Malezyalı bürokrat Abdul Razak Ahmad, “Müslüman ülkelerin İslamofobi konusuna biraz daha duyarlı olması gerektiğini düşünüyorum. Sadece tepki vermemeliler şu anda gördüğümüz şey çok tepkisel oldukları. Üstelik tepkisel olarak bile çok az ülkenin liderlik ettiğini görüyoruz” dedi.
Malezya Dışişleri Bakanı Barış Sağlama ve İslamofobi ile Mücadele Özel Temsilcisi Abdul Razak Ahmad, AA bünyesinde kurulan ve Müslüman karşıtlığı başta olmak üzere dünyadaki tüm ayrımcılık vakalarını takip ederek haberleştiren Ayrımcılık Hattı’na yaptığı ziyarette, Anadolu Ajansı (AA) muhabirinin sorularını yanıtladı.
‘Müslüman karşıtlığı ile mücadeleyi Türkiye’den öğrenmek istiyoruz’
Ülkesinin dünya genelinde Müslüman karşıtlığıyla mücadeleye önem verdiğini belirten Ahmad, “Türkiye’den ve özellikle Anadolu Ajansından Müslüman karşıtlığı ile mücadele için başlattığı girişimden uygulayabileceğimiz her şeyi öğrenmek istiyoruz. İslamofobi ile mücadele konusunda ülke olarak ön saflarda yer alıyorsunuz. Bu nedenle bu konuyu sizden öğrenmek bizim için önemli.” ifadelerini kullandı.
Ahmad, dünya genelinde aşırı sağ söylemlerin ve bununla ilişkili olarak Müslüman karşıtlığının arttığına dikkati çekerek, “Bence asıl sorun İslamofobinin küreselleşmesi. İslam’ın yanlış aksettirilmesi. Dinin, en düşük seviyede ve en dar anlamıyla yorumlayanların elinde nefret objesi haline getirilmesi.” değerlendirmesinde bulundu.
2022’de Türkiye ile Malezya arasında medya ve iletişim alanında işbirliğine ilişkin mutabakat zaptı imzalandığını anımsatan Ahmad, “Malezya ve Türkiye’nin, İslamofobi ile mücadele konusunda birlikte çalışmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu küresel toplumu etkileyen bir sorun. En yenilikçi iki Müslüman ülke olan Türkiye ve Malezya, İslam’ın yanlış anlaşılmasına karşı çalışmaların öncüsü olmalı.” diye konuştu.
‘İsterse 1 milyon mushaf yaksınlar, İslam’ı silemezler’
Ahmad, Norveç’te, mushaf yakılmasına izin veren kararın, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, Norveç’in Ankara Büyükelçisi’ni Dışişleri Bakanlığına çağırmasının ardından iptal edilmesine ilişkin şunları söyledi:
“Bu bize Türk diplomasisinin çalıştığını, Türkiye’nin yumuşak gücünün çalıştığını gösteriyor. Bu insanlarla yüzleşerek, onlarla yakın ilişki kurarak şunu söylemeliyiz; ‘Kırgınız, bu bazı şeyleri yapmanın doğru yolu değil. Bu eşitlikçi bir toplumun kendisini ifade etme şekli değil.’ Bu yüzden durmalılar. Türkiye etkili ve pek çok anlamda süper güç olan bir ülke.”
İsveç ve Danimarka’daki mushaf yakma provokasyonlarına da değinen Ahmad, “İster bin ister 1 milyon Kur’an-ı Kerim yaksınlar, İslam öğretisini Müslümanların kalbinden ve zihninden silemezler. Batı bu konuda gerçekçi olmalı. Herhangi bir dine karşı nefret üretmek asla işe yaramaz. Bu bizim kimliğimiz, bunu dünyanın geri kalanıyla bir arada yaşayarak savunacağız ve bu sadece savunma meselesi de değil.” görüşünü paylaştı.
“Müslüman ülkelerin ortak mücadele etmesi gerekir”
Batı’nın “ifade özgürlüğü” üzerinden yaptığı savunmayı kabul etmediğini kaydeden Ahmad, resmi dini İslam olan Malezya’nın, çok dinli ve çok kültürlü olduğunu kaydetti.
Ahmad, “Malezya, Müslümanların çoğunlukta olduğu bir ülke olmasına rağmen başka dinlere karşı nefrete asla izin vermiyor. Kesinlikle ifade özgürlüğü, düşünce özgürlüğü, konuşma özgürlüğü, başkalarının dinini, inancını baltalama, hoşgörüyü çiğneme ve bir arada yaşamayı zayıflatma pahasına savunulamaz.” dedi.
Müslüman ülkelerin, Müslüman karşıtlığıyla mücadelede ortak hareket etmesi gerektiğinin altını çizen Ahmad, sözlerini şöyle tamamladı:
“Müslüman ülkelerin İslamofobi konusuna biraz daha duyarlı olması gerektiğini düşünüyorum. Sadece tepki vermemeliler şu anda gördüğümüz şey çok tepkisel oldukları. Üstelik tepkisel olarak bile çok az ülkenin liderlik ettiğini görüyoruz, sadece Türkiye, Suudi Arabistan ve birkaç ülke var. Bence artık diğer Müslüman ülkelerin de biraz daha katı olma ve birlikte çalışma zamanı. İslamofobik olan her şey aslında doğası gereği suç olarak kabul edilebilir. Tıpkı antisemitizmin birçok ülkede suç olduğu gibi. İslamofobiyi özellikle Müslüman ülkelerde de suç saymalıyız.”
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *