İsrail basınında yer alan haberlere göre, İsrail, Yunanistan ve GKRY, deniz, hava ve kara unsurlarını kapsayacak şekilde Doğu Akdeniz’de ortak bir askeri yapı oluşturuyor. Bir araya getirilecek unsurların Yunan adaları, Yunanistan ana karası, Güney Kıbrıs ve İsrail’de konuşlandırılması planlanıyor.
İsrail basını, İsrail Hava Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Tomer Bar’ın geçtiğimiz günlerde Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) hava kuvvetlerinden üst düzey yetkililerle Güney Kıbrıs’ta gizli bir toplantı gerçekleştirdiğini yazmıştı.
Maariv gazetesinin söz konusu toplantıya ilişkin haberinde, Ankara’nın son dönemde attığı stratejik adımlara karşı İsrail’in bölgesel bir ittifak kurma niyetinde olduğu ifade edilmişti.
Ynet haber sitesinde kısa süre önce yayımlanan bir başka haberde ise, Türkiye’nin süregelen askeri güçlenmesinin gölgesinde, İsrail, Yunanistan ve GKRY’nin 2.500 askerden oluşacak bir “hızlı müdahale gücü” kurmayı planladığı belirtildi.
Haberde, söz konusu gücün 1.000 İsrailli, 1.000 Yunan ve 500 Rum askerden oluşacağı, envanterinde ise hava filoları, savaş gemileri ve denizaltıların yer alacağı aktarıldı.
Üç ülkenin deniz, hava ve kara unsurlarını kapsayan ortak bir askeri yapı oluşturma planını “Türkiye’ye bir mesaj mı?” sorusuyla duyuran Ynet, İsrail, Yunanistan ve GKRY’nin stratejik bağlarını daha da güçlendirmek istediğini ve bu konunun üst düzey subaylar tarafından halihazırda ele alındığını vurguladı.
Haberde, söz konusu gücün Türkiye’nin bölgede artan nüfuzuna karşı İsrail’e ek bir stratejik derinlik sağlayacağı öne sürülürken, Yunanistan ve GKRY’nin ise bu yapı sayesinde Türkiye’ye karşı caydırıcılık kazanacağı iddia edildi.
Ynet, “hızlı müdahale gücünün” yapısına ilişkin detaylara da yer verdi. Buna göre, tugay seviyesinde yaklaşık 2.500 askerden oluşacak askeri gücün emrinde savaş gemileri, savaş uçakları ve çeşitli altyapı unsurları bulunacak. Bu unsurların Yunan adaları, Yunanistan ana karası, Güney Kıbrıs ve İsrail’de konuşlandırılması planlanıyor.
Plan kapsamında Atina ve Tel Aviv yönetimleri 1.000’er asker, Lefkoşa ise 500 asker sağlayacak. Ayrıca İsrail ve Yunanistan hava kuvvetlerinin bu güç için birer filo tahsis edeceği belirtildi.
Habere göre, ortak askeri yapı; bir Yunan savaş gemisi ve denizaltısının yanı sıra, “ihtiyaca göre” birlikte ya da ayrı şekilde devriye faaliyetleri yürütecek bir İsrail savaş gemisi ve denizaltısını da kapsayacak.
Ynet’in aktardığına göre, yaklaşık bir ay önce İsrail ile Türkiye arasındaki diplomatik gerilimin gölgesinde, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun talimatıyla Ulusal Güvenlik Konseyi Başkan Vekili Gil Reich ve Netanyahu’nun askeri sekreteri Tümgeneral Roman Gofman, Atina’da Yunan muhataplarıyla siyasi ve bölgesel konularda görüşmeler gerçekleştirdi.
Söz konusu ziyaretin alışılmadık nitelikte olduğu ve ülkeler arasında stratejik diyalog anlamı taşıdığı ifade edildi.
Yunanistan Savunma Bakanı: Silahlanma bir harcama değil, hayatta kalmaya yapılan bir yatırımdır
Yunanistan basını Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias’ın parlamentodaki konuşmasına yer verdi. Dendias, Parlamento’daki bütçe görüşmelerinde Türkiye’yi Yunanistan’ın “birincil ve somut tehdidi” olarak niteledi; savunma harcamalarının muhasebe kalemleriyle değerlendirilemeyeceğini vurguladı.
Yunanistan merkezli Atina 984’e göre Yunan Savunma Bakanı Nikos Dendias, Devlet Bütçesi görüşmeleri sırasında Parlamentoda yaptığı konuşmada, “Silahlanma bir harcama değil, hayatta kalmaya yapılan bir yatırımdır” ifadesini kullandı.
Yunan Bakan sınırların yeniden güç kullanılarak değiştirildiği, uluslararası kuralların açıkça sorgulandığı ve kolektif güvenlik anlayışının çözüldüğü bir dönemde savunma harcamalarının teknik bütçe tartışmalarına indirgenemeyeceğini söyledi.
Dendias, Yunanistan açısından tehdidin teorik ya da soyut olmadığını, aksine “somut ve kurumsallaşmış” bir nitelik taşıdığını belirtti.
Habere göre Dendias, bu tehdidin adının Türkiye olduğunu, casus belli, Ege’de Yunan egemenliğinin günlük olarak sorgulanması, Türkiye’nin yükselen savunma sanayi gücü ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile geliştirdiği stratejiyle birlikte ele alınması gerektiğini ifade etti.
Atina 984’ün aktardığına göre Bakan, komşu bir devlet tarafından açık bir savaş tehdidi varken diğer tüm güvenlik tartışmalarının ikincil hale geldiğini vurguladı.
Yunan Bakan Dendias’ın savunma bütçeleri arasındaki farklara da dikkat çektiği ifade edildi. Haberde, Türkiye’nin “revizyonist planları” için yaklaşık 29 milyar avro ayırdığı, Yunanistan’ın ise Türk tehdidine karşı koymak için yaklaşık 6 milyar avroluk bir bütçeyle hareket ettiği belirtildi. Atina 984’e göre bu tablo, Atina’nın caydırıcılık kapasitesini güçlendirme zorunluluğunu açık biçimde ortaya koyuyor.
Konuşmada, uluslararası konjonktüre de değinildi. Başkan Trump döneminde şekillenen yeni Amerikan stratejisinin, Ukrayna savaşını sona erdirmek için Moskova ile, toprak tavizlerini de içeren bir uzlaşmayı dayattığı hatırlatıldı.
Habere göre Avrupa ise ortak bir tehdit algısı ve net bir garantör olmaksızın hızla askerîleşiyor. Bu tabloda Yunanistan, hem Türkiye’ye karşı acil caydırıcılık ihtiyaçlarını karşılamak hem de ulusal öncelikleriyle her zaman örtüşmeyen Avrupa planlarına katılmak zorunda kalıyor.
Atina 984’e göre Yunanistan, açık Amerikan teminatları olmadan savunma pozisyonunu güçlendirmeye çalışırken aynı zamanda Rusya’nın karşı tedbirlerinin potansiyel hedefi hâline geliyor.
Haberde, Atina’nın Washington’a verdiği mesajların muğlak olduğu ve bunun Ankara’yı ciddi biçimde rahatlatabileceği değerlendirmesine yer verildi.
NATO ile Rusya arasında aynı anda manevra alanı bulan Türkiye “yararlı arabulucu” olarak konumlanırken, Yunanistan birincil tehdidiyle doğrudan ilişkisi olmayan cephelere angaje oluyor. Bu durumun ise stratejik avantajın el değiştirmesine yol açtığı vurgulanıyor.
(Sabah)













Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *