hareketiz. Yezid ile kazanmaktansa Hüseyin ile şehadete de talip oluruz. Fakat mezhepçiliği, etnikçiliği, milletimiz ve ülkemiz için korkunç bir tehdit olarak görürüz. Etnik ve mezhep istismarı yapanların iyi niyetli olmadığını gayet iyi biliriz. Kılıçdaroğlu’nun Aleviliği samimi değildir. Bu kapsamda hiçbir uzlaşmaya bugüne kadar yanaşmamıştır. Toplumsal yaraların sarıldığı, kronik meselelerin köklü çözümlerle buluşturulduğu, milli ve manevi değerlerle kenetlenmiş bir Türkiye’ye ulaşmak hepimizin müşterek gayesidir.”
Bahçeli, her alanda bir uzlaşma vasatının tezahür etmesi gerektiğini savundu, uzlaşmanın adresinin de büyük Türk milletinin tarihi varlığı olduğunu öne sürdü.
Bahçeli, şöyle devam etti:
“Alevi İslam inancına sahip kardeşlerimiz bizim canımız, can beraberimizdir. Ne ayrımız vardır ne de gayrımız vardır. Cami ne kadar bizimse cemevi de o kadar bizimdir. Saz bizim, söz bizimdir. Cem bizim, semah bizimdir. Hamdolsun hepimiz Müslüman’ız. Allah’ımız, Peygamber’imiz, kıblemiz, kitabımız, imanımız, acımız, sevincimiz birdir. Mezhepçilik fitnesini yayanlar, bu çerçevede yıllarca husumet aşısı yapanlar, bizden olmayan, bizim gibi hissetmeyen, bizim gibi inanmayan bozgunculardır. Alevi kardeşlerimizin hayatında tartışılmaz bir yer etmiş olan cemevi gerçeği siyasi kaygılardan uzak, cami-cemevi karşıtlığına dönüştürülmeden kabul edilmelidir. Cemevi inanç ve kültür hayatımızın vazgeçilmez bir gerçeğidir. Bu gerçeği tahrip ederek asıl manasından ve müktesebatından koparmak vahim bir tehlikedir. Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimiz cemevinin ibadethane olarak kabulünü arzulamaktadır. Aleviliğin hem inanç boyutu hem de kültürel bir yapısı vardır.
Şayet Alevi kardeşlerimiz cemevini ibadethane görüyorlarsa ki öyledir, bize düşen sadece buna saygı duymak ve peşin hükümlerin ambargosundan kurtularak yapıcı ve destekleyici bir tavır almaktır. Bundan çekinecek, tereddüt edecek, endişeye kapılacak hiçbir şey yoktur. Kimin nerede ve nasıl ibadet edeceğinin yazılı bir kuralı, bağlayıcı bir hükmü, genel çerçeve bir ilkesi de yoktur. Bizim samimi görüş ve değerlendirmelerimiz bunlardır. Kılıçdaroğlu bir kez olsun kamuoyunun karşısına çıkıp mertçe, teklif ve temennilerini paylaştı mı? Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimizi siyaset malzemesi yapmaktan başka neyi amaçladı? Sayın Kılıçdaroğlu, Eskişehir bu kez sana inanmayacak. Milletimiz sana asla itibar etmeyecek. 14 Mayıs’tan sonra kalan ömrünü geçirmek için gideceğin tek yer evin olacak.”
Devlet Bahçeli, sıranın aziz millette olduğunu belirterek, “O halde aziz milletim sıra sende zillete ‘dur’, Cumhur’a ‘devam’ etmek için Eskişehirli kardeşlerim sıra alayınızda.” ifadesini kullandı.
Kütahya konuşmasında Türk-İslam kültürü ve Anayasa Mahkemesi vurguları
Devlet Bahçeli, Kütahya Zafer Meydanı’nda partisinin düzenlediği “14 Mayıs’ta Aziz Milletim Sıra Sende” temalı mitinginde ise, seçimlerin sağduyulu, sakin ve demokratik olgunlukla gerçekleşmesini diledi.
Dünyaya istikamet verecek kudrette bir Türkiye’nin inşasının, ancak Türk İslam kültüründen feyzini alan Türklük gurur ve şuuruyla İslam ahlak ve faziletiyle bezenen fedakarlık numunesi bir ahlaki kucaklaşmayla mümkün olacağını savunan Bahçeli, “Bu ahlaki kucaklaşmanın adı Cumhur İttifakı’dır. Muazzez nitelikli milli ve ahlaki kucaklaşmanın devlet ve millet hayatında kök salmasına da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi refakat edecektir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin uzlaşmacı vasfında temerküz etmiş güçlü ve tesirli yürütme güçlü ve fonksiyonel yasama, bağımsız ve tarafsız yargı sayesinde Türkiye’nin önünü hiçbir mihrak kesemeyecektir.” ifadesini kullandı.
