ABD Dışişleri Bakanı’nın geçtiğimiz günlerde bölgeye yaptığı ziyarette ABD’nin, “Yahudi yerleşim birimlerinin genişlemesine, Batı Şeria’nın ilhakına ve statükonun değiştirilmesine daima karşı çıkacağını” iddia etmişti. Ancak siyonist işgal hükümetinin en önemli gündem maddelerinden biri Batı Şeria’da bulunan Yahudi yerleşim birimlerini genişletmek.
Siyonist İsrail’in geçen hafta işgal altındaki Batı Şeria’nın kuzeyinde bulunan Cenin Mülteci Kampı’na düzenlediği baskın bölgede gerilimi tırmandırdı. Cenin’de 10 Filistinlinin şehid edildiği baskını, Doğu Kudüs’teki bir yasa dışı yahudi yerleşim biriminde 7 İsraillinin öldürüldüğü saldırı izledi.
Filistinli gözlemcilere göre 2022 yılı, yerleşim birimlerinin genişlemesi ve saldırıların artması nedeniyle 1967’den bu yana en kötü yıllardan biri oldu. İşgalci İsrail hükümetinin yahudi yerleşimcileri, Filistin topraklarını ilhak etmesi için daha fazla kullanmasından endişe ediliyor!
Yahudi yerleşimcilerin sayısı 726 bini aştı
Filistin Kurtuluş Örgütüne (FKÖ) bağlı Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi verilerine göre, bu yıl Kudüs dahil Batı Şeria’daki 176 yerleşim birimindeki Yahudi yerleşimci sayısı 726 bin 427’ye ulaştı. Ayrıca, Batı Şeria’da 86’sı kırsalda olmak üzere 186 kaçak yerleşim bulunuyor.
Batı Şeria bölgesinde 2022’de İsrail’in resmi izni olmadan 12 ‘kaçak’ yahudi yerleşim yeri kurulurken, bunlardan ilk ikisi Ramallah’ın doğusundaki Deyr Dibvan ve Deyr Cerir beldelerinde yer aldı.
İşgal rejiminde koalisyon hükümetini kurmak için “Likud” ve “Yahudi Gücü” partileri arasında imzalanan bir anlaşmaya göre, Batı Şeria’daki 65 kaçak yerleşim biriminin İsrail kanunları nezdinde “yasallaştırılarak” su, elektrik verilmesi, altyapıya bağlanması ve “güvenlik önlemleri” ile güçlendirilmesi planlanıyor.
Batı Şeria’daki bu bölgeler arasında, en büyük yahudi yerleşim birimi olarak bilinen Maale Adumim dikkati çekiyor. Onu, Batı Şeria’nın güneyindeki Gush Etzion ve kuzeyindeki Ariel yerleşim birimleri izliyor.
Ayrıca işgalci İsrail makamlarının Batı Şeria ve Kudüs’te 8 bin 288’den fazla yeni konutun inşasını öngören 83 yapısal ve ayrıntılı planı da onayladığı biliniyor. Bu da İsrail hükümetinin işgal altındaki Filistin topraklarında yasa dışı Yahudi yerleşim yerlerini genişletmesi anlamına geliyor.
Yahudi yerleşimciler Müslümanlara saldırıyor
Filistin’in resmi verilerine göre 2023 yılına girilmesiyle birlikte yerleşimcilerin saldırılarında artış görüldü. Buna göre yahudi yerleşimciler Batı Şeria’da ocak ayında 130 saldırı düzenledi.
İşgalci İsrail ordusunun Filistinlilere yönelik baskınlarına katılan, Filistinlilere ve mallarına doğrudan saldıran Yahudi yerleşimciler, 2022 yılında 1187 saldırı gerçekleştirdi.
Yahudi yerleşimciler 417 saldırıyla en çok Nablus’u hedef alırken, 203 defa Ramallah ve El-Bire bölgelerine, 172 kez El Halil’e birçok kez de çeşitli beldelere saldırdı.
Zeytin ağaçlarına 354 saldırı düzenleyen yahudiler 10 bin 291 ağacı kökünden söktü, zedeledi veya zehirleyerek zarar verdi.
2023 yılı için beklentiler!
Filistin Uygulamalı Araştırmalar Enstitüsü (ARIJ) Müdürü Cad İshak, AA muhabirine, Filistin yönetimi ve İsrail arasında imzalanan Oslo Anlaşması’na göre Batı Şeria’daki C bölgesini İsrail’in kontrol ettiğini belirtti. İshak, “Yahudi yerleşim birimlerinin ve saldırılarının artması nedeniyle 2022 yılı, 1976’den bu yana Filistin halkının yaşadığı en kötü yıl oldu. 2023 yılı daha da zor olacağa benziyor.” dedi.
Uluslararası toplumdan İsrail’e sembolik tepkiler
ABD ve Avrupa Birliği (AB) dahil uluslararası toplum ise Doğu Kudüs ve Batı Şeri’daki uluslararası hukuka aykırı olan yahudi yerleşim birimlerine karşı çıkıyor. ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken bölgeye yaptığı son ziyarette ülkesinin, “Yahudi yerleşim birimlerinin genişlemesine, Batı Şeria’nın ilhakına ve statükonun değiştirilmesine daima karşı çıkacağını” ifade etti.
Filistin ile İsrail yönetimi arasında 1995’te imzalanan “İkinci Oslo Anlaşması” çerçevesinde işgal altındaki Batı Şeria A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı.
Batı Şeria’nın yüzde 18’ini kapsayan “A bölgesi”nin yönetimi idari ve güvenlik olarak Filistin’e, yüzde 21’lik “B bölgesi”nin idari yönetimi Filistin’e güvenliği ise işgalci İsrail’e devredilirken, yüzde 61’ini kapsayan “C bölgesi”nin idare ve güvenliği İsrail’e bırakılmıştı.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *