Yürüyüş, sözde “Tapınak Yıkım Yıldönümü”nü anmak için Mescid-i Aksa’ya planlanan kitlesel baskınlar öncesinde gerçekleştirildi. Yürüyüş sırasında Ben-Gvir açıkça kışkırtıcı ifadeler kullanarak şunları söyledi: “Yas tutmakla yetinmiyoruz. [Tapınağı] inşa etmeyi, egemenliği ve kontrolü ele geçirmeyi düşünüyoruz. Bunu birçok yerde yaptık ve Gazze’de de yapacağız.”

“Tapınak örgütleri” olarak bilinen yahudi gruplar, Pazar günü camiye büyük çaplı baskınlar düzenlenmesi çağrısında bulundu. Bunu, alan üzerindeki dini-milliyetçi iddialarla uyumlu büyük bir güç gösterisi olarak nitelendirdiler.

Ben-Gvir, bu sabah da işgal altındaki Kudüs’teki El-Aksa Camii külliyesine yönelik kışkırtıcı bir işgal eylemine öncülük etti. Bu baskın, Likud Knesset üyesi Amit Halevi’nin eşliğinde gerçekleşti.

Kudüs’teki İslami Vakıflar Dairesi’ne göre, sabah saatlerinde en az 1.251 yerleşimci Mescid-i Aksa avlularına baskın düzenledi. Yerleşimciler, dualar, danslar ve tüm camide yankılanan yüksek sesli ilahiler gibi ritüeller gerçekleştirdi.

Filistin Yönetimi’ne bağlı Kudüs Valiliği’ne göre, bu yılki sömürgeci etkinliği, Mescid-i Aksa için en tehlikeli etkinliklerden biri olarak görülüyor. Zira sömürgeci gruplar, 3 Ağustos’u “kitlesel saldırı günü”ne dönüştürerek uzun süredir devam eden dini ve yasal sınırları ihlal etmeyi amaçlıyor. Bu çaba, Tapınak Hareketi’nin gündemine tam destek veren mevcut İsrail hükümeti tarafından da destekleniyor.

Bu tırmanış, Ben-Gvir’in polise, sömürgecilerin cami avlusunda şarkı söyleyip dans etmesine izin veren tartışmalı emri de dahil olmak üzere bir kışkırtma dalgası ve son politika değişikliklerinin ardından geldi. Bu adım, yeni gerçeklikleri zorla dayatmaya yönelik daha geniş bir stratejinin parçası olarak yaygın olarak görülüyor.

Mayıs ayında Ben-Gvir, Yahudilerin “Tapınak Tepesi’nde artık dua ve secde etmelerinin mümkün olduğunu” ilan ederek, kutsal mekanda korunan tarihi statükoyu doğrudan ihlal etti.

(WAFA)