AKP Sözcüsü Ömer Çelik, “Hilafet bayrağı” tartışmalarını değerlendirirken, Hilafetin tarihsel olarak da geçerliliğini yitirdiğini öne sürdü, “Türkiye Cumhuriyeti’nin rejimi, anayasal düzeni devlet tarafından korunuyor. Anayasal düzen burada esastır. Hilafet bayrağı diye bir bayrak yok.” ifadelerini kullandı. Çelik, temel meselelerinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, laik vasfının güçlendirilmesi olduğunu belirtti.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Habertürk televizyonunda katıldığı yayında, gündemdeki konuları değerlendirdi.
İstanbul’da düzenlenen “Şehitlerimize Rahmet, Filistin’e Destek, İsrail’e Lanet” yürüyüşünün ardından “Kelime-i Tevhid” bayrağı taşıyan bir kişiye yumruklu saldırıda bulunulması, ardından başlayan “hilafet” tartışmalarına ilişkin soru üzerine Ömer Çelik şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu, hem cahillik hem barbarlık, Kelime-i Tevhid bayrağıyla hilafet bayrağının ne ilgisi var. İlgili kişi, Gazze mitingine katılmış, İsrail’i lanetlemiş, Filistinlilere sahip çıkmış. Elinde Kelime-i Tevhid, ‘la ilahe illallah Muhammedün Resulullah’ yazan bir bayrak var diye, ‘bu bir hilafet talebidir ve anayasal düzene karşı kalkışma suçudur, o mitingde bu bayrağı taşıyanların hepsi de böyle yapmıştır’ diyorlar. Bu absürt, saçma, mantıksızlık zincirini üretenler de barolar. Suç duyurusunda bulunuyorlar, bunlara izin veren İstanbul Valisi’ne de suç duyurusunda bulunuyorlar.”
‘Rejm değişikliğine karşıyız’
“Hilafet” tartışmalarına yönelik soru üzerine de Ömer Çelik, böyle bir gündemlerinin asla olmadığının, rejim değişikliği meselesine de sonuna kadar karşı olduklarının altını çizdi.
Ömer Çelik, Anıtkabir’de bir kişinin Cumhuriyet rejimine karşı slogan atmasına da değinerek şöyle devam etti:
“Niye Anıtkabir’de birisi bu sloganı atar, bunun herhangi bir şekilde doğal olmasını kabul etmek mümkün mü? Bu memlekette maalesef fay kırıklarına oynayan pek çok eylem, söylem geliştiriliyor ama zaman içerisinde gördük ki toplumumuz, bütün bunları aşacak olgunlukta. Bunlar defalarca görüldü, Türkiye’yi belli bir atmosfere sokmak isteyen, özellikle seçimlere dönük olarak yapılmak istendiğinde…
Biz en önemli mücadelemizi şan ve şerefle Cumhuriyet’imizin demokrasiyle taçlanması, demokrasinin önündeki vesayetin, engellerin kaldırılması için verdik. Bizim bugün temel meselemiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olma vasfının güçlendirilmesinden ibarettir.”
Ömer Çelik, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin demokrasiyle taçlanmasının mücadelesini verdiklerinin altını çizdi.
‘Aramızda hilafet konuşmuyoruz’
“AK Parti içerisinde, kendi aranızda hilafet konuşmuyorsunuz o zaman” şeklindeki değerlendirme üzerine Ömer Çelik, “Ben bugüne kadar böyle bir şeye hiç rastlamadım, hiçbir yerde de gündeme gelmedi. Mesela, bazı farklı konularda uzmanları dinliyor, konuşuyoruz. En son yakın zamanlarda bazı hocalarımızı çağırıp, kuantum fiziği konuştuk. Her konuda uzman birisi olduğunda zaman zaman çağırıp, konuşuyoruz ama hiç böyle bir tartışma duymadım, herhangi bir şekilde böyle bir konu gündeme gelmedi. Ancak demokrasinin toplumsal hayatta daha derinleşmesi, şehir siyasetiyle demokrasi ilişkisinin daha güçlü kurulması için neler yapmak gerektiğine dair çok kapsamlı konuşmalar yaptık.” diye konuştu.
Sözcü Ömer Çelik, üniversitelerde bazı gençlerin kendilerini ifade etmek, istediğini söylemek konusunda endişeler yaşadığını söylediğinin belirtilmesi üzerine, nefret suçu ve nefret siyaseti olmadığı müddetçe her konunun rahatça konuşulabilmesi gerektiğini vurguladı.
‘Hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti’
Türkiye’de gençlerin kendini ifade edebilmesi için birçok çalışma yaptıklarını ve yapmaya da devam edeceklerini belirten Ömer Çelik, Türkiye Yüzyılı’nın aynı zamanda gençlerin yüzyılı olduğunu, ifade hürriyeti, kendini ifade etme kabiliyetinin gelişmesinin, ülkenin bekası, milletin geleceği açısından da büyük önem taşıdığını savundu. Ömer Çelik, şöyle konuştu:
“Ön yargılarımız, adlarımız, meşreplerimiz, mezheplerimiz, ideolojilerimiz farklı olabilir, hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti’dir. Bu çatı hepimiz için büyük bir nimettir. Etrafımıza bakalım, kan, gözyaşı var, sandık, demokrasi, Cumhuriyet yok. Önce sahip olduklarımız üzerinden gidelim, bunlara sahibiz ve bunlar üzerinde titizlenelim. Ortak değerlerimizi birbirimizi ayrıştırmak için değil birbirimizi kucaklamak, el sıkışmak için değerlendirelim. Yumruk yumruğa konuşacağımız bir şey yok.”
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *