Dr. Hilmi Demir, TEPAV için hazırladığı raporda, anlaşmaların gerçekleşmesi hâlinde ABD-İsrail ittifakının Orta Doğu’yu nasıl yeniden şekillendireceğini ortaya koymak için, bu ittifakın teopolitik yönünün ve mevcut durumunun analiz edilmesinin büyük önem taşıdığını belirtirken, Suriye’nin İbrahim Anlaşmaları’na katıldığı bir gelecekte, Tartus ve Lazkiye limanlarının ticaret hacminin artması, Türkiye için ticaret yollarına dayalı yeni projeksiyonlar oluşturacaktır tespitinde bulundu.
Ortadoğu ve Orta Asya Araştırmaları Enstitüsü Direktörü Dr. Hilmi Demir, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı için 13 sayfalık bir rapor hazırladı. TEPAV araştırmaları arasında yayınlanan raporda, Hristiyan Siyonizmi’nin Teolojik Temelleri, İbrahim Anlaşmalarının Dayanıklılığı ve Evrimi, Suudi Arabistan: Gelecekteki Normalleşmenin Kilidi ve NEOM Projesi, Suriye ve İbrahim Anlaşmaları, Doğu Akdeniz Enerji Havzası, Değişen Jeopolitik Manzara ve Bölgesel Çerçeveler, Çok Kutuplu Bir Dünyada Orta Doğu: Ekonomik ve Teknolojik Boyutlar, Gazze Göstergesi ve İlerisi başlıkları altında geniş değerlendirmelerde bulunuyor.
Raporun sonuç kısmında Demir şu ifadelere yer veriyor:
“Sonuç olarak, İbrahim Anlaşmaları’nın geleceği ve daha geniş bölgesel barış olasılığı; stratejik jeopolitik hesaplar, ekonomik zorunluluklar ve derin köklere sahip Filistin meselesi arasındaki hassas dengeye bağlıdır. Anlaşmalar dayanıklılıklarını gösterse de gerçek ve uzun vadeli uygulanabilirlikleri; hızla değişen çok kutuplu dünya koşullarına uyum sağlama kapasiteleri ile Filistin halkının temel kaygılarını göz ardı etmek yerine sürece dahil etme yeteneklerine bağlı olacaktır. Özellikle Gazze’nin geleceği ve Trump’ın planlarını hayata geçirip geçiremeyeceği, İbrahim Anlaşmaları’nın kaderi açısından hayati önem taşımaktadır. Ancak, unutulmamalıdır ki, İbrahim Anlaşmaları’nın temel amacı, İsrail’in güvenliğini bölgeye yaymak ve paylaşmaktır.”
Raporun tamamına ulaşmak için:
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *