‘Mesele, coğrafyanın tamamının geleceği meselesidir’

‘Mesele, coğrafyanın tamamının geleceği meselesidir’

Siyonist rejimin Gazze ile başlayan ve dalga dalga yayılan saldırma stratejisini değerlendiren gazeteci Sevil Nuriyeva İsmayılov, “İsrail’e devlet kurma süreci ne zaman duracak, ne zaman bitecek? Tahmini olan var mı? Daha ne kadar insan yok edilecek, daha kaç ülkenin topraklarından toprak koparılacak?” sorularını yöneltti.

İsmayılov, Star gazetesindeki köşesinde konuya ilişkin yazısında, tehdit altında olanın sadece Lübnan, Suriye, Mısır değil aynı zamanda Kıbrıs’ın da kritik olduğunu vurguladı, yeni düzende eğer uzun vadeli düşünerek siyaset inşa etmezse, 100 sene geçmeden sorunun Türkiye’nin kapısına dayanacağını belirtti.

“İsrail’in yeni işgal hedefleri…” başlıklı yazısında İsmayılov şöyle diyor:

İsrail’i normal devlet aklıyla anlamak mümkün değil. Çünkü kuruluşu dahil, tüm devlet olma gayreti planlı, hedefli ve kendilerince dini gerekçelere dayandırılmış bir durum söz konusudur.

Hedef Tek Değil!

İsrail, Orta Doğu coğrafyasında geniş ve denizlere hükmeden bir alanı benimsemek istiyor. İlk hedef, Filistin’in tamamı üzerine planlama. Bu hedef için yeni alanlara ihtiyaç duyuyor. Lübnan, Mısır, Suriye ilk hedefteki planlar. Filistinlileri farklı bölgelere göçe zorlama hayali için ise İran ve etkisindeki gruplarla sözde mücadele yöntemini devreye soktuğu da açıktır. ABD bir taraftan genişletilmiş savaş istemiyor, diğer taraftan ise İsrail’in genişlemesi için zemin oluşturuyor.

İran Faktörü!

İran olmasaydı, muhakkak İsrail için bir İran gerekiyordu. İran, küresel sistem için elzem bir aktördür. Evet, İran’ın yeni cumhurbaşkanı İsrail ile gerilimi azaltmak istediklerini beyan ediyor. Çünkü İran, küresel sisteme entegre olmanın yolunun bu gerilimi iyi kullanmaktan geçtiğini anlıyor. Dolayısıyla, Lübnan Hizbullahı ile savaş moduna giren İsrail ile şimdilik sıcak çatışmadan kaçınmaya gayret ediyor.

ABD Seçimleri ve İsrail…

Netanyahu, seçim bitene kadar esas hedeflerine ulaşmak istiyor. Seçim sonrası Filistin devlet olarak masaya gelmeden önce ise toprakları işgal etmek amacında. Bu, son aşama değil; aşamalardan biridir.

Tehdit Altında Olanlar!

Tehdit altında olan sadece Lübnan, Suriye, Mısır değil, Kıbrıs da kritiktir.

Afrika, Orta Doğu, Türkistan, Kafkasya, Balkanlar üzerinden Türkiye’yi analiz etmeliyiz. Türkiye içindeki operasyonlara bakıldığında, İsrail istihbaratının nasıl eylemler içinde olduğunu görebiliyoruz. MİT’in Mossad ajanlarına yönelik operasyonları bize çokça ipucu veriyor.

Tabii Türkiye Engeldir!

İsrail’in coğrafyamız üzerinde işgal siyasetine karşı yüksek sesle itiraz eden ve engel olabilen sadece Türkiye var. Bu duruş, başta Mısır olmak üzere tüm bölge ülkeleri için cesaret kaynağıdır. Bu nedenle Türkiye, İsrail meselesine tarafsız olamaz. Mesele, sadece Hamas’ı savunmak değil; mesele, coğrafyanın tamamının geleceği meselesidir. İsrail eğer Filistin meselesinde devlet gibi davranıyor olsaydı, onunla masaya oturulurdu. Ancak İsrail işgal ediyor, bir kavmi ve bir soyu yok ediyor. Ve bu son olmayacak.

Osmanlı çöküşünden başlayarak kurgulanan bu. İsrail’e devlet kurma süreci ne zaman duracak, ne zaman bitecek? Tahmini olan var mı? Daha ne kadar insan yok edilecek, daha kaç ülkenin topraklarından toprak koparılacak?

Türkiye, yeni düzende eğer uzun vadeli düşünerek siyaset inşa etmezse, 100 sene geçmeden sorun kapıya dayanır. Tam da bu sebepten Türkiye duygusal davranmıyor, İsrail meselesine Anadolu coğrafyasının geleceğini tehdit eden unsur olarak bakıyor. Ve bakmak zorunda!

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *