Liman projesi hayata geçirildiği takdirde, 1948’den bu yana Gazze’ye İsrail veya Mısır kontrolünde olmayan ilk giriş yapılmış olacak. Ancak Netanyahu hükümetinin Biden’ın projesine karşı çıkmaması İsrail’in kontrolünün olacağına işaret ediyor.
TRT Haber’den Selami Kökçam’ın haberi
ABD Başkanı Joe Biden’ın Gazze Şeridi’ne insani yardım ulaştırmak amacıyla geçici liman kurulacağını açıklaması, İsrail tarafından verilemesi beklenen olumsuz tepkiyi almadı. Benyamin Netanyahu liderliğindeki savaş kabinesinin sessizliği, daha fazla insani yardım gerekçesiyle kurulacak geçici liman konusunda soru işaretlerini de artırdı.
Washington ile Tel Aviv arasında savaşın gidişatı, takas anlaşması ve geçici ateşkese ilişkin tartışmalarda yaygın ve kabul edilenin aksine, anlaşmazlıklar yaşanıyor. Ancak savaş kabinesindeki bakanlardan hiçbiri, özellikle ABD’nin bu adımına karşı çıkmadı. Halbuki, Tel Aviv’e her türlü silah yardımında bulunan Washington, insani gerekçelerle yaptığı eleştirilere bile çok sert cevaplar alıyordu.
Geçici liman İsrail için ne anlama geliyor?
Liman projesi hayata geçirildiği takdirde, 1948’den bu yana Gazze’ye İsrail veya Mısır kontrolünde olmayan ilk giriş yapılmış olacak.
Ancak Netanyahu hükümetinin Biden’ın projesine karşı çıkmaması İsrail’in kontrolünün olacağına işaret ediyor. İsrail, geçici liman üzerinden Gazze’ye giren ve çıkan her şeyden sorumlu veya en azından denetleyicilerden biri olacak.
Diğer yandan geçici liman, İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz’ın geçtiğimiz ocak ayında Brüksel’de düzenlenen Avrupa Dışişleri Bakanları toplantısında sunduğu, Gazze kıyılarında, 8 kilometrekarelik bir alana sahip, yaklaşık yarım milyon Filistinliyi Gazze’den taşımak için kullanılabilecek “yapay ada” projesiyle uyumlu.
Biden’ın bu projesi, İsrail ordusunun, Gazze’nin kuzeyini güneyinden ayırmayı amaçlayan Zeytun mahallesindeki işgal projesine ek olarak, BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’nın (UNRWA) altyapısını kasıtlı olarak ortadan kaldırması ve sivil toplum kuruluşlarına ait yardım alt yapısını yok etmesinden sonra geldi.
Zaten uzmanlar da Netanyahu hükümetinin 2005’ten önce var olan işgal yapısını yeniden etkinleştirmesi nedeniyle geçici liman projesinin İsrail’in Gazze’de devam eden işgal süreciyle uyumlu olduğunu değerlendiriyor.
Öyle ki, geçici liman projesi ile İsrail’in Gazze’yi bölme planlarındaki uyumluluk dikkat çekiyor.
Yine İsrail’in Gazze’yi kuzey ve güney olarak ikiye bölme planının uluslararası topluma “geçici liman” vesilesiyle kabul ettirme çabası da Biden yönetimine bu konuda ses yükseltmemesinin en büyük nedenlerinden biri. Bilindiği üzere Kerem Ebu Salim sınır kapısı üzerinden kuzey Gazze’ye girecek insani yardımlar aşırı sağcı Yahudilerin eylemleri nedeniyle sağlanamadı.
İşte, İsrail’in geçici liman konusundaki sessizliği, kuzeyin güneyden ayrıldığı sözde yeni gerçekliğin uluslararası alanda tanınması stratejisine dayanıyor olabilir.
Geçiş iki yönlü mü olacak?
Araştırmacılar ve uzmanlar, ABD’nin geçici limanının Gazze’den zorunlu göç için de kullanılabileceği ihtimali üzerinden duruyor. Buna göre, geçici liman çift taraflı çalışacak. İnsani yardımlar kente girerken, Gazzeliler de tahliye edilebilecek.
İsrail’in Biden’ın geçici liman projesine neden karşı çıkmadığına işaret eden bu önemli iddia, önümüzdeki günlerde daha çok tartışılacaktır. Ancak şu net olarak biliniyor; Tel Aviv yönetimi, Gazze’de binlerce masum sivili katlederken, yüz binlerce insanı açlığa mahkum ederken en önemli amaçlarından biri Gazzelileri topraklarından etmekti.
Kuzeyden, güneye, oradan da Mısır’ın Sina Yarımadası’na gönderme planları hem uluslararası toplum hem de Kahire’nin sert tutumu nedeniyle gerçekleştirilemedi.
Öte yandan geçici liman projesinin Gazze’deki çatışmaları uzatacağı ve İsrail’e planlarını uygulama fırsatı doğuracağı da beklentiler arasında. Hem Mısır hem de İsrail üzerinden, karadan yardım seçenekleri varken geçici liman projesinin tercih edilmesi, İsrail’in planlarıyla örtüşüyor. Zira, ABD aracılığıyla uluslararası toplum İsrail’in oluşturduğu yeni Gazze gerçekliğini kabul ediyor.
ABD ne istiyor?
ABD Başkanı Joe Biden uluslararası kamuoyunun yoğun baskısı altında. Zira, kendilerinin de dile getirdiği üzere Tel Aviv’e silah göndermeye devam ediyorlar.
Peki, hem silah göndermeyi bırakmamak hem de insani yardım için geçici liman fikrini ortaya atmak ne kadar gerçekçi?
Esasında konunun kasım ayında ABD’de gerçekleştirilecek başkanlık seçimleriyle doğrudan ilgisi var. Biden’ın da mensubu olduğu Demokrat Parti içerisindeki liberallerin “İsrail’e silah vermeyin” baskısı ABD yönetimini adım atmaya zorluyor.
Cumhuriyetçi aday Donald Trump’ın anketlerde öne çıkması ve Beyaz Saray’ı geri alma ihtimali, Biden yönetimini Netanyahu karşıtı söylemlerde bulunmaya itiyor. Bunu yaparak ülkedeki Müslümanların öfkesini dindirmeye çalışıyor Biden.
Diğer yandan ABD’nin Gazze’deki savaşı bitirmeye yönelik bir niyetinin olmadığı da geçici liman projesiyle bir kez daha ortaya çıktı.
ABD İsrail’e silah vermeyerek ya da nüfuzunu kullanarak dünyanın en büyük açık hava hapishanesi olan kentteki vahşeti durdurabilecekken, geçici liman kurarak, insani yardım yoluyla uluslararası öfkeyi yönlendirmeyi ve başarabilirse dindirmeyi amaçlıyor.
Bu durum, Netanyahu liderliğindeki savaş kabinesine planlarını uygulama konusunda uygun bir ortam sağlıyor.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *