Orta Doğu’daki durumu görüşmek üzere olağanüstü toplanan BM Güvenlik Konseyi(BMGK)’nde birçok konuşma yapıldı. Abbas yönetimi BM Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, “Dünya ne zaman ateşkes için baskı yapsa, İsrail buna katliamla karşılık veriyor.” dedi. Rusya temsilcisi ise, Güvenlik Konseyi’nin 14 üyesi de ABD’nin rehinesi haline gelmiştir dedi.
BMGK’de Gazze gündemiyle gerçekleştirilen olağanüstü oturumda uluslararası topluma Gazze için harekete geçme çağrıları yapıldı.
Filistin temsilcisi
BM Filistin Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, “Dünya ne zaman ateşkes için baskı yapsa İsrail’in (Tabiin) okulundaki gibi bir katliamla karşılık vermesi tesadüf değil. Bir öncekinden daha çirkin bir mesaj veriyor ve durmayacağını ifade ediyor.” şeklinde konuştu.
Mansur, “Derhal ateşkes çağrısı yapan uluslararası fikir birliğini memnuniyetle karşılarken, İsrail’in bu fikirle başa çıkmak için veto yetkisini kullandığı açık. Bu sona ermeli. İsrail dünyaya meydan okumaya devam edemez.” ifadelerini kullandı.
Cezayir temsilcisi
BM Güvenlik Konseyi’nin Filistin halkına destek olma konusunda daha etkin adımlar atması gerektiğini vurgulayan Cezayir’in BM Daimi Temsilcisi Amar Bendjama, konseyin uluslararası barış ve güvenliği sağlama görevinin bir parçası olarak okul saldırılarına karşı ciddi önlemler alması gerektiğini belirtti.
Bendjama Gazze’de acilen ateşkes ilan edilmesi çağrısında bulunarak, bu yöndeki arabuluculuk çabalarına Cezayir’in tam destek verdiğini ifade etti. Temsilci, İsrail’in Gazze’nin Daraj mahallesinde bir okulu bilinçli olarak hedef aldığını, bu saldırının son iki günde vurulan üçüncü okul olduğunu ve uluslararası toplumun da teyit ettiği üzere, binanın siviller tarafından kullanıldığını söyledi. BM Genel Sekreteri’nin, okulun yüzlerce yerinden edilmiş Filistinli aileyi barındırdığını açıkça belirttiğini aktardı. Bendjama, İsrail’e yapılan yoğun finansal ve askeri destek olmadan bu tür katliamların gerçekleşemeyeceğini de ekledi.
Rusya temsilcisi
Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Dmitriy Polyanskiy, Gazze Şeridi’nde ateşkes lehine herhangi bir eylemi engelleyen ABD’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni (BMGK) rehin aldığını söyledi.
Gazze’ye saldırılarını sürdüren İsrail’e toplam değeri 20 milyar doları aşan silah ve mühimmat satışına onay veren ABD’nin İsrail’i desteklemesi nedeniyle BMGK’nin bugüne kadar Ortadoğu’da tırmanan krize net bir yanıt geliştiremediğine vurgu yapan Polyanskiy, BM Güvenlik Konseyi’nin, giderek durumun daha da kötüye gittiğine dikkat çekmekten ve bu konudaki endişelerini dile getirmekten başka bir şey yapamayan pasif ve güçsüz bir gözlemciye benzediğini söyledi.
“Daha fazlasını söylemek gerekirse, Güvenlik Konseyi’nin 14 üyesi de acil bir ateşkes lehine herhangi bir eylemi engelleyen ABD’nin rehinesi haline gelmiştir” diyen Polyanskiy, aynı zamanda Güvenlik Konseyi tarafından daha önce kabul edilen ve bölgede aşamalı bir ateşkes öngören kararı da eleştirerek, bu aşamaların hiçbirinin gerçekleşmediğini ve şimdi hepsinin kesinlikle gerçeküstü göründüğünü belirtti.
Polyanskiy, konuşmasının devamında, ‘Ne yazık ki bu gerçeküstücülüğün altında BM Güvenlik Konseyi de imzası var” ifadelerini kullandı.
Çin temsilcisi
Çin’in BM Daimi Temsilcisi Fu Cong, “Sivillerin sığındığı okulu defaatle bombalamak korkunç bir eylemdir. Son 10 ay içerisinde Gazze’de milyonlarca insan, evlerinin yıkıldığını gördü, sevdiklerinden ayrılmak zorunda kaldı ve huzurlu bir köşe arayışıyla yer değiştirmek zorunda kaldı. Fakat her seferinde, ayrım gözetmeyen bombardımanlarla karşı karşıya kaldılar. Şu anda, Gazze’de hiçbir yer güvenli değil” dedi.
Çin’in İsrail’i tüm illegal yerleşim faaliyetlerini derhal durdurmaya çağırdığını da vurgulayan Büyükelçi Fu Cong, İsrail’i iki devletli çözümü zedeleyecek adımlara son vermeye davet etti.
ABD temsilcisi
ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield ise 10 Ağustos’ta İsrail ordusunun Gazze’deki bir okul ve camiyi içeren komplekse düzenlediği saldırı nedeniyle yaşanan sivil kayıplara ilişkin raporlardan endişe duyduklarını söyledi.
Thomas-Greenfield, “Endişelerimizi İsrail’e ilettik. Hamas ve Filistin Cihadı’nın üst düzey yetkililerini hedef aldıklarını belirttiler. Uluslararası insancıl hukuk çerçevesinde, sivilleri korumak için ellerinden gelen her şeyi yapmaları gerekiyor” dedi.
İsrail’in Hamas ile mücadele etmeye hakkı olduğunu iddia eden Thomas-Greenfield, “Fakat bunu nasıl yaptığı önem arz ediyor. Defaatle ve tutarlı bir şekilde ifade ettiğimiz üzere, İsrail’in sivil kayıpları minimize etmek için tedbir alması gerekiyor” dedi.
ABD’nin Orta Doğu’da başlıca hedefinin gerginliği düşürmek ve bölgesel bir çatışmadan kaçınılmasını sağlamak olduğunu vurgulayan Büyükelçi Thomas-Greenfield, “Bunun yolu, Gazze’de acil bir ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılmasını sağlamaktan geçiyor” dedi.
BM Direktörü
BM Güvenlik Konseyi’nde, Gazze’de yaşanan son gelişmelerle ilgili konuşan, Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) İnsani Yardım Finansman ve Kaynak Nakil Birimi Direktörü Lisa Doughten, İsrail Ordusunun hedef aldığı okullarla ilgili detaylara değindi.
Gazze Şehri’ndeki Et-Tabiin Okulu’na yapılan saldırı için, “Ne yazık ki bu, münferit bir olay değildi.” ifadesini kullanan Doughten, “İlk raporlar bunun, çatışmaların başlangıcından bu yana yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir okula yönelik gerçekleşen en ölümcül saldırılardan biri olduğunu gösteriyor.” diye ekledi.
Lisa Doughten, saldırının İsrail Ordusu tarafından “sabah namazı esnasında” gerçekleştirildiğinin altını çizerken, en az 100 kişinin hayatını kaybettiği okul saldırısından “büyük dehşet duyduklarını” dile getirdi. BM Direktörü, bu tür saldırıların “giderek artan bir sıklıkla gerçekleştiği” bilgisini paylaştı.
Gazze’de, 3-4 Ağustos tarihleri arasında 48 saat içinde üç ve 8 Ağustos’ta iki okulun İsrail ordusu tarafından vurulduğunu ifade eden Lisa Doughten, bunları 10 Temmuz’da Et-Tabiin Okulu’na yapılan saldırının takip ettiğini bildirdi.
Lisa Doughten, “Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre, Gazze’deki aralıksız şiddet şimdiye kadar yaklaşık 40 bin Filistinlinin ölümüne ve 90 binden fazla kişinin yaralanmasına neden oldu. Yaklaşık 10 bin kişi kayıp ve enkaz altında gömülü oldukları düşünülüyor.” sözlerini kaydetti.
BM Direktörü Lisa Doughten, Gazze’deki yıkımı ve sürekli yenilenen tahliye emirlerini eleştirdiği konuşmasında, “Bu savaş hayatları, hayalleri ve gelecekleri yok ediyor” ifadesine yer verdi.
Doughten, “Gazze’deki sağlık durumu kritikliğini koruyor ve sağlık sistemi zar zor işlevsel, yaralılara ve hastalara; doğum yapan kadınlara ve hızla yayılan hastalıklara karşı cesur ama sınırlı destek sağlıyor.” dedi.
BM’nin son analizine göre, konut binalarının yüzde 60’ından fazlasının ve yol ağının yüzde 65’inin tahrip edildiğini belirten Doughten, “Sadece iki hafta içinde çeyrek milyondan fazla insan, çoğunlukla birden fazla kez olmak üzere yerinden edildi. Sivil halkın güvenliği için olduğu iddia edilen tahliye emirlerinin tam tersi sonuçlar verdiği açıkça görülüyor.” diye ekledi.
Lisa Douhgten konuşmasında, “Tekrar etmekte fayda var: Gazze’de siviller için hiçbir koruma yok. Gazze’deki amansız kitlesel yer değiştirmenin yanı sıra binlerce Filistinli de ayrıldı ve daha fazlası da gitmeye çalışıyor.” ifadelerine yer verdi.
İsrail’in yardımlar konusunda sürekli sorun çıkararak, sivillerin yeterli sağlık, gıda ve hijyen malzemelerine erişimini engellediğini aktaran Doughten, Güvenlik Konseyi Başkanına, “El Tabiin Mektebi’ndekine benzer daha kaç felaket yaşanmalı ki harekete geçilsin?” diye seslendi.
BM Genel Sekreter Yardımcısı
Toplantıda konuşan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary DiCarlo da, “Bu toplantıya sebep olan Gazze Şehri’ndeki Et-Tabiin Okulu’na yönelik yıkıcı İsrail saldırısı, bir kez daha ateşkes sağlanması, rehinelerin serbest bırakılması ve Gazze’ye insani yardımın artırılması için umutsuz bir ihtiyaca işaret ediyor.” sözlerine yer verdi.
Okul kompleksine İsrail’in 10 Ağustos’ta, “erken saatlerde” saldırdığının altının çizen DiCarlo, saldırıda “onlarca Filistinlinin öldürüldüğünü, kadın ve çocuklar dahil bir çok kişinin yaralandığını” hatırlattı.
“Genel Sekreter’in dün vurguladığı üzere, ayrımcılık, orantılılık ve saldırılarda tedbir ilkeleri de dahil, uluslararası insancıl hukukun her zaman gözetilmesi gerekir.” diyen Dicarlo, Gazze Şeridi’nde siviller açısından durumun “felaket” olmaya devam ettiğini ifade etti.
Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary DiCarlo, Güvenlik Konseyi’ndeki hitabında, “Gazze’de hiçbir yer güvenli değil, ancak sivillere giderek küçülen bölgelere tahliye emri verilmeye devam ediyor.” sözlerine yer verdi. DiCarlo, “Savaşın başlamasından bu yana 10 ay geçti. Bölgesel tırmanışın daha da artacağı tehdidi her zamankinden daha elle tutulur ve ürkütücü.” değerlendirmesinde bulundu.
Gazze’de yaşananlar nedeniyle Lübnan-İsrail arasındaki Mavi Hat’ta karşılıklı saldırıların sıklaştığına işaret eden DiCarlo, çatışmanın bölgeye yayılma ihtimaline vurgu yaptı.
Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary DiCarlo, “İşgal altındaki Batı Şeria’da ve Doğu Kudüs’te kötüleşen duruma ve devam eden şiddete sürekli dikkat gösterilmesini rica ediyorum.” ifadelerine yer verdi.
DiCarlo, “Daha büyük bir felakete doğru gidiş durdurulacaksa, taraflar tüm tırmandırıcı söylem ve eylemleri sonlandırmalıdır. Genel Sekreter’in (Antonio Guterres), uzun vadeli barış ve istikrar adına bölgesel gerginliğin azaltılması için herkesin güçlü bir şekilde çalışması çağrısını yineliyorum.” dedi.
Mısır, Katar ve ABD’nin, Gazze’de ateşkesi sağlamak için ortaya koyduğu çabaları desteklediğini belirten Rosemary DiCarlo, tüm tarafları “sivillerin korunmasına öncelik vermeye” çağırdı. DiCarlo, sözlerini şöyle tamamladı:
“Ancak bu hedeflere ulaşma çabaları devam ederken, tartışmasız kabul ettiğimiz bir gerçeği göz ardına atamayız, İsraillilerin meşru güvenlik ihtiyaçlarının gerçekleştiğini ve Filistinlilerin tam bağımsız, yaşayabilir ve egemen bir devlete yönelik meşru özlemlerinin gerçekleştiğini gördükleri bir geleceğe doğru net bir yol olmadığı sürece, Orta Doğu’da kalıcı barışa ulaşmak zor olmaya devam edecektir.”
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *