Başbakan Binyamin Netanyahu, 2025 yılının bu Talmudik iddiaların ve görüşlerin uygulanacağı yıl olacağını düşünerek, Trump’ın Beyaz Saray’daki görevine resmen başlamasının böyle bir hayalin hayata geçirilmesi açısından “altın bir fırsat” olacağına inanıyor.

Bu bağlamda, yazar ve siyasi analist Ferac Şelhub, Netanyahu liderliğindeki aşırı sağcı Siyonist hükümetin gündeme getirdiği Batı Şeria’ya “egemenlik dayatılması” meselesinin, her zamankinden daha ciddi bir hale geldiğini belirtti. Şelhub, Trump liderliğindeki sağcı Amerikan yönetiminin varlığı ve bölgenin içinde bulunduğu belirsizlik ortamı nedeniyle, bu konudaki somut adımların önümüzdeki günlerde atılacağını vurguladı.

Şelhub, Filistin Enformasyon Merkezi’ne yaptığı açıklamada, “Netanyahu’nun şu anda üzerinde çalıştığı en önemli dosyalardan birinin, özellikle Donald Trump’ın Amerikan seçimlerini kazanmasının ardından, Batı Şeria’da İsrail varlığını güçlendirerek tam egemenlik dayatılması olduğu açıkça görülüyor” dedi.

Netanyahu, Trump yönetiminin ilk döneminde Golan Tepeleri’ni ilhak etmesine ve Amerikan büyükelçiliğini Kudüs’e taşımasına benzer adımlar atmayı umuyor ve bu konunun da 2025’te hayata geçirilmesini istiyor.

Böyle bir adımın yansımaları neler olabilir?

Şelhub, Batı Şeria’nın İsrail’e ilhakının yasal olarak ilan edilmesi ve bu toprakların İsrail Devleti’nin bir parçası olarak kabul edilmesinin, siyasi çözüm umutlarını ortadan kaldıracağını belirtti. Ayrıca, Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin tereddütsüz bir şekilde güçlendirilmesi ve yumuşak ya da gerektiğinde sert yöntemlerle nüfusun büyük bir kısmının Ürdün’e göç etmeye zorlanması gibi olası sonuçlardan da bahsetti.

Ürdün hükümeti, Trump yönetimi ve İsrail sağının birleşik eylemleri sonucu Batı Şeria’daki durumun değişmesinden endişe ediyor. Netanyahu hükümeti, Batı Şeria’ya yönelik bu egemenlik dayatmasını ve yerleşimci politikalarını hızlandırmayı planlıyor.

Uluslararası hukuk açısından ihlaller

AB’nin dış politika ve güvenlik sorumlusu Josep Borrell, İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in 2025’te Batı Şeria’nın ilhak edilmesi gerektiği yönündeki açıklamalarını şiddetle kınadı. Borrell, bu tür açıklamaların uluslararası hukuku baltaladığını ve Filistinlilerin haklarını ihlal ettiğini belirtti.

Körfez İşbirliği Konseyi Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi, Smotrich’in açıklamalarının uluslararası hukuk ve BM kararlarının açık ihlali olduğunu ifade etti. İslam İşbirliği Teşkilatı da İsrail’in bu planlarını gayrimeşru olarak nitelendirerek kınadı. Ürdün Dışişleri Bakanlığı da bu açıklamaları kınayarak İsrail’in Filistin topraklarındaki egemenlik iddiasını kesin bir dille reddetti.

(Filistin Enformasyon Merkezi)