Daha önce defalarca askeri müdahale yaşayan Türkiye, 27 Nisan 2007’de bu kez “e-muhtıra” ile tanıştı. 2007’de Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı internetten muhtıra yayınlamış, ardından Anayasa Mahkemesi seçimi iptal etmişti. Muhtıra’ya ilişkin 5 yıl sonra başlatılan soruşturma ise Büyükanıt’ın ölümü üzerine kapatılmıştı.
2007’de 11. Cumhurbaşkanı için AK Parti’nin Abdullah Gül’ü aday göstereceği bilgisinin kulislere yansıması, bazı çevrelerce tepkiyle karşılanmıştı. Bu süreçte, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın, cumhurbaşkanı seçimi öncesi 12 Nisan’da beraberindeki kuvvet komutanlarıyla düzenlediği basın bilgilendirme toplantısında sarf ettiği “Cumhurbaşkanı Cumhuriyet’e sözde değil, özde bağlı olmalıdır” sözleri tartışmaların odağına oturdu.
Büyükşehirlerde, cumhurbaşkanı seçimi bahane edilerek düzenlenen “Cumhuriyet mitingleri”nde, Gül’ün cumhurbaşkanlığına karşı çıkıldı.
Seçimler öncesinde yaşanan bir başka polemik konusu ise “367 tartışması” oldu. Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, cumhurbaşkanı seçimi için Anayasa’da belirtilen 367 oyun, sadece karar yeter sayısı için değil, aynı zamanda toplantı yeter sayısı için de gerekli olduğu tezini ortaya attı. Bu görüşe göre, oylamalara en az 367 kişinin katılması gerektiği, aksi halde sonucun geçersiz olacağı iddia edildi. Böylece Meclis’teki sandalye sayısı 354 olan iktidar partisi, tek başına kendi oylarıyla cumhurbaşkanını seçemeyecekti.
Yaşanan bu tartışmalar ışığında 27 Nisan 2007’de cumhurbaşkanı seçiminin ilk turu yapıldı. Siyasi çevrelerde, AKP’nin farklı bir isim çıkaracağı beklentisi yükselirken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan beklenenin aksine Gül’ün adaylığından geri adım atmadı. Abdullah Gül, 361 milletvekilinin oy kullandığı ilk tur oylamasında 357 oy aldı.
‘Türkiye Cumhuriyeti devleti laiktir’
Oylamanın hemen sonrasında CHP, seçimi Anayasa Mahkemesine taşıdı. Aynı gün, gece saat 23.30’da Genelkurmay Başkanlığı internet sitesine, Türk demokrasi tarihine “e-muhtıra” olarak geçecek bir basın açıklaması konuldu. “Türkiye Cumhuriyeti devletinin, başta laiklik olmak üzere, temel değerlerinin aşındırılması için bitmez tükenmez gayret gösterildiği, hatta milli bayramlara alternatif kutlamalar yapıldığı” ifade edilen bildiride, şunlar kaydedildi:
“Özetle, Cumhuriyetimizin Kurucusu Ulu Önder Atatürk’ün, ‘Ne mutlu Türküm diyene’ anlayışına karşı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır. Türk Silahlı Kuvvetleri, bu niteliklerin korunması için kendisine kanunlarla verilmiş olan açık görevleri eksiksiz yerine getirme konusundaki sarsılmaz kararlılığını muhafaza etmektedir ve bu kararlılığa olan bağlılığı ile inancı kesindir.”
Anayasa Mahkemesi devrede
“Muhtıra” olarak nitelendirilen bu açıklama hükümetin sert tepkisiyle karşılandı. Dönemin Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, 28 Nisan saat 15.00’te, “Başbakana bağlı bir kurum olan Genelkurmay Başkanlığının herhangi bir konuda hükümete karşı bir ifade kullanması demokratik bir hukuk devletinde düşünülemez.” açıklamasını yaptı.
CHP’nin başvurusu üzerine toplanan Anayasa Mahkemesi, 1 Mayıs’ta verdiği kararla, 367 iddiasını kabul ederek yapılan birinci tur oylamayı iptal etti. Toplantılarda, yeter sayısı olan 367’nin bulunamayışı nedeniyle 11. Cumhurbaşkanı seçilemedi.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı üzerine, AKP’nin teklifi ve tüm partilerin desteğiyle erken seçim kararı alındı. Mecliste ayrıca Anayasa’da bazı değişikliklere de gidildi. Meclis’in aldığı karar doğrultusunda 22 Temmuz 2007’de yapılan seçimlerde, yüzde 46,6 oy alan Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP 341 milletvekili ile yeniden tek başına iktidar oldu. Seçimlerde Deniz Baykal’lı CHP ikinci, MHP üçüncü parti olarak meclise girdi.
Cumhurbaşkanının halk tarafından, 5 artı 5 sistemiyle seçilmesini öngören düzenlemenin de aralarında yer aldığı anayasa değişiklikleri, 22 Temmuz 2007’deki milletvekili seçiminin ardından 21 Ekim 2007 tarihinde halk oyuna sunuldu. Bu oylamada ise kayıtlı 42 milyon 690 bin 252 seçmenin yüzde 67,5’i sandık başına gitti. Geçerli oyların yüzde 68,95’i “evet”, yüzde 31,05’i ise “hayır” yönünde oldu ve böylece anayasa değişikliği kabul edildi.
CHP, MHP ve Genelkurmay fikir değiştirdi
TBMM’de tekrarlanacak Cumhurbaşkanı seçimlerinde MHP’nin bu kez oylamalara katılacağını belirtmesi yeni bir 367 krizinin önüne geçti. Yeniden AKP’nin adayı olan Abdullah Gül, 20 Ağustos’ta yapılan cumhurbaşkanı seçiminin birinci turunda 341 oy aldı. Gül, 24 Ağustos’taki ikinci turunda ise 337 oyda kaldı. Anayasaya göre ilk iki turda üçte iki çoğunluk olan 367 sayısına ulaşılamadığı için 276 oyun aranacağı üçüncü tura gidildi. Abdullah Gül, 28 Ağustos 2007’de yapılan üçüncü turda 339 oy alarak Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurbaşkanı seçildi.
Cumhurbaşkanı seçiminin sonuçlanmasının ardından dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Köşk seçimi meşrudur, sonuca saygı duyacağız.” açıklamasında bulundu.
Tartışmaların sona ermesinin ardından muhtıra, Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinden kaldırıldı.
Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, 8 Kasım 2012’de TBMM Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonunda metni bizzat kendisinin kaleme aldığını açıkladı. Büyükanıt, yazının, bir muhtıra değil, “laiklik hassasiyetini ortaya koyan bir metin” olduğunu ileri sürdü.
Büyükanıt hakkında, e-muhtıradan 5 yıl sonra soruşturma açıldı. 2012’de başlatılan soruşturma, dosyanın tek şüphelisi Yaşar Büyükanıt’ın 21 Kasım 2019’da hayatını kaybetmesinin ardından dosya kapatıldı.













Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *