Açıklanan ilk resmi seçim sonuçlarına göre IKBY’de yönetimsel gücün büyük bölümünü elinde bulunduran Mesut Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokratik Partisi (KDP)’nin gücünü koruduğu görülüyor. Bağdat ile daha fazla entegre olma arayışındaki Bafel Talabani liderliğindeki KYB ise kan kaybetti.
ORSAM Irak Çalışmaları Masasından Sercan Çalışkan, 6 yılın ardından gerçekleştirilen IKBY milletvekili seçimlerinde resmi sonuçları AA Analiz için kaleme aldı.
***
Son olarak 30 Eylül 2018’de yapılan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Parlamento Seçimleri, normal şartlarda 2022 yılında yeniden gerçekleştirilmesi gerekirken birçok kez ertelemeler nedeniyle 6 yılın ardından 20 Ekim 2024’te yapılabildi. 95’i genel sandalye, 5’i kota sandalyesi olmak üzere toplam 100 sandalyeye sahip olacak IKBY Parlamentosu için siyasi partiler ve adaylar, Erbil, Süleymaniye, Duhok ve Halepçe olmak üzere 4 seçim bölgesinde yarıştı. Seçimlerin gerçekleştirilmesinden sorumlu resmi kurum olan Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonunun (IBYSK) resmi açıklamasına göre, seçimlere katılım oranı yüzde 72’dir. Toplam 2 milyon 87 bin seçmenin oy kullandığı seçimlerde 12 parti ve 2 koalisyon yarıştı.
Erbil merkezli Kürdistan Demokratik Partisi (KDP), kazandığı toplam 809 bin 197 oy ile birinci parti olurken Süleymaniye merkezli Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) 408 bin 141 oy ile ikinci parti oldu. Son yıllarda IKBY’deki mevcut sisteme muhalif bir konumda siyaset üreten Süleymaniye merkezli bir diğer parti olan Yeni Nesil Hareketi ise seçimlerde en çok oyu alan üçüncü parti olarak öne çıktı.
Açıklanan ilk resmi seçim sonuçlarına göre IKBY’de yönetimsel gücün büyük bölümünü elinde bulunduran Mesut Barzani liderliğindeki KDP’nin gücünü koruduğu görülüyor. Şu ana kadar açıklanan sonuçlara istinaden 100 sandalyeli parlamento içerisinde kota adayları ile birlikte 42 milletvekiline ulaşabilmesi KDP’nin en yakın rakibi KYB karşısında önemli bir başarı kazandığını gösteriyor. Nitekim KDP seçimlerde 809 bin 197 oy alırken KYB 408 bin 141’de kaldı. KYB’nin kota adayları ile 26 milletvekili elde etmesi bekleniyor.
Ortaya çıkan bu tablo, KDP ağırlıklı yönetim yapısının korunacağını gösterirken, özellikle son 10 yıllık siyasi süreçte IKBY’deki gücünü artıramayan KYB’nin bu yeni yönetim denklemine nasıl entegre edileceği sorusunu da beraberinde getiriyor. KDP-KYB arasında oluşturulacak olası ortak hükümette IKBY Başkanlığı veya Başbakanlığında KDP’nin KYB’ye bir rol verip vermeyeceği önemli bir soru işaretidir. Diğer yandan olası ortak hükümette kabinedeki bakanlıkların ne kadarını KYB’nin alabileceğini de iki parti arasındaki pazarlık süreci belirleyecektir.
Bu pazarlık sürecinin diğer bir alternatifi KYB’nin denklem dışı bırakıldığı senaryodur. Bu kapsamda KDP, KYB dışında kalan partiler ile 51 milletvekiline ulaşarak hükümeti tek başına kurabilir. Ancak bu durum matematiksel olarak mümkün olsa da bölgedeki siyasi güç dengesinin çıktıları bakımından değerlendirildiğinde pek mümkün görünmüyor.
KDP yönetimini elinde bulunduran Barzani ailesinin, KYB yönetimini elinde bulunduran Talabani ailesini tamamen görmezden gelerek yönetimi elinde tutmak istemesi daha büyük yeni krizleri beraberinde getirecektir. Bu nedenle KDP’nin KYB’yi sistem dışına iterek bir adım atması pek mümkün görünmüyor.
Seçim sonuçları KYB’yi daha agresif bir siyasete itebilir
Seçimlerde gücünü artıramadığı düşünüldüğünde KYB’nin yeni hükümette istediği ölçüde rol alamayacağını söylemek mümkündür. Öyle ki KYB lideri Bafel Talabani’nin seçimlerden önce hükümet içerisinde başkanlık gibi makamları gözüne kestirdiği biliniyor.
Seçim sonucunda KYB’nin aldığı oy oranları bunun çok gerisinde bir pazarlık masası kurulacağını gösteriyor. Yeni denklemde KYB’nin KDP ile siyasi pazarlıkta güçsüz kalması, hatta yeni ve güçlü bir aktör olan Yeni Nesil Hareketi ile yönetim paylaşımına gidebilecek olması Bafel Talabani’yi daha agresif bir siyaset izleme yoluna itebilir. Nitekim Bafel Talabani’nin karakteristik yapısı itibarıyla da kriz ve çatışmalardan beslenerek siyaset yaptığını söylemek mümkündür. Dolayısıyla seçim sonuçlarından umduğunu bulamayan Bafel Talabani’nin kendi partisinden iki kat fazla oy alan KDP’ye karşı daha agresif ve istediğini alamadığı takdirde uzlaşıya kapalı bir yaklaşım gösterme ihtimali yüksektir.
Bu duruma ilave olarak Bafel Talabani’nin Bağdat siyasetine daha fazla entegre olma çabası dikkati çekiyor ve kendisinin Şii Koordinasyon Çerçevesi başta olmak üzere İran’a yakın aktörler üzerinden hükümet üzerinde etkili olma arayışına girmesi muhtemeldir.
Bafel Talabani, KYB’yi daha agresif ve sert söylemler üzerinden siyaset yapmaya itebilir. Ayrıca seçim sonuçlarının da etkisiyle KYB’deki parti içi ve parti dışına itilen muhalif seslerin daha yüksek çıkacağı da unutulmamalıdır.
Bu kapsamda KYB’nin Bağdat üzerinden siyasi destek arayışına girme olasılığına karşılık KDP’nin de Türkiye ile ilişkilerini güçlü tutmak istemesi anlaşılabilir. Nitekim seçimler öncesi Türkiye’ye gelen IKBY Başkanı Neçirvan Barzani’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesi de Türkiye’nin IKBY ile ilişkilerde KDP’yi başat aktör olarak muhatap aldığını doğruluyor.
Diğer yandan, Türkiye ziyaretin ardından IKBY Başbakanı Mesrur Barzani’nin “Türkiye, bize karşı değil PKK’ya karşı mücadele veriyor” açıklaması da ilişkilerin yalnızca seçim ve siyaset bağlamında değil güvenlik ve terörle mücadele ekseninde de güçlendirildiğini gösteriyor.
Süleymaniye’deki toplumsal muhalefet ve seçimlere yansıması
Bu noktada Süleymaniye merkezli toplumsal muhalefetin varlığını da unutmadan yorum yapmak daha sağlıklı olacaktır. Bilhassa 2020’den seçimlere dek yaşanan 4 yıllık süreçte Süleymaniye halkı tarafından gerçekleşen çok sayıda protesto, söz konusu toplumsal huzursuzluğun getirdiği muhalif dalganın somut örnekleridir. Bu protestolar, Süleymaniye’deki memur, öğretmen ve öğrenciler gibi, büyük oranda kamu hizmetlerinden memnun olmayan ve Süleymaniye’deki yönetimsel yapıdan rahatsız olan, halk tarafından düzenlendi.
KYB, Celal Talabani’nin ölümünün ardından, parti içi liderlik krizlerinin getirdiği istikrarsız süreç içerisinde, toplumsal sorunları önceleyen siyasetten uzak kaldı. Bafel Talabani’nin liderliğinde ise İran’ın desteğini önceleyen bir KYB yönetimi belirginleşti ve IKBY’ye dönük bir siyaset yerine Bağdat’a dönük bir siyasi gündem takip edildi.
Bu durum, Süleymaniye siyasetinde KYB’yi geri plana iterken muhalif ses olarak ortaya çıkan Yeni Nesil Hareketi’ne güç kazandırdı. Nitekim Yeni Nesil Hareketi, 2021 Irak Parlamento Seçimlerinde kazandığı başarının ardından 2024 IKBY Parlamento seçimlerinde de sandalye sayısını 15’e çıkartarak Süleymaniye siyasetinde KYB’ye alternatif önemli bir güç olduğunu ispat etti. Hatta öyle ki Yeni Nesil Hareketi’nin sadece Süleymaniye’de değil Erbil’de aldığı 103 bin 684 oy ile KYB’ye olduğu kadar KDP’ye de muhalif bir güç olarak ortaya çıktığı söylenebilir.
Kısacası, Yeni Nesil Hareketi’nin Süleymaniye merkezli toplumsal muhalefetten faydalandığı ancak genel itibarıyla IKBY’deki iki partili yerleşik düzene karşı alternatif ses olarak tepki oylarını iyi toplayabildiği görülüyor.
[Sercan Çalışkan, ORSAM Irak Çalışmaları Araştırmacısıdır. Polis Akademisinde doktora eğitimine tez yazım aşamasında devam etmektedir. Irak’ın birçok vilayetinde 2020’den bu yana saha çalışmaları gerçekleştiren Çalışkan; 2021 Irak Parlamento Seçimleri ile 2023 Yerel Seçimlerinde uluslararası gözlemci olarak görev yapmıştır. Çalışkan ayrıca Çin’in Orta Doğu politikası üzerine de akademik çalışmalar yürütmektedir.]
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *