Terör rejiminin Lübnan’a yönelik saldırıları, Avrupa’yı insani yönünden öte kendilerine doğru ortaya çıkabilecek göç dalgası nedeniyle endişelendiriyor! BM’nin Lübnan’daki temsilcisi Freijsen, “hep birlikte uzun vadeli sonuçları düşünmeye başlamamız gerekiyor” diyor!
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin Lübnan’daki temsilcisi Euronews’e yaptığı açıklamada, Orta Doğu’da giderek büyüyen insani kriz endişesi karşısında Avrupa’nın bir sığınak olarak görülebileceğini belirtti.
Birleşmiş Milletler (BM), İsrail’in güney Lübnan’ı işgal ettiği ve İran’ın İsrail’e füze fırlattığı Orta Doğu’da tırmanan kriz ve devam eden İsrail-Hamas savaşı nedeniyle yeni bir mülteci dalgasının başlayabileceği uyarısında bulundu.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHRC) Lübnan’daki temsilcisi Ivo Freijsen Euronews’e yaptığı açıklamada, İsrail’in saldırılarından kaçanlar için en kolay seçeneğin Lübnan içinde başka bir yere gitmek ya da Suriye sınırını geçmek olduğunu söyledi.
Freijsen, “Aksi takdirde, seçenekler Kıbrıs’a ya da tekneyle Avrupa’ya gitmek olacaktır,” dedi.
Freijsen, günümüzde Avrupa’yı bir varış noktası olarak seçmenin çok daha pahalı, riskli, lojistik açıdan zor ve daha az güvenli olduğunun altını çizdi. Ancak, maliyetine rağmen pek çok kişi bunu yine de bir seçenek olarak görüyor.
“Pek çok kişi için son derece pahalı. İnsanların Avrupa’ya giden bir tekneye binmek için ödemek zorunda oldukları aşırı yüksek fiyatları biliyoruz,” dedi.
İsrail’in salı günü başlattığı kara harekâtı, 10 gün süren hava saldırılarının ardından geldi ve yerel yetkililere göre Lübnan’da bir milyon kişi -ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 20’si- yerinden oldu.
Lübnan aynı zamanda 1,5 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapıyor ve Beyrut geçici hükümet altında çok kırılgan bir siyasi ve ekonomik durumla karşı karşıya.
Suriye’nin 2011 yılında başlayan iç savaş nedeniyle harap olmasına ve kendi insani krizini yaşamasına rağmen çok sayıda Suriyeli ve Lübnan vatandaşı Lübnan’da sığınmacı durumda.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin sınırın Suriye tarafında yardımcı olmaya çalıştığını belirten Freijsen, “İşin olumlu tarafı, Suriye hükümetinin ülkeye giriş kuralları açısından işleri kolaylaştırması ve sınırı geçmenin daha kısa kuyruklarla daha hızlı olması,” dedi.
‘Acilen 25 milyon dolara ihtiyacımız var’
İsrail ile son büyük çatışması 2006 yılında yaşanan ve bir ay içinde yaklaşık 1.000 kişinin ölümüyle sonuçlanan hava saldırıları ardından Lübnan’da çok sayıda yardım kuruluşu bulunmasına rağmen mali kaynaklar yetersiz.
Freijsen’e göre temel hizmetlerin ve altyapının sağlanması için uluslararası toplumun desteğini önemli ölçüde arttırması gerekiyor.
“Geçen yıl [Hamas’ın İsrail’e saldırdığı] 7 Ekim’den bu yana daha yüksek düzeyde bir yardım için hazırlanıyoruz, ancak elimizde yeterli kaynak yok,” dedi. “Diğer pek çok kuruluşun programlarıyla birlikte bizim programlarımızın da daha fazla finansmana ihtiyacı var.”
“Bu hafta başında hükümetle birlikte bir çağrı başlattık çünkü tüm yardım kuruluşları genelinde acilen 25 milyon dolara [23 milyon euro] ihtiyacımız var,” diye ekledi.
Avrupa Komisyonu Pazar günü yaptığı açıklamada 10 milyon euro’luk ek insani yardım sağlayacağını duyurdu. Avrupa Birliği (AB) defalarca Gazze’de ve şimdi de Lübnan’da ateşkes çağrısında bulundu ancak daha fazla diplomatik baskı şart.
Freijsen, “Bu alanda hiçbir etkimiz yok. İnsani yardım kuruluşu olarak olarak sadece alınmayan kararların ve değişim eksikliğinin sonuçlarını vurgulayabiliriz,” dedi. “Durum böyle devam ederse, giderek daha büyük ve tehlikeli bir insani felakete hazırlanmamız gerekiyor.”
Çatışma uzarsa ne olur?
İsrail ordusu, Lübnan’daki kara operasyonunun Hizbullah’ın sınır ötesindeki vatandaşlarına saldırmak için kullandığı altyapıyı yok etmeyi amaçladığını ve daha büyük bir işgal planlamadığını öne sürüyor.
Ancak İran’ın salı günü İsrail’e yönelik füze saldırısı çatışmayı daha da tırmandırdı. Yardım kuruluşları için yaklaşan kış dönemi, operasyonlarını daha da zorlu hale getirebilir.
Freijsen, “İnsanların düzgün bir barınağa sahip olmalarını ve gıda ve su gibi temel ihtiyaçlara erişebilmelerini sağlamak için yapılması gereken çok iş var,” dedi. “Ruh sağlığı hizmetleri de dahil olmak üzere sağlık sektöründe büyük zorluklarla karşı karşıyayız.”
“Kış mevsimi özellikle barınma açısından zor geçecek. Bu nedenle hep birlikte uzun vadeli sonuçları düşünmeye başlamamız gerekiyor” diye ekledi.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *