Partisinin genel merkezinde düzenlenen Büyükelçiler İftarında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO müttefikleri ABD ile yakın diyaloglarının devam ettiğini, iki ülke arasındaki stratejik mekanizmadan da faydalanarak işbirliğini ilerlettiklerini dile getirdi.
AKP genel merkezinde düzenlenen Büyükelçiler İftarı, Türkiye’deki en kıdemli büyükelçi olan Cibuti’nin Ankara Büyükelçisi Aden Hüseyin Abdillahi ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Efkan Ala’nın selamlama konuşması ile başladı. Programa, büyükelçilerin yanı sıra Arap Devletleri Ligi, D-8 Sekreteryası, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği, Türk Devletleri Teşkilatı ve AB Delegasyonu temsilcileri ile Dini liderler katıldı.
Selamlama konuşmalarının ardından mikrofona gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir araya geldikleri iftar sofrasının, her şeyden önce bir muhabbet ve kardeşlik sofrası olduğunu söyledi. Ramazan ayının ülkelerle birlikte tüm insanlığa barış, huzur ve esenlik getirmesini dileyen Erdoğan, bu yıl 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli deprem felaketi nedeniyle ramazanın buruk karşılandığını ifade etti. Erdoğan, depremlerde ve ardından yaşanan sellerde 50 binin üzerinde kişinin hayatını kaybettiğini, bunların acısının yüreklerde hissedildiğini dile getirdi.
Türkiye’nin, nerede bir mazlum varsa kimliğine bakmadan imdadına koşmayı görev bilen bir ülke olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, milli gelire oranla insani yardımlarda en üst sıralarda yer aldığını aktardı. Erdoğan, “Dünyanın en fazla yardım yapan ülkesi olmayı, milletimiz adına bir şeref payesi olarak yıllardır gururla paylaşıyoruz.” diye konuştu. Erdoğan, Türkiye’nin, ekonomik şartlarından bağımsız şekilde, bugüne kadar hep mazlumun, mağdurun, başı dara düşenin yanında olduğunu ifade ederek, küresel koronavirüs salgınında 160 ülke ve 14 uluslararası kuruluşa tıbbi yardım ulaştırarak, insani vazifeyi yerine getirdiklerini hatırlattı.
Erdoğan, bunların karşılığını, deprem afeti ile mücadele sırasında birebir görme fırsatı bulduklarını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Şubat’tan bu yana deprem bölgesindeki illerin hepsini birkaç kez ziyaret ettiğini anımsatarak, “Cumhur İttifakı olarak beraberce dolaştık.” dedi. Erdoğan, hasar tespit çalışmalarının neticelenmek üzere olduğunu, enkaz kaldırma faaliyetlerinin süratle devam ettiğini anlattı.
‘Demokrasimize güveniyoruz’
Erdoğan, seçim sürecinin bu çalışmaları yavaşlatmasına izin vermeyeceklerini vurgulayarak, “Bu konudaki kararlılığımızı ilk günden itibaren açıkça ortaya koyduk. 11 ilimizi ve 14 milyon vatandaşımızı etkileyen deprem felaketine rağmen, seçimleri erteleme yolunu gitmedik. Biz, Türkiye’nin kapasitesine, demokrasimizin gücüne, hepsinden önemlisi milletimizin dayanışma ruhuna güveniyoruz. 14 Mayıs seçimlerinde insanımızın hem kendi hem de evlatlarının geleceği için sandıkta yine en doğru kararı vereceğinden şüphemiz yok. Meydanların dilini çok iyi bilen, son 20 yılda girdiği 15 seçimin hepsinde milletin teveccühünü kazanan bir siyasetçi olarak, dalga dalga büyüyen bir zaferin ayak seslerini duyuyoruz.”
Erdoğan, güçlüyü koruyan, zayıfın hakkını yok sayan, insanlığın kaderini beş ülkenin iki dudağı arasına hapseden mevcut düzenin sürdürülebilir olmadığını belirterek, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kapsayıcı ve kuşatıcı bir anlayışla reforma tabi tutulması acil bir ihtiyaçtır.” dedi.
Çatışmaların durması için samimiyetle gayret gösterdiğini söyleyen Erdoğan, “Her iki tarafa da onurlu çıkış imkanı verecek, bölgemizi, içinde sürüklendiği girdaptan çekip alacak adil bir barışın mümkün olduğuna inanıyorum. Sadece Rusya-Ukrayna krizi değil, Filistin’de, Suriye’de, Afganistan’da, Libya’da, Yemen’de, Somali’de de kronikleşen sorunlar çözüm bekliyor. Fakat uluslararası toplum, krizleri hal yoluna koyacak iradeyi sergilemekte mütereddit davranıyor. Çözümsüzlüğü sıradan hale getiren bu tablonun gerisinde küresel güvenliği sağlamakla mesul kuruluşların adaletsiz yapısı vardır.” ifadesini kullandı.
Bir süredir ‘Dünya beşten büyüktür.’ diyerek bu adaletsizliğe ve çarpıklığa dikkat çektiklerini vurgulayan Erdoğan, “Güçlüyü koruyan, zayıfın hakkını yok sayan, insanlığın kaderini beş ülkenin iki dudağı arasına hapseden mevcut nizam sürdürülebilir değildir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kapsayıcı ve kuşatıcı bir anlayışla reforma tabi tutulması acil bir ihtiyaçtır.” dedi.
Dayanışmaya ihtiyaç duydukları bir başka alanın terörle mücadele olduğuna işaret eden Erdoğan şöyle devam etti: “Bu şiarla PKK, PYD, YPG, FETÖ ve DEAŞ başta olmak üzere terörün her türlüsüne karşı ayrım yapmadan mücadelemizi sürdürüyoruz. Kelime oyunlarıyla, diplomatik ve askeri cambazlıklarla, bölücü terör örgütünü palazlandırma girişimlerini biliyor, tek tek takip ediyoruz. Vakti saati geldiğinde, elbette bunları muhataplarının önüne koyacağız. Nasıl ülkemizin bir terör koridoruyla kuşatılmasına rıza göstermediysek, yeni teşebbüslere de kesinlikle izin vermeyeceğiz. Vatanımıza yönelik terör tehditlerini kaynağında bertaraf etme stratejimizi uygulamaya devam edeceğiz.”
Avrupa Birliği üyeliği stratejik hedefimiz
Erdoğan, Doğu Akdeniz ve Ege’de, Yunanistan ile son dönemde oluşan havanın, sorunların çözümü için bir fırsat olarak değerlendirilmesinin temennileri olduğunu söyledi.
Balkanlar’ın istikrarı ve huzuruna katkı sağlayan adımları her zaman olduğu gibi desteklediklerini belirten Erdoğan, maruz kaldıkları onca haksızlığa rağmen Avrupa Birliği üyeliğinin stratejik hedefleri olmayı sürdürdüğünü anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu.
“Kimi Avrupa ülkelerinde İslam düşmanlığını körükleyen eylemlere göz yumulması, geleceğimiz bakımından endişe vericidir. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’in mushafının yakılmasına kadar varan bu menfur girişimler hiçbir şekilde kabul edilemez, mazur görülemez. Bu açık ve net bir nefret suçudur. Mushaf yakma eylemlerine, ifade hürriyeti kisvesi altında izin verenler, demokrasi ve özgürlük kavramlarının altını oymaktadır. Yaklaşık 2 milyar insanı rencide etmekle kalmayıp öfkeye sürükleyen bu alçaklıklara artık bir son verilmesi gerektiğinin altını özellikle çizmek istiyorum. Bu beklentilerimizin, ilgili makamlarınıza ve ülke kamuoylarınıza gerektiği şekilde aktarılması noktasında sizlere güveniyorum.”
ABD ile yakın diyalog
Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO müttefikleri ABD ile yakın diyaloglarının devam ettiğini, iki ülke arasındaki stratejik mekanizmadan da faydalanarak işbirliğini ilerlettiklerini dile getirdi.
Yeniden Asya Girişimi’ni güçlendirirken, Latin Amerika ve Afrika açılım politikalarının müspet sonuçlarını pek çok alanda gördüklerini anlatan Erdoğan, “Sayısı 260’a çıkan dış temsilcilik ağımızla ülkelerinizle ilişkilerimizi güçlendirmek için canla, başla çalışıyoruz. Türkiye’de mukim, diplomatik temsilcilik sayısının 302’ye ulaşması da bu çabalarımızda bizlere güç veriyor.” dedi.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *