Amerikan MSNBC kanalında canlı yayına katılan Amerikan Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Gazze gündemine ilişkin son durumu değerlendirdi.

Gazze’de bir ateşkese varılabilmesi için Türkiye dahil bölgedeki tüm aktörlerle görüştüklerini ve artık topun Hamas’ın sahasında olduğunu söyleyen Blinken, Hamas’ın karar vermesini beklediklerini savundu.

İran’ın ve Hizbullah’ın büyük ölçüde devreden çıkmasıyla tüm gözlerin Hamas’a çevrildiğini ifade eden Blinken, “Hamas’ın üzerinde nihayet evet demesi yönünde bir baskı olduğunu düşünüyorum. Hamas bir karar alıp evet cevabını verebilecek mi? Hamas’a evet demesi için gerekli baskıyı sağlamak amacıyla tüm ortaklarımızla bu konuyu görüşüyoruz.” değerlendirmesini yaptı.

Türkiye’de bu konuda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile de görüştüğünü hatırlatan Blinken, “Esirleri evlerine geri götürmek istiyoruz. Gazze’de insanların nihayet rahata kavuşabilmesi için ateşkesin sağlanmasını istiyoruz.” dedi.

Blinken, Hamas’a önerdikleri ateşkes teklifinin ayrıntılara ise değinmedi.

İsrail’in Gazze’de kalıcı işgaline karşıyız

Öte yandan Blinken, her tür askeri ve siyasi desteği sağladıkları İsrail’in Gazze’de herhangi bir şekilde kalıcı işgaline karşı olduklarını öne sürdü. Bunun İsrail’in çıkarına olmadığını vurgulayan Blinken, “(İsrail için) Bir diğer alternatif de İsrail’in Gazze’de kalıcı işgalidir ve biz bunu reddediyoruz çünkü bu, temelden İsrail’in çıkarlarına değildir.” yorumunu yaptı.

Amerikalı bakan, Gazze’de ateşkesin sağlanmasının ardından orada nasıl bir sürecin devreye girebileceğini taraflarla daha rahat bir ortamda konuşma ve adım atma imkanına kavuşacaklarını ve bunun hem İsrail hem de Filistin tarafı için daha sağlıklı olduğunu belirtti.

İsrail-Suudi Arabistan normalleşmesi

Diğer yandan Bloomberg’e bir röportaj veren Bakan Blinken, 7 Ekim’deki Hamas saldırılarının ardından yarım kalan İsrail-Suudi Arabistan normalleşme sürecinin Gazze’deki ateşkesle birlikte yeniden hız kazanacağını söyledi.

Blinken, “Geriye dönüp baktığımda, bir yıl önce 10 Ekim’de (2023), bu normalleşme anlaşmasının Filistin ayağı üzerinde çalışmak üzere Suudi Arabistan ve İsrail’e gitmem gerekiyordu. Tabii ki 7 Ekim’den dolayı bu gerçekleşmedi. İsrail ile Suudi Arabistan arasındaki normalleşmeyi gerçekleştirmek için iki şeye ihtiyaç var: Birincisi Gazze’deki çatışmanın sona ermesi, ikincisi ise Filistin Devleti’ne doğru güvenilir bir yolun açılması.” değerlendirmesini yaptı.

Patel: Soykırım yok

Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel, günlük basın toplantısına gazetecilerin Orta Doğu’daki gelişmelerle ilgili sorularını cevapladı.

Patel, Uluslararası Af Örgütünün İsrail’i soykırımcı olarak nitelediği raporuna ilişkin, “Böyle bir raporun sonuçlarına katılmıyoruz. Geçmişte olduğu gibi şimdi de soykırım iddialarını asılsız bulmaya devam ediyoruz.” dedi.

Uluslararası Af Örgütü gibi sivil toplum örgütlerinin “hayati rolünü” kabul ettiklerini belirten Patel, “Bu terimin (soykırım) burada geçerli olduğuna inanmıyoruz.” diye konuştu.

Londra merkezli Uluslararası Af Örgütü, “İsrail’in Gazze’de Filistinlilere karşı soykırım suçu işlediği”ni belirttiği raporunu 5 Aralık’ta yayımlamıştı.

Rejimin düşmesini “temel bir adalet eylemi”

Patel, Esed rejiminin suçlarının soruşturulması konusunda ABD’nin tutumunun sorulması üzerine, “Esed rejimi, Suriye’de uzun zaman insanları gözaltına aldı, yok etti, işkence edip öldürdü.” ifadesini kullandı.

Rejimin düşmesini “temel bir adalet eylemi” olarak değerlendiren Patel, “Bu, uzun süredir acı çeken Suriye halkının ülkeleri için daha iyi bir gelecek inşa etmesi için tarihi bir fırsat anıdır.” değerlendirmesinde bulundu.

Patel, Suriye’den kaçtığı için Esed’in işlediği suçlara ilişkin pratik olarak bir soruşturmanın “nasıl yürütüleceği” konusundaki zorluğa dikkati çekti.

Suriye’nin geleceğine odaklandıklarını söyleyen Patel, Ürdün, Lübnan, Irak, Türkiye ve İsrail dahil “Suriye’nin komşularını desteklemek için bir altyapı kurmak istediklerini” kaydetti.