VELA gemisi İsrail’e ulaştı ama tartışma sürüyor

VELA gemisi İsrail’e ulaştı ama tartışma sürüyor

4 Haziran’da Barselona’dan hareket ederek pazartesi günü Mersin Limanı’na ulaşan VELA isimli gemi, el konulsun çağrılarına rağmen Mersin’den hareket ederek İsrail’in Aşdod limanına vardı. Ancak Türkiye’de tepkiler sürüyor.

İsrail Askeri Endüstrileri (IMI) şirketine teslim edilmek üzere, İsrail’e silah üretiminde kullanılmak üzere 15 konteyner çelik çubuk taşıdığı iddia edilen yük gemisi VELA, 9 Haziran’da Mersin limanına yanaştı.

Filistin Eylem Komitesi’nin tepkisi

Geminin Mersin’e ulaşmasıyla birlikte, durdurulması talebiyle eylemler ve açıklamalar yapıldı. Filistin Eylem Komitesi’nin çağrısıyla dün İstanbul’da bir araya gelen yüzlerce kişi “Madleen’e özgürlük, soykırım gemisi VELA’ya ambargo” istedi.

Seküler kesimlerin katıldığı eylem sırasında “NATO’dan çıkılsın Kürecik kapatılsın”, “Limanları kapat, ilişkiyi kes”, “Yaşasın küresel intifada” sloganları atıldı. Eylemciler Filistin bayrağı açarak Tünel’den Şişhane Meydanı’na bir yürüyüş de gerçekleştirdi.

Evrensel’den Okan Evrim’in aktardığına göre, eylemde yapılan açıklamada, “Bu gemi yoluna devam ederse Türkiye’nin soykırımdaki ortaklığı tescillenmiş olacaktır” denildi.

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul ve Mersin Şubeleri de ‘VELA’ gemisi, MAERSK, ZIM ve diğer ilgili gemilerin taşıyıcı firmaları, yöneticileri ve sevkiyata izin veren kamu görevlileri hakkında “insanlığa karşı suç”, “soykırım” ve “savaş suçlarına iştirak” suçlarından başsavcılığa suç duyurusunda bulundu. VELA gemisi ve taşıdığı yüke el konuşmasını istedi.

Birleşmiş Milletler (BM) Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese de X hesabından pazartesi gecesi yaptığı paylaşımda, siyasi iktidara seslendi. Albanese, “Türk yetkilileri bu geminin ve yasa dışı kargosunun İsrail’e ulaşmasını engellemeye çağırıyorum” dedi.

Emek Partisi (EMEP) de dün “Türkiye, karasularının İsrail’e askeri transferler için kullanılmasına izin vermemeli; VELA’yı durdurup soruşturmalı, İsrail için taşınan yasa dışı askeri yüklere el koymalıdır” açıklaması yaptı.

Sol parti ve sendikalar ABD Büyükelçiliği önünde

Ankara’da sol partiler ve sendikalar, İsrail’e silah taşıyan geminin Mersin Limanı’ndan geçmesini protesto etti. Eylemciler, hükümetin Filistin söylemlerinin içinin boş olduğunu iddia etti. Türkiye İşçi Partisi (TİP), SOL Parti, Emek Partisi (EMEP), Emekçi Hareket Partisi (EHP) ve Kamu Emekçileri Konfederasyonu (KESK) üyeleri, “Filistin’de ablukaya, işgale son” sloganıyla ABD’nin Çukurambar’daki Büyükelçiliği önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

Rudaw’ın aktardığına göre, eyleme katılanlar, İsrail’in Gazze Şeridi’ne insani yardım ulaştırmaya çalışan “Madleen” adlı yelkenliyi alıkoymasını ve İsrail’e silah malzemesi taşıyan “VELA” gemisinin Mersin Limanı’na uğrayarak Aşdod Limanı’na yönelmesini protesto etti.

KESK Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mehmet Aydoğdu yaptığı açıklamada, “İnsani yardım ulaştırmak isteyen sivil inisiyatifler bile hedef alınıyor” dedi. Aydoğdu, 9 Haziran’da Gazze’ye yardım taşıyan Madleen gemisine uluslararası sularda İsrail tarafından el konulduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti: “Bu gemide silah yoktu, asker yoktu. İsrail bu saldırıyla yalnızca yardım malzemelerini değil, aynı zamanda Filistin halkına uzanan uluslararası dayanışma elini hedef aldı.”

KESK sözcüsü, aynı gün İsrail Askeri Endüstrileri’ne teslim etmek üzere asgari 15 konteyner çelik taşıyan VELA gemisinin Mersin kıyılarına yanaştığını belirterek, çifte standardı vurguladı: “Bir yanda yardım taşıyan sivil gemiler engellenirken, öte yanda İsrail’e ticaret akışı devam ediyor. Gazze’de soykırım varken ve insani yardımlar dahi alıkonuluyorken ülkemizin karasuları barbar İsrail ordusuna silah malzemeleri taşıyan gemilere açılıyor.”

Türkiye İşçi Partisi Ankara İl Sekreteri, “Bugün buradayız çünkü Gazze’de bir halk yok edilirken, bu katliamın en büyük ortağı olan Amerikan Büyükelçiliği tam arkamızda” diyerek açıklamasını sürdürdü. “Gazze’de çocuklar ölüyor, hastaneler bombalanıyor. İnsanlar açlıkla, susuzlukla, hastalıkla boğuşuyor. Bu sadece bir savaş değil, düpedüz soykırım” ifadelerini kullandı.

EMEK Partisi Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, hükümetin Filistin politikasını sert sözlerle eleştirdi: “Bu ülkenin limanlarını Pentagon’un lojistik limanları gibi kullanmaya utanmayıp, hamaset ile gözyaşı dökenlere bir çift sözümüz var. Filistin’in yanındayız masalı anlatmayın artık bu halka” dedi. Karaca, hükümetin Filistin söylemlerinin samimiyetsizliğini şu sözlerle vurguladı:

“Sizin Filistin sevdanız, diplomasi koridorlarında başlar ama ihale dosyalarında biter gayet iyi biliyoruz. Sizin kardeşlik dediğiniz şey, Tel Aviv Borsası’ndaki kur kardeşliğidir.”

“Mersin Limanı’ndan sessizce geçen VELA Gemisi açık bir biçimde ortaya koyuyor. Kim Filistin halkının yanındadır, kim katillerin sofrasındadır açık seçik ortada.”

Karaca, Amerikan emperyalizmini “bu dünyanın, son çağın en büyük barbarlık örgütü” olarak nitelendirirken, İsrail hükümetini de “bu barbarlık terörünün en büyük suç örgütü” şeklinde tanımladı. “Amerikan emperyalizminin gönderdiği silahlar, sağladığı güvenlik şemsiyesi, finanse ettiği füzeler yetmedi, bir de üniversitelerden gazetelere kadar Filistin’in adını yasaklayan Trump faşizmi ile de karşı karşıyayız” diye ekledi.

Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, gemide çelik olduğu iddiasını yalanladı

VELA gemisi ile ilgili tepkilerin büyümesi üzerine Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) tarafından bir açıklama yayınlanarak, gemide çelik taşındığı iddiası reddedildi.

DMM’nin açıklaması şöyle:

“Mersin Limanı’na yanaşan Liberya bandıralı VELA isimli konteyner gemisi, İsrail Askeri Sanayii (IMI) için çelik taşıyordu” iddiası doğru değildir.

İspanya’dan gelip, 9 Haziran 2025 tarihinde saat 14:00’te Mersin Limanı’na yanaşan ve saat 15:25 itibarıyla tahliye işlemleri başlatılan gemiye ait yükleme manifestosu ve gümrük kayıtları titizlikle incelenmiştir.

*Gemide, İsrail Askeri Sanayii (IMI) ya da benzeri herhangi bir kurum adına kayıtlı çelik veya askeri amaçlı hiçbir eşya tespit edilmemiştir.

* Gemiden toplamda 461 konteyner Mersin Limanı’nda tahliye edilmiştir. Bu konteynerlerin 220’sinin boş, 241’inin dolu olduğu belirtilmiştir.

*Dolu konteynerlerin içeriğinde de çelik veya askeri amaçlı kullanılabilecek herhangi bir malzemenin yer almadığı tespit edilmiştir.

* Ayrıca gemide bulunan konteynerlerden bin 570 adedinin başka ülkelere gidecek transit yük niteliği taşıdığı ve yüklenen 33 konteynerin Türkiye’den, kontrolleri yapılmış olarak, alıcısı ve varış yeri Filistin olan, ağırlıklı olarak gıda malzemesi içerdiği belirlenmiştir. Türkiye limanlarında on binlerce uluslararası yük gemisinin işlemleri ve yılda yaklaşık 8 milyon adet konteynerin işlemi, uluslararası kurallara uygun biçimde ve tam şeffaflıkla yürütülmektedir.

Türkiye, İsrail ile olan tüm ticari ilişkilerini 2 Mayıs 2024 tarihi itibarıyla tamamen durdurmuştur. Bu tarihten itibaren Türkiye’nin gümrük sistemi, İsrail ile ilgili her türlü dış ticaret işlemlerine kapatılmıştır.

Serbest bölgelerde ve limanlarda İsrail ile bağlantılı hiçbir ticari faaliyete izin verilmemektedir. Türkiye, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü hukuk dışı saldırılar karşısında en net ve ilkeli duruşu sergileyen ülkelerin başında gelmektedir.

Asılsız iddialara itibar etmeyiniz.”

Özgürlük Nöbeti Platformu’ndan yeni açıklama

DMM açıklaması üzerine, Yeryüzü Avukatları ve Mazlumder tarafından yapılan ihtarname ve suç duyurusuna dikkat çeken Özgürlük Nöbeti Platformu, DMM’nin açıklamasında çelişkili ifadeler yer aldığını belirtti.

Platformun açıklaması şöyle:

ALGI VE MANİPÜLASYONA MÜSADE ETMİYORUZ!

“BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese’nin Türk makamlarına yönelik çağrısı ile birlikte, Yeryüzü Avukatları Derneği (WOLAS) ve MAZLUMDER’in Mersin Liman Başkanlığı’na verdiği ihtarname ve yaptığı suç duyurusu kamuoyuna yansımıştır. Söz konusu süreç, platformumuz tarafından da yakından takip edilmektedir.

Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) tarafından yapılan açıklama üzerine aşağıdaki hususların altını çizmek zaruri hâle gelmiştir:

1. Öncelikli muhataplar; Cumhuriyet Başsavcılığı, Liman Başkanlığı ve Gümrük Muhafaza Birimleridir. Bu kurumlar henüz herhangi bir açıklama yapmamışken DMM’nin, kaynak belirtmeksizin verdiği bilgilerle kişi ve kurumları “asılsız iddia yaymakla” suçlaması kabul edilemez. Bu tutum, hukuki süreçlerin önüne geçebilecek bir pozisyon oluşturabilir.

2. İddialarda bulunan kişi ve kurumlar herhangi bir kesin hüküm ortaya koymamış, sadece somut şüpheler üzerine yasal başvuruda bulunmuşlardır. Bu nedenle ortada asılsız iddia yayan bir taraf söz konusu değildir.

3. DMM’nin açıklamasında, Türkiye’nin İsrail ile ticaretini kestiği belirtilmektedir. Oysa tartışma konusu olan gemideki yükün, Türkiye kaynaklı değil, başka ülkelerden İsrail’e askeri hammadde taşıdığı yönünde iddialar vardır. DMM, dezenformasyonla mücadele ederken kendi açıklamalarıyla ALGI oluşturabilecek bir pozisyona ve tutarsızlığa düşmemelidir.

4. DMM’nin açıklamasında çelişkili ifadeler yer almaktadır. Zira gemide kontrol edilmeden transit geçen 1.570 konteyner bulunduğu bizzat dile getirilmiş, ancak bu konteynerlerin içeriğine dair herhangi bir bilgi paylaşılmamıştır. Buna rağmen, sanki tüm yükler aranmış ve iddialar asılsız çıkmış gibi bir dil kullanılmıştır. Oysa kamuoyuna yansıyan şüpheler, tam da bu kontrolsüz transit konteynerlere ilişkindir. Transit konteynerlerle her türlü yasa dışı yük taşınsa müdahalede bulunmayacak mıyız?

5. Hukuki süreçlerin muhatapları açıkken, DMM’nin sosyal medya paylaşımlarımızı alıntılayarak bizleri hedef göstermesi, ayrıca müşteki tarafların sunduğu resmi belgeleri yok sayıp sosyal medya paylaşımlarını muhatap alması, kamuoyunun takdirine bırakılmaktadır.

6. Cumhurbaşkanlığı’na bağlı bir kurumun, henüz yargı süreci tamamlanmamış bir konuda “asılsız iddialar” şeklinde peşin hüküm vermesi, hukuk devleti ilkesine aykırıdır ve süreci etkilemeye yönelik bir tutum olarak değerlendirilebilir.

7. Değerli ve önemli işler yapan bir kurumun acele davranması işleyen süreçlerin önüne geçmesi sadece kendi kalitesine zarar verir. Özgürlük Nöbeti Platformu olarak, milletimizin vicdanı doğrultusunda tüm hukuki süreçleri titizlikle işletmeye devam edeceğiz. Savaş suçlarına ortak olan şirketler ve gemiler hakkında ortaya çıkan her türlü somut şüphe ve iddiayı, böylesine hassas bir süreçte gecikmeden yetkili mercilerle paylaşmayı sürdüreceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.”

Türkiye-İsrail ticareti

7 Ekim 2023’te başlayan İsrail saldırıları sonrası, 3 Mayıs 2024’te İsrail’le ticaret yasağı getirildiği duyurulmuştu. Ancak bu duyurunun ardından Filistin yönetimi ile yapılan ticaret astronomik düzeyde artarak 47 milyon dolar düzeyinden 177 milyon dolara kadar yükseldi. Son 16 ayda Filistine yapılan ihracat ise neredeyse 1 milyar dolara ulaşmış durumda.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *