Barbarosoğlu: “Camide çok eğlendik” cümlesinin altını çizdim

Barbarosoğlu: “Camide çok eğlendik” cümlesinin altını çizdim

“Çocuklara cami sevdirmek” üzere sahnelenen bazı girişimleri eleştiren Yeni Şafak yazarı Fatma Barbarosoğlu, “Çocuklara ibadet sevdirilir. Kulluk bilinci kazandırılır. Sınırlara riayet etmek, adab-ı muaşerete uymak öğretilir. Birinci önceliğimiz çocuklara irade eğitimi vermektir.” diyor. Çocuklara sınırsız izin tanıyan ebeveynleri ise “kes yapıştır ahlak oluşturan bir güruh” olarak tanımlıyor.

Fatma Barbarosoğlu dün Yeni Şafak’ta kaleme aldığı, “Zihniyet nasıl değişir? Camide ibadet önceliği yerini nasıl eğlenceye bırakır?” başlığını taşıyan yazısında şu değerlendirmede bulunuyor:

***

Birkaç yıl önce ekranıma bir fotoğraf düştü. Fotoğrafın altında şu yazı: “Fenomen abi, valiliğin himayesinde çocuklarla camide buluşuyor.”

Fotoğrafta ibadete, ilme, irfana dair bir şey görünmüyor. Daha ziyade bir festival havası. Fenomen abinin vücut dili ile çocukların vücut dili senkronize: Haydi eller havaya.

Ebeveynler çocuklarının camide eğlenmesinden çok mutlu olduklarını söylüyorlar verdikleri röportajda. “Camilerde böyle etkinlikler yapılmalı” diyorlar. “Çocuklarımız çok eğlendi.” Tekrar tekrar eğlenceye vurgu yapılıyor.

O gün, “Camide çok eğlendik” cümlesinin altını çizdim ve geliyor gelmekte olan diye bir not düştüm.

Camiler sosyal mekanlardır. Yolcular için hem bir ibadet yeri hem de mola yeridir. Şehre yabancı biri için en hakiki giriş kapısıdır camiler.

Sıralamanın karışmaması şartıyla, örfün sınırları dairesinde camilerin yeni fonksiyonlar üstlenerek hayatın içine yerleşmesi her müminin en büyük arzusudur.

Müsaadenizle tekrarlayacağım, sıralamanın karışmaması şartıyla. Yani öncelik namazı eda etmektir. Çocukların gençlerin eğlenmesi değil. Her Ramazan şahit olduğum durumları görmekten, yazmaktan yoruldum. Gönlüm yoruldu.

Üstelik artık sadece Ramazan-ı Şerif’te rastlamıyorum çocukların oyun alanı olarak el koydukları camilere. Geçtiğimiz yaz, dışarısı sıcak camide klima var diyerek tarihi caminin içinde maç eden çocuklar yüzünden namazımızı eda edemedik. Tanıklığımı sosyal medyadan bir fotoğraf eşliğinde paylaştım. Yaptığım paylaşım üzerine yazdıklarından din görevlisi olduğunu öğrendiğim zat, çocukların gürültüsünü, cami içinde maç etmesini hoş görmeyenlerin namazlarını evde kılmalarını önerdi. Bu durumda yolcu namazını kılamazsa bir sorun yok. Aman çocukların eğlencesi yarım kalmasın.

Camilerde ibadeti engellemek pahasına evlatlarının her türlü hareketi ve hakareti yapmasını, “çocuklarının eğlence hakkı” olarak gören ebeveynler, bu pek enerjik, sınır, kural tanımayan, empatiden yoksun çocukları, serviste, sınıfta diğer çocuklara şiddet uyguladığında da daima çocuklarını savunan, eğitime dair ufacık bir fikri olmayan post modern cahiller ordusu. Esasında cahil demek cahillere haksızlık. Bunlar her şeyden biraz bilerek kendi kafalarına göre kes yapıştır ahlak oluşturan bir güruh. Cahil ile bir noktaya kadar diyalog mümkündür, bu yarı cahiller ile ise imkânsız. Bu yarı cahillerin bir kısmı ne acıdır ki camilerde imam olarak görev yapıyor ve “Yeter ki çocuklara camileri sevdirelim, yaşlılar evlerinde namaz kılsın” diyen bir anlayışa sahipler.

Çocuklara cami sevdirmek… Çocuklara ibadet sevdirilir. Kulluk bilinci kazandırılır. Sınırlara riayet etmek, adab-ı muaşerete uymak öğretilir.

Çocuklarına sınır koymayan, nerede nasıl davranacağını öğretmeyen, onların irade sahibi olması için çaba sarf etmeyen, başkasının hakkına riayet etme konusunda titizlenmeyen ebeveynler, sadece kendi çocuklarının yarınlarını imha etmiyor, aynı zamanda iyi aile terbiyesi almış çocukların başına zorba çocuklarını bela ederek bütün bir cemiyetin hem gününü hem yarınlarını imha ediyor.

Ne acıdır ki 2025 Ramazan-ı Şerifinde çocukların cami içindeki haydutluğu yaşlı bir kadının yaralanması ile neticelendi. Haber şöyle: “İstanbul Avcılar’da teravih namazını kılmak için camiye giden yaşlı vatandaş, çocukların altıdaki tabureyi çekmesi sonrası sert bir şekilde yere düştü. Kalçası kırılan vatandaş hastaneye kaldırıldı. O sırada çocukların gülmeye devam ettiği görüldü.”

Kalçası kırılan o yaşlı hanımın yaşadığı sıkıntıları düşündükçe aklım başımdan gidiyor, kalbim sıkışıyor. 2000’lerin başında çocukları camiden kovan yaşlı insanların kabalığı ile başımız dertte idi. Günümüzdeyse ibadet edenleri camiden kovmaya niyetli gençler ve çocuklar ile karşı karşıyayız.

Hiçbir değer, ifrat ve tefrit arasında salınan bir cemiyet hayatında varlık bulamaz.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *