Pentagon Sözcü Yardımcısı Sabrina Singh, günlük basın toplantısında, Amerika’nın İsrail’e göndereceğini, hem İsrail’e hem dünyaya duyurduğu hava savunma sistemi THAAD bataryası ve bununla ilgili Amerikalı askeri personelin İsrail’e gönderildiğini belirterek, ilerleyen günlerde batarya bileşenlerinin ulaşacağını ve sistemin tam olarak operasyonel hale geleceğini anlattı. Bir tane bataryanın ise nereyi ne kadar savunacağı merak konusu oldu.

Amaç, İsrail’in korkmasını engellemek

Singh, gazetecilerin İsrail’de Amerikan askeri konuşlandırmasının “ABD’yi çatışmaların içine daha fazla çekip çekmediği” yönündeki sorusuna, bununla İsrail’i daha iyi korunması için geçici bir hava savunma kabiliyeti sağlamanın amaçlandığını, bunun ABD’nin gerilimi azaltma niyetiyle de uyumlu olduğunu savundu.

Amerika’nın İsrail’e asker konuşlandırmasının İran’ın olası bir saldırısında personelinin vurulma ihtimaline vurgu yapan gazetecilere ise sözcü yardımcısı, “Açık konuşayım, İran ile bir savaş ve daha geniş bir bölgesel çatışma görmek istemiyoruz. Ancak İran’a bağlı gruplar Irak ve Suriye’de, Kızıldeniz’de bize saldırıyor zaten. Bu (konuşlandırma), İsrail’in kendini savunmasına karşı verdiğimiz bir taahhüttür.” karşılığını verdi.

Ukrayna’ya niye bu savunma sistemi verilmedi?

Sözcü yardımcısı, Rusya’nın hava saldırılarına karşı THAAD sisteminin niye Ukrayna’ya kurulmadığı sorusuna ise, “Bu biraz elma ile portakala benziyor. Yani farklı yetenekler, farklı savaşlar, farklı bölgeler. İki ülkeye olan taahhütler farklı. İsrail’in kendini savunması için uzun süredir devam eden bir ortaklığımız var.” yanıtını verdi.

Pentagon, 13 Ekim’de yaptığı yazılı açıklamada, İran tehdidine karşı İsrail’e THAAD batarya sistemi ile bunu çalıştıracak 100 civarında askeri personelin gönderileceğini duyurmuştu.

Amerikalı bakanların siyonistlere mektubu

Pentagon’daki basın toplantısında, Amerikalı Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile Savunma Bakanı Lloyd Austin’in, siyonist Savunma Bakanı Yoav Gallant ile Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’a gönderdikleri ortak mektup da gündeme geldi. Sözcü yardımcısı, söz konusu mektubun gönderildiğini teyit ederken, “Bu kişisel ve özel bir yazışmaydı” iddiasında bulunarak, “Bu yüzden daha fazla ayrıntıya girmeyeceğim.” ifadesini kullandı.

Gazetecilerin ısrarlı soruları üzerine ilgili mektubun “antetli resmi kağıda yazılı olmasının kamu tüketimine yönelik olduğu anlamına gelmediğini” söyleyen Singh, “Birisi açıkça bu özel yazışmayı ortaya çıkarma ihtiyacı hissetmiş. Bunun ortaya çıkacağını bilmiyorduk. Bu konuda daha fazla ayrıntıya giremeyeceğim.” ifadelerini kullandı.

Mektup sanki ifşa edilsin diye yazılmış

Amerikan medyası, Dışişleri Bakanı Blinken ile Savunma Bakanı Austin’in ortak imzası ile, siyonist mevkidaşlarına, Gazze’ye insani yardım girişlerine izin vererek buradaki durumun iyileştirilmesini, aksi durumda İsrail’e askeri yardımların bazılarının durdurulabileceğini belirten bir mektup gönderdiğini yazmıştı.

13 Ekim tarihli mektupta, Gazze’deki acil insanı durumun giderek kötüleştiği ve buraya yönelik insani yardımların engellenmemesi gerektiği kaydedilmişti.

Bakanlar, 30 gün içinde Gazze’ye insani yardımların girişlerinin sağlanması ve bu yolla bölgedeki insani durumun iyileştirilmesi gerektiğini, aksi durumda Joe Biden’ın şubat ayında açıkladığı memorandum uyarınca bu durumun ilgili Amerikan yasalarını ihlal ettiğinin tespit edilmesi gerektiğini vurgulamıştı.

Amerikan Dış Yardımlar Yasası’nın 620 I bölümüne göre Amerikan yönetimi, insani krizin olduğu bölgelere başta gıda ve ilaç olmak üzere insanı yardımların girişini engelleyen ülkelere karşı silah yardımlarını askıya alabiliyor. Ancak Amerikan silah yardımları, insani yardımların engellenmesi nedeniyle değil söz konusu ülkenin Amerikan talimatlarına uymaması neticesinde askıya alınıyor. Buna gerekçe olarak da insani yardımların engellenmesi gösteriliyor.

Hizbullah’ın darbesi sonrası Mossad’da sızıntı iddiası

Öldürülen İsrail askerlerine ABD’den taziye

Hizbullah İsrail’in askeri üssünü bombaladı

Hizbullah sözcüsü: Siyonistlerle savaşın henüz başlangıç aşamasındayız