Özgür Özel: Geleceğin cumhurbaşkanına darbe yapıyorlar

Özgür Özel: Geleceğin cumhurbaşkanına darbe yapıyorlar

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne düzenlenen operasyon ve Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İmamoğlu’nun Rumelihisarı’daki evini ziyaret etti, Ekrem İmamoğlu gözaltısını darbe olarak nitelendirdi.

(T24) – Bu sabah, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “yolsuzluk” ve “terör” suçlarından başlattığı iki ayrı soruşturma kapsamında gözaltına alındı.

İmamoğlu ile birlikte “yolsuzluk” suçlamasıyla başlatılan soruşturmada, aralarında Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık ile İBB yöneticilerinin de olduğu 100 kişi, “kent uzlaşısı” nedeniyle terör suçundan başlatılan soruşturmada da aralarında Şişli Belediye Başkanı Resul Ekrem Şahan, İBB Genel Sekreteri Mahir Polat’ın da olduğu 6 kişi gözaltına alındı.

Özgür Özel’den İmamoğlu ailesine destek ziyareti

İmamoğlu’nun eşi Dr. Dilek Kaya İmamoğlu, büyük oğlu Selim İmamoğlu ve kızı Beren İmamoğlu ile bir araya gelen Özel, “Dün akşam itibariyle, diploma iptal oldu deyip, resmen anayasayı askıya aldılar. Hiç kimsenin bir güvencesi yok. Yani elinde diploman varsa da tapun varsa da banka cüzdanın varsa da hiçbirinin bir geçerliliği yok artık. Bugün de doğrudan darbe girişimi yani. Eskiden ilk önce darbeler çok klasik yapılıyordu. Sonra yok muhtırayla, yok post-modern darbe… Şimdi, geleceğe doğru önleyici darbe yapıyorlar. Bu iktidarı halkın belirlememesi için, geleceğin cumhurbaşkanına darbe yapıyorlar. Ne zamandan beri erken seçim, ön seçim kararı alındı; biz hızlandıkça onlar hızlanıyor, biz hızlandıkça onlar hızlanıyor” şeklinde konuştu.

“Geleceğin cumhurbaşkanına darbe yapıyorlar”

İktidarın, “geleceğe doğru önleyici darbe” yaptığını vurgulayan Özel şunları söyledi:

“Bu iktidarı halkın belirlememesi için, geleceğin cumhurbaşkanına darbe yapıyorlar. Devlet, milletin karşısına çıkarsa, millet kazanır. 31 Mart’ta valiler, kaymakamlar, bütün devlet, bütün bakanlar, herkes karşımızdaydı; Ekrem Başkan kazandı bunu. Şimdi yeniden milletle devleti yarıştıracaklarsa, belki biraz daha da zor olacak, ama en sonunda millet kazanacak, milletin dediği olacak. Kenan Evren‘in dediği olmadı sonuçta. 15 Temmuz’da Fethullah Gülen‘in dediği olmadı. 15 Temmuz’da ben de Ekrem Başkan da demokrasinin tarafındaydık. Varıp da bu darbeden medet ummadık. Ekrem Başkan’ı İstanbul Büyükşehir’in başına millet oturttu, Tayyip Erdoğan indirmeye çalışıyor. Buna teslim olunamaz.”

“Milletin sahip çıkmasından başka bir güvencimiz yok”

“Bu milletin sahip çıkmasından başka bir güvencimiz yok” diyen Özel, şöyle konuştu:

“Çünkü Ekrem Başkan’a devletin savcısı, hakimi, polisi, valisi sahip çıkmıyor. Devlet, el değiştirmiş. Devlet şu anda bu insanları, milleti davet ettiğinde askere gidiyor, vergisini veriyor, oğlunu, evladını şehit veriyor, eşini şehit veriyor, ama bir şeye teslim olmuyor; sandığını kimseye vermiyor. Devlet, milletin karşısına çıkarsa, millet kazanır. Aslında 31 Mart’ta valiler, kaymakamlar, bütün devlet, bütün bakanlar, herkes karşımızdaydı; Ekrem Başkan kazandı bunu. Şimdi yeniden milletle devleti yarıştıracaklarsa, belki biraz daha da zor olacak ama en sonunda millet kazanacak, milletin dediği olacak. Kenan Evren’in dediği olmadı sonuçta. 15 Temmuz’da Fethullah Gülen’in dediği olmadı. 15 Temmuz’da ben de Ekrem Başkan da demokrasinin tarafındaydık. Varıp da bu darbeden medet ummadık yani. ‘Aman bunlar gitsin, biz gelelim’ demedik. ‘Millet getirirse getirir’ dedik. Millet, cumhurbaşkanına sahip çıkacak.”

“Şu anda milli iradeyi tanıyan yok”

“Tayyip Bey açısından da şu açıdan üzgünüm” diyen Özel, “O İBB başkanlığından indirildi. O zaman onu da doğru bulmadık. ‘Bir şiir okumayla olmaz’ dedik. Sonra Cumhuriyet Halk Partisi, o zaman anayasa değişikliğiyle ona siyaset yolu açtı. Yani başbakanlığın yolunu açtı. Partisinin genel başkanıydı. Sonra geldiği yerlere seçimle geldi, hep ‘milli irade’ diyordu. Demek ki bu milli irade kendisine oy verildiğinde baş tacı, Ekrem Başkan olunca alaşağı. Şu anda milli iradeyi tanıyan yok. Ekrem Başkan’ı İstanbul Büyükşehir’in başına millet oturttu, Tayyip Erdoğan indirmeye çalışıyor. Buna teslim olunamaz. Eninde sonunda, ümit ediyorum, bu milletin bu tepkisini görüp, bir geri adım atacaklardır. Ama eninde sonunda, yine milletin dediği olacak” şeklinde konuştu.

Dilek İmamoğlu: “Milletle beraber Ekrem’in mücadelesini vereceğiz”

Özel’in ardından söz alan Dilek Kaya İmamoğlu ise konunun tek başına Ekrem İmamoğlu meselesi olmadığının altını çizerek şunları söyledi:

“Genel Başkanım; güçlü duracağız, arkasında duracağız. Çünkü biz biliyoruz ki, bu kişisel bir mesele değil. Bu, artık ülkeye, topluma mal olmuş bir mesele. Siz de biliyorsunuz, kim haksızlığa uğradıysa, herkesin arkasında Ekrem mücadelesini verdi. Şimdi, milletle beraber Ekrem’in mücadelesini vereceğiz. Yılmayacağız, tabii ki pes etmeyeceğiz. Operasyon ne kadar büyük olursa olsun, bu bizi durdurmayacak. Ve yaşanan bu büyük operasyonun, siyasi amacından başka bir şey olmadığını hepimiz biliyoruz. Yoksa bu böyle olmazdı. Dün diploma iptali, bu sabah böyle bir operasyon… Belli ki bir siyasi operasyon. Geleceğin cumhurbaşkanını, bu ülkeyi yönetecek olan cumhurbaşkanını eleme, saf dışı, siyaset dışı bırakma, bitirme operasyonu. Bu, ülkeye yapılmış büyük bir darbe. Mücadele edeceğiz. Mücadele etmek zorundayız. Çünkü, hiçbirimizin can ve mal güvenliği artık bu ülkede olmayacak. Yani bu işin seni, beni yok. Hepimizi ilgilendiren bir mesele.”

Dilek İmamoğlu, gözaltı sürecini anlattı

Sabah saatlerinde NOW Tv canlı yayınına telefonla bağlanan Dilek İmamoğlu, kocası Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınma şeklini şöyle anlattı:

“Sabah sahurdan hemen sonra geldi. Ekrem bey’in hazırlanma süreci oldu. Kızım evdeydi. Onu okula hazırladım yolladım. Gelen arkadaşlara teşekürlerimi sunuyorum. Hepsi nazik şekilde görevlerini tamamladı. 7 buçuk gibi görevlerini tamamladılar. Ekrem bey ile avukatıyla birlikte konuştular. Ortada dolanan kirli birgilerle ilgili sanıyorum.”

Dilek İmamoğlu, diplomanın iptali konusunda, “Usulsüz yapılan işlemlerden geçiyoruz. Bugün bunu dünyada kime sorarsanız sorun sokaktaki çocuk bile söyler. Saçmalık. Hala kağıt üzerinde ne kadar çalışmasa da hukuk ülkesiyiz. Ama yaşıyoruz. Önce içeri alıyorlar sonra delil oluşturmaya çalışıyorlar.” dedi.

Örgüt iddiasına ise Dilek İmamoğlu, “Böyle bir şeye gülünür sadece. Bir sürü kirli bilgi dolanıyor. Böyle bir şey mümkün değil. Günlerdir sosyal medyada dolaşan kirli bilgilerle bir algı oluşturuluyor. Olayın gerçek yüzü er ya da geç ortaya çıkacak. Ekrem Bey bizi de kendisini de halkına emanet ediyor. Bu hukuksuzluk karşısında susmayacağız. Millet er ya da geç bu adaletsizliğin hesabını soracaktır.” diye yanıt verdi.

Özgür Özel, Halk Tv yayınına telefonla katıldı

Sabah saatlerinde Halk TV yayına telefonla katılarak İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtlayan Özgür Özel, “Hepimize geçmiş olsun. Ben şu anda İstanbul’a doğru yoldayım. Birden çok soruşturma var. Ama şöyle bir baktığımızda dört gün süreyle İstanbul’da gösteri, toplanma, basın açıklaması bile yasak. Dört günün sonunda ne var? Cumhuriyet Halk Partisi’nin ön seçimi var. Ön seçimde adayımız olan Ekrem İmamoğlu‘na, Sayın Başkanımıza bu sabah gözaltı yaptılar. Bir bütün halinde Cumhuriyet Halk Partisi’ne bir kurumsal saldırı var. Bu iş gelecek hafta, ondan sonraki hafta ya da bundan bir hafta önce değil tam beklenip çarşamba günü yapılıyor. Dört günlük gözaltı süresi tam pazara gelecek şekilde yapılıyor. Dört günlük toplanma yasağı ilan ediliyor” dedi.

Özel, şöyle devam etti:

“Burada şunu söylüyor birileri: ‘Siz Cumhurbaşkanı adayı belirlemeye, bundan sonraki Cumhurbaşkanı’nı belirlemeye kalkıyorsunuz. Biz de anketlere baktığımızda Cumhuriyet Halk Partisi’nin birinci parti olduğunu ve iktidarı devralmak üzere yolda olduğunu görüyoruz.’ Cumhuriyet Halk Partisi’nin adı geçen Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu‘yla Recep Tayyip Erdoğan’ı arasındaki anketlerde 20 puan fark var, 15 puan fark var. Ekrem İmamoğlu‘nun Erdoğan’ı yeneceği görülüyor. Bundan önce Tayyip Erdoğan partisini kurduğundan beri bir kez 31 Mart akşamı yenildi. Partisi ikinci parti oldu. Ama kendisinin gösterdiği adaylara karşı dört kez Ekrem İmamoğlu, Tayyip Erdoğan’ı yendi. Beylikdüzü’nde yendi, 2019’da, 31 Mart‘ta yendi. Seçimi iptal etti YSK eliyle, tekrarlanan seçimde yendi. Bütün karalamalara rağmen, efendim işte her türlü belediye otobüslerinde yalandan arıza klipleri çekmeye kadar, metroda merdivenlere taş sokup onları çalıştırmayıp, onun üzerinden algı yaratmaya kadar. Ekrem İmamoğlu’nu başarısız, beceriksiz göstermeye çalıştılar. Yapılan seçimde rekor oyla, 1 milyon farkla seçimi kazandı. Karşısında 17 bakan, bir Cumhurbaşkanı Yardımcısı, bir Cumhurbaşkanı vardı. Ama kazandı. Bu, bir kez daha yapılacak seçimde Ekrem İmamoğlu‘nun Erdoğan’ı yeneceğinden benden daha çok Erdoğan emin. CHP Genel Başkanı olarak ben buna 100 inanıyorsam, Erdoğan buna bin inanıyor. Çünkü o, herkesi kendi sesiyle uyarıyor. ‘İstanbul’u kaybeden, Türkiye’yi kaybeder. İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır.’ Bu ses ona uyku uyutmuyor. Bunun için yapıyorlar bunu. Benim buradan söyleyeceğim şu: Bu vakitten sonra ne desek, ne yapsak şunun yerine geçmez. Millet, ülkeyi kimin yöneteceğini kendi mi karar verecek, yoksa geçmişte oy verdiği, göreve getirdiği Cumhurbaşkanı; şimdi demokrasi ile gelen, sandıkla gelen biri, sandıkla gitmeyi kabul etmiyor ve kendisini yeneceğini düşündüğü rakibine darbe yapıyor, darbe yaptırıyor. Şu anda Türkiye, bir sonraki Cumhurbaşkanı’na karşı yapılan darbe sürecinin içindedir. Darbe girişimi ile karşı karşıyayız. İnsanlar ‘Ben seçeceğim’ mi diyor, yoksa ‘Ben en son seçtim, bundan sonra gitmeyecek, bütün kararları o verecek, seçme hakkım elimden alınacak’ mı diyor? Bunu daha önce de konuşmuştuk. Bu millet, devletini sever. Vergi ister, verir. Askere çağırır, gider. Bu devlet için şehit olur, canını verir. Ama sandığını vermez, seçme yetkisini vermez. Ne zaman ki devleti milletin karşısına dikerler, her zaman devlete karşı millet kazanır. Millet devletini var eder, onun için can verir. Ama karşısına devleti dikersen, örneğin Kenan Evren darbe yaptı, ‘Bunu seçeceksin’ dedi. O gün bile onu seçmedi, Özal‘ı seçti.”

“CUNTADAN NE FARKINIZ VAR? SİZİN NERENİZ DEMOKRAT?”

“Buradan Erdoğan’a sesleniyorum. 15 Temmuz’da milletin seçtiği Cumhurbaşkanı’na ve Meclis’e darbe yapmaya kalktılar. Bütün darbeler iktidara yapılır. Bütün dünya, ülke kamuoyu döner; muhalefete bakar, ana muhalefetin gözünün içine bakar ’Sen bu işin neresindesin’ diye. Ben o gün Genel Başkanımız uçaktayken onun vekili sıfatıyla, Grup Başkanvekili olarak Meclis’e çağırdım bütün grubu. Kapalı Meclis’i açtırdım. Tanıdığım AK Parti’den elimde telefonu olan herkesi aradım. ‘Darbeye karşı demokrasi savunacağız’ dedim. Onlara karşı Fetullahçı cunta darbe yapıyordu. Telefonlar geldi partimize Genelkurmay’dan ‘Atatürkçü subaylar da darbeye destek verecek’ diye. ‘Yanlış yaparlar. Kim yaparsa yapsın karşısındayım darbenin’ dedim. Erdoğan’a sesleniyorum: Darbe sana yapıldığında ben karşısındaydım, sen bugün yapılan darbenin neresindesin kardeşim. 15 Temmuz’da sana yapılan, bugün Cumhuriyet Halk Partisi’ne yapılıyor. Şimdi Erdoğan ve AK Parti‘ye soruyorum: Beni sabahtan beri tüm siyasi partilerin liderleri, yetkilileri arıyor dayanışma için. Tüm siyasi partilerin. Dün akşam tweet atmayan bir MHP kaldı, bir AK Parti kaldı. O ikisine soruyorum: Siz bu darbenin neresindesiniz? Oy size verilince mukaddes, kutsal da bize verilince mi mundar kardeşim? Bu millet sizi seçtiğinde baştacı da şimdi mi onu alaşağı yapacaksınız kardeşim? Sizin cuntadan, Kenan Evren‘den, 15 Temmuz cuntasından ne farkınız var kardeşim? Sandığı yok sayıyorsanız Pazar günü kurulacak sandığa bugünden darbe yapıyorsanız sizin nereniz demokrat kardeşim? Yazıklar olsun size.”

“HAYATTA OLMASAM BİLE 1 MİLYON 750 BİN ÜYEMİZİ SANDIĞA DAVET EDİYORUM”

Genel Başkan Özel, 23 Mart’taki ön seçimin yapılıp yapılmayacağına sorusuna şu yanıtı verdi:

“Sizinle yan yana geldiğimde Ekrem Başkan’ın bana 10 gün önce attığı bir mesajı gösterdim, duruyor WhatsApp‘ımda. Yine zor bir güne uyanmıştık, ben kendisine moral olsun diye bir mesaj attım. O da bana verdiği cevapta dedi ki, ‘Sayın Genel Başkanım, 23 Mart günü ben nerede olursam olayım, o sandığın kurulması, o ön seçimin yapılması çok önemli Genel Başkanım, aynı düşünüyorum’ dedi. Ben, ‘Önümüzdeki günlerde daha da kötüleşecekler, onu görüyorum. Biz birlikte olmalıyız, moralimiz yüksek olmalı’ derken onun bana yazdığı cevap, ‘Ben nerede olursam olayım o seçimi yapmalısınız’ dedi. Ben buradan ilan ediyorum: 23 Mart günü 1 milyon 750 bin üyemiz, 81 ilde, 973 ilçede bir sonraki Cumhurbaşkanlığı seçimindeki adayımızı ve milletimiz takdir ederse bir sonraki Cumhurbaşkanımızı belirlemek üzere sandık başında olacak. Daha büyük bir kararlılıkla, daha büyük bir inatla orada olacak. Ben şimdi yoldayım. Yolda başıma ne gelir bilmiyorum. Veya benim dokunulmazlığım var. Beni görevden alamazlar, beni gözaltına alamazlar ama ne yaparlar bilmiyorum. Pazar günü ben nerede olursam olayım, hayatta olmasam bile 1 milyon 750 bin üyemizi sandık başına davet ediyorum. Ekrem Başkan içeride de olsa, dışarıda da olsa, hayatta da olsak ben, Ekrem Başkan, Mansur Başkan mezarda da olsak 23 Mart günü bütün üyelerimizi ve dahası şu an üyemiz olmayabilir ama bu yapılan darbeye karşı çıkacak herkesi sandıkların başına, dayanışmaya ve bu darbe girişimini püskürtmeye davet ediyorum. Biz ne şartta olursak olalım vasiyetimizdir, içeride de olsak dışarıda da olsak, hayatta da olsak mezarda da olsak o sandıklar kurulacak ve bu darbecilere sandık başında hesap sorulacak.”

“ANAYASANIN BİR SAYFASINI YIRTAN ÖBÜR SAYFASINA SARILIP O KOLTUKTA OTURAMAZ”

“Üyemiz olmayan vatandaşlarımızı da dayanışmak için, partiye üye olmak için, partinin üyeliği için başvuru yapmak için sandıkların kurulacağı yerlere bekliyoruz. Bu darbeyi püskürttük püskürttük, püskürtmedik bir daha sandık yok. Bunlar sandığı inkar ediyorlar. Kendileri meşruiyetlerini kazandıkları Anayasa’yı inkar ediyorlar. Cumhurbaşkanı orada oturuyorsa Anayasa’nın kendisine verdiği yetkiyle oturuyor. Can Atalay, Silivri’de duruyorsa Anayasa Mahkemesi’nin yetkisini, Anayasa’dan yetkisini alan Cumhurbaşkanı tanımadığı için, onun talimatıyla hapiste duruyor. Anayasa’nın bir sayfasını yırtan, öbür sayfasına sarılıp o koltukta oturamaz. Bu bir darbe girişimidir, buna karşı milletimizi sandığa davet ediyorum. 23 Mart’ta kuracağımız sandıklara 1 milyon 750 bin üyemizi ve bu darbeye karşı dayanışma göstermek isteyen herkesi sandıkların başına davet ediyorum.”

“BUGÜNÜN TEK UMUT IŞIĞI MUHALEFET PARTİLERİNİN LİDERLERİ”

Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, “İmamoğlu ile ilgili yaşanan gelişmeler üzerine bütün muhalefet partileri birleşti mi?” sorusunu şöyle yanıtladı:

“Her bir genel başkana ve onların şahsında tüm partilerin üyelerine şükranlarımı sunuyorum, büyük bir dayanışma gösterdiler. O kadar ki teker teker her birine telefonla dönmeye akşam vakti yetişemeyeceği için o paylaşımlarını sosyal medyadan retweet ettim. Bugün de sabah ilk iş olarak kendilerini aramayı düşünüyordum ki böyle bir karanlık güne uyandık. Bugün nasıl Zafer Partisi’nin Sayın Genel Başkanı Silivri’ye cezaevine konulduğunda nasıl hepimiz ona sahip çıktıysak bugün de Ekrem İmamoğlu‘na tüm muhalefetin bir bütün halinde sahip çıkıyor oluşu çok kıymetlidir. Ben bu noktada iyi günde, kötü günde her zaman bütün muhalefetin birlikte davranmasını hep savundum. Bugünün tek umut ışığı hiçbir eksik olmadan tüm muhalefet parti liderlerinin dün akşam sosyal medyadan gösterdikleri, bugün de şu ana kadar yetişebildiğim kadarıyla telefonlarla sabahleyin ilk Tuncer Bakırhan’ın telefonu vardı. Ardından çok sayıda partinin genel başkanı aradılar ya da aramışlar. Özel kalemimiz görüşme taleplerini iletiyor. Biz de kendilerine dönmeye çalışıyoruz. Ama bir yandan da partiyi organize etmeye çalışıyoruz bu önümüzdeki kritik günü ve dört güne dair olmak üzere. Her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Tek başına kurtuluşun olmadığını, ya hep beraber, ya hiçbirimizin kurtulamayacağımızı idrak eden ve bunu haykıran tüm muhalefet partilerine teşekkür ediyorum.”

“DARBE O GÜN SİZEYDİ, BEN VE CHP DEMOKRASİYE SAHİP ÇIKTI”

“İktidar partilerinin de bu darbeye karşı pozisyonlarını netleştirmelerini bekliyorum. Bu darbeyi yapanlara talimat mı veriyorlar, yoksa bu darbenin karşısında demokrasiyi mi savunacaklar? Ben 15 Temmuz akşamından alnımın akıyla çıktım. Ertesi gün sabah Erdoğan, ‘Meclis’te demokrasiye sahip çıkan milletvekillerinize teşekkür ederiz’ diye o günkü Genel Başkanımızı aradı. Genel Başkan da ‘Onlar bir siyasetçiye değil, siyaset kurumunun kendisine sahip çıktılar, demokrasiye sahip çıktılar’ cevabını vermişti. Meclis açıldığında Hayati Yazıcı dahil, sıra olup 15-20 kişi taziye kuyruğu gibi Grup Başkanvekili olarak grubun önünde duruyordum, ayaktaydım. Teker teker gelip elimi sıkıp ‘Takdir ettik, teşekkür ettik. İyi ki varsınız’ diyen AK Parti milletvekillerine hatırlatıyorum. Darbe o gün sizeydi. Ben sahip çıktım ve CHP sahip çıktı demokrasiye. Tebrik kuyruğuna girmiştiniz. Bugün hangi kuyruktasınız? Demokrasinin taziye kuyruğuna mı geçeceksiniz, yoksa demokrasinin safında yanımızda mı yer alacaksınız? Bir AK Partili tweet atabilecek mi, ‘Bu yapılanların karşısındayım’ diye. Ben orduya karşı tweet attım o akşam. Biz tanka, topa, tüfeğe karşı Meclis’e koştuk. Bu İstanbul’daki aparata ve ona talimat verenlere karşı bir kahramanı AK Partli milletvekili bekliyorum. Desinler ki, ‘Biz bu darbe girişiminin karşısındayız.’ Ben namlunun ucunda bu sözü söyleyebilmiş bir partinin genel başkanıyım bugün. Şimdi siyasi ikbal uğrunda ne tarafta yer alacaklar? Darbenin karşısında yer alacak bir AK Partili siyasetçi, bundan sonra Cumhuriyet tarihi boyunca demokrasi kahramanı olarak anılacak. Bir babayiğit, bir anayiğit arıyorum ‘Bu yapılanlar doğru değil’ diye. Kendi içlerinde konuşmalar, uçakta yan yana geldiği CHP’liye anlatmalar, iftar masasında ‘Biz de olanlardan rahatsızız’ demeler yetmez. Bir tweet, bir açıklama, ‘Biz de bu yapılanları doğru bulmuyoruz’ diyen bir babayiğit AK Partili, bir anayiğit AK Partili arıyorum. 28 Şubat‘ın mağduriyetini, o günden bugüne etinden sütüne kadar yararlanan AK Parti‘ye söylüyorum. Bu sürecin 28 Şubat‘tan ne farkı var? Bunu soruyorum. Bir babayiğit, bir anayiğit arıyorum.”

Genel Başkan Özel, “Parti içindeki muhalif isimlerin İmamoğlu’na yönelik destek paylaşımlarının sorulması üzerine, “Eksik olmasınlar, eksik olmasınlar. Allah eksikliklerini göstermesin” dedi.

“ARAYACAK DEĞİL ARANACAK GÜNDEYİM”

Özel, “Bu olayla ilgili iktidardan herhangi birini aradınız mı?” sorusuna, “Bugün benim arama günüm değil, benim aranma günüm. Ben bugün arayacak durumda değilim, ben bugün birilerini arayıp da partimi de kendimi de o duruma sokmam. Ben bugün arayacak değil, aranacak gündeyim” dedi.

“MİLLETE KAFA TUTANLAR EN SONUNDA MİLLETE HESAP VERİR”

Genel Başkan Özgür Özel, yayının son bölümünde ayrıca şu değerlendirmeleri yaptı:

“Eninde sonunda milletin dediği olur. ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.’ Bu sözün sağladığı demokrasi ile bu sözün imkan tanıdığı sandıkla göreve gelip millete kafa tutanlar, milletin seçme hakkını elinden almaya çalışanlar en sonunda millete hesap verirler. Bu millet, hiçbir hesabı görülmeden, hiçbir defteri dürülmeden bırakmadı bugüne kadar. Bundan sonra da bırakmayacak. Ekrem Başkan da milletimize emanettir, partimiz de milletimize emanettir. Partimiz milletimizle birlikte ‘Cumhuriyet‘le birlikte iki büyük eserim var’ diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emanetidir, ben o emaneti milletimize teslim ediyorum” yanıtını verdi.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *