ABD, İsrail ve Güney Kore’den silah çekmeyi görüşüyor

ABD, İsrail ve Güney Kore’den silah çekmeyi görüşüyor

ABD’lilerin 19 Ocak’ta işgalci İsrail rejimini ziyaretinin ardından Pentagon Sözcü Yardımcısı açıklamasında, hem İsrail hem de Güney Kore ile ABD silahlarının çekilmesini konuştuklarını bildirdi.

ABD’lilerin ziyareti sonrası siyonist işgalci İsrail hükümeti basın ofisi tarafından yapılan açıklamaya göre, Netanyahu, ülkeye resmi ziyarette bulunan Sullivan ile Batı Kudüs’teki ofisinde görüştü. Netanyahu, “Başkan (Joe) Biden’ı 40 yıldır İsrail’in büyük bir dostu olarak tanıyorum. Ulusal güvenlik konularında size ne kadar güvendiğini biliyorum.” dedi.

Biden yönetimini, “ortak güvenlik ve barışın teşviki konularında güvenilir bir ortak olarak gördüklerini” belirten Netanyahu, “Bugün, güvenliğimize yönelik ciddi sorunların ve barış için büyük fırsatların olduğu özel bir gün. Birlikte çalışarak zorluklarla yüzleşebilir ve fırsatları değerlendirebiliriz.” dedi.

Ofisin açıklamasında, Netanyahu ve Sullivan’ın “İran’ın nükleer programı ve bölgedeki eylemlerini durdurmak için ortak çabalarını görüştüğü” belirtildi. Görüşmede, “Biden’ın İran’ın nükleer silah elde edemeyeceğini taahhüt etmesinden duyduğu memnuniyeti” dile getiren Netanyahu, “İran’ın nükleer silah edinmesini engellemenin hükümeti için bir öncelik olduğunu” iddia etti.

Tarafların, İsrail ve ABD arasındaki “stratejik ilişkilerin derinleştirilmesi” konusunu da görüştüğü, İsrail’in Arap ülkeleriyle normalleşmesinde gelecek adımların ele alındığı kaydedildi. Ayrıca, İsrail’in Arap ülkeleriyle normalleşmesi sürecinde, Suudi Arabistan’a odaklanarak “barış çemberini genişletmesi” de konuşuldu.

Ofisin açıklamasında, ABD silahlarına ilişkin bir ifade kullanılmadı.

Pentagon: Silahların çekilmesini görüşüyoruz

Ziyaretin ardından ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcü Yardımcısı Sabrina Singh, günlük basın toplantısında, “Ukraynalıları her ne araç veya silah kullanırsa kullansın topraklarını geri alma konusunda destekleyeceğiz. Bunu başından beri ifade etmekten geri durmadık.” dedi.

ABD’nin İsrail ve Güney Kore’deki silah ve ekipmanlarını çekip Ukrayna’ya vermesine ilişkin bir soruyu karşılık Singh, ABD’nin dünyanın dört bir yanındaki üslerinden ekipman ve silah çektiklerini ancak bunu Amerikan ordusunun harbe hazırlık kabiliyetine zarar vermeyecek şekilde yaptıklarını söyledi.

Hem İsrail hem de Güney Kore ile söz konusu silahların çekilmesini konuştuklarını belirten Singh, buralardan silah ve ekipman çekmenin ABD’nin stoklarının yetersiz kaldığı anlamına gelmediğini iddia etti.

İşgal rejiminde diğer gelişmeler

Siyonist İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun yargının yetkilerinin kısıtlandığı yasa teklifi ve sağ politikalarına tepki gösteren on binlerce yahudi 20 Ocak’ta başkent Tel Aviv’de toplandı. İsrail’deki sivil toplum kuruluşları, hukukçular ve yüksek teknoloji sektörleri gibi meslek gruplarının çağrısı üzerine on binlerce İsrailli meydanlara indi.

Bu hafta gösterilere katılacağını açıklayan ana muhalefet lideri Gelecek Var Partisi Lideri Yair Lapid de burada yaptığı konuşmada, “Ülkemizi ve demokrasiyi koruyacağız. Kazanana kadar vazgeçmeyeceğiz.” dedi. Tel Aviv kent merkezindeki Azrieli Meydanı’nda toplanan her yaştan binlerce gösterici İsrail bayrakları taşıdı. Göstericiler, meydana kurulan sahnelerde çalınan “Diktatörlüğe hayır” ve “Demokrasi” sloganlarına eşlik etti.

İsrail’in Kanada Büyükelçisi istifa etti

İsrail’in Kanada Büyükelçisi Ronen Hoffman, geçen yıl sonunda göreve gelen Başbakan Binyamin Netanyahu hükümetinin politikalarını gerekçe göstererek istifa etti. İsrail basınındaki haberlere göre, Hoffman, istifa mektubunda “yeni hükümetin politikaları ışığında görevine devam edemeyeceğini” belirtti. İsrail Dışişleri Bakanı Elie Cohen’in Hoffman’ın istifasını kabul ettiği aktarıldı. Basında yer alan haberlerde, Hoffman’ın bir önceki İsrail Başbakanı Yair Lapid döneminde göreve getirildiğine işaret edildi.

Şas Partisi lideri bakanlıklardan azledildi

Siyonist İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, vergi usulsüzlüğünden hüküm giyen Ultra Ortodoks Şas Partisi lideri Arya Deri’nin bakan olamayacağına ilişkin yargı kararının ardından Deri’yi koalisyon hükümetinde yürüttüğü iki bakanlıktan azletti.

İşgalci İsrail Yüksek Mahkemesi’nin, 18 Ocak’ta, İçişleri ve Sağlık bakanlığı görevine getirilen Deri’nin, “vergi suçlarından hüküm giymesi” nedeniyle bakan olamayacağına karar vermesinin ardından Netanyahu başbakanlığındaki hükümet ilk kabine toplantısını gerçekleştirdi. Netanyahu, Deri’nin de hazır bulunduğu toplantıda, “Üzülerek seni bakanlık görevinden azletmek zorunda olduğumu söylüyorum.” dedi. Deri’yi sahip olduğu bilgi, deneyim ve sorumluluk duygusundan hareketle bakan olarak tayin etme kararı aldığını ifade eden Netanyahu, Yüksek Mahkeme’nin kararının üzücü olduğunu ve halkın iradesini görmezden geldiğini söyledi. Konuşmasında Netanyahu, Deri’ye işaret ederek “devlete katkı sağlamaya devam edebileceği hukuki bir yol bulmaya çalışacağını” dile getirdi.

İbranice yayın yapan “Walla” internet sitesinde, hükümetin, 24 Ocak Salı günü, Sağlık ve İçişleri bakanlıklarına Şas Partisi’nden olmak kaydıyla 3 aylık bir süre için bakan atamayı planladığı bilgisi geçildi. Haberde, Yüksek Mahkeme’nin, Deri’nin hükümete dönmesinin önünü neredeyse tamamen tıkayan kararına rağmen, Şas Partisi liderinin, yeniden bakan olmasını sağlayacak yasal seçenekler peşinde olduğu ifade edildi.

Hükümet ile Yüksek Yargı çekişmesi

Siyonist Adalet Bakanı Yariv Levin, 5 Ocak’ta Yüksek Mahkeme’nin yetkilerini sınırlandıran, yargının, hakimlerin seçimi üzerindeki etkisini azaltan bir yasa planladıklarını duyurmuştu.

Netanyahu başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin, yargının bazı yetkilerini Meclise devretmeye yönelik hamleleri, Yüksek Mahkeme başta olmak üzere hükümet ile İsrail yargı mekanizması arasında gerilime yol açmıştı.

Ülkedeki en yüksek yargı merci olarak görev yapan İsrail Yüksek Mahkemesi, Anayasa taslağı olarak kabul edilen “temel yasalara” aykırı olduğu gerekçesiyle Meclisin çıkardığı kanunları bozma yetkisine sahip.

Netanyahu hükümeti, açıkladığı yargı düzenlemesinde, Yüksek Mahkeme’nin, Meclisin çıkardığı kanunları bozma yetkisinin elinden alınacağını belirtmişti.

İsrail Yüksek Mahkemesi’nin 18 Ocak’ta Netanyahu hükümetinde birden fazla bakanlık görevi üstlenen Şas lideri Arya Deri’nin “vergi suçlarından hüküm giydiği için” kabinede yer alamayacağına hükmetmesiyle, iktidar-yargı krizi derinleşmişti.

Netanyahu hükümetinin, yargının yetkilerini kısıtlamayı amaçlayan yasa çıkarma planı İsrail’de 14 ve 21 Ocak’ta on binlerce kişi tarafından protesto edildi.

Mahkemenin Arya Deri kararı

Siyonist İsrail Yüksek Mahkemesinin koalisyon hükümetinde birden fazla bakanlık görevini yürüten Ultra Ortodoks Şas Partisi lideri Arya Deri‘nin “vergi suçlarından hüküm giymesi” nedeniyle bakan olamayacağına karar vermesi, ülkede “hükümet-yargı çekişmesini” yeni bir seviyeye taşıdı.

Mahkeme, vergi suçlarından geçen yıl hüküm giyen ve savcılıkla yaptığı anlaşma sonucu şartlı tahliyeyle serbest bırakılan İçişleri, Sağlık ve aynı zamanda Başbakan Yardımcısı görevlerindeki Deri’nin, “kabinede yer alamayacağını” duyurmasının adından konu ülkede yoğun şekilde tartışılıyor.

İsrail basınındaki haberlere göre, Yüksek Mahkeme‘deki 11 yargıçtan 10’u, Deri’nin bu şekilde bakanlık görevini yürütemeyeceği yönünde oy kullandı.

Deri’nin geçen yıl hüküm giydiği ve şartlı tahliyeyle serbest kaldığı dönemde savcılıkla yaptığı anlaşma gereği “parti lideri olarak siyasete devam edeceği ancak herhangi bir kamu görevi almayacağına ilişkin vaatte bulunduğu” aktarılmıştı.

Başbakan Binyamin Netanyahu, geçen ay hükümetini açıklamadan önce Deri’nin bakanlığıyla ilgili yaşanan tartışmalar üzerine, Mecliste kabul edilen bir dizi yasayla, bu konuyla ilgili düzenlemeler yapmıştı.

Bu kapsamda, Ultra Ortodoks Şas Partisi lideri Deri’nin hüküm giydiği halde bakan olabilmesini sağlayan, İsrail basınının “Deri yasası” diye isimlendirdiği yasa Meclisten geçmişti.

Hükümet “halk iradesi” diyor, muhalefet “hukukun üstünlüğü”

İşgalci İsrail siyasetinde, Yüksek Mahkemenin, Arya Deri hakkında verdiği karar üzerine; iktidar “halk iradesine”, muhalefet ise “hukukun üstünlüğüne” vurgu yaparak tepki verdi.

Netanyahu koalisyonu, mahkemenin seçimlerde “hükümete toplamda 2 milyondan fazla oy veren seçmeni” hiçe saydığı değerlendirmesini yaptı.

Şas Partisi ise yazılı açıklamasında, İsrail’de azınlıkların haklarını koruduğunu savunan Mahkemenin bu adımıyla “Deri’ye güvenerek oy veren 400 bin İsraillinin oyunu çöpe attığı ve seçimleri iptal ettiği” değerlendirmesi yapıldı.

Buna karşın muhalefet lideri Gelecek Var Partisi Başkanı Yair Lapid ise sosyal medya hesabında, “Deri görevden alınmazsa, hükümet kanunları çiğnemiş olacak. Yasalara aykırı hareket eden bir hükümet, gayrimeşru bir hükümettir, vatandaşlarından kanunlara uymasını isteyemez.” paylaşımında bulundu.

Siyonist aşırı sağcı bakanlar, haftalık kabine toplantısını boykot etti

İsrail siyasetinde ırkçı ve ayrımcı söylemleri, yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerine desteğiyle tanınan koalisyon ortaklarından Dini Siyonizm Partisi üyesi bakanlar, “Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın Batı Şeria’daki bir gecekondu yerleşim yerini tahliye ettirmesine” tepki olarak bu haftaki kabine toplantısına katılmadı.

Siyonist İsrail Kamu Yayın Kuruluşunun (KAN) haberine göre, Bezalel Smotrich liderliğindeki Dini Siyonizm Partisi üyesi bakanlar, işgal altındaki Batı Şeria’nın kuzeyinde Yahudi yerleşimcilerce kurulan “Or Hayim” gecekondu yerleşim yerinin, Savunma Bakanı Gallant tarafından tahliye edilmesine tepki gösterdi.

Dini Siyonizm Partisi üyesi bakanlar, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu liderliğinde toplanan bu haftaki kabine toplantısını boykot etti.

Dini Siyonizm Partisi, Smotrich’in Netanyahu ile yaptığı koalisyon görüşmelerinde, “Maliye Bakanlığı koltuğunun yanı sıra İsrail ordusuna bağlı Sivil İşleri İdaresi’nde söz sahibi olma ve ordunun bazı yetkilerinin Smotrich’e devredilmesi” talebinin karşılanmasına rağmen Gallant’ın bu konuları ertelediğini savunuyor.

Dini Siyonizm Partisi yetkililerinin aktardığına göre, mevcut kriz çözülmez veya herhangi bir ilerleme olmazsa partinin milletvekillerinin, İsrail Meclisindeki oylamalara katılmama ihtimali gündemde.

Smotrich, Batı Şeria’daki yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin genişletilmesi, İsrail nezdinde de yasa dışı kabul edilen gecekondu yerleşim yerlerine yasal statü verilmesi, Filistinli nüfusa yönelik ayrımcı ve “şahin” tavırlarıyla tanınıyor.

Ben-Gvir’den Filistinlilerin evlerini yıkın çağrısı

Siyonist işgalci İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir de kabine toplantısında, gecekondu yerleşim yerinin tahliye edilmesine karşı olduğunu ifade ederek, Batı Şeria’da “ruhsatsız olduğu” gerekçesiyle Araplara ait daha fazla evin yıkılması çağrısında bulundu.

Başbakan Netanyahu ise “Yasalar, Araplara da uygulanır.” diyen Ben-Gvir’e cevap olarak, “Biz yasaları dengeli olarak uyguluyoruz. Bugün Filistinlilere ait, yasalara aykırı 3 evi yıktık.” ifadesini kullandı.

Ben-Gvir, daha önce hazırladığı ve Filistinlilerin yasa dışı olarak inşa ettiğini ileri sürdüğü evlerin fotoğrafının olduğu dosyayı göstererek, bunların yıkılması ve Doğu Kudüs kırsalında bulunan Filistinli bedevilerin yaşadığı Han el-Ahmar bölgesinin tahliye edilmesi çağrısında bulundu.

Sullivan’ın İsrail ziyareti sonrası gecekondu yerleşim yeri tahliye edilmişti

İsrail ordusu, 20 Ocak Cuma günü, Batı Şeria’nın Nablus kentine bağlı Curiş köyünde Filistinlilerle çıkan olayların ardından, yerleşimciler tarafından saatler öncesinde kurulan bir gecekondu yerleşim yerini tahliye etmişti.

Söz konusu tahliye kararı, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın İsrail’i ziyaretinden bir gün sonra gerçekleşmişti.

Yediot Ahronot gazetesinin haberine göre, Maliye Bakanı ve Dini Siyonizm Partisi lideri Smotrich ise 20 Ocak’ta yaptığı açıklamada, “Gallant, talimatlarıma rağmen ve koalisyonun anlaşmalarına tamamen aykırı olarak gecekondu yerleşimin boşaltılması emrini verdi.” demişti.

İsrail’in ‘zor kurulan’ hükümeti

Netanyahu’nun aşırı dindar Yahudi ve aşırı sağcı partilerle kurduğu yeni hükümet 29 Aralık 2022’de Meclisten güvenoyu alarak göreve başlamıştı.

Filistinlilere yönelik ayrımcı ve ırkçı politikalarıyla bilinen ortaklara sahip yeni koalisyon hükümeti, İsrail siyasi tarihinin “en aşırı sağcı” hükümeti olarak değerlendiriliyor.

Netanyahu öncülüğündeki aşırı sağcı hükümet, Filistin geneli ile İsrail’deki toplumsal muhalefetin yanı sıra başta ABD olmak üzere İsrail’in Batılı müttefikleri tarafından da endişe ile karşılanıyor.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *