MHP lideri Bahçeli’nin, terör örgütü lideri Öcalan’la ilgili “umut hakkı”nı gündeme getirmesi, siyaset kulislerine bomba gibi düştü. Yapılan hamlenin hem Türkiye içinde, hem de bölgede hedefleri olduğu konuşuluyor.
15 Şubat 1999’da Türkiye’ye teslim edelin Öcalan, “devlete karşı işlenen suçlar”ı düzenleyen eski Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesini ihlâl ettiği gerekçesiyle ölüm cezasına mahkum edildi. Ancak idam cezası, 2001’de yapılan anayasa değişikliği ve ardından hazırlanan yeni Türk Ceza Kanunu ile kaldırılınca Öcalan’ın cezası da ağırlaştırılmış müebbet hapse (36 yıl) çevrildi.
2004’de Terörle Mücadele Kanunu’nda yapılan değişiklikle de bu suçtan ağırlaştırılmış müebbete çarptırılanların infazının ölünceye kadar devam edeceği hüküm altına alındı. Böylece Öcalan’ın “koşullu salıverilme” imkânından yararlanamaması sağlandı.
Bahçeli’nin Öcalan için işaret ettiği “umut hakkı” düzenlemesi, hapis cezasına mahkum edilenlerin kanunla belirlenen sürelerde iyi halinden dolayı koşullu salıverilmesinin mümkün olup olmadığının değerlendirilmesi anlamına geliyor.
2014’te “umut hakkı” konusunu değerlendiren AİHM, Öcalan’ın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının koşullu salıverilme hakkı olmaksızın infaz edilmesi ile tecrit uygulamasının AİHS’ni ihlâl ettiğine karar vermişti.
DÜZENLEME GEREKİYOR
Milliyet gazetesinin haberine göre, “Umut hakkı” ile ilgili verilen ihlâl kararının Türkiye tarafından kabul edilmesi halinde, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’daki “Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar”, “Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar”, “Milli Savunmaya Karşı Suçlar”dan birinin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi dolayısıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde, koşullu salıverilme hükümleri uygulanmaz” hükmünün yürürlükten kaldırılması gerekiyor.
Ayrıca bu yönde bir düzenleme yapılsa bile Öcalan’ın “koşullu salıverilme” hakkından faydalanabilmesi için cezaevinde geçirmesi gereken süre konusunda iki farklı görüş bulunuyor. Kimi hukukçular, Öcalan davasında “koşullu salıverilme” süresinin 15 Şubat 2024’te dolduğunu savunurken, kimi hukukçular da bu sürenin 2035’te dolacağını ileri sürüyor.
‘UMUT HAKKI MODERN CEZA HUKUKU KAVRAMI’
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız: “Modern Ceza Hukukuna yeni kavramlar girmiştir. Biri de ‘umut hakkı’ ya da hükümlünün salıverilmeyi umut etme hakkıdır. Bu kavram müebbet ağır hapis cezasına mahkum edilmiş hükümlünün bir gün salıverilmeyi beklemek hakkını ifade etmek için kullanılmaktadır. Türk siyasetinde 22 Ekim bir milattır.”
HUKUKÇULAR NE DEDİ?
AYDIN HASAN Ankara – AİHM eski yargıcı Rıza Türmen: AİHM kararı gündeme gelmiş oldu. TCK’da değişiklik yapılarak umut hakkı yönünde adım atılabilir. AİHM, yaşam boyu hapis cezasını 3. madde ihlali sayıyor. AİHM’in üzerinde durduğu mesele gözden geçirilme mekanizmasının getirilmesi, kanunda bu yönde düzenleme yapılması. Ceza kanununa 25, 30 yıl gibi belirli bir süre konarak bu süre sonrası gözden geçirme hakkı getirilebilir, iyi hali varsa şartlı tahliyeye gidilebilir.
Yeni TCK’nın mimarlarından Prof. Dr. İzzet Özgenç de 9 Şubat’ta sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, AİHM kararı doğrultusunda yasal düzenleme yapılmaması nedeniyle Öcalan’ın 2024 yılı içerisinde serbest bırakılmasının gündeme geleceğini ileri sürmüştü. Özgenç şunları kaydetmişti: “AİHM’nin kararına rağmen, 5275 sayılı İnfaz Kanunu’nda gerekli düzenleme yapılmamıştır. Bu ihmal, Öcalan’ın 647 sayılı mülga Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’un ilgili (m. 19, f. 1) hükmüne istinaden serbest bırakılmasının gündeme gelmesini sağlamıştır. Söz konusu hüküm, adı geçen kişinin 2024 yılı içinde serbest bırakılmasını gerektirmektedir.”
Ceza Hukukçusu Prof. Dr. Ersan Şen ise, “Öcalan’ın Umut Hakkı” başlıklı yazısında, görüşünü şöyle ifade etmişti: “Öcalan’ın mahkumiyetine esas suçunu silahlı terör örgütü kapsamında işlendiğinden, koşullu salıverilme açısından m.107/4’ün uygulanması gündeme gelecek, yani koşullu salıverilmeden yararlanabilmesi için cezasının en az 36 yılını ceza infaz kurumunda geçirmesi gerekecektir.”
MHP KULİSLERİNDE NE KONUŞULUYOR?
Peki Bahçeli’nin açıklamaları sonrası MHP kulislerinde ne konuşuluyor? Detayları CNN Türk Ankara Temsilcisi Dicle Canova aktardı. Dicle Canova’nın açıklamaları şöyle:
Feti Yıldız ilk mesajı verdi. 22 Ekim’in bir milat olduğunu söyledi. Bu açıklama Cumhur İttifakından bağımsız bir görüşme değil. Son Erdoğan-Bahçeli görüşmesinde bir takım fikir alışverişleri oldu.
Devlet Bahçeli bunları söylüyorsa, bölgedeki önemli gelişmeler göz önüne alarak değerlendirmeli deniliyor. Birileri ırak ve Suriye’de farklı ilişkiler içerisinde olabilir deniliyor. İsrail’in bir sonraki hedefi Suriye Şam olabilir mi? PY/PKK üzerinden yeniden düğmeye basıyor olabilir mi?
Bahçeli, bunun farkındayız elimizde farklı kartlar var mesajı veriyor olabilir. İç cephe vurgusu dikkate alınıyor. Ortak akılla Cumhur İttifakı çerçevesinde hareket ediliyor.
DEM Partisi’nden gelen mesajlar da olumlu. Birilerinin elinden belli kartları almak ve maskerleri düşürmek adına böyle bir hamleyi yaptı Devlet Bahçeli. Hem içeriye hem dışarıya bir mesaj verildi.
Bu çağrıdan sonra Öcalan’ın örgüte silah bırak çağrısı işe yarayacak mı oldukça merak ediliyor. Tüm bunların da ortaya çıkmış olacağı ifade ediliyor. Bu çağrı cevap bulmaz ise bu zamana kadar Kürt vatandaşlar için söylenen sözler boşa çıkacak.
Sadece Türkiye değil Türkiye dışındaki söylemler de boşa çıkacak. Gerçekten Öcalan’ın hem içeride hem de dışarıda bir etkisi var mı, karşılığı var mı; bu ortaya çıkacak. Bu noktada ABD’nin bir kez daha düşünmesi gerekecek.
ABD’nin İsrail ile plan yaparken yeni denklemi göz önüne alması gerektiği gerçekliği ortaya çıkacak.
Yeni dönemde ‘bölgede tarihin kırılma noktasındayız’ mesajı veriliyor. İç ve dış politikada önemli gelişmelerin yaşanabileceğinin mesajı veriliyor.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *