Amerika Birleşik Devletleri’nde, New Orleans’taki Fransız mahallesinde Bourbon caddesinde bir araç, kalabalığın arasına daldı. Yılbaşı eğlencesine düzenlenen saldırı sonucu en az 15 kişi öldü, 35 kişi yaralandı. Las Vegas’ta Donald Trump’ın sahibi olduğu Trump International Hotel önünde havai fişek ve kamp yakıtı bidonu yüklü bir araç patladı. Saldırıda kullanılan aracın Trump’un en büyük destekçilerinden olan iş insanı Elon Musk’un şirketi tarafından üretilen bir araç ile gerçekleşmesi dikkat çekti. Üçüncü saldırı ise, New York’un Queens bölgesinde Amazura gece kulübünde gerçekleşti, açılan ateş sonucu en az 11 kişi vurulduğu açıklandı.

‘Saldırının mesajı sadece Trump ve Musk’a değil’

ABD’de yeni yılın ilk günlerinde peşi sıra gerçekleşen bu saldırıları Sputnik’e değerlendiren Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Bilal Sambur şunları söyledi:

“Dünya eski yılı büyük bir şok eden bir olayla kapattı. Cihadist, gruplar Suriye’de iktidara geldiler ve yönetimi ele geçirdiler. Arkasından Almanya’da ve Amerika’da şok eden saldırılar gerçekleşti. Büyük resme baktığımız zaman karşımıza şu çıkıyor: Cihadist gruplar Suriye ile yetinmeyeceklerdir. Bunlar batıda, Amerika’nın bizzat merkezinde, başkana ait iş yerinin önünde eylem yaparak kendilerinin dediklerini şimdiden dayatacak güce sahip oldukları mesajını vermeye çalışıyorlar. Burada şu çok önemli, mesele Trump’ın ya da Elon Musk’ın şahsı değil, burada bir bütün olarak artık cihadist gruplar, cihadist ideoloji, Afganistan ve Suriye gibi iki ülkede iktidar olduğunu, batı ülkelerinde sanıldığı gibi çaresiz olmadığını ve istediği zaman, istediği yerde eylem yapacak gücü olduğunu göstermek istiyor. Batıya karşı mücadele edecek gücü olduğu mesajını vermeye çalışıyor.”

‘Esad’ın devrilmiş olması ABD ve Batı’ya huzur vermeyecek’

ABD, İsrail ve batılı ülkelerin bölgedeki değişiklerden sonra huzur bulamayacaklarını altını çizen Sambur sözlerine şöyle devam etti:

“Aslında Amerikan, İsrail, İngiltere üçlüsüne, Suriye üzerindeki cihadist gruplar üzerinde, yani Şam’da defacto olarak yönetime gelen cihadist gruplar üzerindeki baskının azaltılması mesajını vermeye yönelik güçlü eylemler olarak okumak mümkün. Cihadistlerin bayrağı artık Şam’da değil. Bütün Amerika’nın, Batı’nın, Avrupa’nın her yerinde dalgalanmaya hazır mesajının sembolik olarak verildiğini söylemek mümkün. Zaten Amerika’daki eylemcinin arabasında IŞİD bayrağının çıkması bu mesajı vermeye yönelik güçlü bir adım olarak değerlendirmek lazım. Esad’ın devrilmiş olması, cihadist grupların yönetime gelmiş olması Amerika’ya, Avrupa’ya ve İsrail’e huzur vermeyecektir.”

‘Trump yönetimi Ortadoğu’dan çekilmeyecek’

Yeni ABD yönetimin Ortadoğu’dan çekilmeyeceğini belirten Prof. Dr. Sambur yaptığı değerlendirmeyi şu şekilde sürdürdü:

“Trump Orta Doğu’dan çekileceğini söylemedi. İlk birinci başkanlık döneminde bazı o çekilmenin bazı sinyallerini verdi. Amerika hiçbir zaman Ortadoğu’dan çekileceğini söylemedi. Böyle bir politikası da olmadı. Hatta Amerika’nın Ortadoğu’daki askeri gücü olduğu gibi duruyor sahada. Amerika’nın Ortadoğu’dan çekildiği şeklinde bir algı oluşturuldu ve genelde bu algı da Trump üzerinden oluşturuldu. Ancak Trump özellikle bu yeni döneme başlarken şimdiye kadar çekilme yönünde bir politikayı ifade etmedi. Atadığı güvenlik bürokrasisi çekilme yanlısı kişiler değil. Trump zaten ABD başkanı. Şimdi sembolik olarak, törensel olarak devralacak. Bilakis Amerika’nın şu anda izlediği politikalar ve cumhuriyetçilerden gelen ifadeler Amerika’nın çekilmeyeceği yönünde. Yeni Amerikan yönetimi ile Ortadoğu’da ortaya çıkan cihadist güçler arasında çok sıcak çatışmaların ileriden meydana gelebileceğini mesajını okumak lazım. Yani şu anda bu gerçekleşen saldırılar cihadist grupları sadece Suriye’de değil Amerika’da bizzat içinde eylem yapacak güçte oldukları mesajını veriyorlar. Yani bizi uluslararası düzeyde bir güç faktörü olarak dikkate alın mesajını Trump yönetimine veriyorlar.”

‘Bu gruplar kontrol edilebilir değil’

Cihadist grupların ABD ve Batı kontrolünden çıkmasının olasılık dahili içinde olduğunu vurgulayan Sambur sözlere şöyle son verdi:

“Amerika, İsrail ve İngiltere, HTS gibi cihadis grupların kontrol edilebilir olduğu şeklinde bir yanılsama içerisindeler. Ancak bu eylem cihadis grupların kontrol edilemez yapılar olduğu gerçeğini karşımıza çıkıyor. Gelecekte Amerika, İsrail ve İngiltere, cihadist grupların sandıkları kadar kontrol edilebilir, sınırlanabilir, yapılar olmadığını çok yıkıcı eylemlerle öğrenebilir.”