Türkiye’de sınıflı bir toplum yapısı veya kast sisteminin olmadığını anlatan Bahçeli, “İmtiyazlı bir azınlıktan, seçkin bir zümrenin hakimiyetinden, hukuken ve siyaseten üstünlüğü olan bir kaymak tabakadan asla bahsedilemez. Milletimizin her ferdi kanun önünde aynı haklara sahiptir. Bir asırlık Cumhuriyet’in en büyük kazanımlarından biri fırsat eşitliğinin tesir ve tecellisidir. Dağdaki çobanımızla üniversitede ders veren bir akademisyenimiz arasında hukuken ve demokratik haklar açısından hiçbir fark yoktur. Her neviden ayrımcılık ve bölücülük kaynakları ayaklarımızın altındadır. Türkiye ve Türk milletinin tarih, kültür ve sosyolojik varlığında bugüne kadarki öteki olmamış, hiç kimse zenci veya yabancı görülmemiştir. Millet birdir, adı da Türk’tür. Doğudan batıya, kuzeyden güneye büyük bir aile yapısı kökleşmiştir.” dedi.
‘Anayasa Mahkemesi yeniden yapılandırılmalı’
Bahçeli, Anayasa Mahkemesinin kuruluş yıl dönümünde düzenlenen törene değinerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Anayasa Mahkemesinin 61’inci kuruluş yıl dönümünde bizatihi Mahkeme Başkanı’nın yaptığı konuşma nesnel ve bilimsel gerçeklerle birlikte millet varlığına ağır bir saldırıdır. Bu şahsın ağzından bir ok gibi fırlayan çok tehlikeli sözlerin tamir ve tevili imkanı olsa da bize göre çok zordur. ‘Toplumsal düzeyde bizim gibi olmayanlarla bizden farklı düşünen ve yaşayanlarla sağlıklı bir ilişki kurmak durumundayız’ diyen Anayasa Mahkemesi neyi kastetmektedir? ‘Öteki olarak gördüklerimizin antolojik varlığını kabul etmedikçe bu sağlıklı ilişkiyi kurma imkanı da yoktur’ diyen Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın varmak istediği yer neresidir? ‘Kendimize hak gördüğümüzü, ötekine de hak görerek adaleti ve özgürlüğü sadece kendimiz için değil, başkaları için de isteyerek farklılıklarımızla bir arada yaşamanın, iklimini hep birlikte oluşturmak zorundayız’ diyen Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın dilinin altında eveleyip gevelediği asıl düşüncesi, asıl maksadı nelerden ibarettir? ‘Demokratik cumhuriyetin geleceği hukuksal ve siyasal düzlemde kuvvetler ayrılığı ilkesinin ve bu kapsamda yargı bağımsızlığının tam manasıyla hayata geçirilmesine bağlıdır’ açıklamasıyla da PKK’dan HDP ve CHP’ye kadar zillet ve ihanet cephesine selam verdiğini uzaktan bakınca anlamayacak kadar saf mı duruyoruz.”
Devlet Bahçeli, “demokratik cumhuriyet” kavramını kullananların kim olduğunu bildiklerini ve bu odakları tanıdıklarını ifade ederek, “Kafası zehirlenmiş Anayasa Mahkemesi Başkanı’na hatırlatırım ki Türkiye’de kuvvetler ayrımı netleşmiş, aralarındaki sınır çizgileri kalınlaştırılmıştır. Dahası yargı bağımsızlığının yanı sıra tarafsızlığı da anayasal hürriyet kazanmıştır.” diye konuştu.
“Anayasa Mahkemesi Başkanı, zillet ittifakının yüksek yargıya yuvalanmış hastalıklı koludur.” diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
“Bunu reddediyoruz. Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın haddini ve hukukunu çok açık şekilde aştığını düşünüyoruz. Mahkeme Başkanı, objektifliğini ve tarafsızlığını kaybetmiş Türkiye’nin yeni yönetim sistemiyle milli birlik ve kardeşliğine cephe almıştır. Kapatılma davası yılan hikayesine dönen HDP’ye Hazine yardımının yapılmasını sağlayarak milletimizin ödediği vergilerin Kandil’e gönderilmesine vize vermiştir. Bu rezalettir, bu ihanettir. Bu aynı zamanda cinayettir. Eninde sonunda muhatapları Türk milletine hesap verecektir. Bundan kaçış yoktur, kurtuluş yoktur. Anayasa Mahkemesinin yeniden yapılandırılmasını gerekli görüyoruz. Bu kapsamda mahkemenin statüsü, kuruluş ve yargılama esasları ile üye yapısının köklü bir reforma tabi tutulmasını hedefliyoruz. Elbette yapacağız, hep birlikte başaracağız. Teröre yardım ve yataklık suçu somut delillerle belgelendirilen HDP’nin devam edegelen kapatma davasını sekteye uğratan Anayasa Mahkemesi Başkanı ve malum üyeleri şehitlerimizin kemiklerini sızlatmaktadır. Terörle mücadelede muazzam fedakarlıklar sergileyen kahramanlarımızın hakkı yenmekte, hukuku çiğnenmektedir. Bölücülüğün odağı HDP’nin kapatılması demokrasi onuru, hukuk namusudur. Bu ihanet yuvasının kapatılmasını aylardır sürüncemede bırakanları Türk milleti vakti, saati geldiğinde mutlaka kapatacak.”
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *