Güney Kore merkezli hristiyan tarikatı, Japonya şube başkanının istifası ile yeniden gündeme geldi. Japonya’da Başbakana yapılan suikastın ardından suikastçının, Birleşme Kilisesi’ne destek verdiği için başbakanı vurduğuna ilişkin sözleri medyaya yansımıştı. Bunun üzerine mahkeme, kiliseyi yargılamış ve fesh edilmesine karar vermişti. Güney Kore merkezli tarikat; siyaset, medya ve diğer kurumlar için örgütlenmiş durumda.
Japonya’da 2012-2020 döneminde görev yapan ve “ülkenin en uzun süre görev yapan başbakanı” ünvanına sahip Abe’nin Temmuz 2022’de suikast sonucu hayatını kaybetmesinin yankıları sürüyor.
Birleşme Kilisesi’nin (FFWPU) Japonya şubesi başkanı Tanaka Tomihiro bugün istifa etti.
Jiji ajansının haberine göre Tanaka, başkent Tokyo’da düzenlediği basın toplantısında kiliseden “zarar gören kişileri” işaret ederek istifasını “ahlaki bir karar” olarak aldığını öne sürdü. “Bazı insanlara derin acı çektirdiğimiz gerçeğini hafife alamayız. Üzgünüm.” ifadesini kullanan Tanaka, dini grup içinde, yeni bir liderlik için bir ortam oluşturulması gerektiğini söyledi.
Tanaka, kilisede “agresif bağış toplama uygulamalarının” mağdurlarının tazminat talepleri için komite kurulması sonrası FFWPU’nun Japonya’daki başkanlığından istifa ettiğini bildirdi.
Söz konusu görevde istifa kararının, geçen ay Tokyo Yüksek Mahkemesi’nin FFWPU aleyhinde verdiği fesih kararıyla ilgili duruşmaların sonuçlandırılması sonrası gelmesi dikkati çekti.
Ne olmuştu?
Eski Japonya Başbakanı Abe Şinzo, Temmuz 2022’de partisinin Nara kentindeki açık hava etkinliğinde yaptığı konuşma sırasında suikasta uğramış ve hayatını kaybetmişti.
Cinayet zanlısı Yamagami Tetsuya, sorgusunda, Birleşme Kilisesi’ne (FFWPU) destek veren mesaj yayımladığı gerekçesiyle Abe’ye kin beslediğini iddia etmişti. Suikastçı Yamagami, Abe’nin dedesi ve 1957-60’ta Japonya Başbakanlığı yapan Nobusuke Kişi’nin kilisenin ülke içinde tanıtılmasını desteklediğini belirtmişti. Yamagami, sorgusunda, annesinin dini gruba bağış yaptığını ve bu bağışların ailesini iflas ettirdiğini savunmuştu.
İktidardaki Liberal Demokrat Parti (LDP) içinde yapılan siyaset-kilise soruşturmasında 179 milletvekilinin, FFWPU ve yakın kuruluşlarla ilişkisinin bulunduğu ortaya çıkmıştı.
Suikastçının sözleri üzerine kiliseye dava açıldı
“Manipülatif bağış topladığı ve üye edindiği” gerekçesiyle kilisenin feshedilmesi için dava açılmıştı. Tokyo Bölge Mahkemesi, Birleşme Kilisesi’nin aleyhine yürütülen soruşturma sonrası 2023’te yapılan tasfiye başvurusunu Mart 2025’te karara bağlamıştı.
Mahkeme, Birleşme Kilisesi’nin feshedilmesine karar verdi. Karara göre FFWPU, “dini kuruluş” vasfını ve vergi muafiyet hakkını yitirirken, ülke içindeki faaliyetlerini ise sürdürebiliyor.
Moon tarikatı
“Moon Tarikatı”, genellikle Birleşme Kilisesi (Unification Church) için kullanılan halk arasındaki bir isimdir. 1954’te Sun Myung Moon tarafından Güney Kore’de kurulmuştur. Hem dini hem de sosyolojik açıdan dikkat çeken bir harekettir.
Moon’un kendisini “Mesih’in misyonunu tamamlamak için seçilmiş kişi” olarak gördüğü iddia edilir. Aile bütünlüğü, evlilik ve “kutsal aile” idealine yoğun vurgu yapılır. “İlahi İlke” (Divine Principle) adlı öğreti metni temel kabul edilir.
Chatgpt’nin derlediği bilgiye göre, toplu düğün törenleri (binlerce çiftin aynı anda evlendirilmesi) ile dünya çapında tanınmıştır. Eleştirmenler tarafından kült benzeri yapılar, yoğun bağlılık beklentisi ve bazı sosyal baskı iddiaları nedeniyle eleştirilmiştir. Hareket, bu eleştirilere karşı kendini “barış, aile birliği ve Tanrı merkezli yaşam” üzerine kurulu bir dinî hareket olarak tanımlar. Hareketin merkezinde Sun Myung Moon’un karizmatik otoritesi vardır.
Güçlü bir kolektif kimlik ve üyeler arasında yoğun grup içi dayanışma söz konusudur. Üyeler kendilerini “Tanrı’nın ailesi”nin parçası olarak görür. Toplu aktiviteler, eğitimler, seminerler, ortak yaşam alanları kimliği daha da pekiştirir.
Toplu düğünler sadece dini bir ritüel değil; aynı zamanda: Hareketin sembolik bir güç gösterisi, grup bağlılığını pekiştiren bir mekanizma, kültürel sınırları yeniden üreten bir pratik, uluslararası bir topluluk yaratma yolu olarak görülür. Evlilik, grubun iç bütünlüğünü artıran bir sosyal yapıştırıcı işlevi görür.
Zaman içinde bu tarikat; medya kuruluşları, eğitim kurumları, barış organizasyonları, uluslararası konferanslar gibi araçlarla kendisini meşrulaştırmaya çalışmıştır.
Tarikata yönelik eleştiriler ise, “beyin yıkama” iddiaları, aşırı bağlılık beklentisi, ailelerinden kopan genç üyeler, ekonomik bağış baskıları gibi konular üzerinden yıllardır tartışılmaktadır.













Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *