Trump, 22 Şubat’ta Truth Social sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımda, “MSDNC olarak bilinen MSNBC, demokrasimiz için bir tehdit. Bir sürü yalan ve çarpıtma. Başında kötü insanlar mevcut.” ifadesini kullanmıştı.

Trump bugün ABD Adalet Bakanlığı’nda yaptığı bir konuşmada, “Hakkımda tam anlamıyla yüzde 97,6 oranında kötü haber yapan CNN ve MSNBC’nin Demokrat Parti’nin siyasi kolları olduğuna inanıyorum.” dedi. Bu medya kuruluşlarının, “yozlaşmış” ve “yasa dışı” olduğunu düşündüğünü aktaran Trump, olumsuz medya haberlerinin siyasi sonuçlardan bağımsız olarak devam ettiğini söyledi.

Trump, “Ne kadar büyük bir zafer kazandığımın hiçbir önemi yok. Tarihin en büyük zaferini kazanabilirim. Diğer tarafın ne tür bir başarısızlığa sahip olduğu hiç fark etmez.” diye ekledi.

Rusya’yı zor da olsa ikna edebiliriz

Trump, Adalet Bakanlığını ziyaretinde yaptığı konuşmada, Rusya-Ukrayna savaşına değinerek, “Bugün Rusya ve Ukrayna’yla çok iyi görüşmeler yaptık. Güzel haberler aldım. Ukrayna ateşkesi kabul etti, Rusya’yı da zor da olsa ikna edebiliriz. Güzel cevaplar alıyoruz.” diye konuştu.

Ukrayna’daki savaştan dolayı eski Başkan Joe Biden’ı da “Rusya ile bizi hiç uğraştırmamalıydı” diyerek eleştiren Trump, “Biden bu savaşa hiç izin vermemeliydi. Kendinden çok daha büyük birine çok paran da olsa sataşmazsın.” ifadesini kullandı.

⁠Trump, savaş nedeniyle günde yaklaşık 2 bin genç insanın öldüğünü belirterek, şunları kaydetti:

“⁠Tüm gelişmeler 3. Dünya Savaşı’na doğru gidiyordu. Şimdi çok daha iyi durumdayız. Bu, nükleer silahlar ve insanların hakkında hiçbir şey bilmek istemeyeceği diğer silah türleri nedeniyle benzeri olmayan bir savaş olurdu.”

‘Putin kabul edecek’

Trump’ın yarın yayımlanacak “Full Measure” televizyon programına verdiği röportajın fragmanı paylaşıldı. Fragmanda Rusya-Ukrayna Savaşı’nı 24 saat içinde bitirebileceği vaadi sorulan Trump, “Bunu söylediğimde biraz istihza ettim. Kastettiğim şey, bunu bitirmek istediğimdi ve bence başarılı olacağım.” ifadelerini kullandı.

Rusya’nın ateşkesi kabul etmeme ihtimaline dair ise Trump, bunun “kötü bir haber” olduğunu söyledi, “Ama bence (Rusya Devlet başkanı Vladimir) Putin bunu kabul edecek. Sanırım onu iyi tanıyorum ve kabul edecek.” değerlendirmesinde bulundu.

Trump, kampanyasını yürütürken Rusya-Ukrayna Savaşı’nı 24 saat içinde bitirebileceğini öne sürmüştü.

‘Putin ile görüşme çok verimli geçti’

Trump, Truth Social sosyal medya hesabından, Putin ile yapılan görüşmelere ilişkin paylaşım yaptı. Putin ile dün “çok verimli” bir görüşme gerçekleştirdiklerini aktaran Trump, “Bu korkunç ve kanlı savaşın sona erme ihtimali çok yüksek.” diye yazdı.

Trump, şu anda binlerce Ukrayna askerinin Rus ordusu tarafından tamamen çevrelendiğini, çok kırılgan ve kötü durumda olduklarını yazarak, “⁠Putin’den Ukrayna askerlerinin hayatını bağışlamasını istedim. Yoksa 2. Dünya Savaşı’ndan beri görülmemiş düzeyde korkunç bir katliam olur. Tanrı hepsini korusun.” ifadesini paylaştı.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt ise Beyaz Saray bahçesinde basına yaptığı açıklamada, Trump’ın Putin ile telefonda görüşmediğini söyledi.

Leavitt, Trump’ın iki ülke heyetleri arasındaki görüşmelerde Putin ve Ruslara doğru şeyi yapmaları için baskı yaptığını belirterek, “Dün ABD için dünya barışı açısından üretken bir gündü, barışa hiç bu kadar yakın olmamıştık.” değerlendirmesinde bulundu.

Putin, Kursk’taki Ukraynalı askerlerin teslim olmaları gerektiğini söyledi

Öte yandan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Trump’ın Kursk’taki Ukrayna askerlerinin hayatının bağışlanmasına yönelik çağrısını anlayışla karşıladıklarını belirtti. Putin, başkent Moskova’da düzenlenen Rusya Güvenlik Konseyi toplantısında konuştu.

Trump’ın Kursk’taki Ukrayna askerlerinin hayatının bağışlanmasına yönelik bugünkü çağrısını değerlendiren Putin, “Ukraynalı savaşçıların işgal bölgesindeki sivil nüfusa karşı çok sayıda suç işlediğine dikkat çekiyoruz.” diye konuştu.

Rusya’nın söz konusu suçları terör kapsamında değerlendirdiğine işaret eden Putin, şöyle devam etti:

“Aynı zamanda, Trump’ın bu askerlerle ilgili insani düşünceler çağrısını anlayışla karşılıyoruz. Silahlarını bırakıp teslim olmaları durumunda hayatları garanti altına alınacaktır. Uluslararası hukuk normlarına ve Rus yasalarına uygun olarak onurlu muamele görecekler.”

Putin, Ukrayna yönetimine de çağrıda bulunarak “ABD Başkanı’nın çağrısının etkin bir şekilde uygulanması için Ukrayna yönetiminin, askeri birliklerine silahlarını bırakmalarını ve savaş esiri olarak teslim olmalarını emretmesi gerekiyor.” ifadesini kullandı.

Kremlin: ABD, Rus tarafına Ukrayna ile ilgili ek bilgileri iletti

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, başkent Moskova’da gazetecilere gündemdeki konuları değerlendirdi.

ABD Başkanı Donald Trump’ın Orta Doğu Temsilcisi Steve Witkoff’un Rusya’ya ziyaretine dair bilgi veren Peskov, “Dün geç saatlerde Witkoff, Putin tarafından kabul edildi. Rus tarafına Ukrayna ile ilgili ek bilgiler iletildi. Putin, Witkoff aracılığıyla Trump’a bilgi ve ek sinyaller iletti.” diye konuştu.

Putin’in Trump’ın yaklaşımını desteklediğini ancak bazı sorulara cevap bulunması gerektiğini vurgulayan Peskov, “Bu nedenle yapılacak çok şey var ancak yine de Putin, Trump’ın pozisyonuna katılıyor. Elbette ihtiyatlı iyimserlik için sebepler var.” ifadelerini kullandı.

Sözcü Peskov, Putin’in Trump ile telefon görüşmesi yapması ihtimaline ilişkin, “Görüşme zamanı henüz belirlenmedi. Witkoff, Moskova’da aldığı bilgileri Trump’a ilettikten sonra görüşme zamanı belirlenecek. Her iki taraf da telefon görüşmesine ihtiyaç duyulduğu anlayışına sahip.” değerlendirmesinde bulundu.

ABD’nin Ukrayna ve Rusya Özel Temsilcisi Keith Kellogg’un, Rusya’nın isteği üzerine müzakerelerde devre dışı bırakıldığı yönündeki iddiaları değerlendiren Peskov, “Bunu doğrulayamam. Bu, Amerikalıların kararı. Rusya’nın ABD’nin iç işlerine müdahale ettiğini düşünmek saçmalık.” dedi.

“İran’a yönelik yaptırımlar yasa dışı”

Peskov, İran’la ilgili nükleer soruna ilişkin şunları kaydetti: “İran, kullanımı için nükleer silah edinme niyetinde olduğuna dair tek kelam bile etmedi. Bu nedenle İran’a yönelik yaptırımlar yasa dışı. Nükleer sorunun çözümüne dair diplomatik girişimlerin sürdürülmesi gerekiyor.”

Kremlin: Trump’ın Kursk’taki Ukraynalı askerlerle ilgili çağrısını olumlu karşıladık

Kremlin Dış Politika Danışmanı Yuriy Uşakov, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kursk bölgesindeki Ukrayna askerlerinin hayatının bağışlanmasına yönelik çağrısını olumlu karşıladıklarını belirterek, “ABD Başkanı’nın sinyali dikkate alındı.” dedi. Uşakov, başkent Moskova’da ABD Başkanı Trump’ın Kursk bölgesindeki Ukrayna askerlerinin hayatının bağışlanmasına yönelik çağrısıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bu çağrıya olumlu yanıt verdiğine işaret eden Uşakov, “ABD Başkanı’nın sinyali dikkate alındı. Putin, Kiev’in silah bırakma ve teslim olma emrini vermesi durumunda, Ukraynalı askerlerin hayatlarının bağışlanacağını ve iyi muamele göreceğini garanti etti.” dedi.

Uşakov, ABD ile temaslarını sürdürdüklerini vurgulayarak, “Putin, ABD yönetimiyle yeniden kurulan diyalog esnasında dile getirilen tüm konulara duyarlı. ABD ile başlatılan diyalog bir dizi kanal üzerinden düzenli olarak yürütülüyor.” ifadelerini kullandı.

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev de Telegram kanalından yaptığı açıklamada, Rusya’nın Kursk’taki Ukraynalı askerlere teslim olma çağrısı yaparak insancıl bir yaklaşım sergilediğini ancak bu çağrının reddedilmesi halinde söz konusu askerlerin “yok edileceğini” belirtti. Kiev yönetiminin “vatandaşlarını kurtarmak” için şansa sahip olduğuna işaret eden Medvdev, “Önümüzdeki saatler neyi seçtiklerini gösterecektir.” ifadesini kullandı.

Trump, Putin’den Kursk bölgesinde çevrelenen Ukrayna askerlerinin hayatının bağışlanmasını istediğini bugün açıklamıştı. Putin de Rusya Güvenlik Konseyi ile yaptığı toplantıda, Trump’ın Ukraynalı askerlerle ilgili çağrısını anlayışla karşıladıklarını belirterek, “Silahlarını bırakıp teslim olmaları durumunda hayatları garanti altına alınacaktır.” ifadesini kullanmıştı.

“Paşinyan, Azerbaycan ile uzlaşılan barış anlaşmasıyla ilgili Putin’e bilgi verdi”

Öte yandan Kremlin Sarayı’ndan yapılan açıklamaya göre, Putin ile Paşinyan, Ermenistan tarafının isteği üzerine telefon görüşmesi yaptı.

Görüşmede Paşinyan, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki barış anlaşması metni üzerinde çalışmaların tamamlandığını, Erivan’ın bu anlaşmayı imzalamaya hazır olduğunu bildirdi.

Putin de Güney Kafkasya’da güvenlik, istikrar ve gelişimin sağlanması bağlamında Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ilişkilerinin iyileştirilmesinden yana olduklarını, her iki ülkenin de Rusya’nın desteğinden yararlanabileceğini dile getirdi.

Rusya ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin de ele alındığı görüşmede, Paşinyan, Putin’in, eski Sovyetler Birliği’nin 2. Dünya Savaşı’nda Nazi Almanyası’nı mağlup etmesinin 80. yıl dönümü dolayısıyla 9 Mayıs Zafer Günü’nde başkent Moskova’da düzenlenecek törene katılma teklifini kabul etti.

Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov, dün, Ermenistan ile imzalanacak barış anlaşması metnine ilişkin müzakerelerin tamamlandığını duyurmuştu.

Rubio: “(Ukrayna-Rusya) Ateşkes müzakereleri sürüyor. Zor ve karmaşık bir durum”

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Ukrayna-Rusya durumuna ilişkin ihtiyatlı iyimser olabiliriz. Ateşkese ilişkin müzakereler sürüyor. Zor ve karmaşık bir durum.” dedi.

Rubio, Kanada’da düzenlenen G7 toplantısının ardından basına açıklamalarda bulundu.

Ukrayna’daki savaşı durdurma müzakerelerinin devam ettiğini dile getiren Rubio, ilk aşamada önce silahların susması için uğraştıklarını söyledi. Rubio, “Ukrayna-Rusya durumuna ilişkin ihtiyatlı iyimser olabiliriz. Ateşkese ilişkin müzakereler sürüyor. Zor ve karmaşık bir durum.” ifadesini kullandı.

Rubio, Ukrayna’da devam eden savaşın askeri çözümü olmadığını vurgulayarak şunları söyledi:

“Ne Rusya ne de Ukrayna maksimalist askeri amaçlarına ulaşabilir. Bu savaşı bitirmenin tek yolu müzakere sürecidir. Müzakereler, ister iş dünyasında, ister ticarette veya jeopolitikte olsun, her iki tarafın da bir şeyler vermesini, her iki tarafın da taviz vermesini içerir, bu çok açık.”

Görüşmeler özelinde söz konusu tavizlerin neler olduğuna ilişkin bilgi vermekten kaçınan Rubio, şu anki tek önceliklerinin savaşı bir an önce durdurmak olduğunu bu detayların ikinci aşamada müzakere edileceğini dile getirdi.

“Hedef, uluslararası ticaretin temel çizgisini yeniden belirlemek”

Rubio, ABD ve Kanada arasındaki gümrük vergisi tartışmalarıyla ilgili sorulara yanıt verirken de bu konuların G7 toplantısında tartışılmadığını öne sürdü.

ABD’nin gümrük vergilerini yükseltmek istemesinin hiçbir ülkeye karşı “düşmanca” bir tutum olmadığını savunan Rubio, şöyle devam etti:

“Başkanın çok açık bir şekilde belirttiği hedef, uluslararası ticaretin temel çizgisini yeniden belirlemek istemesidir. Bu benim de katıldığım üzere ABD’ye karşı adil değildir. Bu, Japonya’ya, Almanya’ya veya başka bir ülkeye karşı düşmanca bir hareket olarak düşünülmemiştir.”

Rubio, Trump’ın, gümrük vergileri konusunda temel çizgiyi sıfırladıktan sonra ilgili ülkelerle adil bir şekilde ikili ticaret için müzakerelere yeniden girmek istediğini söyledi.

Trump’ın, Kanada’nın ülkesinin 51. eyaleti olması teklifinin toplantılarda gerginlik oluşturup oluşturmadığı yönündeki soruya da Rubio, bunu Trump’ın ilk kez eski başbakan Justin Trudeau ile konuşması sırasında söylediğini belirtti.

Rubio, “Trudeau, ABD’nin gümrük vergisi uygulaması halinde Kanada’nın ülke olarak varlığını sürdüremeyeceğini söyledi. Başkan Trump da o zaman Kanada’nın ABD’nin eyaleti olmasını teklif etti. Bunun ekonomik açıdan Kanada için daha iyi olacağını düşünüyor. Başkan Kanada’yı çok seviyor.” dedi.

“İlerleyen günlerde daha fazla vize iptali bekleyebilirsiniz”

Rubio, Columbia Üniversitesinde yüksek lisans öğrencisi olan Filistinli aktivist Mahmud Halil’in sınır dışı edilmek için tutuklanmasıyla ilgili soruyu yanıtlarken, Hamas’a destek verdiği iddia edilen yabancı öğrencilere en başta vize verilmemesi gerektiğini söyledi ve “İlerleyen günlerde daha fazla vize iptali bekleyebilirsiniz. Bu öğrencileri ülkeye hiç almamalıydık.” diye konuştu.

Columbia Üniversitesi protestolarına öncülük eden Filistinli aktivist Halil, 3 Mart’ta eşiyle evine giderken gözaltına alınmıştı.

Avukatı Amy Greer, Halil’in, “yeşil kartlı daimi ikametgah sahibi” olarak ABD’de bulunmasına ve eşinin Amerikalı olmasına rağmen ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi yetkilileri tarafından tutuklandığını ve yeşil kartının iptal edildiğini belirtmişti.

ABD’de bir yargıç, Mahmud Halil’in sınır dışı edilmesine ilişkin geçici engel kararı almıştı.