Cammu Keşmir’deki terör saldırısı sonrası Hindistan “İndus Suları Anlaşması”nı askıya almış, Pakistan’daki görevlilerini geri çağırmış, Pakistan hava sahasını Hindistan’a kapatmış ve her iki tarafta da askeri hareketlilik başlamıştı. Hindistan bugün Pakistan’a hava sahasını kapattığını duyurdu. Burada başlayabilecek sıcak bir çatışmanın küresel etkilerinin olacağı belirtiliyor.
Pakistan: Hindistan’ın 24 ila 36 saat içinde askeri harekat düzenleme niyetine ilişkin istihbarat aldık
Pakistan Federal Enformasyon ve Yayıncılık, Ulusal Miras ve Kültür Bakanı Attaullah Tarar, Cammu Keşmir’in Pahalgam bölgesindeki terör saldırısına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Tarar, “Hindistan’ın, Pahalgam’a ilişkin asılsız iddiaları gerekçe göstererek, önümüzdeki 24 ila 36 saat içinde askeri harekat düzenleme niyetinde olduğuna ilişkin güvenilir istihbarat aldık.” ifadesini kullandı. Pakistan’ın, bu saldırının bağımsız bir komisyon tarafından soruşturulması teklifini Hindistan’ın reddettiğini aktaran Tarar, “Ancak ne yazık ki Hindistan, akıl yolunu izlemek yerine, tüm bölge için felaket sonuçları olacak tehlikeli çatışma yoluna girmeye karar vermiş gözükmektedir.” değerlendirmesinde bulundu.
Hindistan’ın herhangi bir saldırısına “kesin ve kararlı” bir şekilde yanıt verileceğini yineleyen Tarar, “Uluslararası toplum, bunun sonuçlarının sorumluluğunun doğrudan Hindistan’a ait olduğu gerçeğini unutmamalıdır.” ifadesine yer verdi.
Dünyadan sükunet çağrısı
Hindistan idaresindeki Cammu Keşmir’de 26 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısının ardından, başta Türkiye, Birleşmiş Milletler (BM) ve ABD olmak üzere bazı ülke ve kuruluşlar Hindistan ile Pakistan’a sükunet çağrısında bulundu.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, saldırıya ilişkin, “Yetkilileri tansiyonu artırmaktan kaçınarak sorumlu bir çözüm için birlikte çalışmaya teşvik ettiklerini belirterek, “Dünya bunu izliyor.” dedi.
Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, Pakistan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Muhammed İshak Dar ile telefon görüşmesinde, bölgedeki herhangi bir çatışmanın iki taraf için de faydası olmayacağının altını çizerek, gerilimi düşürme çağrısında bulundu. Vang Yi, terör saldırısına ilişkin her türlü “tarafsız ve şeffaf” soruşturmaya katılmaya açık olduklarını söyledi.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif ve Hindistan Dışişleri Bakanı Subrahmanyam Jaishankar ile yaptığı telefon görüşmelerinde, tarafları “gerginliği azaltmaya” davet etti. Guterres’in “Hindistan ile Pakistan arasında artan gerilimden derin endişe duyduğu” ve “korkunç sonuçlar doğurabilecek bir çatışmadan kaçınılması gerektiğini vurguladığı” bildirildi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı açıklamada, “Türkiye olarak bölgemizde ve ötesinde yeni çatışmalar istemediğimizi her fırsatta vurguluyoruz. Pakistan ile Hindistan arasında tırmanan gerilimin daha vahim boyutlara evrilmeden bir an önce düşürülmesini arzu ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, Pakistan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Dar ile telefon görüşmesinde, bölgedeki gelişmelerden duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Erakçi, kriz yönetiminde her iki tarafın da itidalli olması ve sabretmesinin önemli olduğunu belirtti. İran’ın her iki ülkeyle ilişkilerinin iyi olduğunu aktaran Erakçi, ülkesinin Yeni Delhi ile İslamabad arasındaki gerginliği azaltmaya ve istikrarı güçlendirmeye yardımcı olmaya hazır olduğunu söyledi.
Katar Dışişleri Bakanı Al Sani, Pakistanlı mevkidaşı Dar ile telefonda görüştü. Al Sani, ülkesinin Hindistan ile Pakistan arasındaki gerilimin düşürülmesi için harcanan tüm çabaları ve iki ülke arasındaki sorunların diyalog ve barışçıl yollarla çözülmesini desteklediğini kaydetti.
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Hint mevkidaşı Jaishankar ve Pakistanlı mevkidaşı Dar ile Cammu Keşmir’deki son gelişmeleri ele aldı. Abdulati, görüşmelerde, “terör ve aşırılığın her türlüsünü kesin bir şekilde reddettiklerinin” altını çizerek, bölgede güvenlik ve istikrarın korunması adına “bu hassas dönemde sükunetin sağlanması, gerginliğin azaltılması ve itidalin korunması” çağrısında bulundu.
Hindistan, hava sahasını Pakistan’a kapattı
India Today gazetesinin haberine göre, Hindistan hükümeti, Pakistan’a ait sivil ve askeri uçakların Hint hava sahasını kullanmasını yasaklayan havacılık bildirisi (NOTAM) yayımladı. NOTAM’da, kısıtlamanın, Pakistan tarafından işletilen veya kiralanan tüm uçakları kapsadığı ve bugünden itibaren 23 Mayıs’a kadar geçerli olacağı belirtildi.
Öte yandan Pakistan da 24 Nisan’da, hava sahasının Hindistan’a ait ya da Hindistan tarafından işletilen tüm uçuşlara kapattığını açıklamıştı.
Sıcak çatışma küresel etkilere neden olabilir
Uzmanlar, Hindistan’ın idaresindeki Cammu Keşmir’in Pahalgam bölgesinde düzenlenen terör saldırısının ardından Hindistan ile Pakistan arasındaki gerilimin sıcak çatışmaya dönüşmesi halinde, bu çatışmanın küresel etkiler doğurabileceğini belirtti.
Uzmanlar, Hindistan’ın idaresindeki Cammu Keşmir’in Pahalgam bölgesinde düzenlenen terör saldırısı sonrası Hindistan ile Pakistan arasındaki gerilimin sıcak çatışmaya dönüşmesi halinde bu çatışmanın, bölgesel ve küresel etkilerinin büyük krizler ortaya çıkarabileceğini ve dünyanın yeni çatışma alanlarıyla karşılaşabileceğini ifade etti.
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Görevlisi olan ve Çin üzerine çalışmalar yapan Dr. Nurettin Akçay, İngiltere’deki Durham Üniversitesinden Misafir Öğretim Üyesi, Hindistan üzerine çalışmalar yapan Doç. Dr. Ferhat Çağrı Aras ile Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesinden Dr. Öğretim Üyesi Omair Anas, Hindistan-Pakistan geriliminin bölgesel ve küresel etkisine dair AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Dr. Akçay, Hindistan-Pakistan geriliminin her ne kadar Rusya-Ukrayna, Çin-Tayvan ya da Çin-ABD gerilimi kadar göz önünde olmasa da halihazırda dünyanın en kritik jeopolitik meselelerinden biri olduğunu vurguladı.
İki ülkenin nükleer caydırıcılıklarından dolayı tam kapasite bir savaşa girmelerinin çok ciddi bir ihtimal olmadığını belirten Akçay, 1999’da yaşanan Kargil Savaşı gibi düşük yoğunluklu bir çatışma olasılığının her geçen gün arttığını söyledi.
Keşmir gibi gerilimli alanlarda sınır çatışmalarının her an patlak verebileceğine ve olası bir çatışmada dikkat edilmesi gereken konulardan birinin Hindistan’ın çok etnikli yapısı olduğuna işaret eden Akçay, bir çatışma durumunda Hindistan’daki Müslüman topluma yönelik büyük katliamların ortaya çıkabilme potansiyeli olduğunu dile getirdi.
“Çin, olası bir çatışmada tarafsız kalmakta zorlanabilir”
“Gerilim bölgesel anlamda da ciddi kırılmalara yol açabilir. Öncelikle Keşmir’de yaşanacak bir kriz, sivil kayıpların ve kitlesel göçlerin artmasına, bu da bölgede bir insani kriz yaşanmasına neden olabilir.” diyen Akçay, muhtemel çatışmanın Afganistan’ın istikrarını da olumsuz yönde etkileyeceğini ifade etti. Akçay, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Çin’e de burada ayrı bir parantez açılması gerekiyor. Çin, Pakistan’ın en önemli müttefiklerinden biriyken, Hindistan ile de ciddi bir rekabet içerisinde. CPEC (Çin Pakistan Ekonomik Koridoru) gibi projeler üzerinden İslamabad yönetiminin kalkınmasını destekleyen Çin, olası bir çatışmada tarafsız kalmakta zorlanabilir. Bu her ne kadar Çin’in çatışmaya dahil olacağı anlamına gelmese de Hindistan ile Çin arasındaki mevcut sınır anlaşmazlıklarının yeniden alevlenmesi riskini doğurabilir.”
“İki ülkenin de nükleer güç sahibi olması bu tür krizleri daha da kritik hale getiriyor”
Doç. Dr. Aras, iki ülke arasında savaşın pek de mümkün olmayacağını düşündüğünü söyledi. “Hindistan, bu krizi hem iç kamuoyuna hem de uluslararası arenaya Pakistan’ı terörün sponsoru şeklinde ilan etme fırsatı olarak görüyor. Pakistan tarafı ise biraz da kendisini savunma maksadıyla, Hindistan’ı sahte bayrak operasyonu yapmakla suçluyor.” diyen Aras, bu söylemlerin pek de karşılık bulacağını düşünmediğini aktardı.
Aras, bugüne kadar Hindistan tarafının kapsamlı bir savaş ve hamlelerle ilgili herhangi bir söylemde bulunmadığını, aksine seçim çalışmalarının da ülkede devam ettiğini dile getirdi.
“ABD, Hindistan’ı Çin’e karşı bölgede bir ittifak olarak görüyor, diğer taraftan ise Pakistan ile ilişkileri ise halen sınırlı düzeyde. Diğer taraftan Fransa ile savunma alanında yeni anlaşma imzalandı bu süreçte.” ifadesini kullanan Aras, Çin ve ABD ekseninde, bölgede bir gruplaşma oluştuğunu belirtti. Aras, şunları kaydetti:
“Son terör saldırısı bölgesel düzeyde askeri ve ekonomik dengeleri sarsarken, küresel düzeyde ise yeni bir güvenlik mimarisi tartışmasını da tetikledi. İki ülkenin de nükleer güç sahibi olması bu tür krizleri daha da kritik hale getirirken, özellikle ABD-Hindistan ilişkilerinin derinleşmesi ve Çin’in ise şu vakte kadar görece sessiz kalması bölgesel gelişmelerin halen etkisinin uluslararası alanda tam olarak netleşme aşamasında olduğunu gösteriyor. Terör saldırısının uluslararası sonuçları biraz da iki ülkenin ilerleyen günlerde ne gibi adımlar atacağıyla doğrudan bağlantılı.”
Hindistan, sınırlı bir operasyon başlatabilir
Dr. Anas da Hindistan ve Pakistan’ın, uzun süredir ciddi bir diplomatik ve ikili temas olmadan izolasyon içerisinde yaşadığını söyleyerek, iki ülke arasındaki güven düzeyinin düşük olduğunu ifade etti. Anas, güven artırıcı adımların bir süredir atılmadığını ve Hindistan’ın idaresindeki Cammu Keşmir’in Pahalgam bölgesindeki terör saldırısının da iki ülkeyi askeri bir krize yakınlaştırdığını belirtti.
Hindistan’ın saldırganların sınırın diğer tarafından geldiğini savunduğunu aktaran Anas, Yeni Delhi’nin baskıyı sürdürerek belirli bir tehdide karşı sınırlı bir operasyon başlatabileceği değerlendirmesinde bulundu.
Anas, uluslararası aktörlerin Hindistan’ın bakış açısına yakın olduğunu ve Pakistan’ın izolasyona uğradığını kaydederek, Pakistan hükümetinin, ekonominin yeniden inşasına odaklandığını ve bunu yapmaya devam etmek isteyeceğini dile getirdi. Bu nedenle Pakistan’ın Suudi Arabistan, Çin ve ABD başta olmak üzere uluslararası toplumdan daha fazla zaman ve işbirliği talep edeceği yorumunu yapan Anas, bu şekilde iki ülke arasındaki gerginliğin azalmasının umulduğunu vurguladı.
Pahalgam’daki terör saldırısı
Hindistan’ın idaresindeki Müslüman Cammu Keşmir’in Pahalgam bölgesinde silahlı kişilerin 22 Nisan’da turistlere nedensiz yere ateş açması sonucu 26 kişi hayatını kaybetmiş, çok sayıda kişi yaralanmıştı. Saldırıyı düzenleyenlerin “Pakistan’dan geldiği” suçlamasında bulunan Hindistan ivedilikle, “İndus Suları Anlaşması”nı askıya almış, Yeni Delhi’de görevli Pakistanlı müsteşarların bir hafta içinde ülkeyi terk etmelerini istemiş ve Pakistan vatandaşlarına yönelik vize hizmetlerinin askıya alındığını, daha önce verilen tüm vizelerin iptal edildiğini duyurmuştu.
Pakistan ise, suçlamaları reddederek Hindistan’ın İslamabad’daki diplomatik personel sayısına sınırlama getirmiş, “İndus Suları Anlaşması”nın dışına çıkılarak nehirlere yapılacak müdahaleleri “savaş nedeni” sayacağını ilan etmiş, Hindistan ile her türlü ticareti askıya almış ve hava sahasını kapatmıştı.













Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *