Hamas ile İsrail arasındaki altıncı tur esir takasında 369 Filistinli esir de serbest kaldı. Filistinli esirler, Batı Şeria’daki Ofer Askeri Cezaevi’nden ve İsrail’in güneyindeki Ketziot Hapishanesi’nden serbest bırakıldı. Serbest bırakılan Filistinliler tekbirlerle karşılanırken, durumu ağır olanlar acilen hastanelere kaldırıldı. İsrail, serbest bırakmadan önce mahkumlara davut yıldızlı tişörtler giydirip fotoğraflarını çekti. Serbest bırakıldıktan sonra mahkumlar tişörtleri yakarak imha etti.
369 Filistinli esir serbest kaldı
Esir takasının altıncı turunda Hamas’ın Gazze’deki biri ABD-İsrail, biri Rusya-İsrail çifte vatandaşı olmak üzere 3 İsrailli erkek esiri serbest bırakması karşılığında İsrail de toplam 369 Filistinli esiri serbest bıraktı. Böylece Hamas ve İsrail arasındaki esir takaslarında 19 Ocak’tan bu yana serbest kalan Filistinli esir sayısı bin 135’e ulaştı. Söz konusu 369 Filistinli esirin 36’sının müebbet hapis cezasına çarptırılan, 333’ünün de 7 Ekim 2023’ten sonra Gazze Şeridi’nden alıkonulan kişilerden oluştuğu bildirildi.
Filistin resmi haber ajansı WAFA, müebbet hapis cezası bulunan 36 esirin 29’unun Batı Şeria, 7’sinin ise Kudüslü olduğunu; bunların 24’ünün ülke dışına gönderildiğini kaydetti.
Filistinliler tekbirlerle karşılandı
Siyonistlere ait Ofer Askeri Cezaevi’nden ayrılan Kızılhaç konvoyu, Beytunya beldesinden geçerek Batı Şeria’nın Ramallah kentine ulaştı. Serbest bırakılan esirler, dünyaca ünlü Filistinli şair Mahmud Derviş’in ismini taşıyan Ramallah’taki müzenin önünde büyük bir kalabalık tarafından karşılandı. Esirler araçlardan tekbirler eşliğinde indirilerek omuzlarda sağlık kontrolünden geçmek üzere Ramallah Belediyesi’ne ait merkeze girdi.
İsrail ordusu, esir takaslarının önceki turlarında olduğu gibi yine Batı Şeria’nın Beytunya beldesine Filistinlilerin kutlama yapmasını önlemek için baskın düzenledi. İsrail hapishanelerinden serbest bırakılan Filistinli esirlerden Gazze Şeridi’ne gönderilenler de Han Yunus kentine ulaştı.
Esirlerin sağlık kontrolünden geçirilmek üzere Han Yunus kentinde bulunan Avrupa Gazze Hastanesi’ne geldiği bildirildi. Filistinli esirlerin bazılarının sağlık durumlarının iyi olmadığı ve tedavi altına alındıkları aktarıldı. Söz konusu 369 Filistinli esirin 36’sı müebbet hapis cezasına çarptırılan, 333’ü de 7 Ekim 2023’ten sonra Gazze Şeridi’nden alıkonulan kişilerden oluşuyor.
Kassam Tugayları’ndan ABD Başkanına mesaj
Öte yandan esir takasının altıncı turunda, Hamas’ın silahlı kanadı İzzettin Kassam Tugayları, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’deki Filistinlileri zorla yerinden etme planına karşı mesaj verdi. Han Yunus kentinde kurulan platformdaki resimlerde “Filistin’i özgürleştirmek için direniş” vurgusu yapılırken bazı Arap devletlerinin bayraklarına yer verildi.
Kassam Tugayları direnişçileri, üç esirin serbest bırakılması için düzenlenen tören sırasında İsrailli bir esire, üzerinde İbranice, Arapça ve İngilizce olarak 3 dilde “Zaman tükeniyor” yazan bir kum saati maketi verdi. İsrailli esirlere ayrıca hediyeler verildiği görüldü. Esirlerden Sagui Dekel-Chen, serbest bırakılması sırasında çıktığı platformda yaptığı konuşmada, “İsrail hükümetinden ateşkes anlaşmasının devam etmesi için her şeyi yapmasını istiyorum.” ifadelerini kullandı.
İsrailli esir Yair Horn ise, “Vaktimiz daralıyor, ailelerin vakti daralıyor, esirlerin vakti daralıyor. Tüm esirlerin eve dönmesi gerekiyor, daha fazla vakitleri kalmadı.” diye konuştu.
Rusya-İsrail çifte vatandaşı olan Alexander Sasha Troufanov da konuşmasında, “Bugün 498 gün sonra esirlikten sonra serbest bırakıldık. Biz mutluyuz ancak geri kalan esirleri unutmamız gerekiyor.” dedi. Diğer yandan işgalci İsrail ordusundan yapılan yazılı açıklamada da, Kızılhaç ekiplerinin serbest bırakılan 3 İsrailli esiri, İsrail ordusu ve iç istihbarat servisi Şin-Bet yetkililerine teslim ettiği ve esirlerin İsrail’e geçtiği belirtildi.
Hamas’tan Trump’ın tehcir planına yanıt: Kudüs’ten başka yere göç yok
Hamas’ın sosyal paylaşım platformu Telegram hesabından yapılan yazılı açıklamada, altıncı grup İsrailli esirlerin serbest bırakılmasının, müzakerelere ve ateşkese bağlı olduğu ve bu koşullar dışında serbest kalmalarının mümkün olmadığı belirtildi. Kudüs’ün, Mescid-i Aksa’nın ve İsrail esirlerinin teslim edilme sürecindeki kalabalık görüntülerinin, işgal ve işgalcilerinin destekçilerine karşı bir kırmızı çizgi olduğu vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“(Esir takası sırasında) Halkımız, milletimiz ve dünyanın her yerindeki özgür halklar, direnişin halk ve direniş ile bütünleştiğini temsil eden onurlu takas anlaşmasını gerçekleştirmesinde güç, gurur ve gurur dolu sahneler izliyor.”
Açıklamada ayrıca esir takası sırasında kurulan platformda yer alan, “Bizler askeriz, ey Kudüs, o halde, antlaşmaya bağlı olduğumuza, savaş alanında kararlı olduğumuza, geri çekilmeden veya ihmal etmeden kurtuluş yolunda ilerlediğimize şahit ol.” ifadelere yer verildi. Son olarak da açıklamada şunlar kaydedildi:
“Tüm dünyaya söylüyoruz: Kudüs’ten başka yere göç yok. Bu, (ABD Başkanı Donald) Trump’ın ve onun yaklaşımını destekleyen sömürge ve işgal güçlerinin başlattığı tüm yerinden etme ve tasfiye çağrılarına cevabımızdır.”
Hamas: Esir takası, arabulucuların İsrail’in anlaşmaya bağlı kalacağı yönündeki garantileriyle gerçekleşti
Hamas Sözcüsü Abdullatif el-Kanu da yaptığı yazılı açıklamada, “Bugün esir değişim sürecinin yeniden başlaması, arabuluculara verdiğimiz taahhüt ve işgal devletinin anlaşmaya uymasını sağlayacak garantileri almamız doğrultusunda gerçekleşti.” ifadelerini kullandı. Kanu, arabulucuların verdiği söz ve bu konudaki garantiler temelinde İsrail’in insani protokolü (ateşkes anlaşması) uygulamaya başlamasını beklediklerini belirtti. Kanu, Hamas’ın tutumu ve arabulucuların çabalarının İsrail’i esir takasına bağlı kalmaya mecbur bıraktığını vurguladı.
Filistinlilerin bir kısmı hastaneye kaldırıldı
Esir takasının altıncı turunda İsrail, hapishanelerden serbest bırakılan Filistinli esirlere üzerinde Davut yıldızı olan tek tip kıyafet giydirdi. Kıyafetin üzerinde Arapça olarak “unutmayacağız, affetmeyeceğiz” yazması dikkati çekerken esirlerin Ofer Askeri Cezaevi’nden serbest bırakılmadan önce bu kıyafetlerle sıraya dizilerek çekilen fotoğrafları medyaya servis edildi.
Esir takası anlaşması kapsamında serbest bırakılan Filistinlilerden 4’ü hastaneye götürüldü. Filistin Kızılayı’ndan yapılan yazılı açıklamada, ekiplerinin, sağlık durumlarının kötü olması nedeniyle serbest bırakılan 4 mahkumu Ramallah’taki kabul alanından hastaneye naklettiği belirtildi.
İsrail Başbakanlığı, esirlerin salınması için ABD ile tam koordinasyon içinde çalıştıklarını bildirdi
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamada, Hamas’ın anlaşmayı ihlal etmeye ve bir kriz oluşturmaya çalıştığı iddia edildi. Altıncı esir takası turu öncesinde ortaya çıkan krizin ABD Başkanı Donald Trump’ın açıklamaları ve İsrail hükümetinin adımlarıyla çözüldüğü savunuldu. Açıklamada, “ölü ya da diri” Gazze Şeridi’ndeki İsrailli esirlerin mümkün olan en kısa sürede serbest bırakılması için ABD ile İsrail’in tam koordinasyon içinde çalıştığı öne sürüldü.
Filistinli esirlerin ailelerine “kutlama yapmayın” uyarısı!
Filistin haber ajansı WAFA’ya göre, İsrail askerleri, Batı Şeria’nın güneyindeki Beytüllahim kentinde, İsrail ile Hamas arasındaki esir takasının altıncı turu kapsamında bugün serbest bırakılmaları beklenen Filistinli esirlerden Abdurrahman Mikdad ile Musa Nevavire’nin evlerine baskın düzenledi. İsrail askerleri, aileleri, tahliyeler dolayısıyla herhangi bir kutlama yapmamaları için uyardı.
İşgal askeri, Cenin ve Tulkerim’de 5 Filistinliyi gözaltına aldı
Öte yandan İsrail askerleri işgal altındaki Batı Şeria’nın kuzeyinde yer alan Cenin ve Tulkerim’e düzenlediği baskınlarda 5 Filistinliyi gözaltına aldı. Cenin’deki baskında Mahmud Faruk el-Heyca, Rasim Ebu Hasen, Ahmed Havşiyye ve İbrahim Havşiyye, Tulkerim’deki baskında da Muhammed Amarine isimli Filistinliler İsrail güçlerince gözaltına alındı.
İsraillilerden sevinç gösterisi
Sabah saatlerinde Tel Aviv’de “Rehineler Meydanı” olarak isimlendirdikleri alanda toplanan yüzlerce İsrailli, Gazze Şeridi’nin Han Yunus kentinde gerçekleşecek esir takasını bekledi. Hamas’ın askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugaylarının İsrailli esirleri Uluslararası Kızılhaç ekiplerine teslim etmesini meydanda kurulan dev ekranlardan takip eden kalabalık, sevinç gösterilerinde bulundu.
Öte yandan İsrailli esirlerin yakınları, esirlerin Gazze’ye götürülmesinin 500. gününde Tel Aviv’de toplanacaklarını duyurdu. İsrailli esirlerin aileleri, yaptıkları açıklamada, 17 Şubat günü sembolik bir adım atarak esirlerin acılarına ortak olmak için 11.40 ile 20.00 saatleri arasında 500 dakika hiçbir şey yemeyeceklerini belirtti. Anlaşmanın devam etmesi için derhal harekete geçmeleri gerektiğini söyleyen aileler, 17 Şubat’ta Tel Aviv’de toplanma kararı aldıklarını aktardı. Aileler, hala Gazze Şeridi’nde bulunan 73 esirin bir an önce evlerine dönmesi gerektiğini ifade etti.
İsrailli esirler formalite olarak hastaneye götürüldü
Bu arada, Gazze Şeridi’nden serbest bırakılan esirler İsrail’e ulaştı. İsrail ordusundan yapılan açıklamada, esirlerin fiziksel durumlarının iyi olduğu kaydedildi. İsrailli esirler, yakınlarıyla buluştuktan sonra detaylı sağlık kontrollerinin yapılması için ülkenin merkezindeki hastanelere götürüldü.
Hamas: İsrail’in, esirlerimizin sırtına ırkçı sloganlar yazmasını kınıyoruz
Hamas, İsrail’in esir takası anlaşmasının altıncı turunda serbest bıraktığı Filistinlilere üzerinde Davut yıldızı olan kıyafetler giydirmesini kınadı. Hamas’tan yapılan yazılı açıklamada, Filistin direnişinin 3 İsrailli esiri serbest bırakmasının, İsrail’i, ateşkes ve esir takası anlaşmasına uymaya, insani protokolü uygulamaya ve anlaşmanın ikinci aşamasına geçilmesi için müzakerelere erteleme olmaksızın başlama sorumluluğuyla karşı karşıya bıraktığı ifade edildi. Açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verildi:
“İşgalcilerin, kahraman esirlerimizin sırtına ırkçı sloganlar yazmalarını, onlara uyguladığı zulüm ve şiddeti, insancıl hukuku ve uluslararası normları açıkça ihlal etmelerini kınıyoruz. Buna karşın direniş, düşman tutsaklarına yönelik muamelesinde ahlaki değerlere kararlı bir şekilde bağlıdır.”
Filistin halkının birlik ve beraberliğinin, daha önceki işgal projelerini boşa çıkardığı gibi tüm yerinden etme planlarını da boşa çıkarmaya yeteceği vurgulandı. Filistinli esirlerin esaretten kurtularak özgürlüğe kavuşmasının, Kudüs’e doğru uzun yolculuğun yeni bir adımı olduğu belirtildi. Açıklamada ayrıca, Esirlerin kurtarılması meselesinin Filistin halkının ve direnişin en önemli öncelikleri arasında yer almaya devam edeceği yinelendi.
Esir takasının altıncı turunda İsrail, hapishanelerden serbest bırakılan Filistinli esirlere üzerinde Davut yıldızı olan tek tip kıyafetler giydirmişti. Kıyafetin üzerinde Arapça olarak “unutmayacağız, affetmeyeceğiz” yazması dikkati çekerken esirlerin Ofer Askeri Cezaevi’nden serbest bırakılmadan önce bu kıyafetlerle sıraya dizilerek çekilen fotoğrafları medyaya servis edilmişti.
Davut yıldızlı kıyafetler imha edildi
İsrail’in, esir takasının altıncı turunda üzerinde Davut yıldızı olan tek tip kıyafetler giydirerek serbest bıraktığı Filistinli esirler, Gazze’ye ulaştıklarında zorla giydirilen bu kıyafetleri ateşe verdi. Serbest bırakılmalarının ardından Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus kentine ulaşan Filistinli esirler, Avrupa Hastanesi avlusunda bu kıyafetleri çıkarıp yaktı.
İsrail Cezaevleri İdaresi (ŞABAS), hapishanelerden serbest bırakılan Filistinli esirlere üzerinde Davut yıldızı olan tek tip kıyafetler giydirmişti. Kıyafetin üzerinde Arapça olarak “unutmayacağız, affetmeyeceğiz” yazması dikkati çekerken esirlerin Ofer Askeri Cezaevi’nden serbest bırakılmadan önce bu kıyafetlerle sıraya dizilerek çekilen fotoğrafları medyaya servis edilmişti.
Filistin Esirler Cemiyeti: İsrail esirleri “organize terör” tehdidi taşıyan kıyafetler giymeye zorladı
Esirler Cemiyeti konuyla ilgili yayımladığı yazılı açıklamada, Filistinli esirlere, üzerinde Davut yıldızı olan tek tip kıyafet giydirilmesinin, İsrail’in Filistinli esirlere ve ailelerine yönelik “organize terör” tehdidi kapsamına girdiği belirtildi. İsrail güçlerinin, sadece Filistinli esirlere yönelik suç işlemekle kalmadığı, ailelerine yönelik de tehdit, tutuklama ve öldürme gibi ağır suçlar işlediği kaydedilen açıklamada, esir yakınlarının evlerine baskınlar düzenlenerek sabotaj eylemleri gerçekleştirdiği ifade edildi.
Açıklamada, esirlerin sağlık durumuna ilişkin “Esirlerin çoğu, sağlık sorunlarından muzdarip. Karşılaştıkları ağır ihlaller nedeniyle birçoğu hastanelere naklediliyor. Filistinliler işkencenin yanı sıra açlık ve tıbbi ihmalle karşı karşıya. Sistematik bir şekilde aşağılanıyorlar. Ölmeleri veya yaralanmaları hedeflenerek ağır darbediliyorlar.” ifadelerine yer verildi.
KAN: Filistinli esirlere uygulanan işlemlerde bir tırmanış var
Siyonit devlet televizyonu KAN’da yer alan haberde, Filistinli esirlerin bileklerine takmaya zorlandıkları yazılı bilekliklerden sonra üzerinde Davut yıldızı olan tek tip kıyafet giydirilmesiyle esirlere uygulanan işlemlerde bir tırmanış olduğu ifade edildi. Haberde medyaya servis edilen görüntülerin “istisnai görüntüler” olduğu iddia edilirken, “İsrail’in serbest bırakılan tutuklular aracılığıyla ilettiği mesajlarda her seferinde bir tırmanış gözlemlendiği” ifadelerine yer verildi. Esirlere karşı bu “tedbirlerin” alınması emrini veren kişinin Cezaevi Hizmetleri Komiseri Kobi Yakubi olduğu aktarıldı. KAN’da Filistin İşleri Editörü olan Elior Levy ise Filistinli esirlere yönelik psikolojik tacizi eleştirerek, “Biz neden devlet olarak onlar gibi olalım ki? Biz Hamas değiliz.” dedi.
Yediot Ahronot’a göre, serbest bırakılan Filistinli esirlerin psikolojik şiddete maruz kalması ilk kez olmuyor. Daha önce de İsrail hapishanelerinden serbest bırakılan esirlere, “İsrail Cezaevi Hizmeti” ibaresi yazılı bileklikler takıldığı ve kendilerine Gazze Şeridi’nde İsrail ordusunun yol açtığı yıkımı anlatan bir film izletildiği aktarıldı. Son iki hafta içinde serbest bırakılan Filistinli esirler de İsrail bayrağı ve “Ebedi halk unutmaz, ben düşmanlarımı kovalarım ve yakalarım” yazılı bileklikler takmaya zorlandıklarını anlattı.
Serbest kalan arasında Ahmed Bergusi de var
Yeşil gözleri ve beyaz teni nedeniyle “Fransız” lakabıyla anılan Ahmed Bergusi, 1976 yılında işgal altındaki Batı Şeria’nın Ramallah kentinin kuzeybatısındaki Deyr Gassana köyünde doğdu. 2002 yılında Ramallah’ta düzenlenen bir baskında gözaltına alınan Bergusi, İsrail mahkemesi tarafından 13 kez müebbet hapse mahkum edildi. Bergusi, 2000 yılında İkinci İntifada’nın patlak vermesiyle Fetih Hareketinin saflarında aktif olarak yer aldı.
Bu sırada İsrail ordusuna ve Filistin topraklarını gasbeden İsraillilere karşı askeri operasyonlara katılan Bergusi, “Fetih Hareketine bağlı silahlı gruplar tarafından İsraillilerin öldürülmesine ve yaralanmasına yol açan operasyonlardan” sorumlu tutuldu. Ahmed Bergusi, Nisan 2002’den beri İsrail’in kuzeyindeki Hadarim Hapishanesinde tutulan ve 5 kez müebbet 40 yıl da hapis cezasına çarptırılan Fetih Merkez Komitesi Üyesi Mervan Bergusi’nin (63) amcasının oğlu ve “sağ kolu” olarak biliniyor.
Ahmed Bergusi, tutukluluğu süresince sert sorgulamalara, hücre hapsine, dayak ve kötü muameleye maruz kaldı. Bu durum 2022’nin sonlarında iktidara gelen mevcut İsrail hükümeti döneminde daha da kötüleşti ve Bergusi bir dizi İsrail hapishanesi arasında mekik dokuyarak tutuklularla birlikte birçok greve katıldı. İsrail istihbaratı, Bergusi’nin “Ramallah bölgesinde 12 İsraillinin ölümü ve onlarcasının yaralanmasıyla sonuçlanan düzinelerce silahlı operasyonun planlanması ve gerçekleştirilmesinden sorumlu olduğunu” iddia etti.
Ramallah’ın batısındaki “Ofer” kampında bulunan İsrail askeri mahkemesi, Bergusi’ye, Fetih Hareketine bağlı “askeri hücreler kurmak” suçlamasıyla 13 kez müebbet hapis cezası verdi. Bergusi’nin iddianamesinde ayrıca; Batı Şeria’nın kuzeyindeki Nablus’ta Fetih’in askeri kanadı El-Aksa Şehitleri Tugayları’nın lideri Nasır Uveys, Beytüllahim Tugayları lideri Cihad Cabara, Cenin Tugayları’nın lideri Abdülkerim Uveys ve Ramallah Tugaylar’ın lideri Nasır Ebu Hamid gibi diğer tutuklularla olan bağlantıları da yer aldı.
Bergusi, duruşma sırasında, İsrail mahkemelerinin kendisini yargılaması için meşruiyetini tanımadığını ve mahkemenin Mescid-i Aksa’ya saldırarak İkinci İntifada’yı başlatan İsrail Başbakanı Ariel Şaron’u yargılaması gerektiğini söyledi. Şaron, Eylül 2000’de Mescid-i Aksa’ya düzenlediği baskınla 5 yıl süren İkinci İntifada’yı başlatmıştı.
Esir takasında serbest kalan Filistinli: Sağlıklı bacağımı kestiler
Aylar sonra topraklarına geri dönen 22 yaşındaki Adil Sabih, saldırıların derin yaralarını ve izlerini taşımasına rağmen halen hayat dolu olan memleketinde sevinç gözyaşlarıyla karşılandı. Oldukça bitkin olduğu görülen Sabih, AA muhabirine, İsrail cezaevlerinde insanlık dışı muamele gördüklerini söyledi. Sabih, İsrail güçlerinin Mart 2024’te Gazze kentinde binlerce hasta ve yaralanın olduğu Şifa Hastanesine düzenlediği baskında yaralı halde alıkonulduğunu anımsattı.
İsrail cezaevlerinde her gün işkence gördüklerini, genç yaşlı herkesin dövüldüğünü, aşağılandıklarını ve polis köpeklerinin saldırısına uğradıklarını aktaran Sabih, “Elektrik şoku verdiler, vücudumda sigara söndürdüler. Üzerimize biber gazı ve ses bombası attılar. Yaralı halde yerlerde süründüm. Bir cezaevinden diğerine nakledildim.” diye konuştu.
Sabih, İsrail cezaevlerinde çok ağır bedensel ve psikolojik şiddet gördüğünü, esirlerin kasıtlı olarak ölüme terk edildiğini, ölmek üzere olduklarında tedavi edildiklerini hatta tıbbi ihmal nedeniyle bir bacağını kaybettiğini anlattı. “Gazze’deki raporlara göre sağlıklı olan bacağımı kestiler.” diyen Sabih, şöyle konuştu:
“İsrail güçleri bana ‘senin hayatın umurumuzda değil’ dedi. Bacağımı kesme kararını imzalamak ve ölmek arasında bir tercih hakkı verdiler. Gördüğüm işkence nedeniyle neredeyse üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen yaralarım iyileşmedi.”
İsrail hastanelerinde çakmakla yakılarak kendisine işkenceler yapıldığını dile getiren Sabih, 50 gün boyunca ağır gözetim altında hastane yatağına kelepçeli şekilde tutulduğunu söyledi. Sabih, “Şu an Gazze’de olduğuma ve orada insanların olduğuna inanamıyorum. İsrail ordusu bize Gazze’nin bittiğini söylemişti. Yaşasın Filistin. İsrail’in belini kırdık.” ifadesini kullandı.
Serbest kalan Filistinli, açlık, dondurucu soğuk ve darp gibi ihlallere uğradığını söyledi
Aylar sonra topraklarına dönen 66 yaşındaki Filistinli Hamad eş-Şerif, AA muhabirine, cezaevinde işkenceyle dolu günler geçirdiklerini belirterek, hapishanedeki kötü koşulları ve serbest bırakılmadan önce yaşadığı insan hakları ihlallerini anlattı. Şerif, Kasım 2024’te Gazze Şeridi’ndeki Salahaddin Caddesi’nden geçtiği sırada alıkonulduğunu dile getirerek, “O tarihten bu yana şiddetli açlık, susuzluk, uykusuzluk ve dondurucu soğuk çilesi çektim. Geceleri çok daha zordu. Dondurucu soğuk bedenimizi delip geçti.” dedi.
Salıverildikten sonra ayakta dahi durmakta zorlandığı görülen Şerif, demir parmaklıklar arkasında yaşadığı acı dolu hatıralarla ve omzunda ağır yüklerle Gazze’ye döndüğünü ifade etti. Şerif, işkenceyle dolu günler geçirdiklerini, her gün gardiyanlar tarafından darbedildiklerini, aşağılandıklarını ve küçük düşürüldüklerini dile getirdi.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *