Konsey Lübnan için bu kez de Fransa’nın talebiyle toplandı

In Güncel
11 Ekim 2024
iktibas-

Lübnan’ı İsrail istilasından kurtarmak isteyen Fransa’nın talebi ile BM Güvenlik Konseyi dün yine toplandı. Amerika’nın egemenliğindeki konseyden herhangi bir karar çıkmazken, konseyde konuşma yapan Amerikalı BM yetkilisi, direnişçilerin İsrail’e saldırmayı bırakmasını istedi.

BMGK toplantısında üye ülkeleri bilgilendiren BM Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary DiCarlo, “Topluca şiddeti ve akan kanı durduramamamız kahredici.” dedi. BM yetkilisi, “İsrail’in Lübnan’ı bombalamayı sonlandırmasını ve ülkedeki kara kuvvetlerini çekmesini istiyoruz.” diye konuştu.

Aynı zamanda Hizbullah ve diğer devlet dışı aktörlerin İsrail’e roket ve füze atışını durdurması gerektiğini iddia eden BM yetkilisi, Lübnan’da durumun giderek daha alarm verici bir hal aldığını belirtti.

Rosemary DiCarlo, İsrail’in Lübnan’ın güneyinde “kara operasyonlarının” ardından Hizbullah ve İsrail ordusu arasında çatışmanın yoğunlaştığını kaydetti. İnsani durumun da kötüleştiğini belirten DiCarlo, Lübnan’da sadece 1 haftada 300 kişinin öldürüldüğünü bildirdi.

Amerikalı BM yetkilisi DiCarlo, Lübnan’daki sağlık sektörünün de büyük baskı altında olduğuna işaret ederek, bölgenin topyekun savaşın eşiğinde olduğunu belirtti.

“Taraflar, başuçlarındaki silahları değil kendilerine sunulan diplomatik seçenekleri değerlendirmeli.” diyen BM yetkilisi, hem Lübnan’ın hem de İsrail’in toprak bütünlüğü ve egemenliğine saygı duyulması gerektiğini ifade etti.

BM yetkilisi, siviller, sivil altyapılar, insani yardım personeli, sağlık çalışanları, gazeteciler ve BM personelinin hedef alınmaması gerektiğini vurguladı, “Şimdi bu şiddet sarmalını geri çevirme ve İsrail, Lübnan ve tüm bölgeyi felaketin eşiğinden çevirme zamanı.” dedi.

Fransa: Lübnan’da acil ve kalıcı ateşkese ihtiyacımız var

Fransa’nın BM Daimi Temsilcisi Nicolas de Riviere, Orta Doğu’da “gerginliğin azaltılmasının zamanının geldiğine” vurgu yaptı, “Her şeyden önce Lübnan’da acil ve kalıcı bir ateşkese ihtiyacımız var.” dedi. Nicolas, “Uluslararası insancıl hukuku korumamız gerektiğini hatırlatmamız zorunludur. Bu herkes için geçerlidir. Tüm bölgesel aktörler itidal göstermelidir.” ifadesini kullandı.

Konsey’deki son görüşmelerden bu yana “en ufak bir iyileşme olmadığını”, aksine durumun “daha da kötüleştiğini” söyleyen Riviere, Hizbullah’ın İsrail’e yönelik saldırılarına devam etmesini, İsrail’in de “Lübnan’ın egemenliğini ihlal eden kara saldırılarını” eleştirdi.

Nicolas de Riviere, “Bunun bedelini sivil halk ağır şekilde ödüyor. 1 milyondan fazla insan yerinden edildi.” diyerek, çözümün BM’nin 1701 sayılı kararının tam olarak uygulanmasıyla mümkün olacağını vurguladı.

İngiltere: Lübnan’a sığınan Suriyeli mülteciler olumsuz etkileniyor

Konsey toplantısında söz alan İngiltere’nin BM Daimi Temsilcisi Barbara Woodward de Hizbullah ve İsrail arasındaki çatışmalardan Lübnan’a sığınan Suriyeli mültecilerin olumsuz etkilendiğini belirtti. İsrail’in sivil kayıpları en aza indirmek için “mümkün olan her şeyi yapması” gerektiğini savunan Barbara, “Lübnan’daki Suriyeli mülteciler, zaten evlerinden edilmiş durumdalar. Şimdi bir çatışmaya veya Esad rejiminin zulmüne maruz kalmak arasında bir seçimle karşı karşıyalar.” dedi.

İngiliz yetkili, BM’nin Lübnan Geçiçi Barış Gücü’nün (UNIFIL) 2 üyesinin İsrail askerleri tarafından yaralanması sebebiyle endişe duyduğunu iddia ederek, bu tür saldırıların “kabul edilemez” olduğunu, tüm tarafların gerekli önlemleri almaları gerektiğini söyledi.

“İran’ın Hizbullah, Hamas ve Husiler de dahil olmak üzere milislere verdiği destekle Orta Doğu’daki istikrarsızlaştırıcı rolünü gözden kaçırmamalıyız.” diyen İngiliz diplomat, Tahran yönetimine İsrail’e saldırılarını ve milislere verdiği desteği durdurması çağrısında bulundu.

Barbara, “Lübnan, Hizbullah ve İsrail arasında hemen bir ateşkes ve İsrail-Lübnan sınırının her iki tarafında yaşayan insanlar için güvenlik ve istikrarı yeniden sağlamak üzere derhal müzakereler gerekiyor.” diye konuştu, diplomasinin yerini şiddetin alması durumunda çatışmaların “daha geniş bölgeye sıçraması” riskinin altını çizdi.