Sosyolog Scott Lash’in “algoritma sayesinde iktidar” yaklaşımı, algoritmaların toplumun kılcal damarlarına işleyen rolüne işaret ediyor. Bugün algoritmalarla işleyen yapay zeka, bilginin en büyük güç olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Son tahlilde ise insanın hangi niyetle yapay zekayı kodlayacağı büyük önem kazanıyor…
SOSYAL MEDYADA ALGORİTMA ROLÜ
Kodların sahibi kimse, algoritmalarla yayılan dezenformasyonun sorumlusu odur. Algoritma bir emir kümesidir. Emri yazan neyi isterse, algoritma onu gösterir.
Sosyal medya, son dönemde zamanımızın büyük bölümünü geçirdiğimiz bir yer. Akıllı telefonlarımız sayesinde sosyal etkileşimde bulunduğumuz, günün istediğimiz saatinde bilgi alabildiğimiz ya da yayabildiğimiz bir ortam. Sosyal medyada iki durumumuz var; etkileyeniz ve etkileneniz.
– Etkileyeniz: Çünkü algoritmayı oluşturan, kodları yazan (ve genelde gizlenen) insan. Uygulayan ise -insan yerine düşünen bir makine olarak- yapay zeka. Belirli bir sürede robotik öğrenme gerçekleşiyor. İnsana özgü davranışlar ve duygusal eğilimler, algoritmalarla taşınıyor.
– Etkileneniz: Sorumluluk hareketi başlatan insana ait. Yapay zekaya karşı kontrolü kaybetme riskine karşı adım atıyor. Ve bir an geliyor, hızla Bumerang hedefine dönüşebiliyor. Atıldığı yere geri dönen emir, demiri kesmeye başlıyor.
ADIM ADIM ÇÖZÜM YOLU
Algoritma bir sorunun çözüm yoludur. Mantıklı çözüm tarifi içeren sıralı bir dizilim ya da bir amaca ulaşmak için ortaya konan tasarım. Bir düşünen olarak insan ürünü. Düşünenin ortaya çıkardığı bilgiyi kullanıyor. Veri havuzundan besleniyor. Yüklendiği talimatlarla tasarımcısının zihnini açığa çıkarıyor.
Ama yaratabileceği sonuçlar sınırsız. Algoritmayı, sosyal medya düzeninde çarkı döndüren ana parça gibi düşünürsek, gücü daha da anlaşılıyor.
Algoritma sosyal medyada sizi tanıyor. Profil bilgilerinize hakim. Ne okursunuz, neyle ilgilenirsiniz, neyi paylaşırsınız, beğenileriniz nedir biliyor. Sizi takip ediyor. O ara merak ettiğiniz ürünü veya bilgiyi karşınıza çıkarıyor.
Daha önce izlediğiniz bir içeriğe uygun yeni öneriler sunuyor. Görmek istediğinizi öne çıkarıp görmek istemediğinizi arka plana iterek, memnun olmanız ve içinde bulunduğunuz ortamda daha fazla zaman geçirmeniz için çalışıyor. Neyi görmek isterseniz onu gösteriyor ya da neyi göstermek isterse onu gösteriyor. Bitmedi; bu nice ihtimalle uzayıp gidiyor.
Algoritma dezenformasyon yayılımında da etkin bir role sahip. İstenen içeriği viral hale getirebiliyor, yanıltıcı içeriklerin hızla yayılmasını sağlayabiliyor. Hesap edilebilir bir yönü var. Algoritma sayesinde seçili içeriklerin kime, ne zaman ve nasıl gösterileceği belirlenebiliyor.
Karmaşık yapılı ama sonuçları bakımından iyi ve kötü hedefli olabiliyor. İşin sırrı, algoritmanın nasıl tasarlandığında saklı. Dezenformasyon üretip yayabildiği gibi, dezenformasyonu tespit edip karşı mücadele de verebiliyor. Dezenformasyon üreten hesabı belirleyebiliyor ve bu hesaba teyitli içerik önerebiliyor. Böyle bir görev üstlendiğinde dezenformasyon yayılımını azaltabilen bir kurtarıcıya da dönüşebiliyor.
Algoritmaya istikamet veren niyet. Hesap dondurma, içerik kaldırma, etiketleme gibi yöntemleri olsa da sosyal medya platformlarına yöneltilen “algoritma ve veri tercihleri konusunda şeffaf olmama” eleştirisi yaygın. Bu da niyete ilişkin sorgulamalara neden oluyor.
Büyük Veri kendi başına güç getirmez. O veriyi kullanan bir “düşünen” gerekir. Sosyolog Scott Lash’in “algoritma sayesinde iktidar” yaklaşımı, algoritmaların toplumun kılcal damarlarına işleyen rolüne işaret ediyor. Bugün algoritmalarla işleyen yapay zeka, bilginin en büyük güç olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Son tahlilde ise insanın hangi niyetle yapay zekayı kodlayacağı büyük önem kazanıyor.
(AA/Çağdaş Çetindemir)
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *