Son seçimlerde solcu adayları seçen Şili, Arjantin, Peru ve Kolombiya ile giderek büyüyen solcu Latin Amerika ülkeleri listesine Lula’nın zaferi ile Brezilya da eklendi. Bununla birlikte, Lula’nın Brezilya’nın dışardaki imajını olumlu etkilemesi ve ABD de dahil birçok devletle ilişkisini güçlendirmesi bekleniyor.
Kutuplaşma ve kapsayıcılık arasında Brezilya başkanlık seçimleri
Hüsamettin Aslan / AA
Latin Amerika’nın en büyük ülkesi Brezilya’da devlet başkanlığı seçiminin kazananı eski solcu Cumhurbaşkanı Luiz Inácio Lula da Silva oldu. Seçimin ikinci turunda yüzde 50,8 oy alan Lula da Silva, sağcı mevcut Devlet Başkanı Jair Messias Bolsonaro’ya karşı yüzde 49,2 oy aldı.
12 yıl sonra yeniden iktidara gelen Lula da Silva, seçimi üçüncü kez kazanan ilk devlet başkanı. Lula seçimi yüzde 51’e yüzde 49 olmak üzere 2 milyonun üzerinde bir oyla kazandı. Ayrıca yaklaşık 6 milyon boş oy kullanıldı. Federal Bölge de dahil olmak üzere 27 Brezilya eyaletinden 13’ünü Lula ve 14’ünü Bolsonaro kazandı. Lula, Brezilya’nın yoksul Kuzeydoğu bölgesindeki 9 eyalette en fazla oyu alırken, Bolsonaro Orta Batı’da, Güney’de ve üç eyalette seçimi kazandı.
Lula da Silva ilk olarak birlik mesajı verdi. Ayrıca Bolsonaro ve muhafazakar tabana yönelik “Önce bu zaferi yaşattığı için Tanrı’ya şükretmek istiyorum.” dedi. Ayrıca “1 Ocak 2023 itibarıyla sadece bana oy verenleri değil, 215 milyon Brezilyalıyı yöneteceğim. İki Brezilya yok. Biz tek bir ülkeyiz, tek bir halkız, büyük bir milletiz.” diyerek milliyetçi-muhafazakar tabana kapsayıcı mesaj verdi. Brezilya’yı daha iyi yönetmek ve ülkeyi birleştirmek isteyen Lula yumuşak bir geçiş öngörüyor. Nitekim seçim konuşmasına da uzlaşmacı bir dil hakimdi.
Lula’nın ılımlı seçim kampanyası
Lula, kendisini ekonomik ve sosyal adaletin savunucusu olarak görüyor. Nitekim seçim kampanyasında da düşük büyüme, eşitsizlik ve kötüleşen açlık kriziyle mücadeleye öncelik veren bir dil izledi. Yeniden seçilirse, doğrudan nakit transferlerini artıracağını, sosyal konutları genişleteceğini ve bir borç affı programı başlatacağını söyledi. Dezavantajlı kitlelere karşı duyarlı bir tutum takındı. Ayrıca kamu harcamaları üzerindeki sınırı kaldırma, zenginler üzerindeki vergileri artırma ve Amazon’daki koruma çalışmalarını güçlendirme sözü verdi. İdeolojik karşıtlıkları ise kapsayıcılık üzerinden bir arada tutmaya çalıştı.
İlk turda her iki adayın destekçileri arasında, cinayet de dahil olmak üzere endişe verici siyasi şiddet eylemlerin gerçekleştiği bir ortamda bile Lula sükunetini korumayı başardı. Kendisini ve seçim kampanyasını marjinalize etmedi.
Bolsonaro’nun provokatif seçim kampanyası
Bolsonaro ise seçim sürecinin bütünlüğünü sorguladı ve elektronik oylama makinelerinde asılsız dolandırıcılık iddialarında bulundu. Bolsonaro ve müttefikleri, seçimi kaybettikleri takdirde sonucu kabul etmeyeceklerine dair korku ve endişeleri artırdı.
2018 başkanlık seçimi kampanyasını sağcı, sosyal açıdan muhafazakar bir milliyetçi olarak kazanan Bolsonaro, suç ve yolsuzlukla mücadele etme ve ekonomik büyümeyi artırma sözü verdi. Bununla birlikte seçim kampanyasında, federal eğitim için fonların kesilmesi, silah mülkiyeti yasalarının gevşetilmesi ve LGBT ve üreme haklarının zayıflatılması gibi konuları öne çıkardı. Ayrıca kendisini, daha açık piyasa ekonomisini ve devlet şirketlerinin özelleştirilmesini destekleyen “iş dostu aday” olarak konumlandırdı.
Seçim öncesi elektronik oylamayı güvensiz kabul eden Bolsonaro, sürekli olarak sonuçları kabul etmeyeceğini dile getirdi ve askeri darbe çağırıları yaptı. Nitekim Bolsonaro yanlıları, Lula’nın zaferini protesto etmek için Brezilya genelinde otoyolları kapattı; 14 eyalette otoyollarda 81 protesto kaydedildi. Bazıları kamyon şoförü olarak tanımlanan protestocular ordunun müdahale etmesi yönünde darbe çağrısında bulundu.
Seçim sonrası darbe endişesi
Brezilya ordusunun bir darbe gerçekleştirecek milli güvenlik sorunu olmasa da ideolojik saiklerle askeri darbe beklentisi içinde olan bir sosyolojik ve siyasi zemin söz konusu. Nitekim Brezilya solunda, Bolsonaro’nun geçen yıl (eski ABD Başkanı Donald) Trump destekçileri tarafından ABD Capitol’e yapılan saldırıyı örnek alan bir darbe veya ayaklanmanın önünü açtığına dair korkular arttı. Brezilya’nın 1985’te sona eren 20 yıllık askeri diktatörlüğünü öven eski subay Bolsonaro, dört yıllık görev süresi boyunca silahlı kuvvetlerin gücünü genişletti ve yaklaşık 10 bin askere sivil görev verdi. Öte yandan Bolsonaro’nun silah kontrol yasalarını gevşetmesi nedeniyle bireysel silahlanma arttı. Bir sivil toplum kuruluşu olan Instituto Sou da Paz’a göre, 2018’den bu yana sivillerin taşıdığı silah sayısı üç katına çıkarak yaklaşık 2 milyona ulaştı.
Diğer yandan sağ kökenli siyasetçilerin Senato ve Temsilciler Meclisinde net bir üstünlüğü bulunduğundan Lula da Silva’nın kongreden radikal bir kararı geçirmesi teknik olarak mümkün görünmüyor. Bunun için solcu Lula’nın sağcıların çoğunlukta olduğu kongreyle ittifak konusunda alternatifler geliştirmesi gerekiyor. Bu da darbe seçeneğini ikinci plana atan bir husus.
Bunun dışında Lula, eski rakibi olan sağcı Geraldo Alckmin’i başkan yardımcısı yaptı. Bu, Lula’nın statüko ile anlaşmak ve tedirginliği engellemek istediğini gösteren bir tutum olarak yorumlanabilir. Ayrıca askerler 4 yılda 10 bin emekli-muvazzaf askeri sivil kadroya doldurduğu için; darbe hem meşru görünen vesayet görüntüsüne zarar verir hem de mevcut kadrolaşma kazanımlarını riske sokabilir.
Bolsonaro seçimi kaybetmiş olsa da oy kaybetmedi. Aksine iki seçim arasındaki oyu 57,8 milyondan 58,2 milyona çıktı. Aynı zamanda tarihin en çok oy alan başkanları arasında yer aldı. Bolsonaro, aslında 2023’te Lula hükümetine karşı güçlü bir ana muhalefet partisi lideri olmak için her şeye sahip. Yine de Bolsonaro, kaybetmesi halinde sonuçları kabul etmeyeceğini defalarca öne sürdüğü için gözler ordu ve polis güçlerinin üzerinde olacak.
Lula’nın öncelikleri
Bolsonaro ve Lula dış politika konusunda büyük farklılıklar gösteriyor. Seleflerinin çoğundan ayrılan Bolsonaro, küreselleşme karşıtı söylemi benimsedi ve uluslararası kurumları Brezilya’nın egemenliğini tehlikeye atmakla suçladı. Brezilya’yı Birleşmiş Milletlerden uzaklaştırdı ve Dünya Sağlık Örgütünden ve Paris Anlaşması’ndan çekilme tehdidinde bulundu. Ayrıca Küba ve Venezuela’yı izole etmeye ve eski ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin gibi benzer düşünen liderlerle daha yakın ilişkiler kurmaya çalıştı. Bolsonaro, Çin’in nüfuzunu küçümsedi; ABD Başkanı Joe Biden ile arası açıldı.
Buna karşılık Lula, Brezilya’yı geleneksel rolüne geri döndürme sözü verdi. Onun zaferi, Brezilya’yı son seçimlerde solcu adayları seçen Şili, Arjantin, Peru ve Kolombiya ile giderek büyüyen “Solcu Latin Amerika ülkeleri listesi”ne ekleyecek. Diğer yandan Lula’nın Brezilya’nın dışardaki imajını olumlu etkilemesi ve ABD de dahil olmak üzere birçok ülke ile ilişkisini güçlendirmesi bekleniyor.
Tüm bunlar Brezilya seçim sonuçlarını, yalnızca Brezilya’nın ekonomik, çevresel ve dış politikalarının geleceği için değil, aynı zamanda dünyanın en büyük ve en önemli demokrasilerinden biri için, bir sınav olarak önemli kılıyor.
Brezilya her zaman çoğulcu bir demokrasi anlayışına sahip bir ülke oldu. Bolsonaro bir şekilde bunu değiştirdi. Brezilya için Hristiyan, muhafazakar bir ülke modeli ortaya koyarak “kimlik monoliti” yaratmaya çalıştı. Lula ise aksine uzlaştırıcı rolü benimsedi. Açlık ve yoksulluğu azaltma politikaları Lula’nın en büyük önceliği olsa da aynı zamanda her kesimden çok sayıda farklı politikacıyı da bir araya getirmeyi başardı.
Bu seçim sürecinde Brezilya’daki oylama sistemi, verimlilik ve güvenirlilik açısından da iyi bir sınav verdi. Bu nedenle, seçimin en büyük kazananı Lula değil, Brezilya’nın elektronik oylama sistemi oldu. Bir kez daha seçilen Cumhurbaşkanı Lula, ikiye bölünmüş bir ülkeyi birleştirmekle görevlendirilecek ve 2002’de ilk seçildiğinden çok daha zor ekonomik ve siyasi koşullarla yüzleşmek zorunda kalacak. Önümüzdeki haftalar neyi gösterir bilemeyiz ama Brezilya devleti ve toplumunda siyasi gerilimlerin artması kaçınılmaz görünüyor.
[Hüsamettin Aslan BİLGESAM Latin Amerika Analisti ve Yunus Emre Enstitüsünün eski Brezilya Müdürü]
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *