Ali Erbaş’tan Hacı Bayram’da ‘Kerbela’ vaazı

Ali Erbaş’tan Hacı Bayram’da ‘Kerbela’ vaazı

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığınca Hacı Bayram Veli Camisi’nde düzenlenen “Muharremiye ve Kerbela Şehitlerini Anma Programı”nda konuşma yaptı.

Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğünce Ankara Hacı Bayram-ı Veli Camii’nde gerçekleştirilen programda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Muharrem ayının, Kur’an-ı Kerim’de saygı gösterilmesi gereken dört aydan biri olduğunu belirterek, “Muharrem ayı, faziletine, ilahi feyz ve bereketinin bolluğuna işaretle Sevgili Peygamberimiz tarafından ‘Allah’ın ayı’ olarak nitelendirilmiştir. Peygamberler tarihinin pek çok önemli hadisesine sahne olan bu ay, Müslümanların inanç ve gönül dünyalarında özel bir yere sahiptir.” dedi.

‘Muharrem’in ‘hürmet edilen’ anlamına geldiğini belirten Başkan Erbaş, “İçinde barındırdığı hikmetlere binaen Muharrem Ayı, hürmete layık bir aydır. Peygamber Efendimiz aleyhissalatü vesselam, bu aya hürmeten 10. günü olan Aşure gününe bir öncesini veya bir sonrasını da ilave ederek oruç tutmanın Ramazan ayından sonra en hayırlı oruç olduğunu beyan buyurmuştur.” diye konuştu.

‘Yüreklerimizi derin bir hüzün kaplar bugün’

Muharrem ayının, aynı zamanda hicri takvimin başlangıç ayı olduğuna işaret eden Başkan Erbaş, “Bundan on gün önce Muharrem’in 1’i olması münasebetiyle 1444. hicri yılı idrak ettik ve hicreti andık. Hicret, Yesrib’i, Medine-i Münevvere haline getirmenin bir başlangıcıdır. Diğer yandan, Muharrem ayı, ehl-i beytin kutlu mensubu Hazreti Hüseyin radıyallahu anh ve arkadaşlarının şehadetinin ve hüznünün yeniden anılmış olduğu bir aydır.” ifadelerini kullandı.

Hicri 61. yılı 10 Muharreminde, Peygamber Efendimizin çok sevdiği torunlarından Hz. Hüseyin ve beraberindeki pek çoğu ehl-i beytten yetmiş kadar mü’minin Kerbela’da şehit edildiğini söyleyen Başkan Erbaş, şunları kaydetti:

“Muharrem ayı, o tarifi imkansız elemi bizlere yeniden hatırlatır. Yüreklerimizi yeniden derin bir hüzün kaplar bugün. Hazreti Hüseyin efendimiz, Peygamberimizin övgüsüne, ilgisine ve muhabbetine mazhar olmuş, onun güzel torunu. Adı da güzel demek zaten. Hasan da güzel demek, Hüseyin de güzel demek. İşte Hazreti Hüseyin mescide girdiği zaman Resulullah’ın onu ne kadar sevdiğini ifade eden şu sözünü söylediğini rivayetlerde görüyoruz. Buyuruyor ki Peygamber Efendimiz, ‘Cennet gençlerinin efendisini görmek isteyen Hz. Hüseyin’e baksın.’ Efendimiz aleyhissalatü vesselam, yine bir başka hadis-i şerifinde, Hazreti Ali’nin ve Hazreti Fatıma’nın ciğerpareleri Hazreti Hasan’ı ve Hüseyin’i kastederek, ‘Onları seven beni sever, onlara buğz eden bana buğz etmiş olur.’ buyurmuştur.”

‘Ehl-i beyte hürmet etmek, her Müslümanın sorumluluğudur’

Allah Resulü’nün ehl-i beytinin, Müslümanlar için kıymetli bir emanet olduğunun altını çizen Başkan Erbaş, “Onları sevmek, onların yolundan gitmek, mü’minler için, ümmet için bir emanettir. Onlara hürmet etmek, her Müslümanın sorumluluğudur. Onları sevmek, Allah, Peygamber sevgisinin bir tezahürüdür. Nitekim yine Efendimiz aleyhissalatü vesselam, bu hususta, ‘Nimetleriyle sizi beslediği için Allah’ı sevin. Beni de Allah sevgisi için sevin. Ehl-i beytimi de benim sevgim için sevin.’ buyurmaktadır.” şeklinde konuştu.

Hz. Peygamber’in, Hz. Hüseyin’in ismini koyarak, ‘cennet gençlerinin efendisi’ diye övdüğünü hatırlatan Başkan Erbaş, “Hazreti Hüseyin ne yazık ki Kerbela’da büyük bir ihanete uğramıştır. 1400 yıldır bu acıyı her yıl dönümünde, tarihin en insafsız olayına kurban edildiğini Hazreti Hüseyin efendimizi yeniden hatırlıyoruz. Kerbela, hangi coğrafyadan, hangi ırktan, hangi mezhepten, hangi kültürden olursa olsun, tüm Müslümanlar için aynı acının ortak ifadesi olmuştur.” dedi.

‘Kerbela, ahdi vefa, sadakat, söze bağlılıktır’

Kerbela hadisesinin, tarihte yaşanmış bir acı olay olmanın ötesinde çağları aşan mesajlar da içerdiğine ve Müslüman şahsiyetinin haksızlık karşısındaki sarsılmaz duruşunu temsil ettiğine dikkati çeken Başkan Erbaş, şöyle konuştu:

“Kerbela, adaletsizliğe karşı onurlu bir mücadelenin adıdır. Kerbela, ahde vefanın, sadakatin ve verilen söze bağlılığın bir sembolüdür. Kerbela, haksızlık karşısında cesur ve kararlı bir duruşun timsalidir. Kerbela, her türlü zulme karşı hak ve hakikat adına asil bir yürüyüşün simgesidir. Kerbela; adaletin, cesaretin, yiğitliğin ve yüksek ahlakın Hz. Hüseyin efendimizin şahsında vücut bulduğu yerdir. Kerbela çöllerinde zulme karşı onurlu bir mücadele verenler, bu asil duruşlarıyla, hak yolunda yürüyenlerin gönüllerinde müstesna bir yer edinmişlerdir.

O mübarek canlara eziyeti reva görüp onları şehit edenler ise, insanlık tarihinin karanlık sayfalarında ilelebet mahkûm olmuşlardır. Ve zalimler, yaptıklarının asıl cezasını ise ahirette göreceklerdir.”

‘Kerbela’dan ders alan Müslümanlar bu duruma düşmemeli idiler’

Müslümanların, Kerbela’da yaşananlardan ders alması gerektiğine vurgu yapan Başkan Erbaş, şu uyarılarda bulundu:

“Bugün İslam dünyası bir hüzün mevsimindedir. Kerbela’da yaşanan acının mü’min yüreklere taşıdığı hüznün yanında İslam dünyasının maruz kaldığı savaşlar ve işgaller, Müslümanların yurtlarını adeta hüzün diyarına çevirmiştir. Bugün, siyasi ihtiraslar uğruna şehit edilen Hazreti Hüseyin ve dostlarının acısıyla yürekler dağlanırken İslam coğrafyasında fitne, tefrika ve terör ateşinde nice canlar yanmaya devam etmektedir.

Kerbela’dan ders alan Müslümanlar bu duruma düşmemeli idiler ama işte görüyorsunuz ki, İslam coğrafyasında, Müslüman beldelerde Kerbela’lar devam ediyor, buna son vermemiz gerekmektedir. Kerbela’dan ders alan Müslümanların bu duruma düşmemeleri icap etmektedir.

Açıkça ifade edeyim ki bugün, Müslümanların aralarındaki küçük farklılıkları kavga sebebi haline getirerek bütün İslam coğrafyasını Kerbela’ya dönüştürme planları yapılmaktadır. Mevcut olaylar, kavgalar, savaşlar yetmezmiş gibi bunları artırmaya, bunları çoğaltmaya yönelik planlar da bir taraftan devam etmektedir. Bütün İslam dünyasının buna karşı uyanık olması gerektiğini buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum.”

‘Bugün yaşanan fitneleri bertaraf etmek mecburiyetindeyiz’

Her türlü fitne ve tefrika tuzaklarına karşı basiret ve ferasetle hareket etmenin önemine değinen Başkan Erbaş, “Kerbela gibi tarihte vuku bulmuş acı olayları doğru okuyup akl-ı selim ile hareket ederek bugün yaşanan fitneleri bertaraf etmek mecburiyetindeyiz. Yüce Rabbimizin şu evrensel fermanına mutlaka kulak vermeliyiz, ‘Allah’a ve Resûlüne itaat edin. Birbirinizle çekişmeyin ey Müslümanlar. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.’ Bizleri bir arada tutan değerlere var gücümüzle sarılmalı; kardeşliğimize ve muhabbetimize halel getirecek her türlü söylem ve eylemden alabildiğine uzak durmalıyız.” değerlendirmesinde bulundu.

Hz. Hüseyin’in temsil ettiği değerleri hayata hâkim kılmanın gayreti içerisinde olmak gerektiğini ifade eden Başkan Erbaş, konuşmasını şöyle sonlandırdı:

“Bugün bizlere düşen, Kerbela’yı doğru okumak, doğru anlamak ve ondan gereken dersleri çıkarmaktır. Hak ve hakikat yolunda yılmadan, usanmadan ve korkmadan mücahede ve mücadele etmeliyiz. İslam dünyasının ve tüm insanlığın huzur ve selameti için yardımlaşmak, dayanışmak ve hep birlikte çalışmak, bizim en önemli vazifelerimizdendir.

Bu vesileyle Peygamber Efendimizin muazzez torunları, Hz. Ali efendimizin ve Hz. Fatıma annemizin can pareleri Hz. Hüseyin başta olmak üzere bütün Kerbela şehitlerini ve din, iman, mukaddesat uğrunda, hak hakikat yolunda canlarını feda edenleri rahmetle anıyorum.

Cenab-ı Hak, Muharrem ayını fitne ve tefrikanın, karmaşa ve kavgaların son bulmasına, barış ve kardeşliğin güçlenmesine vesile eylesin. Aşure günümüzü tüm Müslümanların vahdetine zemin eylesin. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi daim eylesin.”

Diyanet TV ekranlarından canlı yayınlanan programda Kur’an-ı Kerim tilavet edildi, Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Şaban Kondi de dua etti.

Ali Erbaş’tan yazılı mesaj

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, muharrem ayı dolayısıyla bir de yazılı açıklama yaptı.

Erbaş’ın mesajında şu ifadeler kullanıldı:

“Kur’an-ı Kerim’de saygı gösterilmesi istenen dört aydan biri olan Muharrem ayı, faziletine, ilahî feyz ve bereketinin bolluğuna işaretle Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) tarafından “Allah’ın ayı” olarak nitelendirilmiştir. Ayrıca hicri takvimin başlangıcı olması bakımından bizlere,  Müslümanların bir muştu serinliğinde yeni başlangıçlara doğru hicret yürüyüşünü hatırlatır. İslam tarihinden ve Peygamberlerin hayatından izler taşıyan 10 Muharrem, Aşure Günü olarak idrak edilir. Diğer yandan ise Muharrem ayı, ehl-i beytin kutlu mensubu Hz. Hüseyin’in (r.a.) ve arkadaşlarının şehadetinin acısını ve hüznünü taşır.

Maalesef hicri 61. yılı 10 Muharreminde, Peygamber Efendimizin çok sevdiği torunlarından Hz. Hüseyin ve beraberindeki pek çoğu ehl-i beytten yetmiş kadar mü’min Kerbela’da acımasızca şehit edilmiştir. Dolayısıyla Muharrem ayı, acı dolu zamanlardan yüreğimize hüzünle akıp geldiğinde, o tarifi imkansız elemi adeta yeniden yaşarız.

Müslümanların yüreğini derinden yaralayan bu elim vak’a, yüzyıllar boyu, hangi coğrafyadan, hangi ırktan, hangi mezhepten ve hangi kültürden olursa olsun tüm Müslümanlar için aynı acının ve hüznün ortak ifadesi olmuştur.

Elbette, Kerbelâ hadisesinin, tarihte yaşanmış bir acı olayın ötesinde çağları aşan mesajları vardır.  Bu açıdan Kerbelâ, adaletsizliğe karşı onurlu bir mücadelenin, haksızlık karşısında kıyama duruşun ve hakkaniyetten vazgeçmeyişin bir sembolüdür. Her türlü zulme karşı hak-hakikat adına asil bir yürüyüşün, vefanın ve sözüne sadık kalmanın simgesidir.

Kerbelâ çöllerinde acımasızca şehit edilen; adaletin, cesaretin, yiğitliğin ve yüksek ahlakın timsali Hz. Hüseyin ve yâranları, zulmün karşında göstermiş oldukları onurlu mücadeleleri ile hak yolunda yürüyenlerin engin gönüllerinde müstesna bir yer edinmişlerdir. O mübarek canlara eziyeti reva görüp onları şehit edenler ise insanlık tarihinin karanlık sayfalarında ilelebet mahkum edilmişlerdir.

Bugün İslam dünyası bir hüzün mevsimindedir. Kerbelâ’da yaşanan acının mü’min yüreklere taşıdığı hüznün yanında İslam dünyasının maruz kaldığı savaşlar, işgaller, yoksulluk, yalnızlık gibi sıkıntılar Müslümanların coğrafyasını adeta hüzün diyarlarına çevirmiştir. Siyasi ihtiraslar uğruna şehit edilen Hz. Hüseyin ve yâranlarının acısıyla yürekler dağlanırken İslam coğrafyasında fitne, tefrika ve terör ateşinde nice canlar yanmaya devam etmektedir.

Bu zor süreçte Müslümanlar hep birlikte Allah’ın ipine, Kur’an’a ve sünnete sımsıkı sarılarak, “Müminler ancak kardeştirler.” (Hucurat, 49/10.) ayetinin mesajını hayata hakim kılmak zorundadır. Kerbelâ gibi tarihte vuku bulmuş acı olayları doğru okuyup feraset ve akl-ı selim ile hareket ederek bugün yaşanan fitneleri bertaraf etmek zorundadır.

Bu vesileyle Peygamber Efendimizin muazzez torunları, Hz. Ali efendimizin ve Hz. Fatıma annemizin can pareleri Hz. Hüseyin başta olmak üzere bütün Kerbelâ şehitlerini ve din, iman, mukaddesat uğrunda, hak hakikat yolunda canlarını feda edenleri rahmetle anıyorum.

Cenab-ı Hak, Muharrem ayını fitne ve tefrikanın, karmaşa ve kavgaların son bulmasına, barış ve kardeşliğin güçlenmesine vesile eylesin. Ayrılığa düşülen zamanlar için vahdete zemin kılsın.

Prof. Dr. Ali ERBAŞ
Diyanet İşleri Başkanı”

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *