Tartışmalı Blackwater kurucusu ve Donald Trump destekçisi Erik Prince’in liderliğinde yürütülecek bir görev kapsamında, önümüzdeki haftalarda ABD, Avrupa ve El Salvador’dan yüzlerce savaşçının ülkedeki çetelerle mücadele etmek üzere Haiti’ye gönderileceği bildiriliyor.

Guardian’ın Reuters’ten aktardığına göre, şiddet olaylarının yaşandığı Karayip ülkesinde Mart ayından bu yana faaliyet gösteren Prince’in yeni güvenlik şirketi Vectus Global, yetkililerin ağır silahlı suç örgütlerinden önemli yolları ve bölgeleri geri almasına yardımcı olmak için buradaki faaliyetlerini yoğunlaştırmaya hazırlanıyor.

Haiti hükümetiyle 10 yıllık bir anlaşma yaptığını söyleyen Prince, haber ajansına verdiği demeçte, “Benim için başarının en önemli ölçütlerinden biri, Port-au-Prince’ten [kuzeydeki] Cap-Haïtien şehrine ince zırhlı [zırhsız] bir araçla gidebilmek ve çeteler tarafından durdurulmamak olacak,” dedi. Anlaşmaya göre, Vectus’a Haiti’nin vergi toplama sisteminde bir rol verilecek.

Haiti’nin başkenti, silahlı grupların hükümete karşı ortak bir saldırı başlatarak başbakanı devirdiği ve neredeyse tüm şehri ele geçirdiği Şubat 2024’ten bu yana ülkenin geri kalanından büyük ölçüde kopuk durumda. BM’ye göre, Nisan ve Temmuz ayları arasında çoğunluğu Port-au-Prince’te olmak üzere 1.500’den fazla kişi öldürüldü. Bu kişilerin çoğu güvenlik güçlerinin operasyonları sırasında, üçte biri ise hükümetin silahlı grupları hedef almak için kullanmaya başladığı insansız hava aracı saldırılarında hayatını kaybetti.

Fransız sömürgesine Amerikalılar yerleşiyor

Vectus’un Haiti operasyonlarına yakın bir kaynak, Reuters’a yaptığı açıklamada, konuşlandırmanın keskin nişancılar, istihbarat ve iletişim uzmanları, helikopterler ve botları içereceğini söyledi.

Haiti suç örgütleriyle mücadelede özel askeri yüklenicilerin kullanılması, insan hakları savunucuları ve gözlemciler arasında endişeye yol açtı; ancak güvenlik durumu o kadar kötüleşti ki birçok Haitili bir tür yabancı müdahale çağrısında bulundu.

“İnsanlar çözüm, yardım, her şey için çaresiz durumda… İnsanlar, çok da uzun zaman önce çaresizlik nedeniyle kabul etmeyecekleri şeyleri kabul etmeye istekli,” diyor Aid State: Elite Panic, Disaster Capitalism, and the Battle to Control Haiti kitabının yazarı Jake Johnston. “Travma ve çaresizliğin seviyesini anlayabiliyorum. Ama bu gerçekten bir çözüm mü?” diye sordu Johnston, Vectus operasyonunun pek iyi sonuçlanmayacağını öngörerek.

Johnson, bu konuşlandırmayı, Haiti’nin sorunlarının polis gibi Haiti kurumlarını güçlendirmek yerine yabancılara “taşeronlaştırılmasının” bir başka örneği olarak nitelendirdi. “[Özel yüklenicilerin bu şekilde kullanılması], kaynakları yetersiz ve desteklenmediklerini hisseden yerel güçlere nasıl bir mesaj veriyor?”

Uluslararası Örgütlü Suçlara Karşı Küresel Girişim bünyesindeki Haiti Gözlemevi Başkanı, kendisi de bir Fransız olan Romain Le Cour, bu hamleyi Haiti polisi ve geçen yıl oraya gönderilen BM destekli güvenlik güçleri için “ciddi bir kurumsal aksaklık” olarak nitelendirdi. Le Cour, yabancı taşeronların konuşlandırılmasının, Haiti polisinin ve Kenya liderliğindeki polis teşkilatının kontrolü yeniden ele geçirmeye çalışırken “stratejik izolasyonunu derinleştireceğine” inanıyordu.

“Sadece tavsiyede bulunmuyoruz, harekete geçiyoruz” sloganını kullanan Amerikalının grubu, Mart ayından beri Haiti’de faaliyet gösteriyor. Reuters’a göre, başbakan liderliğindeki bir görev gücüyle koordineli olarak insansız hava araçları konuşlandırıyor. Le Cour, “[Ancak] altı aylık konuşlandırmanın ardından çeteler stratejik hakimiyetlerini sürdürüyor,” diye belirtti.