Siyonist Savunma Bakanı Yisrael Katz yaptığı basın açıklamasında, işgal ordusunun Gazze Şeridi’ni işgal ettiğini ve ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze halkını başka ülkelere sürgün etme planını gerçekleştirmeye çalıştıklarını ifade etti. Ayrıca siyonistler Gazze’de deniz suyu arıtma istasyonu ile Bastist hastanesini bombaladı.
Düşman İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah ve Han Yunus kentlerini birbirinden ayıran ve “Morag Koridoru” adı verilen bölgeyi tamamen işgal ettiğini belirten Katz, Philadelphi Koridoru ile Morag Koridoru arasındaki, Refah kentini içine alan bölgeyi “güvenli bölge” haline getirdiklerini iddia etti.
Katz, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Beyt Hanun ve diğer mahallelerden halkın sürgün edilerek buraların da işgal edildiğini ve İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’nin kuzey ve güneyini birbirinden ayıran Netzarim Koridoru’na da girmeye başladığını ileri sürdü.
“Morag Koridoru”nun işgaliyle yüz ölçümü ortalama 360 kilometrekare olan Gazze Şeridi’nin 5’te biri ve daha önce yardımların ulaştırıldığı Mısır sınırının Gazze tarafı Refah kentini de içine alacak şekilde İsrail ordusunun kontrolüne girmiş oldu.
“Gönüllü göç” kisvesiyle etnik temizlik planı
Katz, “gönüllü göç” kisvesiyle Gazze Şeridi sakinlerini başka ülkelere taşımayı öngören etnik temizlik planına da değindi.
İsrail ordusunun faaliyetlerinin “Gazze’nin büyük bölümüne güçlü şekilde yayılacağı” tehdidinde bulunan Katz, Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisinin (OCHA) açıklamasına göre yaklaşık yüzde 65’i yasak bölge ilan edilen Gazze’de, halkı şu an bulundukları yerlerden de süreceklerine işaret etti.
Katz, “İlgilenenler ayrıca, ABD Başkanı’nın gerçekleştirmek için çalıştığımız vizyonuna uygun olarak dünyanın çeşitli ülkelerine gönüllü olarak taşınabilecekler.” sözleriyle sürgün planına “gönüllü göç” görüntüsü vermeye çalıştı.
ABD Başkanı Trump, Gazze Şeridi’nin yaşanamaz hale geldiği gerekçesiyle Filistinli halkının başka ülkelere taşınmasını ve bölgenin yeniden inşa edilmesi planını açıklamıştı.
İsrail ordusu, Gazze şehrinin doğusundaki mahalleleri işgal ediyor
İsrail ordusu, şeridin kuzeyinde kalan Gazze’nin şehir merkezinin doğusundaki El-Darac ve El-Tuffah mahallelerini de işgal etmek için saldırı başlattı.
İsrail ordusundan yapılan açıklamada, tampon bölgeyi genişletmek için El-Darac ve El-Tuffah mahallelerine saldırı başlatıldığı kaydedildi.
Açıklamada, bölge sakinlerinin yerlerinden edilerek sürgün edildiği aktarıldı.
İsrail’in Gazze’nin Han Yunus kentine yönelik saldırısında 3 Filistinli şehid oldu
Sağlık kaynaklarından alınan bilgiye göre, İsrail ordusunun Han Yunus’ta Şerab ailesinin evine yönelik saldırısında 2 Filistinli öldü.
Han Yunus’un Kayzan Ebu Reşvan bölgesine düzenlenen saldırıda ise 1 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail, ayrıca Han Yunus ve Refah kentlerinin çeşitli bölgelerine hava saldırıları gerçekleştirdi. Söz konusu saldırılarda çok sayıda kişi yaralandı.
Refah Belediyesi, İsrail’in Refah’ı sözde “güvenli bölge” ilan etmesine tepki gösterdi
Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kentinin belediye yönetimi, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz’ın Refah’ı sözde “güvenli bölge” ilan etmesini kesinlikle reddettiklerini bildirdi.
Refah Belediyesi, Katz’ın Refah’ı “güvenli bölge” haline getirdiklerine ilişkin iddiasına karşılık yazılı açıklama yaptı.
İsrail’in söz konusu adımının tek taraflı alınmış bir karar olduğu belirtilen açıklamada, bunun uluslararası hukuk ve meşruiyet kararlarına karşı açık bir ihlal teşkil ettiği vurgulandı.
Refah Belediyesinin açıklamasında şunlar ifade edildi:
“Bu geçersiz açıklama, Refah kentinin her karış toprağıyla Filistin topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğu gerçeğini değiştirmez. Refah, halkıyla birlikte sonsuza dek var olacak, zorla yerinden etme ve demografik yapıyı değiştirme girişimlerine karşı dimdik duracaktır.”
“Güç kullanarak emri vaki yapmanın meşruiyet sağlamayacağına inanıyoruz.” ifadesi kullanılan açıklamada, İsrail’in uygulamalarının kesinlikle sürdürülebilir bir güvenlik oluşturmayacağı, bilakis sivillerin sıkıntılarını ve istikrarsızlığı artıracağı uyarısı yapıldı.
Açıklamada ayrıca uluslararası topluma, insani ve hukuki tüm sorumlulukları alarak İsrail’in saldırgan politikalarını ivedilikle durdurması için harekete geçme çağrısında bulunuldu.
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ni işgal ettiğine ve ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze halkını başka ülkelere sürgün etme planını gerçekleştirmeye çalıştıklarına işaret etmişti.
İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah ve Han Yunus kentlerini birbirinden ayıran ve “Morag Koridoru” adı verilen bölgeyi tamamen işgal ettiğini belirten Katz, Philadelphi Koridoru ile Morag Koridoru arasındaki, Refah kentini içine alan bölgeyi “güvenli bölge” haline getirdiklerini iddia etmişti.
İsrail, Gazze’nin orta kesimindeki Filistinlilerden bölgeyi tahliye etmelerini istedi
İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, X hesabından, Nusayrat bölgesindeki bazı mahallelerde yaşayan Filistinlilerin zorla göç ettirilmesine ilişkin bir harita paylaştı.
Adraee’nin yayımladığı tahliye emri, El-İman, Et-Takva, El-Besatin, Ez-Zehra, El-Bevadi ve En-Nüzhe mahallelerini kapsıyor.
İsrail ordusunun bölgeye şiddetli saldırılar düzenleyeceğini ve bunun “son uyarı” olduğunu belirten Adraee, bu bölgelerden roket atıldığını iddia etti.
Öte yandan İsrail ordusu, yaptığı yazılı açıklamada, Gazze’den İsrail’in güneyine atılan bir roketin engellendiğini belirtti.
Uyarı sirenlerinin aktifleştirildiği saldırıda can kaybı yaşanmadığı kaydedildi.
Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugaylarından konuya ilişkin açıklama yapılmadı.
İsrail ordusunun saldırıları nedeniyle altyapısının tamamına yakını yok olan Gazze Şeridi’ndeki yaklaşık 2,3 milyon Filistinlinin yüzde 90’ı 7 Ekim 2023’ten beri en az bir kere yerinden edildi.
Yerinden edilen Filistinliler, Gazze’ye insani yardım girişinin engellenmesi nedeniyle insani felaketin ortasında bir yandan İsrail saldırılarından korunmaya diğer yandan da zorlu şartlarda hayatta kalmaya çalışıyor.
Baptist Hastanesi’ne saldırı
Yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre, düşman ordusu Gazze kentinin merkezindeki El-Ehli Baptist Hastanesi’ni hedef aldı. İsrail’in hava saldırısında El-Ehli Baptist Hastanesi’nin kabul ve acil servis binası, 2 füzeyle hedef alınarak tamamen yıkıldı.
Söz konusu hava saldırısında El-Ehli Baptist Hastanesi’ndeki cerrahi operasyon binası ve yoğun bakım hastaları için kurulan tıbbi oksijen üretim istasyonu da vuruldu. Saldırı nedeniyle çok sayıda hasta ve yaralı Filistinli hastanenin dışında sokaklarda yatıyor.

Hastanenin bombalanması tehdidinin ardından zor şartlarda dışarıya taşınan hasta ve yaralıların arasında durumu kritik olan onlarca kişi bulunuyor. Saldırı sonucu ölen ya da yaralanan Filistinlilerin sayısına ilişkin henüz bilgi paylaşılmadı. El-Ehli Baptist Hastanesi, Gazze kentinde tam kapasiteyle hizmet veren tek hastane olarak biliniyor.

Gazze’deki hükümet, İsrail’in El-Ehli Baptist Hastanesi’ne saldırısını kınadı
Hükümetin Medya Ofisinden yapılan açıklamada, siyonist rejimin, El-Ehli Baptist Hastanesi’ni bombalayarak yüzlerce hasta, yaralı ve sağlık personelinin bulunduğu tesiste yine korkunç bir suç işlediği kaydedildi.
Dehşet verici bu suçun da işgalci İsrail ordusunun Filistin halkına karşı işlediği vahşetler zincirine eklendiği belirtilen açıklamada, savaş uçaklarının, Gazze’de hastaneyi doğrudan ve birden fazla füzeyle hedef alarak bombaladığı aktarıldı.
Saldırının, Gazze Şeridi’nde faaliyet gösteren en eski ve en önemli sağlık kuruluşlarından biri olan El-Ehli Baptist Hastanesi’ni hedef aldığı bildirilen açıklamada, hastanenin Gazze kenti ve Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki kentlerde yaşayan 1 milyondan fazla kişiye sağlık hizmeti sunduğu hatırlatıldı.
Saldırının kınandığı vurgulanan açıklamada, İsrail ve ABD’nin yanı sıra İngiltere, Almanya ve Fransa gibi ülkelerin saldırıdan tamamen sorumlu tutulduğu kaydedildi.
Açıklamada, uluslararası topluma, Birleşmiş Milletler (BM) organlarına, hukuk ve insani yardım kuruluşlarına saldırıyı kınama çağrısı yapılarak, saldırıların durdurulması ve sağlık kuruluşlarının korunması için derhal harekete geçilmesi gerektiği bildirildi.
Gazze’deki deniz suyu arıtma tesisi bombalandı
İnsani krizin her geçen gün büyüdüğü Gazze’de, İsrail 4 Nisan’da Tuffah Mahallesi’ndeki deniz suyu arıtma tesisini de bombaladı. Böylece Gazze’nin kuzeyinde binlerce kişi için hayati öneme sahip bir tesis, İsrail’in kasıtlı saldırısı neticesinde enkaz yığınına dönüştü.
Saldırılar boyunca üçüncü kez hedef alınan tesis, Gazze Şeridi’nin doğusuna, Gazze kentinin bazı kısımlarına ve kuzeydeki Cibaliya bölgesine kadar uzanan büyük bir bölgeye su sağlayan hayati su kaynaklarından biriydi.
İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana izlediği politika çerçevesinde sistematik olarak su kuyuları ve altyapı kasıtlı olarak hedef alınıyor ve boru hatları aracılığıyla Gazze’ye ulaştırılan su kaynakları kesintiye uğratılıyor.
İsrail’den gelen ana su hattında kesinti
Gazze kentinin günlük su ihtiyacının yaklaşık yüzde 70’ini sağlayan İsrailli ulusal su şirketi Mekorot’tan gelen suyun cumartesi günü kesilmesi, zaten su krizi yaşayan bölge sakinlerini daha zor bir duruma soktu.
Gazze’deki hükümetin Medya Ofisine göre, İsrail’in 7 Ekim 2023’te başlattığı saldırılarda sağlık kurumları ile kanalizasyon hatları ağır hasar aldı, 330 bin metre su şebekesi ile 655 bin metre kanalizasyon hattı saldırılarda kullanılamaz hale geldi.
Gazze’deki su kaynaklarının yüzde 35’i işlevsiz hale geldi, 719 kuyu kullanılamaz durumda.
İsrail ordusunun 2023’ten bu yana düzenlediği saldırılarda 2,3 milyon nüfusa sahip Gazze Şeridi’nde yaklaşık 2 milyon kişi yerinden edildi. Sivil altyapıyı ve hastaneleri de hedef alan İsrail, Gazze’de insani bir felakete neden oldu.
Su krizi katlanarak büyüyor
Arıtma tesisinin sahibinin oğlu Ahmed Gabayin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail’in hem su arıtma tesisini hem de ailesinin bir kısmını hedef aldığını söyledi.
Gabayin, “Tesis üçüncü kez bombalandı. Tüm yıkıma rağmen, sadece insanların su temini için sahip olduğumuz tüm maddi manevi imkanlarla burayı restore ettik. Kardeşim son bombardımanın olduğu gün tesisteydi. Saldırıda şehit oldu, maalesef ceset parçaları borular ve tankların arasına dağıldı.” ifadesini kullandı.
Her saldırının ardından türlü imkansızlıklara rağmen sıfırdan başlayarak yeniden ayağa kalktıklarını, ekipmanları taşıdıklarını, hatta bir karavanda çalışmak zorunda kaldıklarını anlatan Gabayin, tesisin sadece ailesine ait bir tesis olmadığını, Gazze’de Et-Tuffah ve Şucaiyye mahalleleri ile Ed-Derec, Şeyh Rıdvan ve Cibaliya’ya kadar geniş bir alanda hizmet verdiğini hatırlattı.
Tesisin bölgenin en büyük tesislerinden biri olduğunu aktaran Gabayin, “Birkaç gün önce, büyük bir patlama sesi duyduk. Tesisin tekrar vurulduğunu anladık. Şimdi ne suyumuz kaldı ne umudumuz. İnsanlar çok uzaklardan gelip burada su dolduruyordu. Ancak şimdi su krizi katlanarak büyüdü.” dedi.
Kuzeydeki en büyük su arıtma tesisini hedef alındı
Tesisten yararlanan mahalle sakinleri de bölgedeki yüzlerce ailenin temel su kaynağının yok olmasına yol açan saldırıyı “ağır bir darbe” olarak nitelendirdi.
Mahalle sakinlerinden ismini vermek istemeyen Filistinli, “Ailem su temin etmek için tamamen bu istasyondan yararlanıyordu. Bombardımandan sonra alternatif kaynaklar aramak zorunda kaldık. Ancak bu kaynaklar genellikle uzak mesafede ve suları sağlıksız. Bu da günlük sıkıntılarımızı artırdı.” diye konuştu.
Söz konusu tesisin, İsrail saldırılarının başında güney bölgelerinin kapatılmasıyla daha da hayati hale geldiğini, istasyonun geniş bir alana hizmet verdiğini söyleyen Filistinli mahalle sakini,”Fiilen Gazze’nin kuzeyinde tuzlu suyu banyo gibi günlük kullanımlar için, tatlı suyu ise içme suyu olarak sağlayan tek dağıtım merkeziydi. Geriye sadece bir istasyonun kaldı, o da halkın ihtiyacını karşılayamaz, İsrail’in yıktığı istasyonun büyüklüğüyle kıyaslanamaz. İnsanlar büyük acı çekiyor. Bir bidon su doldurmak için uzun mesafeler yürüyor, saatlerce bekliyoruz. Bazen bu su elli kişilik bir ailenin ihtiyacını karşılamak zorunda kalıyor.” ifadelerini kullandı.
Hamas da yaptığı açıklamada, İsrail’in su arıtma tesisini hedef almasını “açık bir savaş suçu” olarak nitelendirdi. Açıklamada, bu saldırının Gazze’deki sivil halka uygulanan ablukayı daha da ağırlaştırmayı amaçladığı vurgulandı.
Yaşam koşulları kötüleşiyor
Gazze Belediyesi Sözcüsü Husni Muhenna ise Gazze Şeridi’ndeki su durumunu “felaket” olarak tanımlayarak, İsrail saldırılarının başından bu yana 40’tan fazla ana su kuyusunun hedef alındığını ve bunun da mevcut su miktarında ciddi bir azalmaya yol açtığını belirtti.
Mehanna, “Belediye, sınırlı imkanlara rağmen alternatif çözümler üretmek için büyük çaba sarf ediyor. Ancak hasarın boyutu çok büyük ve abluka ile süren saldırılar altında bunu telafi etmek oldukça zor.” değerlendirmesinde bulundu.
Ulusal su şirketi Mekorot’tan gelen suyun kesilmesinin krizi daha da derinleştirdiğini vurgulayan Mehanna, bu hattın şu anda Gazze’nin temel su kaynağı olduğunu ve devre dışı kalmasıyla kentteki su ihtiyacının yüzde 70’inden fazlasının karşılanamaz hale geldiğini söyledi.
Mehanna, “İsrail saldırıları boyunca 64’ten fazla su kuyusunu ve 110 bin metreden fazla su şebekesini tahrip etti. Bu da yaşam koşullarını ciddi şekilde kötüleştirdi.” dedi.













Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *