Barrack: Şam artık bize aktif olarak yardımcı olacak

Barrack: Şam artık bize aktif olarak yardımcı olacak

Şara’nın Washington ziyaretini değerlendiren Barrack, “Şam artık IŞİD, İran Devrim Muhafızları, Hamas, Hizbullah ve diğer terörist ağların kalıntılarıyla mücadele etmemizde ve bunları ortadan kaldırmamızda bize aktif olarak yardımcı olacak ve barışı sağlamak için küresel çabalara kararlı bir ortak olarak destek verecektir.” açıklaması yaptı.

Trump’ın Beyaz Saray’da ağırladığı Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş Şara’nın ziyaretinin ardından, Suriye’de kendisiyle en çok temasta bulunan isimlerden ABD’nin Ankara ve Suriye temsilcisi Thomas Barrack, X hesabından bir mesaj yayınladı. Mesajında, Şara’nın ABD ziyaretini değerlendirdi. İşte o mesaj:

“Statement by Ambassador Thomas J. Barrack, Jr.

On the Historic Visit of Syrian President Ahmed al-Sharaa to the White House

This week marks a decisive turning point in the modern history of the Middle East – and in the remarkable transformation of Syria from isolation to partnership.

I had the profound honor of accompanying Syrian President Ahmed al-Sharaa to the White House, where he became the first Syrian Head of State ever to visit since Syria gained its independence in 1946.

President Trump on May 13th indicated he would remove all U.S. sanctions in order to give Syria a chance. In a warm and substantive meeting this week, President Donald J. Trump and President al-Sharaa reaffirmed a shared conviction: that the time has come to replace estrangement with engagement, and to give Syria -and its people- a genuine chance at renewal.

I, together with Vice President J.D. Vance, Secretary Marco Rubio, Syrian Foreign Minister Asaad al-Shaibani, Special Envoy Steve Witkoff, Defense Secretary Pete Hegseth, and White House Chief of Staff Susie Wiles, witnessed in the Oval Office President al-Sharaa’s commitment to President Trump to join the D-ISIS coalition, which stands as a historic framework marking Syria’s transition from a source of terrorism to a counterterrorism partner – a commitment to rebuild, to cooperate, and to contribute to the stability of an entire region.

Damascus will now actively assist us in confronting and dismantling the remnants of ISIS, the IRGC, Hamas, Hizballah, and other terrorist networks, and will stand as a committed partner in the global effort to secure peace.

In a pivotal follow-on trilateral session with Secretary Rubio, Foreign Minister Hakan Fidan of Türkiye, and Foreign Minister Asaad al-Shaibani of Syria, we mapped the next phase of the U.S.–Turkish–Syrian framework: integrating the Syrian Democratic Forces (SDF) into the new Syrian economic, defense and civic structure, redefining Turkish-Syrian-Israeli relations, and advancing the alignment that underpins the Israel-Hamas ceasefire, as well as various Lebanese border issues.

Türkiye’s tireless role deserves special acknowledgment – a testament to the quiet, steadfast diplomacy that builds bridges where walls once stood. The expanded alliance of Qatar, Saudi Arabia, and Türkiye supporting the resurgence of a Syrian nation state for the entire region and all of its tribal, religious and culture constituencies has been a magic elixir.

The Middle East is, by its very nature, a living mosaic: a region woven from countless cultures, faiths, tribes, and traditions. Within it, Syria stands as a mosaic within that mosaic, a land where diverse peoples and religions have for centuries shared the same soil, suffered the same storms, and now seek the same peace. In the delicate interplay of these layers lies both the challenge and the promise of the region’s renewal.

President Trump’s leadership is forging a realignment built on “security first, prosperity next” – a future defined not by the shadows and horrors of the past, but by the promise and hopes of a new and redefined future.  That former adversaries can become ardent allies is not new to history or to this region; what is new – and extraordinary – is that it is being achieved by the regional nations themselves rather than Western mandates and dictates. The path will not be smooth. Integration is a process, not an event, and the vision of one man is now shared by many and can become a reality.  This is a testament to all the teams across every nation who are the mortar holding these building blocks together.

The next step in truly “giving Syria a chance” is the full repeal of the Caesar Act. We call upon and urge Congress to take this historic step. We have come far but now need one strong final push to empower the new Syrian government to restart its economic engine and allow the Syrian people and their regional neighbors to not only survive but to thrive.

This was a week to remember.”

https://x.com/USAMBTurkiye/status/1988827137374085561

Barrack’ın açıklamasının Türkçe metni şöyle:

Büyükelçi Thomas J. Barrack, Jr.’ın Açıklaması

Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara’nın Beyaz Saray’a Tarihi Ziyareti Hakkında

Bu hafta, Ortadoğu’nun modern tarihinde ve Suriye’nin izolasyondan ortaklığa doğru kayda değer dönüşümünde belirleyici bir dönüm noktasını işaret ediyor.

Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara’ya Beyaz Saray’da eşlik etmekten büyük onur duydum. Kendisi, Suriye’nin 1946’da bağımsızlığını kazanmasından bu yana Beyaz Saray’ı ziyaret eden ilk Suriye Devlet Başkanı oldu.

Başkan Trump, 13 Mayıs’ta Suriye’ye bir şans vermek için tüm ABD yaptırımlarını kaldıracağını belirtti. Bu hafta gerçekleşen sıcak ve özlü bir görüşmede, Başkan Donald J. Trump ve Başkan el-Şara, ortak bir kanaati yinelediler: Uzaklaşmanın yerine angajman getirmenin ve Suriye’ye -ve halkına- gerçek bir yenilenme şansı vermenin zamanı geldi.

Başkan Yardımcısı JD Vance, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye Dışişleri Bakanı Asaad el-Şeybani, Özel Temsilci Steve Witkoff, Savunma Bakanı Pete Hegseth ve Beyaz Saray Özel Kalemi Susie Wiles ile birlikte Oval Ofis’te, Başkan el-Şara’nın Başkan Trump’a, Suriye’nin terör kaynağı olmaktan terörle mücadele ortağı olmaya geçişini simgeleyen tarihi bir çerçeve olan DEAŞ Karşıtı Koalisyon’a katılma taahhüdüne tanıklık ettik; bu, yeniden inşa etme, işbirliği yapma ve tüm bölgenin istikrarına katkıda bulunma taahhüdüdür.

Şam bundan sonra IŞİD, Devrim Muhafızları, Hamas, Hizbullah ve diğer terör örgütlerinin kalıntılarıyla mücadele ve bunların tasfiyesinde bize aktif olarak yardımcı olacak ve küresel barışı sağlama çabalarında kararlı bir ortak olarak yer alacaktır.

Dışişleri Bakanı Rubio, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Suriye Dışişleri Bakanı Asaad el-Şeybani ile birlikte gerçekleştirdiğimiz önemli üçlü görüşmede, ABD-Türkiye-Suriye çerçevesinin bir sonraki aşamasını belirledik: Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) yeni Suriye ekonomik, savunma ve sivil yapısına entegre edilmesi, Türkiye-Suriye-İsrail ilişkilerinin yeniden tanımlanması ve İsrail-Hamas ateşkesini destekleyen uyumu ilerletmek, ayrıca çeşitli Lübnan sınır sorunlarını ele almak.

Türkiye’nin yorulmak bilmeyen rolü özel bir takdir hak ediyor – bu, bir zamanlar duvarların olduğu yerde köprüler kuran sessiz ve kararlı diplomasinin bir kanıtıdır. Katar, Suudi Arabistan ve Türkiye’nin, tüm bölge ve tüm kabile, din ve kültür grupları için Suriye ulus devletinin yeniden dirilişini destekleyen genişletilmiş ittifakı, sihirli bir iksir olmuştur.

Orta Doğu, doğası gereği canlı bir mozaiktir: sayısız kültür, inanç, kabile ve gelenekten oluşan bir bölgedir. Suriye, bu mozaik içinde bir mozaik gibidir; yüzyıllardır farklı halklar ve dinler aynı toprağı paylaşmış, aynı fırtınaları yaşamış ve şimdi aynı barışı arayan bir ülkedir. Bu katmanların hassas etkileşimi, bölgenin yenilenmesinin hem zorluğunu hem de umudunu barındırmaktadır.

Başkan Trump’ın liderliği, “önce güvenlik, sonra refah” ilkesine dayanan bir yeniden düzenlemeyi şekillendiriyor – geçmişin gölgeleri ve dehşetiyle değil, yeni ve yeniden tanımlanmış bir geleceğin vaatleri ve umutlarıyla tanımlanan bir gelecek. Eski düşmanların ateşli müttefikler haline gelmesi, tarih veya bu bölge için yeni bir şey değil; yeni ve olağanüstü olan şey, bunun Batı’nın emir ve talimatlarıyla değil, bölge ülkeleri tarafından gerçekleştiriliyor olması. Bu yol pürüzsüz olmayacaktır. Entegrasyon bir süreçtir, bir olay değildir ve bir kişinin vizyonu artık birçok kişi tarafından paylaşılmakta ve gerçeğe dönüşebilir. Bu, bu yapı taşlarını bir arada tutan harç görevi gören tüm ülkelerin ekiplerinin başarısının bir kanıtıdır.

Suriye’ye gerçek anlamda “bir şans vermenin” bir sonraki adımı Sezar Yasası’nın tamamen yürürlükten kaldırılmasıdır.

Kongre’yi bu tarihi adımı atmaya çağırıyor ve teşvik ediyoruz. Çok yol kat ettik, ancak şimdi yeni Suriye hükümetinin ekonomik gücünü yeniden canlandırması ve Suriye halkının ve bölgedeki komşularının sadece hayatta kalmakla kalmayıp aynı zamanda gelişmesini sağlaması için güçlü ve son bir hamleye ihtiyacımız var.

Unutulmaz bir haftaydı.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *