Gazze Şeridi’ne 7 Ekim’den bu yana düzenlediği saldırılarla şu ana kadar 23 bini aşkın Müslümanı şehid eden siyonist rejim, binlerce yıllık tarihi yapıları da yıkarak Filistinlileri köksüzleştirmeye çalışıyor.
Gazze’deki Filistinlileri binlerce yıl öncesine bağlayan ve bu bakımdan onlar için büyük bir anlam taşıyan tarihi yapılar ve mekanlar işgal rejiminin saldırılarının hedefi oluyor. Bu mekanların başında, Gazze Şeridi’nin kuzeydeki Gazze kentinin Eski Şehir bölgesinde yer alan ve düşman saldırıları öncesine kadar iktisadi ve sosyal hayatın kalbinin attığı yapılar geliyor.
Yıkılan “tarihte” yolculuk
AA kameraları, geçmişle geleceği birleştiren ancak bugün molozlardan ötürü yürümenin dahi zor olduğu Eski Şehir bölgesinin geldiği noktayı gözler önüne serdi. Görüntüler, bir zamanların en işlek mekanlarından Zaviye Çarşısı, Kaysariyye Çarşısı, Büyük Ömeri Camisi, Katib Vilaye Camisi ve Aziz Porphyrius Kilisesi’ndeki yıkımın büyüklüğünü ortaya koydu.
Gazze’deki Eski Şehir’e Filistin Meydanı’ndan giriş yapılıyordu. Burada bulanan dükkanların kepenkleri gece geç saatlere kadar kapanmazdı. Meydanın ortasında Gazze şehrinin sembolü olan küllerinden doğan “anka kuşu” heykeli bulunurdu. Bugün ise bu meydan, İsrail buldozerlerinin yaptığı kazılar sonucu oluşan molozların altında kaldı.
İlk durak “Zaviye Çarşısı”
Filistin Meydanı’ndan doğu yönünde ilerleyince Gazze kentinin en eski çarşılarından biri Zaviye Çarşısı karşılardı insanları. Baharat, et, balık, sebze, meyve ve oyuncak gibi çeşitli ürünlerin satıldığı sokaklarıyla Zaviye Çarşısı, özellikle ramazan ayında halkın yoğun rağbet gösterdiği tarihi bir mekandı. Ancak bugün bu çarşıdaki dükkanların çoğu ya yıkıldı ya da yandı.
Bir zamanlar her bir sokağından ayrı kokuların geldiği tarihi çarşıdan artık açlıktan ya da saldırılar nedeniyle ölen hayvanlardan yayılan ölüm kokusu geliyor.
Gazze ekonomisinin atan kalbi “Kaysariyye Çarşısı”
Rivayete göre Kaysariyye Çarşısı’nın tarihi Roma dönemine kadar uzanıyor. O dönemde atlar için ahır olarak inşa edilen yapı daha sonraları Memlukler döneminde bugünkü kubbeli mimari yapısını kazandı.
1948’deki Nekbe’den öncesine kadar “dericiler çarşısı” olarak işlev gören Kaysariyye, bu tarihten sonra altın ve mücevher satılan bir çarşı halini aldı ve adı da “Kuyumcular Çarşısı” olarak bilinir oldu.
Üstü kapalı olan çarşının dar sokağında sağlı sollu toplamda 44 kuyumcu dükkanı bulunuyordu. Bir zamanların ışıltılı bu mekanı da artık moloz yığınına döndü.
Kaysariyye Çarşısı’nda kuyumcu dükkanı olan Filistinli İyad Hamdi Basal, “Bu mekan bizim için çok şey ifade ediyor. Burası geçim kaynağımız ve iş yerimiz olmasının yanı sıra tarihi bir mekandı.” diyerek çarşıyla kurdukları bağın ne denli güçlü olduğunu anlattı.
İyad Hamdi Basal, “Bu mekanla kurduğumuz bağ sadece iktisadi bir ilişki değil. Burada tarihi bir ilişki de söz konusu. Buranın kadim bir geçmişi var. Binlerce yıldan beri babadan oğula buralarda yaşadık. Ama artık karşımızda sadece bir yıkım var. Dükkanım moloz yığınına döndü. Sözler kifayetsiz. Manzara her şeyi anlatıyor.” dedi.
Büyük Ömeri Camisi
Kaysariyye Çarşısı’yla bütünleşen ve onun bir uzantısı şeklindeki bir diğer yapı ise Büyük Ömeri Camisi. Yaklaşık 1400 yıllık geçmişi olan Ömeri Camisi, Gazze’deki en eski, Filistin genelinde ise Kudüs’teki Mescid-i Aksa ve Akka’daki Ahmed Cezzar Paşa Camisi’nden sonra 3. büyük cami olma özelliğini taşıyordu.
Avlusuyla birlikte yaklaşık 5 bin 300 metrekarelik alana kurulu cami, 38 mermer sütunuyla farklı dönemlerin mimari güzelliğini yansıtıyordu.
Gazze’deki Filistinlilerin “küçük Mescid-i Aksa” olarak da tanımladığı cami, ramazan ayında yoğun olarak insanların ibadet için tercih ettiği bir yer olarak dikkati çekiyordu. Ama düşman uçaklarının geçen aralık ayında düzenlediği hava saldırısında caminin minaresi, arka bahçesi ve ana binanın büyük kısmı yıkıldı.
Porphyrius Kilisesi ile Katib Vilaye Camisi de yıkıldı
İşgal ordusunun Eski Şehir’de gerçekleştirdiği yıkım bununla da sınırlı kalmadı. Eski Şehir’in güney tarafındaki camiler ve kiliseler de büyük zarar gördü.
Ez-Zeytun Mahallesi’nin kuzey girişinde yer alan birbirine bir duvarla bağlı Aziz Porphyrius Kilisesi ile Katib Vilaye Camisi bu yapılardan sadece ikisi.
İlk inşası MS 425 yılına dayanan, bugünkü halini ise 12. yüzyılda alan Porphyrius Kilisesi’nin dünyanın en eski üçüncü kilisesi olduğu söylenmekteydi. Kumtaşından yapılmış dört duvar ve taş payandanlar üzerinde yükselen kafes kirişli tavanıyla kilise son olarak 2020’de restore edilmişti. Ancak 19 Ekim 2023’te uğradığı saldırıda büyük zarar gördü.
Kiliseyle bir duvarı ortak olan Katib Vilaye Camisi de Gazze’nin en önemli tarihi yapılarından biri olarak kabul ediliyordu. 377 metrekarelik bir alana kurulu cami, 9’uncu Memluk Sultanı Muhammed bin Kalavun’un üçüncü saltanat döneminde 1325 yılında inşa edilmişti.
Bugün tüm bu tarihi yapı ve eserlerden geriye sadece taş yığınları kaldı. İnsanlığın binlerce yıllık emeğiyle oluşan, medeniyetin timsali bu yapılar düşman saldırılarında yerle bir oldu.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *