Beyaz Saray Sözcü Yardımcısı, Washington yönetiminin, merkezi New York’ta bulunan Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO’dan çekilme kararı aldığını, kararın 2026 yılı sonunda yürürlüğe gireceğini duyurdu. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü de küreselci ve ideolojik olduğunu belirterek, “UNESCO’ya sürekli katılım, ABD’nin ulusal çıkarına değildir” açıklaması yaptı. Çin ise karara tepki göstererek, “büyük” ülkelerin yapması gerekenin bu olmadığını söyledi.
New York Post’a konuşan Beyaz Saray Sözcü Yardımcısı Anna Kelly, Washington yönetiminin, UNESCO’dan çekilme kararı aldığını açıkladı. “UNESCO, Amerikalıların kasımda oy verdiği sağduyulu politikalarla tamamen uyumsuz, ayrıştırıcı kültürel ve sosyal davaları destekliyor.” dedi.
Associated Press’in (AP) haberine göre, çekilme kararı UNESCO marjında “İsrail karşıtı önyargılar” gerekçe gösterilerek alındı. Çekilme kararı, Aralık 2026 sonunda yürürlüğe girecek. Beyaz Saray’dan bir yetkilinin de ABD’nin çekilme kararını doğruladığı aktarıldı.
Kararı UNESCO’ya bildirildi
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tammy Bruce, uluslararası örgütten ayrılma kararının UNESCO Genel Direktörü Audrey Azoulay’a iletildiğini açıkladı. Tammy, Dışişleri Bakanlığının internet sayfasından yayınlanan yazılı açıklamasında, “UNESCO’nun, Filistin devletini (BM’ye) üye devlet olarak kabul etme kararı, ABD politikasına aykırı olarak oldukça sorunludur ve örgüt içinde İsrail karşıtı söylemin yaygınlaşmasına katkıda bulunmuştur.” ifadelerini kullandı.
“UNESCO’ya sürekli katılım, ABD’nin ulusal çıkarına değildir.” değerlendirmesinde bulunan Tammy, örgütün, “bölücü sosyal ve kültürel amaçları ilerletmek için çalışmakta ve BM’nin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne aşırı bir odaklanmayı sürdürmekte” olduğunu ifade etti. Tammy, “Bu, küreselci ve ideolojik bir uluslararası kalkınma gündemi olup, ‘Önce Amerika’ dış politikamızla çelişmektedir.” ifadelerini kullandı.
Trump çekti, Biden dahil oldu
Böylelikle ABD, Başkan Donald Trump döneminde iki, örgüt tarihinde üçüncü kez UNESCO’dan çekilmiş olacak. ABD, Trump’ın ilk dönemine denk gelen 2017’de UNESCO’dan “İsrail karşıtı tutumu” ve “yapısal reform ihtiyacı” nedeniyle çekilmişti. 2021-25’e denk gelen Joe Biden yönetiminde ABD yönetimi 2023’te yeniden UNESCO’ya dönmüştü.
İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan Paris merkezli UNESCO, BM’nin küresel eğitim, bilim ve kültür faaliyetlerine odaklanırken, küreselci ideoloji çerçevesinde hedeflere ulaşmayı hedefliyor.
ABD ilk kez, 1981-1989 yılları arasındaki Başkan Ronald Reagan döneminde, 1984’te UNESCO’dan çekilmişti. O dönem alınan kararın gerekçesinde örgütün, “ele aldığı hemen hemen her konuyu gereksiz yere siyasallaştırdığı, özgür bir topluma, özellikle de özgür bir piyasaya ve özgür bir basına karşı düşmanlık sergilediği ve bütçesinde sınırsız bir genişlemeye gittiği” bildirilmişti.
ABD, George W. Bush başkanlığında, 2003 yılında UNESCO’ya yeniden katılmıştı.
UNESCO, kararı üzüntüyle karşıladı
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Genel Direktörü Audrey Azoulay, ABD’nin kuruluştan yeniden ayrılma kararı almasını üzüntüyle karşıladığını belirtti. UNESCO Genel Direktörü Audrey, ABD’nin 2 yıl önce döndüğü kuruluştan yeniden ayrılacak olmasına ilişkin açıklama yaptı.
Trump’ın bu kararından derin üzüntü duyduğunu belirten Audrey, kararın “çok taraflılığın temel ilkeleri ile çeliştiğini” ve bu ülkedeki UNESCO işbirlikçilerini olumsuz etkileyebileceğini vurguladı.
UNESCO’nun Trump’ın bu kararına karşı hazırlıklı olduğunu savunan Audrey, 2018’den bu yana BM kuruluşu içinde yapısal reformlar gerçekleştirildiğine ve finans kaynaklarının çeşitlendirildiğine dikkati çekti. Audrey, ABD’nin UNESCO’ya olan mali desteğinin kuruluşun toplam bütçesinin yüzde 8’ine denk geldiğine ve diğer BM kuruluşlarına kıyasla bu oranın düşük olduğuna değindi.
ABD’nin UNESCO’dan çekilme kararının gerekçelerinin 2017’deki çekilme sürecinde sunduğu gerekçelerle aynı olduğunu kaydeden Audrey, kuruluşa yönelik “İsrail karşıtı önyargı” iddialarını da reddetti.
BM: Guterres kararı derin üzüntüyle karşıladı
Birleşmiş Milletler (BM) Sözcüsü Stephane Dujarric, günlük basın toplantısında gazetecilerin konuya ilişkin sorularını yanıtladı. Stephane, ABD’nin kararına ilişkin, “BM Genel Sekreteri, UNESCO Genel Direktörü Audrey Azoulay’la birlikte ABD’nin örgütten ayrılma kararını derin üzüntüyle karşılıyor.” ifadesini kullanmakla yetindi.
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar’ın ülkesinin BM içinde “ayrım gördüğünü” ileri sürmesi ve İsrail’e karşı “ayrımcılık yapıldığını” savunmasıyla ilgili ise Stephane, BM Sekretaryası personeli ya da kurumların başkanlarının bu örgütün çeşitli yasama organlarında delegasyonların yaptığı açıklamalardan sorumlu tutulamayacağını söyledi.
Stephane, UNESCO açısından bakıldığında ise özellikle Genel Direktör’ün şahsen antisemitizmle mücadelede ön saflarda yer aldığına dikkati çekti. Her üye devletin BM teşkilat sisteminin işleyişiyle ilgili bazı şikayetlerinin olduğunu anımsatan Dujarric, “Bizim tüm üye devletlere verdiğimiz mesaj ise şudur: Eğer bir şeyi değiştirmek istiyorsanız katılım sağlayın.” ifadelerini kullandı.
Çin’den eleştiri
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Guo Ciakun, başkent Pekin’de düzenlenen basın toplantısının ardından gazetecilerin konuya ilişkin sorularını yanıtladı. ABD’nin UNESCO’dan ayrılma kararına ilişkin soruyu yanıtlayan Guo, “Büyük ülkelerin yapması gereken bu değil.” diyerek söz konusu kararı eleştirdi.
Guo, ayrıca ABD’yi, uzun süredir Birleşmiş Milletler (BM) örgütüne olan “borçlarını ödememekle” itham etti. Ülkesinin UNESCO’ya olan “sarsılmaz” desteğini yineleyen Guo, bu desteğin nedenine değinmezken, Çin’in, tüm ülkeleri çok taraflılığa olan bağlılıklarını yeniden teyit etmeye çağırdığını söyledi.
ABD’nin örgütten çekilme kararı, Aralık 2026 sonunda yürürlüğe girecek.













Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *