ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth’in Romanya’daki bir piyade tugayını geri çekme kararı, ABD yönetiminin Avrupa’dan asker çekmeye başladığı yönündeki korkularını alevlendirdi. NATO Genel Sekreteri, bu kararın muhtemel sonuçlarının fazla büyütüldüğünü, ABD’nin NATO ve doğu kanadının güvenliğine bağlı olduğunu öne sürdü. Eski Amerikalı bir diplomat, bunun, Beyaz Saray’ın değil, Pentagon’un başına buyruk bir hareket olabileceğini savundu. Beyaz Saray ise tüm tarafların bilgilendirildiğini belirtti.
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth’in Avrupa’nın doğu kanadından 800 askeri çekme kararı, uzmanlara göre zamansız bir adım ve ABD’nin Avrupa güvenliğinden uzaklaşmasını temsil ediyor.
Euronews’un aktardığına göre, çoğu Avrupalı müttefik, ABD’nin Çin’in artan etkisine karşı koymak amacıyla Asya’ya yöneleceğini anlıyor olsa da uzmanlar, ani ve koordinasyonsuz bir geri çekilmenin Avrupa güvenliğini zayıflatabileceği ve Rusya’yı cesaretlendirebileceği uyarısında bulunuyor. Avrupa ülkeleri ise Soğuk Savaş’tan bu yana görülmemiş bir hızla yeniden silahlanıyor.
ABD 29 Ekim’de yaptığı açıklamayla, ağırlıklı olarak Romanya’da konuşlu bir piyade tugayının Kentucky’deki ana üssüne geri döneceğini bildirdi. Yaklaşık 800 askerin yerleri doldurulmayacak.
ABD’nin eski Ukrayna Özel Temsilcisi Kurt Volker, Euronews’e yaptığı açıklamada, bu kararın “ABD’nin şu anda Putin’e göndermesi gereken doğru mesaj olmadığını” ifade etti.
Volker, “Beyaz Saray’ın da bunu istediğini sanmıyorum; bu karar iyi koordine edilmemiş gibi görünüyor,” dedi. Volker, bunun “Pentagon’un yine başına buyruk davrandığı bir olay olabileceğini” belirtti. “Pentagon bazen Beyaz Saray’ı bilgilendirmeden karar alıyor, ardından geri adım atmak zorunda kalıyorlar,” diye ekledi.
Volker, Savunma Bakanı Hegseth’in daha önce Ukrayna’ya hava savunma sistemleri tedarikini iptal etmesini de buna örnek gösterdi. O karar da hem Beyaz Saray’ı hem de Kiev’i hazırlıksız yakalamıştı.
Buna karşılık, Beyaz Saray’dan bir yetkili Euronews’e yaptığı açıklamada, “kararla ilgili gerekli tüm tarafların bilgilendirildiğini” söyledi.
Yetkili, “Bu karar, Avrupalı ülkelerin Başkan Trump’ın çağrısına uyarak savunma harcamalarını artırdığı, kuvvet yapısını güçlendirdiği ve bölgenin korunmasında daha fazla sorumluluk üstlendiği bir dönemde alındı,” ifadelerini kullandı.
NATO ülkeleri, Trump yönetiminin uzun süredir duyurduğu öncelik değişikliğine paralel olarak ABD’nin Avrupa topraklarındaki asker sayısını önemli ölçüde azaltmasına hazırlıklıydı. Trump yönetimi, stratejik odağını Batı Yarımküre ve Güney Çin Denizi gibi bölgelere kaydıracağını açıkça ifade etmişti.
Bu doğrultuda Avrupa’daki NATO ülkeleri ile Kanada, Avrupa güvenliğinin yükünü —Ukrayna’ya askeri desteğin finansmanı da dahil olmak üzere— üstlenmeyi kabul etti.
Ancak ABD’nin ani, koordinasyonsuz ve kapsamlı bir asker çekme kararıyla Avrupa’nın doğu sınırını savunmasız bırakma ihtimali, hala Washington’un müttefikleri arasında endişe yaratıyor.
Volker, Hegseth’in son hamlesinin, ABD ile Rusya arasındaki gerilimin sürdüğü ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’daki savaşı bitirmek için ciddi müzakerelere yanaşmadığı bir dönemde “erken alınmış bir karar” olduğunu söyledi.
ABD Başkanı Donald Trump kısa süre önce barış görüşmelerini canlandırmak amacıyla Putin’le Budapeşte’de görüşmeyi kabul etmişti, ancak Kremlin’in Ukrayna konusunda katı taleplerinden geri adım atmaması nedeniyle bu plan iptal edildi.
Volker, 800 askerin çekilmesinin toplam 80-90 bin civarındaki ABD askeri varlığı içinde küçük bir sayı olduğunu, ancak kararın “ABD’nin Avrupa güvenliği konusundaki niyetlerine dair politik bir mesaj taşıdığını” belirtti.
Trump’ın ilk döneminde Ukrayna özel temsilcisi ve George W. Bush döneminde NATO nezdindeki ABD Büyükelçisi olarak görev yapan Volker, bu dönemde asker çekmenin “askeri açıdan mantıklı bir temeli olmadığını” söyledi.
“Bu açıklama, Avrupalıların savunmaya ne kadar hızlı yatırım yapabileceği veya kıtanın güvenlik yükünü ne ölçüde paylaşabileceği gibi faktörleri dikkate almış görünmüyor,” dedi.
“Zamanlama çok önemli. Hangi bölgelerden asker çekileceği ve güç dağılımının nasıl olacağı iyi hesaplanmalı,” diye ekledi.
Rutte: ABD Avrupa’nın güvenliğine bağlıdır
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Bükreş’te Romanya Cumhurbaşkanı Nicușor Dan ile ortak basın toplantısında konuştu.
Romanya’ın İttifak’ın tamamı için stratejik öneme sahip olan Karadeniz bölgesinde önemli bir liderlik sağladığını belirten Rutte, “NATO ayrıca Romanya, Bulgaristan ve Türkiye’nin Karadeniz bölgesinde mayın temizleme ve devriye faaliyetlerini genişletme çabalarına büyük değer veriyor.” dedi.
Rutte, son aylarda Romanya’nın hava sahasının Rus müdahalelerine tanık olduğuna değinerek “NATO’nun tepkisi, niyet ne olursa olsun hızlı ve kararlı oldu. NATO bu olayları son derece ciddiye alıyor ve tetikte olmaya devam edeceğiz. Caydırıcılık, savunmamızın temelini oluşturuyor ve bu nedenle NATO’nun savunma için gerekeni yapmaya hazır, istekli ve muktedir olduğunu açıkça ortaya koyuyoruz.” diye konuştu.
“Doğu Gözcüsü” (Eastern Sentry) girişimine atıfta bulunan Rutte, bunun İttifak’ın doğu kanadına güç ve esneklik katacak, ihtiyaç duyulduğunda her yerde devreye sokulabilecek yeteneklerden oluştuğunu yineleyerek “NATO’nun İttifak’ı karada, denizde ve havada koruma kararlılığı şüphe götürmez. Müttefik topraklarının her bir karışını savunmaya devam etmek için ihtiyaç duyduğumuz teknoloji, topçu ve mühimmatı güvence altına almak için sanayiyle birlikte çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Rutte, ABD’nin Avrupa’nın doğu kanadından askeri çekme kararıyla ilgili bir soru üzerine, bu değişikliğe rağmen ABD’nin NATO ve Avrupa’nın güvenliğine bağlılığını sürdürdüğünü söyledi.
“Bence bundan biraz fazla anlam çıkarıyoruz.” diyen Rutte, ABD’nin askerlerini çekmesine rağmen Avrupa’da büyük bir varlığı olduğunu kaydetti.
Avrupa ve Romanya’daki Amerikan varlığı “2020’ye göre daha güçlü”
Romanya Cumhurbaşkanı Dan da Rutte ile görüşmelerinin “çok verimli” geçtiğini belirterek Avrupa-Atlantik’teki güvenlik durumu ve bu konudaki işbirliğini ele aldıklarını aktardı.
Dan ayrıca Ukrayna’ya destek ve NATO’nun doğu kanadını güçlendirmek için duyurulan Doğu Gözcüsü girişimini görüştüklerini kaydederek “Bu bağlamda Romanya dahil olmak üzere tüm doğu kanadına getirilecek ek kapasiteleri ele aldık.” dedi.
Romanya’nın “özel güvenlik çıkarı” bulunan Karadeniz hakkında da fikir alışverişinde bulunduklarını anlatan Dan, ülkesinin askeri yetkinliklerini geliştirmeye yönelik yatırımları sürdüreceğini vurguladı.
Dan, bazı ABD birliklerinin Romanya’dan çekilmesiyle alakalı soruyu ABD’nin Avrupa ve Romanya’daki varlığının “2020’ye göre daha güçlü olduğu” ve endişe edilecek bir şey olmadığı şeklinde yanıtladı.
Hibrit tehditlerin NATO ve üye ülkeler için “nispeten yeni bir olgu” olduğunu söyleyen Dan, “NATO’nun bahsettiğimiz bir stratejisi var, işbirliği yapmamız ve deneyimlerimizi paylaşmamız gerektiği açık.” diye konuştu.
Romanya Savunma Bakanlığından 31 Ekim’de yapılan açıklamada, NATO’nun doğu kanadında konuşlanan ABD birliklerinin bir kısmı için yeniden yapılandırma kararı alındığına işaret edilerek bu doğrultuda Mihail Kogalniceanu Üssü’ndeki ABD askerlerinin geri çekileceği belirtilmişti.
Açıklamada, Romanya’da yaklaşık 1000 ABD askerinin kalmaya devam edeceği bildirilmiş, bunun ABD’nin bölgesel güvenliğe olan bağlılığının bir göstergesi olduğu ifade edilmişti.













Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *