Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov Ankara’da Çavuşoğlu ile görüşmesinin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi. Ankara ve Moskova temsilcisi Bakanlar, Suriye ile görüşmelerin sürmesinin gereklilik olduğu konusunda görüş beyan ettiler.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Ankara’da ortak basın toplantısı düzenledi.
Lavrov, Türkiye’nin benzeri olmayan bir deprem faciasıyla karşılaştığını ve ülkesinin Türkiye’ye yardım elini uzatan ilk ülkelerden olduğunu söyledi.
Lavrov’un açıklamalarından başlıklar şöyle:
Uluslararası gündeme dair birçok konuya değinen Lavrov, küresel gıda krizinin çözümü için Türkiye’nin koordinasyonunda yürütülen ve son olarak 14 Mart tarihinde varılan mutabakatla 60 gün daha uzatılan tahıl sevkiyatı anlaşmasına ilişkin mesajlar verdi.
“Tahıl anlaşmasının Rus kısmı uygulanmıyor. BM sürekli Batı ülkelerine çağrıda bulunuyor fakat nafile, hiçbir karşılık vermiyorlar. Rus tarım ürünlerinin dünya pazarlarına ulaşmasının önünü kesen kısıtlamalar sürüyor, hatta giderek artıyor” diyen Lavrov, soru- cevap kısmında da konuya ilişkin görüşlerini şöyle devam ettirdi:
“Yaptırım listelerine tahıl veya gübre dahil edilmedi. Ancak SWIFT sisteminden çıkarıldık, gemilerimizi sigortalayamıyoruz ve yabancı gemiler de limanlarımıza giremiyor. Tahıl ve gübre doğrudan yaptırımlara tabi olmasa da bize resmen ‘Siz tahıl ve gübreyi depolayın. Nasılsa sevk edemeyeceksiniz’ diyorlar. Bu sorunu çözmek isteyen kimse görmediğimiz ve tarafların vicdanına seslenmekten bıktığımızı için anlaşmayı askıya aldık.
Tahıl anlaşmasını 120 gün uzatmıştık fakat bu meseleyi çözme gayreti görmediğimiz için anlaşmayı askıya aldık, şimdi de 60 gün uzattık. Fakat Rus tahılı konusunda bir gelişme olmazsa bu anlaşmaya gerek olup olmadığını sorgulayacağız. Ukrayna’dan sevk edilen tahılların aslan payı AB’ye gidiyor. Eğer isterlerse kendi tahıllarını karayoluyla gönderebilirler. Biz ise bu anlaşmanın dışında kendi adımlarımızı atarız.”
Ukrayna krizinin çözümüne dair de konuşan Lavrov her zaman görüşmelerden yana olduklarını belirtirken gerçeklerin de göz önünde bulundurulması gerektiğinin altını çizdi:
“Ukrayna konusunda kolektif batının yapıcı olmayan bir gündemi var. Hedeflerini Rusya’yı sahada yenmek olarak açıkladılar. Bağımsız, egemen politika yürüten ülkelere karşı faaliyetlerde bulunuyorlar. Rusya’yı yendikten sonra sıra Çin’e gelecek. Kendi ulusal çıkarlarını koruyan her ülkeyi sindirmeye çalışıyorlar. ABD çıkarlarına tabii olmalarını istiyorlar.
Ukrayna ile ilgili görüşmeler sadece Rusya’nın çıkarlarının göz önüne alınması durumunda gerçekleşebilir. Barış görüşmelerine yanaşmadığımız doğru değil, fakat bu görüşmelerin, daha önce sunduğumuz prensiplere dayanması gerekiyor.”
Minsk anlaşmalarının Ukrayna’yı silahlandırma molası olarak kullanıldığını, Batı’nın Ukrayna’daki Nazi ideolojisinin sıçramasına katkı sunduğunu vurgulayan Lavrov şöyle devam etti: “(Ukrayna lideri Vladimir) Zelenskiy’in Nazi rejiminin yansıtmaya çalıştığı gibi ‘dünyanın en demokratik devletine saldırı’ gibi bir durum yok. Biz görüşmeye açığız. Ancak haklı taleplerimiz dikkate alınmalı. Bu kendine ‘demokratik’ diyen devlet (Ukrayna) bakın hangi yasaları çıkarttı: Rusçayı yasakladı, Rusça kitaplar yasaklanıyor, Rus sanatçılar konser veremiyor. Odessa, İkinci Yekaterina tarafından kurulan bir şehir. Ancak heykeller bile kaldırılıyor.”
Bununla birlikte Türkiye ilişkilerine dair de açıklamalar da bulunan Lavrov aslında bu ziyareti mart ayında Antalya Diplomasi Forumu’nda yapmayı planladığını ama Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle ziyareti ertelemek durumunda kaldıklarını anlattı.
Depremle mücadelede Türkiye’ye ilk el uzatan ülkelerden biri olduklarını hatırlatan Lavrov, “Bizde de Türkiye’deki gibi ‘kara gün dostu’ tabiri var ve biz de Türk dostlarımızın her zaman yanında olmaya çalışıyoruz. Türk halkına en derin başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Hasar gören altyapının en hızlı şekilde onarılmasını diliyorum” mesajı verdi.
İki ülke ilişkilerinin bu kadar verimli olmasının samimi diyaloga dayandığını vurgulayan Lavrov, “Özellikle Akkuyu’nun inşası Türkiye’nin enerji güvenliğini güçlendirecektir. 27 Nisan’da santralin birinci blokuna nükleer enerji sevk etmiş olacağız. Geçen yılki doğalgaz dağıtım merkezi kararının da ne kadar isabetli olduğunu geçen süreçte çok iyi anladık” dedi. Lavrov, Çavuşoğlu’nu Moskova’ya da davet etti.
Lavrov’a soru- cevap kısmında Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılacak genel seçime ilişkin de bir soru soruldu. Rus Argument ı Faktı gazetesi muhabirinin sorusunu yanıtlayan Lavrov, “Beni biriyle karıştırmadınız değil mi? Sizi Amerika temsilcileriyle basın toplantısına davet ediyorum. Rusya hiçbir zaman kimsenin içişlerine karışmaz” ifadelerini kullandı.
Bunların yanı sıra Ermenistan- Türkiye ilişkilerinin de normalleşmesini istediklerini, ulaşıma dair her türlü engelin kaldırılmasını arzu ettiklerini dile getiren Lavrov, Filistin- İsrail konusunda da BMGK kararlarının uygulanması çağrısı yaptı.
Türkiye- Suriye- İran- Rusya dışişleri bakanları toplantısı için de hazırlıkların devam ettiği bilgisini paylaşan Lavrov tüm taraflar için uygun bir tarih belirleyeceklerini açıkladı. Lavrov, “Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkiler Rusya aracılığıyla normalleşiyor” dedi.
Lavrov, “BM eşitlik ilkesine aykırı olarak davranıyor. Batı’nın hedefinde Rusya’dan sonra Çin var. Kiev ve Batı görüşme masası kurulmasına karşı. Amerika’da tutumunu empoze ediyor ve yeni bir dünya düzeni kurmaya çalışıyor. Rusya, dünya ülkelerinin ekseriyeti ile beraber yeni dünya düzeninin BM şartına dayalı bir düzen olmasını istiyor.” dedi.
Lavrov, “Bugünkü toplantıda ilişkilerimizde lokomotif olan projelerden bahsettik. Özellikle Akkuyu Nükleer Santrali’nin kuruluşundan bahsedildi. Bu santralin inşası Türkiye’nin enerji güvenliğini güçlendirecektir. Bu vesileyle şunu ifade etmek istiyorum, 27 Nisan’da santralin birinci bloğuna artık nükleer enerjiyi sevk etmiş olacağız. Türkiye’de bir gaz merkezi kurulacak. Rus enerji kaynaklarını dünya pazarına sevk etmek üzere bir merkez kuruyoruz. Geçen sene devlet başkanlarımız, liderlerimiz bu gaz merkezinin oluşturulması ile ilgili bir karar almıştı. Bu kararın ne kadar isabetli olduğunu daha da iyi anlamış olduk.” ifadesini kullandı.
Çavuşoğlu: Suriye ile yapılan 4’lü toplantılar devam etmeli
Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile görüşmesinin ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Mevlüt Çavuşoğlu sözlerine Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Rusya’nın yaptığı yardımlara teşekkür ederek başladı.
Yapılan ikili görüşmelerde Rusya ve Ukrayna savaşının müzakere ile bitmesi gerektiğini söylediklerini belirten Çavuşoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Sergey ile bugün Tahıl Koridoru’nu da ele aldık. Bu anlaşma müzakerelerin sonuç verdiğini de gösteriyor. Bu sadece Ukrayna ve Rusya’nın tahıl ve gübre ihracatı bakımından önemli değil. Dünya gıda krizinin, dünyadaki her hanenin yaşadığı sorunun azaltılması bakımından önem arz ediyor. Diyaloğun yoğunlaştırılarak devam etmesi gerekiyor.”
Suriye ile ilerleyen süreç
Rusya’nın başkenti Moskova’da 3-4 Nisan’da Türkiye, Rusya, Esad rejimi ve İran arasında dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde gerçekleştirilen 4’lü toplantılara değinen Çavuşoğlu, bu toplantıya ev sahipliği yapması ve hazırlanmasındaki gayretleri dolayısıyla mevkidaşı Lavrov ile Rusya Dışişleri Bakanlığına teşekkür etti.
Çavuşoğlu, Moskova’daki 4’lü toplantıya ilişkin değerlendirmesinde şunları kaydetti:
“Moskova’da her ülke tutumunu ve görüşlerini şeffaf ve açık şekilde dile getirdi. Bu sürecin aynı şekilde şeffaf ve açık şekilde devam etmesi gerektiğine inanıyoruz. Bir toplantıda, iki toplantıda tüm meselelerin halledilmeyeceğini biliyoruz, gerçekçiyiz ama diyaloğun devam etmesi gerekiyor ve istişarelerin aynı şekilde yoğunlaştırılarak devam etmesinde fayda var.”
Arzumuz bir an önce Azerbaycan ve Ermenistan arasında kapsamlı bir anlaşmanın imzalanması. Rusya ile istişare içinde olmaya devam edeceğiz.
Enerji işbirliği konularını da ele aldık. Diğer taraftan turizm işbirliğimizin önemli bir konusu. Daha fazla turistin Rusya’dan gelmesini bekliyoruz. Yoğun bir gündemimiz var. O yüzden sürekli temas halindeyiz.”
Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılar
İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yönelik baskınlarına ilişkin soruya yanıt veren Çavuşoğlu, “İsrail’in ramazan ayında Harem-i Şerif’in kutsiyetini ve tarihi statükosunu ihlal eden bu saldırısını lanetliyorum. Burada özellikle ibadet eden Müslümanlara yönelik İsrail polisinin muamelesi kabul edilemez. İnsanlık dışıdır.” dedi.
Çavuşoğlu, Dışişleri Bakanı Eli Cohen’in Türkiye’yi ziyaretinde yaptıkları görüşmede Mescid-i Aksa’nın statüsünü koruyacaklarına dair taahhütlerini yinelediğini hatırlatarak, geçen yıl da ramazan ayında bir gerginlik olduğunu söyledi.
Bakan Çavuşoğlu, “Bugün İsrail’de güvenlik işleri en ırkçı, en faşist bir siyasetçiye verilmiştir. (Aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar) Ben-Gvir’a verilmiştir. Dolayısıyla bizim İsrail’e çağrımız, gerek Mescid-i Aksa’ya yönelik bu saldırılarını, biraz önce durduklarının haberini aldık, gerekse hava saldırılarını kalıcı olarak durdurması gerekiyor.” diye konuştu.
Ayrım gözetmeksizin bu orantısız saldırı ve İsrail’in bu siyasetini kabul etmelerinin mümkün olmadığını vurgulayan Çavuşoğlu, daha önceki provokasyonlardan sonra İslam İşbirliği Teşkilatını (İİT) olağanüstü topladıklarını, bu saldırılardan sonra da İİT İcra Komitesinin herkese açık şekilde olağanüstü toplanacağını söyledi.
Çavuşoğlu, kalıcı çözümün yönteminin iki devletli çözüm olduğunu ve bunun tüm dünya tarafından kabul edildiğini belirterek, bağımsız bir Filistin devletinin kurulması ve Doğu Kudüs’ün bu devletin başkenti olması gerektiğini dile getirdi.
Son zamanlarda İslam düşmanı saldırıların ve Müslümanların kutsiyetlerine saldırının haddini aştığını vurgulayan Çavuşoğlu, “Biz hangi din, hangi inanç olursa olsun, değerlere saldırılmasına karşıyız.” dedi.
Çavuşoğlu, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) genelinde özellikle antisemitizmle mücadelenin önemli olduğunu belirterek, İslam düşmanlığı ve Hristiyan düşmanlığı gibi tüm nefret ve söylemlerine karşı ortak mücadele edilmesi gerektiğini kaydetti.
“Kudüs konusu bizim kırmızı çizgimizdir”
Çavuşoğlu, İİT üyesi ülkelerle temasının olduğunu, bugün Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki ile ve mümkün olursa Dışişleri Bakanı Eli Cohen ile de görüşeceğini ifade etti.
Bakan Çavuşoğlu, “Biz Türkiye olarak İsrail’le yeniden bir diyalog başlattık ama şunu herkes bilsin ki başta İsrail, bu, Filistin davası pahasına olamaz. Filistin, Mescid-i Aksa ve Kudüs konusu bizim kırmızı çizgimizdir her zaman ve bu konularda bu davalardan hiçbir zaman taviz vermeyiz.” diye konuştu.
Çavuşoğlu, bu anlayış ve samimiyet İsrail tarafında da olursa sorunun ve gerginliğin azaltılması ve çözülmesi konusunda Türkiye’nin önemli katkı sağlayabileceğini belirtti.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *