Barış Gücü’nün vurulmasına sembolik tepkiler

Barış Gücü’nün vurulmasına sembolik tepkiler

Lübnan’ın güneyinde görev yapan BM Barış Gücü’nün İsrail tarafından vurulması sonrası, İsrail destekçisi devletlerden sembolik tepkiler geldi. Almanya bunun kabul edilemez olduğunu savunurken, İspanya ‘ciddi bir durum’ demekle yetindi.

Almanya: Kabul edilemez!

Siyonist rejime siyasi ve askeri yardımı sürdüren Almanya, siyonist rejimin Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü’ne (UNIFIL) yönelik saldırısını “kabul edilemez” olarak niteledi.

Alman Dışişleri Bakanlığının X’teki hesabından yapılan paylaşımda, İsrail’in Hizbullah’ın saldırılarına karşı kendini savunma hakkı olduğu belirtilerek, “Ancak BM Barış Gücü askerlerinin bombalanması kabul edilemez. Lübnan’daki UNIFIL personelinin güvenliği sağlanmalıdır.” ifadelerine yer verildi. Mesajda ayrıca, olayın tam olarak soruşturulması ve açıklığa kavuşturulmasının beklendiği iddia edildi.

İspanya, sert bir şekilde kınadı!

İspanya hükümeti, İsrail’in Lübnan’da konuşlu Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücüne (UNIFIL) son iki günde ikinci kez gerçekleştirdiği saldırıyı kınadı.

İspanya Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, “İsrail’in bugün Nakura’daki UNIFIL karargahına düzenlediği ve iki askerin daha yaralanmasına yol açan yeni saldırılarını sert bir şekilde kınadığını yineler. Hükümet, İsrail’in bu saldırılara derhal son vermesini, uluslararası insani hukuk ve Güvenlik Konseyi’nin 1701 sayılı Kararından doğan yükümlülüklerine uymasını talep ediyor.” denildi.

Diğer yandan AA muhabirinin aldığı bilgilerde, İspanya Dışişleri Bakanlığı kaynakları, İsrail’in UNIFIL’e yönelik saldırılarını “öncesinde tahmin edilemeyecek kadar ciddi bir durum” olarak nitelendirirken, saldırıların tüm ayrıntılarıyla soruşturulması gerektiğini savunuyor.

Lübnan: En güçlü ifadelerle kınıyoruz

Lübnan Dışişleri Bakanlığı, İsrail ordusunun, Lübnan’ın güneyindeki Ras Nakura bölgesinde UNIFIL unsurlarını hedef alması sonucu iki askerin yaralanmasına ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada, UNIFIL güçlerinin sistematik ve kasıtlı olarak hedef alınması en güçlü ifadelerle kınandı. Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in UNIFIL güçlerine karşı tekrarlanan saldırılarını ve yasadışı bir şekilde onlardan Lübnan’ın güneyindeki mevzilerini boşaltmalarını istemesini “Tel Aviv’in uluslararası meşruiyeti ihlal ettiğini doğrulayan tehlikeli bir adım” olarak nitelendirdi.

Başbakanlık ofisinden yapılan yazılı açıklamada ise Başbakan Mikati, “Sınırlı bir süre için ateşkes ilan edilmesi ve ardından siyasi çözümler üzerinde yeniden müzakerelere başlanması amacıyla BMGK’nin toplanması için ABD ile Fransa arasında yapılan görüşmeler sürüyor.” ifadelerini kullandı.

Mikati, diplomatik temaslar sırasında, İsrail’in tüm yükümlülüklerine uyması şartıyla BMGK’nin 1701 sayılı kararının uygulanmasına hazır olduklarını yeniden teyit ettiklerini aktardı. İsrail’in, sivillerin yanı sıra kurtarma ve yardım ekiplerini hedef alan saldırılarının durmasının “öncelikli” olduğunu vurgulayan Mikati, şunları kaydetti:

“Şiddet, öldürme ve yıkım bir çözüme ulaşmayacak. İsrail’in yıkıcı saldırısını durdurması sağlanmalı çünkü olaylar tırmanırsa çatışmaların tüm bölgeyi kapsayacak şekilde genişlemesinden endişe ediyoruz.”

Amerikalı taraflar ne diyor?

Amerikan Başkanı Joe Biden, Beyaz Saray’da düzenlediği ve kasırgaların bıraktığı yıkımla mücadele kapsamında yapılan brifingde gündeme dair soruları yanıtlarken, “İsrail’in BM barış gücü unsurlarını vurmaya son vermesini istiyor musunuz?” şeklindeki soruya, “Kesinlikle, elbette.” diye yanıt verdi.

Pentagon adına Bakan Lloyd Austin, siyonist mevkidaşı Gallant ile yaptığı telefon görüşmesine ilişkin X hesabından yayınladığı mesajında, “UNIFIL güçlerinin güvenliğinden emin olmaları ve askeri operasyonlardan mümkün olduğunda diplomatik bir sürece geçiş çabalarının koordinasyonu konusunda (İsrail’i) teşvik ettim.” ifadesini kullandı.

İsrail’in güvenliğine olan taahhütlerinin kesin olduğunu öne süren Amerikalı bakan, Mavi Hat’ta diplomatik bir çözüm bulunmasını halen desteklediklerini belirtti. Ayrıca, Gallant ile Gazze’deki acil durumu da görüştüklerini ve bu konuda neler yapılabileceğini ele aldıklarını söyledi.

BM’nin veto hakkı olmayan üyelerinden açıklama

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) veto hakkı olmayan ve “E10” olarak bilinen diğer üyeleri, konuya ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Tüm taraflara uluslararası insancıl hukuk ve UNIFIL personeli ile tesislerinin güvenliğini sağlama çağrısı yapılan açıklamada, barış güçlerinin kasıtlı olarak hedef alınmasının uluslararası insancıl hukuk ve BMGK’nin 1701 sayılı kararının ihlali olduğu belirtildi. Açıklamada, UNIFIL’e destek verilirken, barış gücünün bölge istikrarına katkı sağladığının altı çizildi.

İsrail’in 10 ve 11 Ekim’de UNIFIL tesislerine saldırılarından derin endişe duyulduğu öne sürülen açıklamada, saldırı sonucu bazı personelin yaralandığı anımsatıldı, Lübnan’da artan sivil ölüm, yıkım, sivil altyapıların hedef alınması ve yerinden edilen kişi sayısının artışından da derin endişe duyulduğu savunuldu.

Acilen ateşkes çağrısı yapılan açıklamada, uluslararası insancıl hukuk ile BMGK’nin 1701 sayılı kararına saygı duyulması çağrısına yer verildi.

En sert tepki Fransa’dan

Bir yandan İsrail’e sarsılmaz destek sağlayan Fransa, bir yandan da eski sömürgesi olan ve hala yoğun ilişkilerini sürdürdüğü Lübnan’ı korumaya çalışıyor. Ancak İsrail’in saldırıları Fransa’nın Lübnan üzerindeki hakimiyetini zorluyor.

Barış Gücü’ne düzenlenen İsrail saldırı sonrası, Fransa’nın Avrupa ve Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, “Fransa, İsrail’in Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü’ne (UNIFIL) karşı kasıtlı saldırılarını kınıyor.” ifadesi kullanıldı. Açıklamada, İsrail’in, UNIFIL’e yönelik Lübnan’ın güneyindeki Ras Nakura bölgesinde düzenlediği yeni saldırıda birinin durumu kritik olmak üzere iki barış gücü askerinin yaralandığı hatırlatıldı.

Uluslararası hukuka yönelik ihlaller teşkil eden bu saldırılara derhal son verilmesi istenen açıklamada, “İsrail makamları bir açıklama yapmalı. Bu nedenle Fransa, bugün İsrail’in Fransa’daki Büyükelçisini Avrupa ve Dışişleri Bakanlığına çağırıyor.” ifadeleri yer aldı. Açıklamada, bütün devletlerin barış gücü askerlerini korumak zorunda olduğu iddia edildi.

Bölgedeki tüm tarafların bu zorunluluğa uyması talep edilen açıklamada, tarafların ayrıca UNIFIL’in görevini yerine getirmesine olanak tanımaları ve UNIFIL’in hareket özgürlüğüne saygı göstermeleri istendi. Açıklamada, bölgedeki saldırıların sona ermesi çağrısı da yapıldı.

Çin: Saldırıları güçlü şekilde kınıyoruz

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, başkent Pekin’de düzenlenen basın toplantısında, İsrail’in Lübnan’ın güneyindeki UNIFIL’e ait tesislere yönelik saldırılarına ilişin değerlendirmede bulundu.

Birleşmiş Milletler (BM) barışı koruma görevlilerine bilerek saldırmanın insancıl hukuka aykırı olduğunun ve BM Güvenlik Konseyi’nin, 2006 yılındaki savaşın ardından İsrail ile Hizbullah arasında ateşkesi mutabakata bağlayan 1701 sayılı kararını ihlal ettiğinin altını çizen Mao, “Çin, İsrail Savunma Güçleri’nin barışı koruma görevlilerine saldırılarından derin endişe duymakta ve saldırıları güçlü şekilde kınamaktadır.” dedi.

Mao, saldırıların “kabul edilemez” olduğunu, bir daha tekrarlanmaması için soruşturma başlatılması ve sorumlulardan hesap sorulması gerektiğini belirterek “Tüm ilgili taraflara, özellikle de İsrail’e gerilimi düşürecek ve BM barış gücü görevlilerinin güvenliğini sağlayacak tedbirleri alma çağrısı yapıyoruz.” diye konuştu.

İtalya: Güçlü şekilde protesto ediyoruz

İsrail destekçisi İtalya’nın Savunma Bakanı Guido Crosetto, İsrail ordusunun, İtalyan askerlerinin de görev yaptığı Birleşmiş Milletler (BM) Lübnan Geçici Barış Gücü’nü (UNIFIL) hedef alan saldırısının “savaş suçu olabileceğini”, İsrail’den bir an önce resmi ve gerçek açıklamalar beklediklerini belirtti.

İsrail ordusunun, UNIFIL’in gözlem kulesini hedef alması ve 2 barış gücü askerinin yaralanmasının ardından söz konusu birlikte 1000 kadar askeri bulunan İtalya’nın Savunma Bakanı Crosetto, Başbakanlıkta akşam saatlerinde basın toplantısı düzenledi.

Lübnan’da UNIFIL bünyesindeki İtalyan birliği ile temas halinde olduklarını dile getiren Crosetto, “Araçlar ve güvenlik kameraları vuruldu ancak saldırıdan hiçbir İtalyan etkilenmedi. Bizim mavi bereli askerlerimiz, durumu Şema’da bulunan üssümüzdeki operasyon odasından takip ediyor.” dedi.

Crosetto, son yaşanan olay nedeniyle Bakanlığa çağrılan İsrail’in Roma Büyükelçisi’nin net açıklama yapamadığını belirterek, “İsrail ordusunun, UNIFIL’e bazı üslerin boşaltılması gerektiğini tavsiye etmesinin hiçbir gerekçesi yok. Büyükelçi’ye, BM ve İtalya’nın İsrail hükümetinden emir almayacağını kendi hükümetine iletmesini istedim.” diye konuştu.

Bir yerden bir çekilme olacaksa buna ancak BM’nin karar verebileceğinin altını çizen Crosetto, İsrail ordusunun bugünkü saldırısına ilişkin, “Bu bir hata ya da kaza değil, bu yüzden mümkün olduğunca çabuk şekilde gerçek ve resmi açıklamalara ihtiyacımız var.” ifadesini kullandı.

UNIFIL’e yönelik saldırıyla İsrail’in uluslararası hukuku ihlal ettiğini belirten Crosetto, şöyle devam etti:

“İsrail güçlerinin gerçekleştirdiği ve tekrar ettiği düşmanca eylemler savaş suçu teşkil edebilir. Bunlar, uluslararası hukuk kurallarının çok ciddi ihlalleridir ve herhangi bir askeri gerekçeyle meşrulaştırılamaz.”

Crosetto, yaşanan durumu güçlü şekilde protesto ettiklerini, gerçekleşen eylemlerin askeri gerekçesi olmadığını vurguladı.

Kanada: Saldırı kabul edilemez

İsrail destekçisi Kanada Dışişleri Bakanlığının sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, İsrail askerlerinin UNIFIL askerlerine ve ilk müdahale ekiplerine ateş açmasının “endişe verici ve kabul edilemez” olduğu belirtildi.

Açıklamada, Kanada’nın “UNIFIL’e tam desteği” yinelenerek, Ottava yönetiminin BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1701 sayılı kararıyla tutarlı bir diplomatik çözüme katkı sağlamadaki kritik rolüne işaret edildi.

Kanada’nın tüm tarafları uluslararası insancıl hukuka uymaya teşvik ettiğine işaret edilen açıklamada, barış gücü ve insani yardım çalışanlarının korunması çağrısında bulunuldu.

Türkiye: Saldırıyı kınıyoruz

Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in UNIFIL karargahına yönelik saldırısı hakkında yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada, “İsrail’in Lübnan’da konuşlu Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü’ne (UNIFIL) yönelik saldırısını kınıyoruz.” ifadesi kullanıldı.

“İsrail’in Gazze, Batı Şeria ve Lübnan’da sivil halka yönelik katliamlarının ardından BM güçlerini hedef alması, attığı her adımın cezasız kaldığı algısının bir tezahürüdür.” değerlendirmesi yer alan açıklamada, uluslararası toplumun İsrail’in hukuka uymasını sağlamakla yükümlü olduğu vurgulandı.

Açıklamada, Türkiye’nin UNIFIL Deniz Görev Gücü’ne bir fırkateyn ve UNIFIL karargahına ise 5 personel ile katkı sağladığı belirtilerek, “Bölgemizde barışın tesisi için uluslararası hukuk çerçevesindeki tüm girişimlere destek vermeyi sürdüreceğiz.” ifadesine yer verildi.

İrlanda: Asla kabul edilemez

Harris, yaptığı yazılı açıklamada, UNIFIL askerlerine yönelik saldırıda yaralanan personelle dayanışma içinde olduklarını bildirdi.

Bölgede UNIFIL kapsamında görev yapan İrlandalı askerlerin zarar görmediğini kaydeden Harris, “Barış gücünü hedef almak asla kabul edilemez ve hoş görülemez. Barış gücü askerlerinin giydiği mavi başlıklar kutsal olmalıdır.” ifadelerini kullandı.

Barış gücü askerlerinin uluslararası toplum adına en zorlu bölgelerde görev yaptığına dikkati çeken Harris, “Onlar muharip birlikler değil. Görevlerine her zaman saygı duyulmalıdır.” değerlendirmesini yaptı.

Harris, UNIFIL’de görev yapan İrlanda askerlerinin durumu hakkında sık sık bilgilendirildiğini belirterek, “Tekrar tüm tarafları, BM Güvenlik Konseyinin 1701 sayılı kararını uygulayabilecek, İsrail’deki ve Lübnan’daki siviller için güvenliği sağlayabilecek şekilde acil ateşkes yapmaya çağırıyorum.” ifadesine yer verdi.

İrlanda Başbakan Yardımcısı, Dışişleri ve Savunma Bakanı Micheal Martin de X’ten yaptığı açıklamada şunları belirtti:

“İsrail ordusunun Lübnan’daki UNIFIL pozisyonlarını hedef alması ve atış yapmasını güçlü şekilde kınıyorum. Barış güçlerini yaralamak ve onları tehlikeye atmak kınanmayı hak eden, kabul edilemez bir durumdur. İsrail’in bu askerleri koruma yükümlülüğü vardır ve yaptığı eylemler uluslararası insancıl hukuku ihlal etmektedir. Bu eylemlerin hesabının sorulması gerekir. İrlanda askerleri olaydan etkilenmedi. Hepsi güvende.”

BM: Barış güçlerimizin güvenliği tehlikede

BM Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) Fransa’nın talebi üzerine Lübnan’daki gelişmeleri ele almak üzere oturum düzenlendi.

Burada üye ülkeleri bilgilendiren Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Barış Operasyonlarından Sorumlu Yardımcısı Jean-Pierre Lacroix, İsrail ordusunun 1 Ekim’de başlattığı yoğun bombardıman ve “kara operasyonlarının” sürdüğünü belirterek, BM Lübnan Geçici Barış Gücü’nün (UNIFIL) Lübnan’ın güneyindeki operasyon alanlarının boşaltıldığını bildirdi.

Lacroix, Hizbullah’ın da Mavi Hat üzerinden ateş etmeyi sürdürdüğünü söyledi.

İsrail’in “Merkava tankları” ve iş makinalarıyla birçok bölgeye giriş yaptığını bildiren Lacroix, “Barış güçlerimizin güvenliğine yönelik tehlike giderek artıyor.” dedi.

Lacroix, UNIFIL personelinin görevini yerine getirmeye devam ettiğini ve risk analizinin sürekli güncellendiğini dile getirdi.

23 Eylül’den bu yana UNIFIL’in operasyonel faaliyetlerini gerçekleştiremediğini ifade eden Lacroix, Hizbullah’ın daha önce BM tesislerine yakın yerlerde askeri mevcudiyeti bulunduğunu, şimdi de İsrail ordusunun bunu yaptığını belirtti.

Lacroix, barış güçlerinin güvenliğinin sahadaki aktörler tarafından sağlanmak zorunda olduğunun altını çizdi.

İsrail ordusunun BM tesisleri yakınlarında askeri mevcudiyet kurmasını protesto ettiklerini kaydeden Lacroix, İsrail ordusunun UNIFIL’in statüsü ve personeli ile tesislerini korumak zorunda olduğunu vurguladı.

Lacroix, UNIFIL’e katkı sağlayan üye ülkelere minnettar olduklarını belirterek, BMGK’nin güçlü desteğinin hiç olmadığı kadar önemli olduğunun altını çizdi.

BMGK’nin 1701 sayılı kararı

BMGK’nin 1701 sayılı kararı, İsrail’in Mavi Hat’tın gerisine çekilmesini ve bu hat ile Lübnan’daki Litani Nehri arasındaki bölgenin silahsızlandırılmasını, burada sadece Lübnan ordusu ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücüne (UNIFIL) ait silah ve askeri araç gerecin bulundurulmasını öngörüyor.

Lübnan’ın güneyindeki Litani Nehri ve İsrail ile sınır olarak belirlenen Mavi Hat arasındaki neredeyse tüm bölgeler 2000 yılından bu yana Hizbullah’ın güçlü askeri nüfuzu altında bulunuyor.

ABD ile Fransa’nın öncülük ettiği ve Avrupa Birliği ile 8 ülkeyi daha bir araya getiren ortak açıklamada, İsrail ile Lübnan arasındaki çatışmaların durdurulması ve diplomasiye alan açılması için 21 günlük acil ateşkes çağrısı yapılmıştı.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *